Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6805 E. 2020/2093 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6805 Esas
KARAR NO: 2020/2093
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/05/2017
NUMARASI: 2015/939 2017/514
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/12/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin … ve … markalarının Türkiye işletmecisi olduğunu, bu markaların Bandırma’daki kullanım hattının 7 yıl süre ile davalılara bırakıldığını, sözleşmenin 5.21 maddesinde satışı yapılan bütün ürünler üzerinden brüt cironun aylık %4 + KDV’sinin franchise bedelinin ve %1+KDV aylık reklam bedelinin müvekkiline ödenmesi gerektiğini, ancak davalıların toplam 61.766,77 TL cari hesap borcunu tüm yazılı ve sözlü uyarılara rağmen ödemediklerini, davalıların sözleşmede imzaları bulunduğunu, TTK’nun 7.maddesi gereğince müteselsil sorumluluklarının bulunduğunu belirterek bu tutarın aylık %3 oranında faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı …, kendisinin davalı … Ltd.Şti’ndeki hissesini 2011 yılında devrederek ayrıldığını, sözleşmede kefaletinin bulunmadığını, sözleşmenin 5.21 maddesinin ek protokol ile iptal edildiğini ve aylık 500,00 TL + KDV olarak düzenlendiğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı … vekili, müvekkilinin sözleşmenin tarafı olmadığını, müvekkilinin … Ltd.Şti’nin ortağı olup sözleşmeyi ortak sıfatıyla imzaladığını, davacının kötüniyetli olduğunu, TTK’nun 7.maddesinin yanlış değerlendirildiğini bildirmiştir. Davalı … Ltd.Şti davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; franchise alanın davalı şirket olduğu, davalı … ile …’in sorumluluklarının bulunmadığı, ek protokol kapsamına göre davacının davalı şirketten 6.568,80 TL alacağı bulunduğu gerekçeleriyle davanın davalı … Ltd.Şti hakkındaki davanın kısmen kabulüne, 6.568,80 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faiziyle bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, diğer davalılar hakkındaki davanın ise reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar etmiş, ayrıca İstanbul’da hazırlanan 21/04/2017 tarihli bilirkişi raporunda; müvekkilinin toplam 61.766,77 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, buna rağmen mahkemenin talimat mahkemesince aldırılan raporu esas alarak hüküm kurmasının hatalı olduğunu, yine davalıların kefaletlerinin olup olmadığının mahkeme hakiminin takdirinde olmasına rağmen bu konuda bilirkişiden rapor alınması ve hukukçu olmayan bilirkişilerin görüşleri doğrultusunda hüküm kurulmasının doğru olmadığını, faturaların davalı şirket adına kesilmiş ise de, davalıların franchise sözleşmesini imzaladıkları, dolayısıyla şahsi sorumlulukları bulunduğunu, TTK’nun 7.maddesi hükmü gereğince davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, delillerinin tam değerlendirilmediğini ve itirazlarının gözardı edildiğini bildirmiştir. Dosyada bulunan sözleşmenin başlığının Franchise sözleşmesi olduğu, taraflarının davacı ile davalılardan … Ltd.Şti olarak gösterildiği, 19/08/2009 tarihinde düzenlendiği, dava dilekçesi ekinde sunulan sözleşme fotokopisinde sözleşmenin son sayfasında franchise alan kısmında ortak sıfatıyla …, …’in ve … Ltd.Şti’nin gösterildiği, mahkemenin sözleşme aslını istemesi üzerine davacı vekili tarafından sunulan sözleşmede franchise alan bölümünde elle büyük harflerle kefiller ibaresinin yazıldığı, ayrıca … isminin ve davalı şirketin kaşe ve imzası olduğu görülmüştür.
Ek protokol başlıklı belgenin incelenmesinde; bu belgenin ise davacı şirket ile davalılardan … ve … Ltd.Şti sıfatıyla … tarafından 09/11/2012 tarihinde imzalandığı, protokolün 2.maddesinde; davacı şirketin davalı şirketten alacaklı olduğu reklam bedelinden feragat ettiği, franchise bedelinin 4.741,00 TL’si hariç geri kalan kısmından feragat ettiği, … Gıda şirketinin ürün bedeli ve franchise bedeli olmak üzere toplam davacıya borcunun 12.500,00 TL olduğu, bunun ödenmesi halinde tarafların birbirini ibra edeceklerinin belirtildiği, sözleşmedeki davacının alacağı olan %4 franchise ve %1 reklam bedeli yerine 1 Kasım 2012 tarihi itibariyle toplam aylık 500,00 TL + KDV franchise bedeli alınması şeklinde sözleşmenin revize edildiği, protokolün imzasından önce veya sonra davalı şirkete ait yasal kurma veya üçüncü şahıslara olabilecek borçlarla ilgili davacı şirket veya …’ın sorumlu tutulamayacağı, herhangi bir borçla ilgili davacıya ve …’a başvurduğundan bu borcun … ve … tarafından ödeneceğinin taahhüt edildiği, belirtilen maddelerin tarafların herhangi biri tarafından yerine getirilmediği takdirde protokolün geçersiz olacağının hükme bağlandığı görülmüştür. Yargılama sırasında davalı şirkete ait ticaret sicil dosyasının dava dosyası içine alındığı görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 03/01/2017 tarihli bilirkişi raporunda; sözleşmenin taraflarının davacı ile davalı … San. Ltd. Şti olduğu, davalılar … ve …’in sözleşmeye taraf olmadıkları gibi TTK anlamında borç altına girme veya TBK anlamında kefaletlerinden söz edilemeyeceği, 09/11/2009 tarihli protokolün geçerli olduğu, davalının defter kayıtlarına göre sözleşme ve ek protokol dikkate alındığında 15.340,00 TL borcu bulunduğu, bunun 8.771,20 TL’sinin ödendiği, nihai alacak miktarının 6.568,80 TL olduğu, bu borçtan sadece davalı şirketin sorumlu olduğu, diğer davalıların sorumluluğunun bulunmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 21/04/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacı şirketin defterlerinin incelendiği, 01/12/2014 tarihi itibariyle davacının davalı şirketten franchise bedeli, reklam bedeli ve franchise vade farkından toplam 61.766,77 TL alacaklı olduğu, fatura kesimi yapılırken 09/11/2012 tarihli ek protokolün 4.maddesinin dikkate alınmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, alacak davasıdır. Davacı taraf, franchise sözleşmesi nedeniyle alacaklı olduğunu iddia etmiş, cevap veren davalılar ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davalı şirket yönünden davanın kısmen kabulüne, diğer davalılar yönünden ise davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Her ne kadar mahkemece davalılar … ile …’in sözleşmede taraf olmadıkları gerekçesine yer verilmiş ise de, gerek dava dilekçesine ekli sözleşmede, gerekse davacı vekilince dosyaya aslı sunulan sözleşmede franchise alan bölümünde davalılar …’nun ve …’in imzasının bulunduğu görülmüştür. Her ne kadar sözleşmenin başlangıç bölümünde franchise alanın davalı … Ltd.Şti olduğu yazılı ise de, sözleşmenin son sayfasında adı geçen davalılar … ve …’in sözleşmeyi franchise alan kısmında davalı şirketten bağımsız olarak imzaladıkları, dolayısıyla dairemizce bu sözleşme nedeniyle sorumlu oldukları kanaatine varılmıştır. Bu yönden davacı vekilinin istinaf talebi yerindedir. Ancak ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği ve mahkemece de benimsendiği üzere taraflar arasında ek protokol imzalandığı, buna göre toplam borcun 12.500,00 TL olarak belirlendiği, 1 Kasım 2012 tarihi itibariyle franchise bedelinin 500,00 TL ve KDV olarak kararlaştırıldığı, buna göre franchise bedelinin bu miktar olarak revize edildiği, yine 03/01/2017 tarihli bilirkişi raporu içeriğinde, sözleşme ve ek protokol hükümleri dikkate alındığında davalı tarafın 15.340,00 TL borcunun bulunduğu, bu borcun da 8.771,20 TL’lik kısmının ödendiği, bakiye miktarın ise 6.568,80 TL kaldığı, bu borçtan yukarıda da belirtildiği üzere tüm davalıların sorumlu olduğu anlaşılmış olup davacı vekilinin reddedilen kısma yönelik istinaf talebi yerinde değildir. Yapılan bu açıklamalar dikkate alındığında davanın tüm davalılar yönünden 6.568,80 TL üzerinden kısmen kabulü gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/05/2017 gün, 2015/939 Esas, 2017/514 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davacının davasının kısmen kabulü ile; 6.568,80 TL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranda avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 4-Alınması gereken 448,71 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 1.054,83 TL’den mahsubu ile artan 606,12 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine, 5-Davacı tarafından yatırılan 448,71 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı tarafından yapılan 1.522,55 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre belirlenen 161,95 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, 7-Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 8-Davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre bu davalılar lehine belirlenen 7.975,74 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine, 9-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 10- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 62,50 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 148,20 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 11-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 12-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.03/12/2020