Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6774 Esas
KARAR NO: 2020/2101 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/05/2017
NUMARASI: 2015/190 E. – 2017/503 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/12/2020
İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ tarafından verilen 29/05/2017 tarihli kararına karşı, davalı tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu 28.02.2014 keşide tarihli 100.000 TL bedelli … seri no.lu … Bankası Barajyolu / Adana Şb.’ne ait çekin davalı tarafından keşide edilerek dava dışı … Ltd. Şti.’ne teslim edildiğini, … Şti.’nin müvekkili bankaya karşı doğmuş ve doğacak borçlarını ödenmesinin temini zımmında iktisap edildiğini, çekin bedelinin ödenmemesi üzerine bu çeke dayalı olarak İstanbul … İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun yapılan takibe itiraz ettiğini beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili ile davacı arasında herhangi bir ticari münasebet bulunmamasından ötürü görevsizlik kararı verilmesini, davacı tarafından başlatılan takip konusu çek ile ilgili olarak takip tarihinden önce Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/206 E. Sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını, bu çekle ilgili olarak tedbir kararı alındığını, dava konusu çek dahil 7 adet çekin dava dışı … Ltd. Şti.’ne mal almak amacı ile verildiğini, ancak dava dışı şirketin müvekkili şirkete ekonomik nedenlerden dolayı mal teslim edemeyeceğini açıkça bildirdiğini, ancak kötü niyetli olarak alınan çekleri müvekkiline teslim etmediğini davacı alacaklıya verdiğini, müvekkili hakkında başlatılan icra takibinde yetkili icra dairesinin Adana icra daireleri olduğunu İstanbul İcra Dairesinin yetkisizliğine, davanın reddine, borçlu müvekkili hakkında başlatılan takibin iptaline, karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesinin 29.05.2017 tarihli 2015/190 E. – 2017/503 K.sayılı kararıyla; “Mahkeme dosyasında ek bilirkişi raporu göz önüne alındığında dosyaya sunulan dava konusu çekin arka yüzü ve tevdi bordrosu üzerindeki kayıtlardan çekin rehin cirosu ile devredildiğinin ispatlanamadığı anlaşıldığı, yapılan cironun tahsil cirosu olduğu ” gerekçesiyle; davanın kabulü ile, davalının İstanbul … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına karşı yapmış olduğu itirazın iptaline, icra takibinin 100.000 -TL üzerinden takip talebindeki koşullar dairesinde devamına, hükmolunan esas alacağın takdiren %20 si 20.000 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davacının çek bordrosunu dosyaya sunamamasına ve çeki teminata yönelik rehin cirosu dışında başka bir ciro ile aldığını ispatlayamamasına rağmen davanın kabulüne karar verildiğini, teminat için alınan çekin rehin cirosu taşıdığını, davacının yetkili hamil olmadığı çeke bağlı olarak ileri sürdüğü taleplerin haksız olduğunu, ciro ilişkisinin geçerli bir ciro olmadığını, müvekkilinin … Şirketinden alacaklı olduğunun belirlendiğini, buna rağmen müvekkilinin sebepsiz zenginleştiğinin kabul edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkilinin kötüniyetli olduğuna dair delil sunulamamasına rağmen inkar tazminatına hükmedilmesinin başlı başına bozma nedeni olduğunu, gerekçeli kararda belirtilenin aksine kambiyo senedine yapılan cironun rehin niteliğine haiz olduğunu, ayrıca teminat içindir yazılmasının şart olmadığını beyanla kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında, davacı tarafından davalı … Ltd. Şti. Aleyhine 28/02/2014 keşide tarihli 100.000,00 TL bedelli çek alacağının, takip tarihinden itibaren yıllık %9 yasal faiziyle tahsili talebiyle ilamsız icra takibi başlattığı, davalının borca, faiz oranına ve yetkiye itiraz ettiği, yetkili icra müdürlüğünü göstermediği görülmüştür. Mahkemece alınan iki kişilik bilirkişi heyet raporunda; davacının ticari defterlerinin Ticaret Kanununa uygun olduğu, dava dışı … A.Ş ‘den alacaklı olduğu, çekin arka yüzünün örneğinin sunulmadığı, çekin ne şekilde cirolandığının anlaşılamadığı, gerek dava dilekçesinde yer alan çekin “doğacak alacakların temini için alındığı” ifadesi, gerekse çekin tevdi tarihi itibariyle muhtelif aylık taksit tutarları ile dava konusu çek arasında maddi tutar yönünden bir illet bağı kurulamaması karşısında çekin teminat çeki vasfı taşıyor olabileceği sonucuna varıldığı, bu durumda davacının çekin arka yüzünü, çek tevdi bordrosunu dosyaya sunması gerektiği, çeki teminata yönelik rehin cirosu dışında bir ciro ile aldığını ispatlaması gerektiği, aksi halde teminat için alınan çekteki ciro rehin cirosu taşıyacağından davacının yetkili hamil olmadığı çeke bağlı ileri sürdüğü taleplerin haksız olduğu sonucuna ulaşıldığı, ikinci ihtimalde ise davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanmak suretiyle keşideci sıfatını taşıyan davalıdan talep hakkı olduğu, Adana 1. Ticaret mahkemesinin 2014/6 Esas sayılı dosyasına davalı keşidecinin verdiği beyan doğrultusunda dava konusu çek bedelini dava dışı lehtara ödediğini ispatlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Mahkemece bilirkişilerden ek rapor alınmış, ek raporda; davalı şirketin 2013/2014 yılı ticari defterleri üzerinde yapılan incelemelerde dava konusu çekle ilgili herhangi bir muhasebe kaydına rastlanılmadığı, davacı yanın ticari defterler üzerinde yapılan incelemede davacı yanın dava dışı … A.Ş. ‘den 300.659,63USD ve 169.355,51 TL alacaklı olduğunun bildirildiği, kök rapordan sonra dosyaya sunulan dava konusu çekin arka yüzü ve tevdi bordrosu üzerindeki kayıtlardan çekin rehin cirosu ile devredildiğinin ispatlanamadığı, mali inceleme ile davalının borçlu olduğu tutarın dava konusu çek tutarından daha yüksek olduğu, davacının ilamsız takip konusu çeke dayalı alacak iddiasının TTK 732 kapsamında sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanmak suretiyle keşideci sıfatını taşıyan davalıdan talep hakkı olduğu, buna karşın davalının sebepsiz zenginleşmediğini ispat edemediği ve dava konusu icra dosyasına yaptığı itirazın haksız olduğu sonucuna ulaşıldığının belirtildiği görülmüştür. Davacı tarafça dosyaya 10/06/2013 tarihli çek teslim bordrosu ve çekin ön ve arka yüzünü gösterir fotokopisi sunulmuştur. Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/206 Esas sayılı dosyasında, davalı … İnşaat şirketi tarafından dava dışı … şirketi aleyhine, dört adet çekten dolayı menfi tespit davası açıldığı, çeklerin bu davaya konu çeklerden olmadığı anlaşılmıştır. Dosyaya dava konusu alacağın davacı tarafça … A.Ş.’ye devrine ilişkin temlikname sunulmuştur.
G E R E K Ç E: İtirazın iptali talepli davada; davalı vekili ilamsız takibe dayanak yapılan çekin teminat çeki olduğunu ve rehin cirosu ile davacı bankaya verildiğini, bankanın yetkili hamil olmadığını, dava dışı … şirketinin müvekkiline mal teslim etmediğini, çekleri de iade etmediğini ileri sürmüştür. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyaya ibraz edilen çek örneği ve 10/06/2013 tarihli çek bordrosundan, dava dışı … şirketi tarafından, dava konusu çek ile dava dışı 30/05/2014 tarihli 100.000,00 TL bedelli çeklerin davacıya cirolanarak verildiği, lehtar tarafından yapılan ciroda rehin, teminat veya tahsil amacıyla yapıldığı yönünde bir ibare bulunmadığı, çekin temlik cirosu ile davacı bankaya geçmiş olduğu, çek tevdi bordrosunda da çekin teminat çeki olduğuna dair bir ibare bulunmadığı ve çek örneğinden süresinde bankaya ibraz edilmediği görülmekle, davalı tarafın çekin teminat amacıyla davacıya verildiğine yönelik savunması yerinde görülmemiştir.Çekin süresinde muhatap bankaya ibraz edilmemesi halinde hamil, ciranta ve keşideciye karşı kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını kaybeder. Bu durumda çeke dayalı müracaat hakkını kaybeden hamil alacağına kavuşabilmesi için iki yola başvurabilir. Hamil aralarındaki temel ilişkiye dayanarak çeki devraldığı ciranta veya lehtara başvurarak ve süresinde ibraz edilmeyen çeki yazılı delil başlangıcı olarak göstermek suretiyle, alacağını diğer her türlü delille ispat edebilir, ya da TTK’nın 732. maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayanarak ve sadece keşideciden alacağını talep edebilir. Somut olayda, davacı hamilin, keşideci borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlattığı ve TTK 732. Maddesine dayanarak sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacağının tahsilini talep ettiği, davalının bedelsizlik iddiasının şahsi defi olup iyiniyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceği, ispat yükü kendisinde olan davalının sebepsiz zenginleşmediğini ispat edemediği, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 6.831,00 TL harçtan peşin alınan 1.707,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.123,25 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 04/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.