Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6776 E. 2020/2104 K. 04.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6776 Esas
KARAR NO: 2020/2104 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/07/2017
NUMARASI: 2016/31 E. – 2017/625 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/12/2020
İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ tarafından verilen 13/07/2017 tarihli kararına karşı, davalı tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı bankanın Zeytinburnu Bulvar şubesine ait 50.000,00 TL bedelli 28/07/2015 tarihli … numaralı, 30/07/2015 tarihli … numaralı, 03/08/2015 tarihli … numaralı, 05/08/2015 tarihli … numaralı, 07/08/2015 tarihli … numaralı, 10/087/2015 tarihli … numaralı, 57.000,00 TL Euro bedelli 10/08/2015 tarihli … numaralı çeklerinin davalı bankaya sunulduğunu, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/782 Esas sayılı iflas erteleme talepli davada verilen ihtiyati tedbir kararı gerekçe gösterilerek ödeme işlemi yapılmadığını ve çekin arkasına tedbir kararı ile şirkete kayyum ataması yapıldığından çekte kayyum uygunluğu bulunmadığı için işlem yapılamadığınının kaydı düşüldüğünü, mahkemenin tedbir kararının 25/11/2015 tarihli duruşmada kaldırıldığını, taraflarına 02/12/2015 tarihinde tebliğ edildiğini, iş bu karar üzerine 08/12/2015 tarihinde çeklerin sorumluluk bedelinin, bankanın Kısıklı Şubesine dilekçe yazılarak talep edildiğini, kendilerinden faktoring sözleşmesinin istenmesi üzerine verildiğini, tedbir kararı nedeniyle ödemesi yapılmayan çeklere ek olarak 57.500 USD bedelli 28/08/2015 tarihli … numaralı, 39.000,00 EURO bedelli 09/09/2015 tarihli … numaralı, 45.500,00 EURO 26/09/2015 tarihli … numaralı 4 adet çekin de sunulduğunu, ödeme yapılmadığını, hatta cevap bile verilmediğini, davalı tarafça icra takibine haksız şekilde itiraz edilmesi nedeniyle itirazın iptali ile %20 inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu çekin keşidecesinin … firması hakkında ihtiyati tedbir ve kayyım atama kararının bulunduğunu, söz konusu çeklerin ibraz tarihinin tedbir kararından sonra olduğunu, dava konusu çeklerde kayyum uygunluğu olmadığından çeklerde aranın keşideci imzası unsurunun eksik olduğunu bu nedenle dava konusu çeklerin çek vasfının haiz olmadığını, kötü niyeti tazminatının reddi gerektiğini beyan etmişlerdir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/07/2017 tarihli 2016/31 Esas-2017/625 Karar sayılı kararıyla; “5941 sayılı yasanın 3. maddesi ile çek garanti bedelleri bankalar açısından bir mecburiyet olarak düzenlendiği, yani çek garanti bedellerinin, çeki ödemeyen keşideciye çek koçanı vermiş olması sebebiyle, bir anlamda üçüncü kişilerin korunması adına bankanın kısmen sorumlu tutulması anlamına geldiği, meşru hamile karşı ve süresinde ibraz edilen çek yönünden bankanın bu sorumluluktan kurtulması mümkün olmadığı, çek garanti bedellerinin üçüncü kişiye karşı bankanın şahsen üstlendiği borcu olması sebebiyle, keşidecinin iflası, iflasının ertelenmesi veya keşideciye kayyum atanması bankayı üçüncü kişiye karşı olan bu borcundan kurtaramayacağı” gerekçesiyle; “Davanın kabulüne, İstanbul … İcra Dairesi’nin … esas sayılı takibine vaki davalı borçlu itirazının iptali ile takibin aynen devamına, Alacağın %20’si olan 2.640,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; … Firması tarafından iflas erteleme davası açıldığını, banka tarafından çeklerde “kayyum onayı aranmasının” tedbir kararına uygun olduğunu, kayyum imzasının ve uygunluğunun bulunmadığı çeklerde, müvekkilinden çek garanti bedellerinin talep edilmesinin mümkün bulunmadığını, çeklerin ibraz tarihinin tamamının tedbir kararından sonra olduğunu, kayyum uygunluğu bulunmayan çeklerin “karşılıksız” işlemine tabi tutulmadığını, şerh düşüldüğünü, bu durumda çek yasası gereği karşılıksız işlemine tabi tutulmamış çeklerin, garanti tutarının ödenmesi yükümlülüğünün bulunmadığını Çek Kanunu 3. Maddesinde “süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için karşılığının bulunmaması halinde” denildiğini, oysa dava konusu çeklerde karşılıksız kaşesi bulunmadığını, kayyum uygunluğu bulunmayan çeklerde “keşideci imzasının” varlığından söz edilemeyeceğini, kambiyo vasfını yitireceğini, beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekilinin istinafa cevabında; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 27/09/2011 tarihli 2011/11351 E, 2011/10999 K sayılı kararında “..çeklerin keşidecisinin iflasın ertelenmesi talebi ile dava açtığı, tedbir kararı olsa bile, karşılıksız kalan çeklerden dolayı davalının yasal sorumluluğunu yerine getirmesinin zorunlu olduğu..” hüküm altına alındığını, Çek Kanunu 3. Maddesinde, çek garanti bedellerinin bankalar açısından bir zorunluluk olarak düzenlendiğini, keşidecinin iflası, iflasın ertelenmesi veya keşideciye kayyum atanmasının bankayı üçüncü kişiye borcundan kurtarmayacağını, iflas erteleme tedbir kararının 25/11/2015 tarihinde kaldırılmasından sonra 08/12/2015 tarihinde davalı bankaya yazılı başvuru yapılmasına rağmen ödeme yapılmadığını, alacak miktarının likit olduğunu beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER; İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyada; davacı tarafça davalı aleyhine 11 adet çeke ait banka sorumluluk bedellerinin takip tarihinden itibaren yıllık %10,50 ticari faiziyle birlikte tahsili talebiyle ilamsız takip başlattığı, davalı bankanın borca itiraz ettiği görülmüştür. Mahkemece bankacı bilirkişiden alınan 08/05/2017 tarihli raporda; takibe konu çeklerin ibraz tarihinden önce İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/782 Esas sayılı iflas erteleme talepli davada 24/07/2015 tarihinde tedbir kararı verildiğini, çeklerin arkasında bu tedbir kararının gerekçe gösterilerek, çekte kayyum uygunluğu bulunmadığından işlem yapılmadığına dair şerh düşüldüğünü, tedbir kararının 25/11/2015 tarihinde kaldırıldığını, davacının 08/12/2015 ve 10/12/2015 tarihlerinde başvuruda bulunduğunu, iflas erteleme davasında davalı bankanın taraf olmadığını, tedbir kararında bankanın çek sorumluluğunun ödenmemesi yönünde bir hüküm bulunmadığını, davalı bankanın 11 adet çekten dolayı 13.200 TL ödemesi gerektiğini beyan etmiştir.
G E R E K Ç E: İtirazın iptali talepli davada, davacı alacaklının, … Bankası Zeytinburnu Şubesi tarafından verilen ve keşidecisi dava dışı … Ltd. Şti. olan çekleri bankaya ibraz ettiği, davalı bankanın çeklerin arkasına ” İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/782 sayılı kararı ile firmaya kayyum ataması yapıldığından, çekte kayyum uyumu bulunmadığından işlem yapılmamıştır” şerhini düştüğü, mahkemenin 24/07/2015 tarihli tedbir kararı ile şirkete kayyum atandığı, İİK 179/a maddesi gereğince şirket yönetim kurulu ve ortaklarının yetkilerinin devamına ancak atanan kayyumların nezaret ve denetiminde yürütülmesine, alınacak tüm kararların kayyum onayına tabi tutulmasını karar verildiği anlaşılmıştır. İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/11/2015 tarihli kararı ile kayyum ve tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Davacı tarafça çekler 08/12/2015 ve 10/12/2015 tarihlerinde tekrar ibraz edilerek, yazılı başvuruda bulunulmuş ancak davalı banka tarafından ödeme yapılmamıştır. Çek garanti tutarının kaynağı olan 5941 Sayılı Yasa’nın 3. Maddesine göre ibraz tarihinde çeklerin karşılığının bulunmaması halinde, bankanın yasa gereği sorumlu olduğu garanti tutarını ödemesi gerekirken ödemekten kaçındığı tespit edilmekle, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 901,69 TL harçtan peşin alınan 225,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 676,19 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 04/12/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.