Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6824 E. 2020/2090 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6824 Esas
KARAR NO: 2020/2090
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/11/2017
NUMARASI: 2014/1624 2017/995
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/12/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan olan alacağı için icra takibi başlattığını, davalının haksız itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davacıdan 300 koli nafis dates markalı hurma ve 50 koli de dates marka hurma satın aldığını, hurmaların 04/07/2014 tarihinde müvekkiline teslimi ile birlikte dağıtımına başlandığını, ancak müşterilerden gelen şikayet üzerine kalite departmanınca yapılan kontrolde böceklenme tespit edildiği ve ürünlerin bloke altına alındığını, 300 koli nafis dates marka hurmanın bozulma, çürüme ve böceklenme gibi sebeplerle dağıtım yapılan işletmeler tarafından müvekkiline iade edildiğini, iade edilen ürünlerin eklenerek dosyalar oluşturulduğunu ve davacı şirkete mail aracılığıyla bildirim yapıldığını, davacı yetkililerinin müvekkiline ait depolara gelerek inceleme yaptığını, problemi görmelerine rağmen 300 koli ürünü iade almaktan kaçındıklarını, bunun üzerine tespit yaptırdıklarını, daha sonra da depoda saklanması sakıncalı olan bu ürünlerin resmi prosedürlere uygun olarak imha ettirildiğini, dava konusu ürünlerdeki ayıbın gizli ayıp olduğunu, iki yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, ayıbın davacıya ihbar edildiğini, davacıdan aldıkları 50 koli dates marka üründe ise herhangi bir sorun yaşanmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 4.5 maddesinde; alıcı tarafından reddedilen yapılan analizler sonucu uygunsuzluk tespit edilerek bloke edilen ürünlerin iade alınacağının hükme bağlandığını, davacının taleplerinin haksız olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; davacı tarafından dava konusu ürünlerin davalıya 04/01/2014 tarihinde teslim edildiği, bu ürünlerde 23/07/2014 tarihinde problem tespit edildiğini, 25/08/2014 tarihindeki tespitte ise hurmaların böceklendiğinin anlaşıldığını, davalı şirketin deposunda yapılan incelemede çatının yalıtımlı olmadığı, paketlenmiş gıdaların bulunduğu yerde soğutma ve havalandırma sisteminin bulunmadığı, sıcaklık ve nem artması halinde ortamı uygun şartlara getirecek bir sistemin mevcut olmadığı, buna göre ürünlerin davalı uhdesine geçtikten sonra koşulların uygun olmaması ve davalının kusuru nedeniyle zararın meydana geldiği, davacının 18.800,00 TL ürün bedelinden kaynaklanan fatura alacağı bulunduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 18.800,10 TL asıl alacak ve 175,97 TL işlemiş faiz üzerinden devamına ve davalının %20 oranında icra inkar tazminatıyla sorumluluğuna karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili, istinaf sebebi olarak; ürünlerin 04/07/2014’de teslim alındığını, ürünlerdeki bozulma ve böceklenmenin 18/07/2014 tarihinde mail ile bildirildiğini, davacının sorunun çözümünde yavaşlaması üzerine 20/07/2014 tarihinde tespit yaptırdıklarını, alınan raporun detaylı ve açıklayıcı olmasına rağmen mahkemenin gerekçe göstermeden itibar etmediğini, ürünlerin müvekkiline tesliminden itibaren iki gün içinde dağıtımına başlandığını ve gelen şikayetler üzerine bloke edilerek davacıya bildirildiğini, ürünlerin muhafazasının uygun olmadığı ileri sürülmüş ise de, davacıdan alınan 50 koli dates markalı ürünlerde herhangi bir böceklenmenin tespit edilmediğini, depo koşullarının standartlara uygun olduğunun tespit dosyasında alınan raporda belirtildiğini, sundukları delillerin, maillerin, ihtarnamelerin ve sair evrakların yeterli bir şekilde incelenmediğini, aynı depodaki aynı türdeki ürünlerin farklı sonuçlar ortaya çıkmasında müvekkiline kusur yüklenemeyeceğini, müvekkiline verilen ürünlerin son kullanma tarihlerinin farklılığı, ürün paketleri üzerinde yer alan son kullanım tarihleriyle paketlerin konulduğu kutular üzerinde yer alan son kullanım tarihlerinin farklı olduğunu, ürünlerin son kullanım tarihlerinden çok önce böceklenmeye başlandığı hususunun gözardı edildiğini, ayrıca müvekkilinin takibe itirazında kötüniyetli olmadığını, bu nedenle aleyhe %20 inkar tazminatının haksız olduğunu, delil listesinde belirttikleri tanıkların dinlenmesi gerekirken dinlenmemesinin de usule aykırı olduğunu bildirmiştir. Davacı tarafından davalı aleyhine 31/10/2014 tarihinde İstanbul Anadolu …İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında 19.522,00 TL asıl alacak, 175,97 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 19.697,97 TL’nin tahsili için fatura dayanak gösterilmek suretiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının borcun bulunmadığından bahisle takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu görülmüştür. Takip dayanağı faturanın 04/07/2014 tarihli, irsaliyeli fatura olup içeriğinin 50 koli dates hurma, 300 koli nafis hurma olduğu, bedelinin 21.264,40 TL olduğu, teslim alan kısmında davalı kaşesi ve imza bulunduğu görülmüştür. İstanbul Anadolu 12.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/294 D.İş Sayılı dosyasında davalının tespit talep ettiği, alınan 09/09/2014 tarihli ve Gıda Mühendisi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; henüz dağıtımı yapılmamış depoda bekleyen ve müşterilerden iade alınan 8311 adet tabak nafis dates markalı hurmanın böceklendiği, hurma tabaklarının içinde canlı ve cansız böceklerin olduğu, hurmaların güvenli gıda olma vasfını yitirdiği, sözleşmenin 4.5 maddesinde; uygunsuzluk tespit edilen ürünlerin tedarikçi tarafından iade alınacağı hükmünün bulunduğu, depoda bulunan dates markalı hurmalarda ise herhangi bir sorun yaşanmadığı, depodaki sıcaklığın 23-25 derece, rutubet değerlerinin ise %58-%76 olarak ölçüldüğü, tabakların üzerinde imalat tarihinin 2014/4/1, son kullanma tarihinin ise 2016/4/1, koliler üzerinde ise imalat tarihinin 2014/3, son kullanma tarihinin 2015/5 bilgilerinin yer aldığının tespit edildiğinin bildirildiği, tespit raporunun davalıya 26 Kasım 2014 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Davalı tarafından davacıya gönderilen 26/08/2014 tarihli ihtarnamede; ürünlerde böceklenme bulunduğu, bu durumun muhataba bildirildiği, ayrıca konuyla ilgili tespit yapıldığı belirtilerek bu ürünlerin depodaki diğer ürünleri de tehdit etmesi nedeniyle imha prosedürünün başlatıldığı, imha, iade ve depolama maliyetleri ile ürün bedellerinin ve maddi ve manevi zarar ile kar kaybının muhatap tarafından iade olarak karşılanmasının istendiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 07/01/2016 tarihli üç kişilik bilirkişi raporunda; davalının deposunda inceleme yapıldığı, kuru gıda deposu olarak kullanıldığı, havalandırmanın herhangi bir sistem kullanılmadan yapıldığı, davalı yetkililerince depolama kurallarının temizlik ve hijyen ile böcek ile mücadelenin ilgili prosedür çerçevesinde yapıldığı, sıcaklık ve rutubet ölçümlerinin 15 dk’lık gözlemlerle kayıt edildiğinin ifade edildiği, deponun çatının yalıtımlı olup olmadığının tespit edilemediği, depoda sıcaklık ve nemin artması halinde uygun şartlara indirecek tesisat veya sistemin olmadığı, depolama koşullarının sıcaklık ve rutubet değerleri açısından hurma türü gıda için uygun olmadığı, bu uygunsuz şartların dava konusu ürünlerin güvenli gıda olma vasfını yitirmesine ve imhalık hale gelip telef olmasına sebep olduğu kanaatine varıldığı, davacının 19.522,00 TL üzerinden faturaya bağlı olarak alacak talep ettiği, bu miktar üzerinden 02/10/2014’ten 30/10/2014 tarihine kadar geçen 28 günlük süre için 175,97 TL işlemiş faiz hesabı bulunduğu, asıl alacağa avans faizi yürütülebileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 19/12/2016 tarihli bilirkişi raporunda ise; davacı tarafın defterlerinin ibraz edilmediği, davalı tarafın defterlerinin incelenmesinde ise; 31/10/2014 takip tarihi itibariyle 16,45 TL, 24/11/2014 dava tarihi itibariyle ise 621,25 TL borçlu bulunduğunun tespit edildiği, mahkemenin 07/01/2016 tarihli bilirkişi heyeti raporu doğrultusunda hüküm kurması halinde davalı şirketin takip tarihi itibariyle davacıya 18.800,10 TL asıl borcu bulunduğu, davacının davalıya ihtarname göndermesi nedeniyle faturada kayıtlı vade tarihi olan 02/10/2014 tarihinden takip tarihine kadar olan dönem için 177,95 TL işlemiş faiz alacağı hesap edildiği görülmüştür. Davalı vekilinin bu rapora itiraz ettiği ve ayrı bir heyetten bilirkişi raporu alınmasını istediği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf, davalıya mal sattığını ve alacaklı olduğunu iddia etmiş, davalı taraf ise davacıdan satın aldıkları 300 koli nafis dates markalı ürünlerin ayıplı olduğunu savunmuştur. Somut olayda uyuşmazlık, ürünlerdeki bozukluğun davacının tesliminden önce mi mevcut olup olmadığı, yoksa teslimden sonra mı meydana gelip gelmediğine ilişkindir. Dosya içeriğinden ürünlerin 04/07/2014 tarihinde davalıya teslim edildiği, davalı tarafından ise müşterilerine dağıtıldığı ve davalının ilk olarak 18/07/2014 tarihinde mail ile ürünlerdeki bozukluğu davacıya bildirdiği anlaşılmaktadır. Dosya içeriğinde alınan bilirkişi raporunda; davalının depo ortamının satıma konu ürünleri saklamak için elverişli olmadığı belirtilmiş olup davalı ise davacının sattığı bir kısım ürünlerin bozulmadığını ileri sürmüştür. Dava konusu ürünlerde meydana geldiği belirtilen ayıbın böceklenme şeklinde olduğu anlaşıldığından bu ayıp açık ayıptır. Taraflar, tacir olup 6102 Sayılı TTK’nun 23/1-c maddesi uyarınca malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcının iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi, açıkça belli değil ise alıcı, malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda TBK’nun 223/2 maddesi uygulanır. Somut olayda davalı taraf malları teslim almasını müteakip muayene ve ihbar külfetini yerine getirmemiştir. Zira ileri sürülen ayıp açık ayıp olup mallar teslim alındığında muayene edilmiş olsaydı bu şekildeki bir ayıp fark edilmesi ve durumun davacı satıcıya bildirilmesi gerekirdi. Açıklanan bu yön gözetildiğinde davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Ayrıca davalı taraf sözleşmenin 4.5 maddesinde; alıcı tarafından reddedilen ürünlerin satıcı tarafından iade alınacağı hükmü var ise de, davacı taraf cevaba cevap dilekçesinde bu hususun … ürününe ilişkin olduğunu belirtmiş ve sunmuş olduğu sözleşmeyle aynı tarihi taşıyan 27/05/2014 tarihli ticari döküman başlıklı belgede, satım konusunun … ürünlerine ilişkin olduğu görüldüğünden bu yöndeki istinaf talebi de yerinde değildir. Öte yandan alacak faturaya dayalı olduğundan likit nitelikte bulunup itirazında haksız çıkan tarafın aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinde usule aykırı bir yön bulunmamaktadır. Açıklanan tüm bu hususlar gözetildiği davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.296,26 TL harçtan, peşin alınan 387,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 908,46 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.03/12/2020