Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6872 E. 2020/2109 K. 04.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6872 Esas
KARAR NO: 2020/2109 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/05/2017
NUMARASI: 2016/414 E. – 2017/535 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/12/2020
BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ tarafından verilen 10/05/2017 tarihli kararına karşı davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine istinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıdan döşemelik kumaş alıp karşılığında davacıya fatura düzenlendiğini, borca ve fatura bedellerine karşılık … Bankası A.Ş. Vişne Caddesi Şubesine ait keşide yeri Bursa olan ve davalı namına yazılı 31/03/2016 keşide tarihli 100.000,00 TL bedelli, 31/04/2016 keşide tarihli 100.000,00 TL bedelli, 31/05/2016 keşide tarihli 150.000,00 TL bedelli, 31/06/2016 keşide tarihli 150.000,00 TL bedelli, 31/07/2016 keşide tarihli 150.000,00 TL olmak üzere toplam 650.000,00 bedelli çekler verdiğini, buna rağmen davalının müvekkili aleyhine Bursa …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı ve faturalara dayalı icra takibi başlatığını, verilen çekler nazara alındığında çek bedelleri takip bedelinden fazla olduğundan, taraflar arasındaki C/H hesabı da nazara alındığında müvekkilinin davalıya borçlu bulunmadığını beyanla icra takibinden dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile %20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının icra takip dosyasına dilekçe sunarak borcu kabul edip itirazdan feragat ettiğini, davacının toplam borcunun 675.000,00 TL olduğunu, verilen çekler böylece toplam borcu karşılamadığını, çeklerden de keşide günü gelenlerden tahsilat yapılmadığını, ikrar edilmiş borca karşılık menfi tespit davası açılmasının kötü niyetli olduğunu, davacı tarafından verilen çekler ödenmediğinden ödenmiş gibi hesaptan düşülemeyeceğini, çekleri de iade etmeye hazır olduklarını, bu nedenle davanın reddi ile %20 tazminata karar verilmesini savunmuştur.
MAHKEME KARARI; Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/05/2017 tarihli 2016/414 Esas-2017/535 Karar sayılı kararıyla; “Davanın reddine, Yasal şartları oluşmadığından ve takip durdurulmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin takip tarihi itibarıyla borcunun bulunmadığını, davalının çekleri aldıktan sonra çeklerin ödeme günleri gelmeden 18/02/2016 tarihinde faturalara dayanarak ilamsız takip başlattığını, cari ilişkiye dayalı fatura bedellerinin çeklerle ödendiğini, davalının çekleri kabul ederek teslim aldığını, davalının kötüniyetli olduğunu, takip tarihi itibarıyla müvekkilinin borçlu bulunmadığını, cari hesabın kat edilmediğini, müvekkilinin temerrüte düşürülmediğini, muaccel olmamış bir borç hakkında faiz istediğini, -mahkemenin “cari hesap borcuna mahsuben verilen ancak ödenmeyen çekler” den gerekçesinde bahsetmişse de, 6273 Sayılı Kanuna eklenen 3/5 maddesinde 31/12/2017 tarihine kadar üzerinde yazılı ödeme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazının geçersiz olacağı öngörülmekle, gerekçenin hukuka aykırı olduğunu, -mahkemenin gerekçesinde, takip kesinleştikten sonra, kesinleşme tarihinden önceki sebeplere dayanarak borca itiraz edilmesinin makul olmadığını belirtmişse de, takibin kesinleşmesinin salt bir borcun göstergesi olamayacağını, mahkemenin gerekçesinde ; “çeklerin keşide tarihlerinin borcun kabul edildikten sonra olmasından dolayı davanın başından beri haksız olduğu düşünülebilir” denilerek, faturalara karşı çek verilmiş olmasının, cari hesaba dayanılarak takip yapılmasına engel teşkil etmeyeceği söylenmişse de bunun kabulünün mümkün olmadığını, -dava tarihinde de çeklerin hiçbirinin ödeme günü gelmediğini, davalının faturalara karşılık çek aldığını ödeme gününü beklemesi gerektiğini, beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesine karşı cevap vermemiştir.
DELİLLER; Bursa … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine, 17 adet faturaya dayalı olarak, 425.000 TL Asıl Alacak ve 43.497,01 TL işlemiş yasal faiz alacağı olmak üzere toplam 468.497,01 TL ‘nın asıl alacağa değişen oranlarda yasal faiz uygulanarak tahsili talebiyle ilamsız takip başlattığı, borçlu … tarafından icra dosyasına 18/02/2016 tarihinde dilekçe ibraz ettiği, “takipten haricen haberdar olduğunu, ödeme emrini Müdürlükte elden tebliğ edeceğini, takibe itirazının bulunmadığını, İİK 20. Madde gereğince lehine bütün sürelerden feragat ettiğini” beyan etmiştir. Mahkemece alınan 09/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda; taraf defterlerinin usule uygun biçimde tutulduğunu, açılış ve kapanış tasdiklerinin mevzuata göre yapıldığını, tarafların düzenleyip birbirlerine gönderdikleri faturaların defterlere karşılıklı uyum içinde işlendiğini, icra takibinin 2015 yılına ait 17 faturadan kaynaklanan 425.000.TL tutarlı alacağın tahsili için başlatıldığını, bu faturaların tamamının davacı kayıtlarında yer aldığını, davalı kayıtlarına göre 675.460,51.TL bakiye borç bulunmasına rağmen davacı kayıtlarına göre bakiye borcun 46.785,96.TL olduğunu bildirmiştir. Rapora göre davalı tarafın davaya konu toplam 650.000.TL tutarındaki çekleri, ödeme günlerinden önce 11/02/2016 ve 18/02/2016 tarihli kayıtlarla davacı aleyhine tekrar borç olarak işlediği, …’tan gelen yazı cevabında … ve … seri numaralı çeklerin koçanda konumunda olduğu ve 02/11/2016 tarihi itibarıyla ibraz kaydına rastlanmadığı, 31/03/2016 tarihli … numaralı 100.000 TL bedelli çekin tazmin bedelinin ödendiği, 31/06/2016 tarihli … numaralı 150.000 TL bedelli çekin tazmin bedelinin ödendiği, 31/07/2016 tarihli … numaralı 150.000 TL bedelli çekin tazmin bedelinin ödendiği, dava tarihi itibarıyla davacının, davalıya 679.995,06 TL borçlu olduğu beyan edilmiştir. Dava 25/03/2016 tarihinde açılmıştır.
G E R E K Ç E: Menfi tespit talepli davada; davacı borçlu vekili, müvekkilinin takibe konu fatura bedelleri karşılığında davalı alacaklıya çeklerle ödeme yaptığını, takip tarihinde çeklerin ödeme tarihinin gelmediğini ancak faturaların takibe konulduğunu beyanla borçlu bulunmadığının tespitini talep etmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Davaya konu Bursa … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde, borçlu … tarafından icra dosyasına 18/02/2016 tarihinde dilekçe ibraz edilerek, takibe itirazının bulunmadığının beyan edildiği, daha sonra 25/03/2016 tarihinde menfi tespit davasının açıldığı anlaşılmıştır. Davacı borçlunun icra dosyasına ibraz ettiği dilekçede açıkça borcun kabulü yönünde beyanda bulunmadığı, takibe itirazının bulunmadığını bildirdiği ve itiraz haklarından feragat ettiği anlaşılmakla, beyan takip hukukunu ilgilendirdiğinden, menfi tespit davası açılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır, mahkeme kararındaki aksi yönde gerekçe yerinde değildir. Mahkemece alınan bilirkişi raporu ile, takibe konu faturaların davacı defterlerinde borç olarak kaydedildiği, daha sonra çeklerin ödeme olarak kaydedilmesi nedeniyle, davacının takip tarihinde 46.785,96 TL borçlu göründüğü, davalı defterlerinde ise takip tarihi itibarıyla davacının 675.460,51 TL borçlu göründüğü, borç-alacak miktar farklılığının davalı defterlerine kaydedilen 650.000 TL tutarlı çeklerin ödeme günlerinden önce 11/02/2016 ve 18/02/2016 tarihli kayıtlarda, “müşteriye iade edilen çekler” açıklamasıyla 5 adet çekin tekrar borç olarak kaydedilmesinden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça fatura borcunun çeklerle ödendiği ileri sürülmüşse de; bankadan gelen cevabi yazıdan, çeklerden ikisinin bankaya ibraz edilmediği, diğer üç adet çekin davalı tarafça cirolanarak dava dışı … Firmasına verildiği, dava dışı … tarafından bankaya ibraz edildiği, sadece tazmin bedeli ödemesinin gerçekleştiği anlaşılmıştır. 09/03/2017 bilirkişi raporu ile, davacının davalıya çeklerle ilgili ödemesinin bulunmadığı, dava tarihinde 679.995,06 TL borçlu olduğu tespit edilmekle, 425.000,00 TL asıl alacak yönünden davanın reddi kararı yerinde ise de, davacı faturalardan dolayı temerrüte düşürülmediğinden, takipte istenen 43.497,01 TL işlemiş yasal faiz yönünden davacının davasında haklı olduğu gözetilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken tümüyle reddine karar verilmesi yerinde görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine, mahkeme kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE 2-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/05/2017 tarihli 2016/414 E-2017/535 K sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine -Borçlu davacının Bursa … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına konu, 43.497,01 TL işlemiş faiz miktarınca borçlu bulunmadığının tespitine, 425.000,00 TL asıl alacağa yönelik menfi tespit talebinin reddine, -Davanın kabul edilen kısmı yönünden takibin kötü niyetle yapıldığı ispatlanamadığından davacı tarafın tazminat talebinin reddine, 4- İlk derece yargılaması yönünden; -Alınması gereken 2.971,28 TL harçtan peşin alınan 8.000,76 TL harcın mahsubu ile, fazla alınan 5.029,48 TL harcın talep halinde davacı tarafa iadesine, -Davacı tarafça yapılan 638,10 TL giderden, kabul ve red oranına göre, 59,24 TL giderin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, -Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden, lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, 6.455,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, -Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden,davanın reddedilen kısmı üzerinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, 37.345,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, -Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılaması yönünden; -İstinaf talebi kabul edildiğinden istinafa geliş aşamasında davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın karar kesinleştiğinde talebi halinde kendisine iadesine, -İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 40,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 126,20 TL’nin, davalıdan alınıp davacıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalı yönünden kesin, davacı yönünden iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 04/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.