Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6854 E. 2020/2114 K. 04.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6854 Esas
KARAR NO: 2020/2114 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/10/2017
NUMARASI: 2016/143 E. – 2017/746 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/12/2020
İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ tarafından verilen 17/10/2017 tarihli kararına karşı davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine istinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 18.09.2015 tarihine kadar davalının bayisi olarak hizmet verdiğini, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi ve ticari alış verişe konu “…” ve promosyonlu satışlar nedeniyle davacı şirketin davalıdan 12.10.2015 tarihli cari hesap tablosu uyarınca 152.727,74 TL alacaklı olduğunu, keşide edilen B.çekmece … Noterliği’nin 08.12.2015 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesine rağmen borcun ödenmediğini, davalı aleyhine İst. … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile 11.01.2016 tarihinde 152.727,74 TL asıl alacak + 954,55 TL işlemiş faiz = 153.682,29 TL bedelli ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibin 26.01.2016 tarihli itiraz ile durduğunu beyanla, haksız itirazın iptali ve takibin devamına, davalının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, karar verilmesini talep etmektedir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında akdedilen 17.04.2011 tarihli Protokol ile Taraflar arasında mevcut dikey anlaşmanın 17.04.2011 itibariyle sonlandırarak, 5 yıllık yeni bir anlaşma yapılmasının kararlaştırıldığını, Protokol’ün “Peşin Satış Destek Primi” başlıklı 6. maddesindeki; “Bayi işbu protokol çerçevesinde, 17.04.2011 tarihinden sonra 5 (beş) yıl süreyle … bayii olarak … amblemi altında ticari faaliyette bulunmayı beyan, kabul ve taahhüt etmiş olup …’da bunun karşılığında Bayi’ye, her sözleşme yılı için 115.000 USD+KDV olmak üzere toplam 575.000 USD+KDV tutarında peşin destek primi ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir” şeklindeki hüküm doğrultusunda davacı tarafından 26.12.2011 tarihli fatura düzenlendiğini, ödemenin 5 yıllık bayilik süresini esas alarak yaptığını, ancak bayilik ilişkisinin 18.09.2015 tarihinde sona erdiğini, ödemenin bu tarihten sonraki döneme isabet eden kısmı karşılıksız kaldığını, bu kısmın davacının cari hesabından 139.390,93 TL olarak düşüldüğünü, ayıca müvekkilince istasyona yapılan yatırımlar için davacının talep ettiği şekilde 20.000 TL+ KDV tutarında fatura düzenlenerek, davacının cari hesabından düşüldüğünü, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu olmayıp, 31.12.2015 tarihi itibariye10.717,49 TL alacaklı olduğunu beyanla, davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına, hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/10/2017 tarihli 2016/143 Esas-2017/746 Karar sayılı kararıyla; ” Tarafların defter incelemeleri sonucunda 26/10/2015 tarihi itibariyle 152.727,74-TL borç/alacak birbirini teyit etmekteyken davalı tarafça düzenlenen 31/12/2015 tarihli 4 Adet fatura sonucunda davalı defterlerine göre 10.717,49-TL alacaklı konuma geçtiği düzenlenen faturalar nedeniyle iş bu davadaki uyuşmazlığın oluştuğu faturaların peşin satış destek primi ödemesinin kullanılmayan kısmına ilişkin iadesi ve ayrıca sabit yatırım bedelinin iadesi nedeniyle düzenlendiği, ilk öncelikle peşin satış destek primi ödemeleri irdelenecek olursa Rekabet Kurulunun düzenleyici işlemlerine göre taraflar arasında 17/04/2011 tarihli protokol imzalanıp bu protokolün 6.mad gereğince ” 17/04/2011 tarihinden sonra beş yıl süreyle ” peşin satış destek primi ödemesi kararlaştırıldığı, buna uygun olarak davacı tarafın 27/12/2011 tarih itibariyle 5 yıllık süre gözetilerek ödeme yapmış olduğu, daha sonra Rekabet Kurulunun düzenleyici işlemlerine uygun duruma getirmek için sözleşmenin revize edildiği fakat bu sözleşme kapsamında peşin satış destek primi ödeme ve sürelerine ilişkin yeni bir düzenleme içermediği, bu nedenle peşin satış destek primi açısından 17/04/2011 – 17/04/2016 tarihleri arasındaki 5 yıllık sürenin baz alınması gerektiği, 18/09/2015 tarihinde bayilik ilişkisi sona ermiş olduğuna göre 18/09/2015 ile 17/04/2016 tarihleri arasındaki peşin satış destek primi ödemesinin davalı tarafça iadesinin istenebileceği ve buna ilişkin 31/12/2015 tarihli düzenlenen faturanın hukuka uygun oldğu, ek rapora bu nedenlerle itibar edilemediği, sabit yatırım bedeli yönünden ise revize edilen sözleşmede sabit yatırım bedeline ilişkin hükmün muhafaza edildiği, Yargıtay ‘ın son içtihatları gözönüne alınarak davalı tarafça bu bedelin iadesinin talep edilebileceği ve 31/12/2015 tarihli 23.600-TL bedelli faturanın hukuka uygun olduğu, faturalar gözönüne alındığında davacı tarafın cari hesaptan kaynaklanan alacağının bulunmadığı ” gerekçesiyle davanın reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Rekabet Kurumu’nun tebliği gereği bayilik sözleşmesinin 18/09/2010 tarihinde kendiliğinden sona erdiğini, davacının tebliğe rağmen kesintisiz şekilde hizmet verdiğini, bayilik ilişkisini sürdürdüğünü, davalı ile 17/04/2011 tarihinde yeniden sözleşme yapılmışsa da, davacının bu sözleşmenin 5 yıllık süresinin Rekabet Kurumu tebliğindeki süreyi 7 ay aştığını fark edip ihtar çektiğinden, bayilik sözleşmesinin 30/01/2014 tarihinde taraflarca (18/09/2020 başlangıç-18/09/2015 bitiş tarihli) yeni bir sözleşme ile revize edildiğini, intifa bitiş süresinin de 18/09/2015 tarihine çekildiğini, davalının haksız şekilde sözleşmenin erken sonlandığı iddiasıyla davacıya yapılan satış desteği ödemesinin 18/09/2015-17/04/2016 taihleri arasına denk geldiğini iddia ettiği kısmın iadesini 31/12/2015 tarihli … nolu 133.390,93 TL bedelli fatura ile talep ettiğini, mahkemenin 24/03/2017 tarihli akademisyen bilirkişi tarafından hazırlanan ek rapora tamamen zıt karar verdiğini, ek raporda intifa bedelinin (peşin satış desdek priminin) iadesini isteyemeyeceğinin beyan edildiğini, kararın hatalı olduğunu, 18/09/2010-17/04/2011 tarihleri arasında verdikleri hizmetin görmezden gelindiğini, -mahkemenin 31/12/2015 tarihli … sayılı fatire 23.600 TL’lık (sabit yatırım bedeli iadesi) ni haklı bulmuşsa da; 15 yıldır toprağın altında gömülü yakıt tankı ve pompa motor değerinin 15 yıllık amortisman düşüldüğünde değerinin sıfır (0) olacağını, -mahkemenin miktarları matematiksel olarak denetlemediğini, sabit yatırım bedeli konusunda bilirkişi raporu almadığını beyanla kararın kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesine karşı cevap vermemiştir.
DELİLLER; İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında; davacı tarafça davalı aleyhine, 152.727,74-TL cari hesaba dayalı asıl alacak, 954,55-TL işlemiş faiz olmak üzere 153.682,29-TL toplam alacağın, asıl alacağa avans faizi işletilerek tahsili istemli ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurduğu görülmüştür. Mahkemece alınan 18/08/2016 tarihli raporda; taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan 5 yıllık süre dolmadan 18/09/2015 tarihinde sona erdiğinden davacının son yıla ilişkin peşin satış destek primi talebinin yerinde olmadığı, davalının yatırım adı altında ödendiği iddia edilen bedellerinin iadesinin de talep edilemeyeceği davacının talep edebileceği cari hesap tutarının 12.883-TL olduğu görüşü bildirilmiştir. Mahkemece taraflarca yapılan itirazların değerlendirilmesi için alınan 24/09/2017 tarihli ek raporda; davacı tarafından gönderilen 30/12/2014 tarihli ihtarname üzerine, taraflar arasında 30/01/2014 tarihli sözleşme yapılarak sözleşmenin 18/09/2015 tarihinde sona ereceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin 38/2 hükmünde sadece 24. Hükmün 1,2, ve 4. Bendlerinin saklı tutulduğu, intifa bedelinin iade alınacağına ilişkin herhangi bir hükme yer verilmediği hususları dikkate alındığında, davalının intifa bedelinin (peşin satış desdek priminin) iadesinin istenemeyeceği, intifa bedelinin 5 yıllık verildiği ve davacının sözleşmelerin Rekabet Kurumu kararıyla sona erdiği 18/10/2010 tarihinden itibaren 5 yıllık bir süreyle davalının bayiliğini yürüttüğü, intifa bedelinin konusuz kaldığı, davalının intifa bedelinin( peşin satış destek priminin ) iadesini isteyemeyeceği, sözleşmenin 38/2 hükmünde 24.4 bendi saklı tutulduğundan, sabit yatırımların defter değerinin %20 oranında fazlasının ilavesiyle ödeneceği kararlaştırıldığından, davacı tarafça gönderilen 08/12/2015 tarihli ihtarnamede 20.000 TL olarak sabit yatırım bedelini ödemeye hazır olduklarını belirttiklerinden, davalının 23.600-TL sabit yatırım bedeli talep edebileceği, takip alacağından mahsup edilmesi gerektiği ” görüşü bildirilmiştir. Taraflar arasında imzalanan 30/01/2014 tarihli sözleşmenin 38. Maddesinde; taraflar arasındaki sözleşmenin 18/09/2015 tarihinde sona ereceği, sözleşmenin bitiminden önce mutabık kalınarak uzatılmadığı taktirde 24. Maddenin 1,2 ve 4. Bentlerinin uygulanacağı düzenlenmiştir. “Feshin Sonuçları” başlıklı 24. Maddenin 2. Bendinde; (i) ve (ii) bentlerindeki edimleri seçim ve bayiden talep hakkının …’nun taktirinde olduğu, (i) bendinde; sözleşmenin sona ermesinden itibaren 1 hafta içerisinde bayinin ödünç verilen tüm malzemeyi tam ve eksiksiz olarak …’ya teslim edeceği, (i) bendinde; ödünç verilen malzemenin tamamı yada … tarafından belirlenecek bir kısmının mülkiyeti bayiye geçirilecek şekilde … tarafından bayiye fatura edilerek, rayiç bedelinin …’ya ödeneceğinin kabil ve taahhüt edildiği, 24. Maddenin 4. Bendinde; “…İstasyonda inkişafı temin amacıyla … tarafından bayiye sağlanmış tüm ayni ve nakdi imkanların, …’nun kayıt ve yorumları HMK 193/1 anlamında belirleyici olmak üzere değerlendirilecek, fesih anı ile sözleşmenin yürürlük anı arasında geçen zamana göre, başkaca bir kıstas alınmaksızın, kıst usulü ile … tarafından bayiye, doğrudan ya da dolaylı biçimde verilen aynı ve/veya nakdi imkanın ilgili kısmı, …’nun talebine göre aynen veya nakden, defter değerinin %20 fazlasının ilavesiyle, ayrıca ihtara gerek olmaksızın Bayi tarafından …’ya ödenecektir…” hükmü düzenlenmiştir. Davacı tarafça davalıya Büyükçekmece … Noterliğinin 27/08/2015 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile; 18/09/2015 tarihine kadar giydirme ve ekipmanların teslim alınmasının ihtar edildiği , aynı noterliğin 08/12/2015 tarihli … yevmiye numaralı ihtarıyla; ariyet olarak verildiğini iddia edilen mallara ve bedellerine itiraz ettiklerini, bir kısım malların geri alındığını, kendilerinde kalan 4 adet akaryakıt tankı ile 4 adet dalgıç pompanın bir hafta içerisinde istasyon sahasını eski hale getirme masraflarını karşılamaları şartı ile almalarını, bu işlemin maliyetli olduğu kanısında ise bir hafta içerisinde 20.000 TL (kdv dahil) fiyat üzerinden faturalandırarak kendilerine satılmasını talep etmiştir. Davalı tarafça 31/12/2015 tarihli 20.000 TL+KDV=23.600 TL bedelli “Sabit Kıymet Satış” açıklamalı fatura tanzim edilmiş, davacıya gönderilmiştir. Davacı tarafça davalıya Büyükçekmece … Noterliğinin 15/01/2016 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile; 4 adet akaryakıt tankı ile 4 adet dalgıç pompayı almaktan vazgeçtiklerini, bu malzemeleri istasyon sahasını eski hale getirme masraflarını karşılamaları şartı ile almalarının ihtar edilerek, faturanın iade edildiği görülmüştür.
G E R E K Ç E: İtirazın iptali talepli davada, davacı tarafça cari hesaba dayalı olarak ilamsız takip başlatılmıştır. Mahkemece alınan bilirkişi raporu ile taraf defterlerinin 26/10/2015 tarihi itibarıyla birbirini doğruladığı ve davacı tarafın davalıdan takibe konu 152.727,74 TL miktarı ile alacaklı olduğu anlaşılıyorsa da; davalı tarafça, davacıya 31/12/2015 tarihli toplam 163.445,23 TL bedelli dört adet fatura düzenlenerek kayıtlarına işlediği ve davalı defterlerinde takip tarihi itibarıyla alacaklı duruma geçtiği, davacı defterlerinde bu faturaların kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir. 17/04/2011 tarihli 5 yıllık sözleşme gereğince davacıya 575.000 USD+KDV tutarınca peşin satış destek primi ödendiği konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı tarafça ilk sözleşmenin Rekabet Kurulu kararıyla sona erdiği 18/09/2010 tarihinden itibaren fiilen devam ettiği ileri sürülerek iadesinin istenemeyeceği ileri sürülmüştür. Davacının ihtarı üzerine taraflarca 30/01/2014 tarihli sözleşme imzalanmış, sözleşmenin bitiş tarihi 18/09/2015 tarihi olarak belirlenmiş, sözleşmenin bitiş tarihinde de yenilenmeyerek, davacı tarafça feshedilmiştir. Taraf vekillerinin beyanlarından, davalı tarafça tanzim edilen 31/12/2015 tarihli 139.390,93 TL bedelli faturanın peşin satış destek priminin karşılıksız kalan kısmına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Davalı tarafça peşin satış destek primi 17/04/2011 tarihli 5 yıllık sözleşme kapsamında verildiğinden ve daha sonra sözleşme süresi kısaltıldığından, karşılıksız kalan kısmın davalı tarafça cari hesaptan mahsup edilmesinde bir usulsüzlük bulunmamakla birlikte, iadesi istenecek kısmın karşılığının hesabı konusunda bilirkişi raporunda inceleme yapılmadığı anlaşılmaktadır. 30/01/2014 tarihli sözleşme 38. Maddesi atfıyla 24/1,2 ve 4 maddesinin sona erme halinde de uygulanacağı düzenlenmiştir. Sözleşme 24/2 maddesinde ödünç verilen mallarla ilgili seçim hakkı davalı şirkete tanınmışsa da, davacının, 27/08/2015 tarihli 28796 yevmiye numaralı ihtarname ile, seçim hakkını kullanarak 4 adet akaryakıt tankı ve 4 adet dalgıç pompa bedelinin KDV dahil 20.000 TL bedelle kendilerine satılmasını kabul etmesi üzerine, davalı tarafça davacının teklifi kabul edilerek fatura düzenlendiğinden, artık bu aşamada davacı tarafça akaryakıt tankı ve pompalarını almaktan vazgeçtiklerini bildirmesi ve faturanın ihtarname ekinde iade edilmesi haklı görülmemiştir. Bu durumda davalının da, davacı tarafça KDV dahil 20.000 TL ödeneceği kabul edilmesine rağmen, 23.600 TL’lık (KDV dahil) fatura tanzimi yerinde görülmemiş, KDV dahil 20.000 TL’lık kısmının cari hesaptan mahsubu gerektiği kanaatine varılmıştır. Mahkemece, cari hesap alacağından mahsup edilecek, peşin satış destek primi ve sabit yatırım bedeli konusunda eksik inceleme ile karar verildiği kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, mahkeme kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın, Dairemizce tespit edilen eksiklikler yönünden rapor yahut ek rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE , 2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 17/10/2017 tarihli 2016/143 E. – 2017/746 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam olunmak üzere , kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 4-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davacı tarafından istinafa geliş aşamasında yatırılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 31,25 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 116,95 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 04/12/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.