Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6732 E. 2020/2057 K. 27.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6732 Esas
KARAR NO : 2020/2057
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/10/2017
NUMARASI : 2017/120 E. – 2017/713 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 27/11/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Dava, cari hesap borcunun ödenmediği iddiası ile başlatılan takibe vaki itiraz üzerine İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporunda da tespit edilen, 28.10.2016 tarihli 4.225,00-TL’lik ödemenin tarafların hesaplarındaki mutabakat farkından dolayı oluşan ve Müvekkiline gönderilen faturalara istinaden yapılan ödeme olduğunu, davacının iddia etmiş olduğu bakiye 6.126,33-TL’nin bir kısmının iade faturasındaki 5.400-TL’lik kısım, kalan ise davacının carisinde bulunduğunu iddia ettiği ancak Müvekkile gönderilmeyen faturalardaki kısım olduğunu, İade faturası düzenlenmiş ve davacıya gönderilmiş olmasına rağmen davacı bu faturayı cari hesabına dahi kaydetmemesi nedeni ile müvekkili şirketin mağdur olduğunu, davacı şirketin “faturaların yanlış kesildiğinden bahisle iade faturası kesilmesi” talebini müvekkiline şifahi olarak iletildiğini, ancak sonrasında kötüniyetli olarak iade faturası kesildiğini reddedip hal fiyatlarının çok üzerinde sattığı meyve ve sebzelerin bedelini Müvekkilinden tahsil etmeye çalışmakta olduğunu, İade faturasından sonra bakiye tutarlara ilişkin faturaların müvekkili şirkete tebliğ edilmemiş olduğunu, müvekkilinin borcu olmadığını, VUK madde 230’da faturanın şeklinin düzenlendiğini, faturada olması gereken asgari şekil şartları belirtilmiş olup bilirkişinin iddia ettiği gibi iade faturasında herhangi bir tarafın kaşesi ve imzasına gerek olmadığını, Tebliğ edilmeyen faturaların delil niteliği olmadığını, bilirkişi incelemesinin teknik ve bilimsel gerçeklere dayanmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut uyuşmazlıkta mahkemece alınan ve Dairemizce de hükme elverişli bulunan bilirkişi raporuna göre; davacının defterlerine göre 5.172,60TL alacaklı olduğu, davalının defterlerine göre borcu bulunmadığı, tarafların defterleri arasındaki farkın; davalı tarafça kesilen ve davacının defterinde yer almayan 5.400,00TL bedelli iade faturası ile davalı defterinde kayıtlı olup davacıda kayıtlı olmayan ve dayanak belgesi ibraz edilemeyen 670,00TL virman işlemi, davalı yanca 21.10.2016’da yapılan 4.225,06TL’lik ödemenin davacı defterine 1000TL fazla olarak 5.225,06TL olarak kaydedilmesi ve davacıda kayıtlı olup davalıda kayıtlı olmayan 102,60TL’lik faturadan kaynaklandığı ve neticeten davacının takip tarihinde 5.172,60TL + 1000 – 102,60 = 6.070,00TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davacı yanca kabul edilmeyen ve davacının defterinde de kayıtlı olmayan iade faturasının alacaktan mahsup edilmemesi yerinde olduğu gibi mahkemece davalının kendi defterinde kayıtlı olan faturalar ve cari hesap farkı değerlendirilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesi de yerindedir. Açıklanan nedenle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 414,64TL harç davalı yanca peşin yatırılmış olmakla yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 27/11/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.