Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6798 E. 2020/2083 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6798 Esas
KARAR NO: 2020/2083
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/09/2017
NUMARASI: 2014/1432 2017/721
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/12/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketten 12/09/2013 tarihli sözleşme ile … otomatik selefon laminasyon makinesi satın aldığını, diğer davalıların ise sözleşmede kefil sıfatıyla yer aldıklarını, makinenin 20/11/2013 tarihinde müvekkilinin işyerine kurulduğunu, kurulum ve montaj yapılmasına rağmen tam teslimatın Ocak 2014 tarihi itibariyle gerçekleştiğini, ancak makinenin kurulumundan bu yana sık sık ve tekrarlayan problemler çıktığını, çeşitli parçaların değiştiğini ve sorunların artarak devam etmesi nedeniyle makineden beklenen menfaatin azaldığını, müvekkilinin müşterilerine mahçup olmamak için başka firmalara iş yaptırmak zorunda kaldığını, bunun üzerine davalıya ihtarname çekerek makinenin bedelinin iadesini istediklerini, ancak davalının ise bu talebi kabul etmediğini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmenin feshine, dava konusu makinenin davalılar tarafından iade alınması ile bedeli 200.000,00 USD’nin sözleşmenin yapıldığı tarihten itibaren ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, müvekkilinin makineyi davacıya teslim ettiğini, kurulumunu yapıp gerekli eğitim hizmetlerini de sunduğunu, makinenin sözleşmede yer alan teknik özelliklerine uygun bir şekilde çalışır halde ve ayıpsız halde teslim edildiğini, davacının iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili tarafından makinenin kullanımı konusunda defalarca eğitim verildiğini, sorunların davacının hatalı ve kusurlu kullanımından kaynaklandığını, dolayısıyla müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, konuyla ilgili servis formları incelendiğinde, iddiaların doğru olmadığının anlaşılacağını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; makinenin açık ve gizli ayıplı bulunmadığı, teknik nedenlerle makinenin iadesini gerektirecek şartların gerçekleşmediği, davacı tarafın yeni bir bilirkişi heyetinden inceleme yaptırılarak rapor alınmasını istemiş ise de, bilirkişi kurulundakilerin konusunda en yetkin isimler olduğu ve raporun da mahkemede yeterli kanaat oluşturduğu, bu nedenle yeni bir bilirkişi incelemesine gerek görülmediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili, istinaf sebebi olarak; bilirkişi heyetinin raporunun teknik incelemeye dayanmadığını, keşfin 3 saat sürdüğünü, keşif mahallinde yapılan denemelerin raporda yer almadığını, bilirkişilerin servis formlarını gruplayarak ve yorumlayarak sonuca ulaştığını, bu hususun mahkeme tarafından da yerine getirilebileceğini, beyanlarının dikkate alınmadığını, keşif sırasında yapılan detaylı incelemeye ilişkin kök raporda ve ek raporda herhangi bir değerlendirme yapılmadığını, bilirkişilerin çeşitli kalitelerde kağıtlar getirip denenmesini istediklerini, müvekkili ve davalı tarafından birçok çeşitte kağıt hazır edilerek denendiğini, ancak makinenin bu kağıtların hiçbirisine selefon yapamadığını ve kağıdı da bozarak makineden çıkardığını, bu hususun bilirkişi tarafından fotoğraflandığını, ancak bu durumun rapora yansıtılmadığını, bilirkişilerin keşifle ilgili bilgileri rapora geçirmediğini, itirazları üzerine ek rapor alınmış ise de, ek raporda ısrarlı itirazlarının karşılanmadığını ve servis raporları değerlendirildiğinde şeklinde görüşlerine yer verdiklerini, detaylı keşif yapılmasına rağmen raporun gözlem ve tespit içermediğini, bilirkişi raporunda keşifte ne yapıldığı, ne tür bulgular elde edildiğinin raporda yer almadığını, müvekkilinin makineden beklediği özel menfaatin düşük gramajlı ürünlere selefon yapabilmek olduğunu, bilirkişinin diğer dilekçelerini, itirazlarını, e postaları okumadığını ve bu konularda değerlendirme yapmadığını, sözleşmeye göre eğitimi vermesi gerekenin davalı … olduğunu, ancak eğitimleri … isimli kişinin verdiğini, bu kişinin sözleşmede eğitimle görevlendirilmediğini, adı geçenin makineyle ilgili eğitimlerinin servis formlarından sonraki bir tarih olan 03/11/2014 tarihinde aldığını, dolayısıyla davalının edimlerini yerine tam olarak getirmediğini, sözleşmede vaad edilen niteliklerin değerlendirilmediğini, bu niteliklerle keşifle ortaya çıkan durumun birlikte tartışılmadığını, ek raporun da itirazlarını tam olarak karşılamadığını, raporda ihtimallere dayalı ve çelişkili ifadelerin yer aldığını, bu nedenle raporun denetime elverişli olmadığını, özellikle 170 gr altındaki kağıtlarda makinenin selefon yapmamasının nedeninin muhtemelen ibaresiyle ortaya konulmaya çalışıldığını, ayrıca kağıt kalitesi ve ebat gibi bir takım ucu açık soyut değerlendirmelerde bulunulduğunu, raporun bilimsel olmadığını, matbaa makineleri baskı ve basımında uzman kişilerden oluşturulacak yeni bir heyetten rapor alınması taleplerinin mahkemece reddedildiğini, red kararının da hukuka aykırı olduğunu, makinenin ayıplı olduğuna dair e posta yazışmalarının mahkemece incelenmediğini, davalı tarafın keşif yapılması sırasında tanık dinlenilmesine ilişkin hükümleri dolandığını, bu konuda itirazda bulunduklarını, tanık dinletme taleplerinin değerlendirmeye alınmadığını, bilirkişi heyetinin keşif mahallinde gördüğü olaylara göre değil Çinli olduğu anlaşılan ve teknisyen olduğu iddia edilen bir kişinin beyanlarına göre rapor düzenlediğini, raporun ayrıntısında bu hususların anlaşıldığını, davalı tarafın bu kişiyi teknik uzman … olarak ifade ettiğini, kararın gerekçeli bir karar niteliğinde olmadığını, bilirkişi raporuna yapılan atfın kararı gerekçeli kılmayacağını, makinenin sözleşmede yer alan nitelikleri taşımadığını ve müvekkilinin sözleşmeden beklediği menfaati gerçekleştirmediğini, makinedeki ayıpların iadeyi gerektirdiğini, bu hususun sözleşme bağlamında değerlendirilmediğini, sözleşme ekinde makinenin özelliklerine yer verildiğini, makinedeki soğuk su kırışık önleyici sistemin çalışmadığını, delil olarak sundukları e postalarda da buna ilişkin sorunların davalı tarafa bildirildiğini, davalı tarafın bu hataların imalat hatasından kaynaklandığını kabul ettiğini, makinenin 170 gr altı kağıtlara selefon yapamadığını, makinenin özelliklerinin belirtildiği bölümde kağıt kalınlığının 100gr – 450 gr olarak belirtildiğini, hemen yanına da kağıt kalitesine göre değişiklik gösterir ifadesinin eklendiğini, ancak bu ibarenin makinenin bu özelliğini ortadan kaldırmayacağını, davalı tarafın istenilen gramajda kağıt basılamamasını, kağıdın kalitesine ve daha sonra da ebadına bağladığını, buna göre makinenin 135 gr’lık kağıdın işlemini yavaş da olsa yapabilmesi gerektiğini, kaldı ki müvekkilinin 135 gr olan her çeşit kalitede kağıtları denediğini, ancak makinenin hiçbirini yapamadığını, bilirkişi incelemesi sırasında da birçok farklı gramaj ve kalitede deneme yapılmasına rağmen makinenin selefon yapamadığını, dolayısıyla makinenin sözleşmede belirtilen teknik özelliklere uygun olmadığını, ayrıca makine parçalarının kaliteli ve sağlam olmaması nedeniyle devamlı olarak arıza meydana geldiğini, bu arızaların süreklilik kazandığını, müvekkilinin dişlileri incelemek üzere İTÜ Kimya Metalurji Fakültesinden Yard. Doç. …’tan rapor aldığını, bu raporda dişlilerle ilgili olarak gereken sertleştirme işleminin tespit edilmediğinin belirtildiğini, dolayısıyla dişlilerin gerekli kalitede olmadığının anlaşıldığını, yine muadil makinelerde çalışan aniloks merdanesinin 10 yıl kullanılmakta olduğunu, oysa satım konusu makinede aniloks merdanesinin kurulumundan itibaren 3 defa değiştiğini, bu durumun kabul edilemez olduğunu, üstelik fiyatının da yüksek olduğunu, davalının bu parçayı 3 kez ücretsiz olarak değiştirmesinin de makinedeki bu parçanın kaliteli olmamasından kaynaklandığını, sözleşmeye göre eğitim vermesi gereken …’ın eğitim vermediğini, eğitimin bu sözleşmenin esaslı unsurlarından olduğunu, dolayısıyla davalının bu edimini de yerine getirmediğini, eğitim veren …’ın sertifikasını servis formlarından daha sonra aldığını, yani yeterince uzman olmadığını, makinedeki arızaların bu kişinin yapmış olduğu şeylerden kaynaklanıp kaynaklanmadığının da meçhul olduğunu bildirmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 12/09/2013 tarihli sözleşmede; bir adet … otomatik selefon laminasyon makinesinin satışı ve teslimi ve teslimi sonrasındaki hizmetlerle ilgili tarafların hak ve yükümlülüklerinin sözleşmenin konusunu oluşturduğu, sözleşmenin 5.maddesinde iki yıl garanti verildiği, makine montajı ve ayar iş gücü ile kurulum ve eğitimin ücretsiz olduğu, makinenin ek -1 de bahsedilen teknik özellikleri karşılamadığı takdirde davalının makineyi kurulumundan 12 ay sonraya kadar geçerli olacak şekilde 120 gün zarfında iade almaya ve bedelini nakden ve def’aten ödemeyi kabul ettiği, makinenin özelliklerinin ek -1 ‘de 4 sayfa halinde belirtildiği görülmüştür. Davacı tarafından davalılara gönderilen 7 Ağustos 2014 tarihli ihtarnamede; makinenin kurulumundan itibaren sorunlar çıktığı, vaad edilen özelliklere sahip olmadığı, randıman alınamadığı, en son olarak dişlisinin bozulduğu, sözleşmenin devamının mümkün görülmediği belirtilerek makinenin iade alınmasının ve bedelinin ödenmesinin, aksi halde yasal yollara başvurulacağının belirtildiği, ihtarnamenin davalılara 14/08/2014 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Davalılar tarafından davacıya gönderilen 4 Eylül 2014 tarihli cevabi ihtarnamede; makinenin sözleşmede belirtilen şekliyle sağlam ve eksiksiz olarak teslim edildiği, değişik tarihlerde eğitimlerin profesyonel bir şekilde verildiği, kullanım hatalarından kaynaklanan sebeplerden dolayı arızaların meydana geldiği, buna rağmen arızaların ve parçaların ücret alınmadan giderildiği, ek talepler nedeniyle makinenin ayıplı olduğunu iddia etmenin doğru olmadığının bildirildiği görülmüştür. Taraf vekillerince teknik servis formlarının dosyaya sunulduğu görülmüştür. Yargılama sırasında alınan İTÜ Makine Fakültesi 3 kişilik öğretim üyelerinden oluşan 23/03/2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda; dosya muhteviyatı ve ekleri üzerinde yapılan incelemenin dosyaya sunulduğu, buna göre keşfen inceleme yapıldığı, Çinli teknik elemanın ve tercümanın hazır bulunduğu, laminasyon makinesinin tüm bölümlerinin fotoğraflandığı, keşfen incelemede davacı yetkililerinin 170 gr altında laminasyon işleminde problem olduğunu, selefon filmini kopardığını, aşırı tutkal verdiğini, merdanelerin değiştiğini, ürünün kenarlarının çapaklı olduğunu, kırışık önleyici sistemin ise verimli çalışmadığını iddia ettikleri, davalı uzmanın ise kağıdın nemli olması durumunda kırışma olabileceğini, sözleşmede 70×100 cm ve 105gr/m² için taahhütlerinin olmadığı, ısıtıcı rezistansta kimyasal ve pislik tıkalı olduğu için seramik malzemenin zarar gördüğünü, bu durumun bakım eksikliğinden kaynaklanığı, dişli kırılmasının ise yağsızlıktan olduğunu beyan ettiği, laminasyon makinesinin otomatik beklemenin laminasyon, tutkal sürme, otomatik kesim, otomatik no stop toplamı, zincir bıçak ve soğuk su kırışık önleyici sistemlerden meydana geldiği, her iki tarafça imzalanmış teknik servis formlarının heyet tarafından incelendiği, makinedeki parça değişimlerinin ve bakım ve yağlama işlemlerinin garanti kapsamında yapıldığı, servis formları incelendiğinde; makinenin 20/11 ile 29/11/2013 arasında kurulum ve montajının yapıldığı, 02/10/2013 ile 05/12/2013 arasında eğitim verildiği, konuyla ilgili teknik servis formlarında durumların anlatıldığı, ikinci grup servis formlarının ise 10/12/2013’ten itibaren makinede yapılan laminasyon işlemi sırasında ortaya çıkan çeşitli problemlerin çözümüne yönelik servis hizmetlerine ilişkin olduğu, bu işlemler incelendiğinde bazı arızaların kullanıcı tarafından makinenin düzgün ve doğru ayarının yapılmamasından kaynaklandığı, bazı arızaların temizlik veya su eksikliği gibi bakım probleminden kaynaklandığı, bir kısım arızaların ise takoz unutulması gibi kullanım hatasından kaynaklandığının değerlendirildiği, davalı tarafından ücretsiz parça ve işçilik servis hizmeti verilerek bu arızaların giderildiği, dolayısıyla tüm servis formları değerlendirildiğinde makinenin açık ve/veya gizli ayıplı olduğu yolunda bir sonuca ulaşılamadığı, dava konusu makinenin sıcak laminasyon makinesi olduğu, davacının 170 gr altındaki kağıtlarda belli ebattaki ürünlerde laminasyon yapılamadığını ileri sürdüğü, ancak kağıdın ağırlığı azaldıkça laminasyon uygulanacak ebadının da sınırlı olması gerektiği, sözleşmede 100 gr – 450 gr kağıt kalınlığının (kağıt kalitesine göre değişiklik gösterir) şartı mevcut olduğundan davalı firmanın ürettiği makinenin her ebattaki kağıdın laminasyon yapma yükümlülüğünü üstlenmediğinin anlaşıldığı, bu durumda makinenin ayıplı olduğu sonucuna varılamayacağı kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür. Davacı tarafça söz konusu rapora karşı itirazda bulunulduğu ve mahkemenin ek rapor alınmasına karar verdiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 08/03/2017 tarihli ek bilirkişi raporunda; kök rapordaki görüşlerde bir değişiklik olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davacı vekilinin ek bilirkişi raporuna da itiraz ettiği ve dosyanın matbaa, baskı ve basımda uzman bilirkişi heyetine tevdiini talep ettiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, ayıplı mal satışı iddiasına dayalı sözleşmenin feshi ve bedelin iadesi talebine ilişkindir. Davacı taraf, davalıdan satın aldığı selefon laminasyon makinesinin ayıplı olduğunu iddia etmiş, davalı taraf ise söz konusu arızaların hatalı kullanımdan kaynaklandığını savunmuştur. Yargılama sırasında alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında makinenin ayıplı olmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı tarafça keşfin üç saat sürdüğü, ancak keşif süresince hangi işlemlerin yapıldığı hususunun raporlarda yer almadığı belirtilmiş ise de, keşif tutanağında bu şekilde ayrıntılar yer almadığından bu konudaki istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Öte yandan bilirkişiler servis formlarını esas almış ise de, söz konusu servis formlarında davacı tarafın da imzaları bulunduğundan bu şekilde yapılan bir incelemenin usule aykırı olduğundan söz edilemeyecektir. Öte yandan davacı tarafça 170 gr altındaki kağıtlarda belli ebatlarda laminasyonun gerçekleşmediği ileri sürülmüş ise de, sözleşmede 100 gr – 450 gr kağıtla ilgili parantez içerisinde kağıt kalitesine göre değişiklik gösterir şekilde bir kayıt bulunduğundan buradan her ebattaki ya da her kalitedeki kağıdın laminasyon işleminin başarılı bir şekilde yapılacağı hususunun taahhüt edilmediği kanaatine varılmıştır. Ayrıca davacı tarafça eğitimin yetkinliği olmayan kişi tarafından verildiği ileri sürülmüş ise de, eğitim verilmesi sırasında bu konularda ihtirazi kayıt ileri sürülmediğinden davacı tarafın bu yöne ilişkin istinaf sebepleri de yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/12/2020