Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6841 E. 2020/2091 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6841 Esas
KARAR NO: 2020/2091
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/09/2017
NUMARASI: 2015/223 2017/941
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
KARAR TARİHİ: 03/12/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin sondaj işinde kullanılmak üzere davalıdan 22/12/2014 tarihinde sondaj matkabı satın aldığını, satın alındığını sırada elmas dişlerin yerinde olduğunu, iki gün sonra kullanılmak amacıyla araziye götürüldüğünü, matkabın bir metreden sonra kullanılmaz hale geldiğini, üründeki elmas dişlerin yerinden çıktığını, davalı ile görüşmeler yapmışlar ise de, sonuç alamadıklarını, bunun üzerine 27/12/2014 tarihinde sözleşmeden dönerek bedelin iadesinin davalıdan talep ettiklerini, ancak davalının cevap vermediğini, müvekkilinin ürünü iadeye hazır olduğunu belirterek ayıplı malın satım bedeli 4.500,00 TL’nin satım tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının talep ve iddialarını kabul etmediklerini, davacının 25/12/2014 tarihinde ürünle ilgili fotoğraflar göndererek yorum istediğini, müvekkilinin de yurt dışındaki imalatçı ile görüşüp cevap vereceğini bildirdiğini, ancak davacının gönderdiği yazının 05/01/2015’de kendilerine ulaştığını, ürünün garantisi bulunmadığını, zira sarf malzemesi olduğunu, bu malzemelerin uygun ekipmanlarla birlikte kullanılması gerektiğini, yine yanlış uygulama sonucu da söz konusu zararın meydana gelebileceğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davacının dava konusu matkabı 22/12/2014 tarihinde davalıdan satın aldığı, 27/12/2014 tarihinde bedel iadesine ilişkin ihtarnameyi davalıya gönderdiği, yapılan bilirkişi incelemesinde üründe gözle görülebilir hata bulunmadığı, üründeki hatanın normal kullanım sırasında meydana geldiği, gizli ayıp niteliğindeki bu hatanın üretimden kaynaklı olduğu, davacının talebinin yerinde olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili, istinaf sebebi olarak; dava konusu ürünün tek başına kullanılan bir ürün olmayıp uygun ekipmanlarla kullanılması gerektiğini, bilirkişinin uzmanlık alanı olmayan konuda rapor verdiğini, bu konuda metalurji ve malzeme mühendisinin görüş bildirmesi gerektiğini, ürünün bir makine olmadığını, ayrıca matkap ucunun ne şekil bir toprak yapısında kullanıldığının belli olmadığını, rapordaki hata nedeniyle kararın da hatalı olduğunu, mahkemeden yeni bir bilirkişi raporu alınmasını talep etmelerine rağmen bu talebin reddedildiğini bildirmiştir. Dava konusu ürünün 22/12/2014 tarihli olduğu, 4.500,01 TL bedelli fatura içeriğine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafından davalıya gönderilen 27/12/2014 tarihli yazı ile; ürünün kullanılamaz hale geldiği belirtilerek bedel iadesinin istendiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 17/08/2016 tarihli makine mühendisi bilirkişi raporunda; ürünün üç kafalı elmas delici matkap olduğu, yıldız kafalarından birincisinde 4 elmas, ikincisinde 4 elmas ve üçüncüsünde ise bir elmasın yuvasından çıkmış olduğu, matkabın yanağının birisinin üst kısmından kırılmış olduğu, önceki boyasının yeşil, sonra ise yaldız boya yapıldığı, bu hataların gözle görülebilecek hatalar olmadığı, normal kullanım sırasında ortaya çıkan hatalar olup bu hataların üretimden kaynaklanan gizli ayıp niteliğinde bulunduğu, sondaj matkabının 1-2 metrelik su sondajında sontör yeterlik belgesi tarafından kullanılması sırasında arızanın meydana geldiği, davacıdan kaynaklanan herhangi bir hata olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davalı vekilinin bilirkişinin uzman olmadığı, bu konuda metalurji ve malzeme mühendisinin görüş bildirmesi gerektiği, ayrıca matkap ucunun ne çeşit toprak yapısında kullanıldığının da belli olmadığı gerekçeleriyle dosyanın uzman bir bilirkişiye gönderilmesini istediği, mahkemenin ise son duruşmada bu talebi reddettiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, ayıplı mal satışı iddiasıyla satım bedelinin tahsili talebine ilişkindir. Davacı taraf, davalıdan satın aldıkları sondaj matkabının ayıplı olduğunu iddia etmiş, davalı taraf ise söz konusu ayıbın hatalı kullanımdan kaynaklandığını ileri sürmüştür. Dava konusu ürün 22/12/2014 tarihli fatura ile davalı tarafından davacıya satılmıştır. Davacı taraf, davalıya gönderdiği 27/12/2014 tarihli yazı ile ürünün kullanılamaz hale geldiğini belirterek bedelinin iadesini istemiştir. Dolayısıyla davacı tarafından süresinde ayıp ihbarının da yapıldığı anlaşılmıştır. Öte yandan yargılama sırasında alınan makine mühendisi bilirkişi raporunda, üründeki ayıpların üretimden kaynaklanan gizli ayıp niteliğinde bulunduğu, davacı tarafından kaynaklanan bir hata olmadığı belirtilmiş olup söz konusu raporu hazırlayan makine mühendisinin bu konularda görüş bildirebileceği ve raporun da ayrıntılı incelemeyi içerir ve istinaf denetimine elverişli olduğu kanaatine varıldığından, davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde görülmemiştir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 307,40 TL harçtan, peşin alınan 108,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 199,25 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.03/12/2020