Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6730 E. 2018/449 K. 28.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2017/6730 Esas
KARAR NO : 2018/449 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI : 2017/122 E.,
DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
KARAR TARİHİ : 28/02/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, “davalı ile noterden 28/02/2013 tarihli Finansal Kiralama sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmenin 02.11.2015’te tadil edilğini, bu sözleşme kapsamında İstanbul Beşiktaş ilçesindeki 839 m2’lik bahçeli kargir işyeri niteliğindeki taşınmazın davalıya teslim edildiğini, ancak davalının kira bedellerini ödemeyip temerrüde düştüğünü, davalıya 20.10.2016 tarihinde ihtarname gönderilerek 60 gün süre verilmesine rağmen ödemelerin yapılmadığını, 60 günden sonraki 3 gün içinde kira konusu malın da iade edilmediğini, fesih ihtarında belirtilen sürelerde borcun ödenmediğini ve sözleşme konusu malın iade edilmediğini, davadan önce İstanbul 9. Ticaret Mahkemesi’nden ihtiyati tedbir talep ettiklerini ve mahkemenin 2017/111 Değişik İş dosyasında 27.01.2017 tarihinde kira konusu malın tedbiren müvekkiline teslimine karar verildiğini” iddia ile, sözleşme konusu taşınmazın müvekkiline iade ve teslimini, aynen iade ve teslim imkansızlaşmış ise dava değerinin davalıdan tahsilini ve dosyada şerhler haznesinde yer alan finansal kiralama şerhinin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, “dava değerinin 50.000 TL olarak gösterildiğini ancak taşınmazın 07.03.2013 tarihinde davacıya satış bedelinin 5.400.854 TL olduğunu, bugüne kadar davacıya yapılan kira ödemesinin de 1.222.868,97 USD olduğunu, harç eksiğinin tamamlanması gerektiğini, sözleşmenin klasik anlamda bir finansal kiralama sözleşmesi olmayıp, Aralık 2012 tarihinde yapılan yasa değişiklikliği ile düzenlenen ve “sat ve geri kirala ” olarak bilinen özel bir finansal kiralama şekli olduğunu, bu gayrimenkulün mülkiyeti müvekkiline ait iken de, sonunda davacıya satılıp yeri kiralandıktan sonra da hiçbir zaman şirket faaliyetleriyle ilgili kullanılmadığını, . Ltd.adlı şirket tarafından kira sözleşmesiyle restaurant olarak kullanıldığını, davacının kiralananın 3.kişiye kullandırılmasına muvafakat ettiğini, dolayısıyla taşınmazın zilyedinin müvekkili olmayıp, 3.kişi şirket olduğunu, bu nedenle gayrimenkulün teslimi için müvekkiline karşı dava açılamayacağını, Borçlar Kanunu hükümlerine göre akdin tarihi ve mecurun tahliyesi için alt kiracıya karşı dava açması gerektiğini, bugüne kadar davacıya 1.222.868 USD kira ödemesi yapıldığını ve temerrütün söz konusu olmadığını, Finansal Kiralama sözleşmesinin haklı fesih koşullarının oluşmadığını, bu konuda ihtarnameye itiraz ettiklerini, İstanbul 9. Ticaret Mahkemesinin vermiş olduğu 27.01.2017 tarihli tedbir kararının, dava dışı..şirketinin kiracılık haklarını ortadan kaldırdığını,” savunarak davanın reddini, tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir.
Mahkeme 11.04.2017 tarihinde yaptığı duruşmada, ihtiyati tedbir şartlarının oluştuğu gerekçesiyle tedbirin kaldırılması talebini reddetmiştir.
3.kişi konumundaki…Ltd.Şirketinin itirazın 11.04.2017 tarihinde ve duruşmalı olarak incelenmesine dair 09.03.2017 tarihli ara karara karşı istinaf başvurusunda bulunduğu ve bu başvurunun dairemizce 18.07.2017 tarihinde, “.. şirketinin talebi hakkında verilmiş bir red kararı bulunmadığından” geri çevrildiği, mahekemece 11.10.2017 tarihinde tekrar duruşma yapılarak, İstanbul 9. Ticaret Mahkemesi’nin verdiği ihtiyati tedbir kararı itirazın reddine karar verildiği, karar başlığından itiraz eden olarak davacı … şirketinin yer aldığı ve duruşmaya dava dışı 3.kişi … Şirketinin katılmadığı görülmektedir.
Bu karara karşı davalı …vekili istinaf isteminde bulunmuş ve “mahkemenin red gerekçesinin itiraz nedenlerini karşılamadığını, Finansal Kiralama Kanunu gayrimenkulün zilyedinin müvekkili olmadığını, Finansal Kiralama kiralarının davacıya ödendiğini, taraflar arasındaki Finansal Kiralama sözleşmesininin klasik anlamda Finansal Kiralama olmayıp, sat-geri kirala biçiminde özel bir Finansal Kiralama olduğunu, kira konusu gayrimenkulde dava dışı … Şirketi kiracı olduğundan, bu şirketin Borçlar Kanunun’dan doğan kiracılık hakları nedeniyle üçlü ilişkiye 6361 Sayılı Finansal Kiralama Kanunu’nun değil, Borçlar Kanunu’nun uygulanacağı ve davanın … karşı Borçlar Kanunu hükümlerine göre dava açması gerektiğini” iddia ile kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde, “Finansal Kiralama sözleşmesinin feshi ile, davalı ile olan sürekli borç ilişkisinin sona erdiğini, davalının kira konusu gayrimenkuldeki zilyetliğinin de hukuken sona erdiğini, davalının haksız zilyet durumuna düştüğünü, taraflar arasındaki sözleşmenin adi kira sözleşmesi değil, Finansal Kiralama sözleşmesi olduğunu, 3.kişi konumundaki… şirketinin, kendilerinin muhatabı olmadığını, 6361 sayılı Kanun’un 32 ve 33.maddeleri gereği verilen tedbir kararının doğru olduğunu, 6361 sayılı Kanun’un 34.maddesine göre Finansal Kiralama sözleşmesi hakkında Medeni Kanun’un 764, 765, 766 maddelerinin, TBK’nun konut ve çatılı işyeri kiralarına ilişkin hükümlerinin uygulanmayacağını, alt kiracının, asıl kiracıdan bağımsız bir hakkı bulumadığını, alt kira sözleşmesinin asıl kira sözleşmesi yürürlükte kaldığı sürece geçerli olduğunu, asıl kira sözleşmesinin feshi ile birlikte alt kira sözleşmesinin de fesholunmuş sayılacağını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2001/6-653 Esas, 2001/672 Karar sayılı, 03.10.2001 tarihli kararının ve öğretideki görüşlerin de bu yönde olduğunun, somut olayda Finansal Kiralama sözleşmesi temerrüt nedeniyle feshedildiğinden, kira ilişkisinin ortadan kalktığını, dolayısıyla alt kira ilişkisinin de son bulduğunu” savunarak ve dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek istinaf isteminin reddini istemiştir.
Mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararına karşın dava dışı 3.kişi durumundaki… Şirketinin istinafı üzerine dosya dairemize gönderildiği ve dairemizin 18.07.2017 tarihli kararıyla, dava dışı … Şirketinin itirazı hakkında verilmiş bir red kararı bulunmadığından, bu itirazla ilgili bir karar verilmek üzere dosyanın mahalline geri çevrildiği, bu sırada mahkemece verilen 11.04.2017 tarihli ihtiyati tedbir kararının davalı … Şirketine daha önce yapılmayan tebliğ işleminin de yapıldığı, 13.11.2017 tarihinde yapılan tebligat üzerine bu kez Davalı … Şirketinin de istinaf isteminde bulunduğu, ancak bu kez de dava dışı… Şirketinin tedbire itirazının reddine dair 31.10.2017 tarihli kararın adı geçen 3.kişi şirkete tebliğ edilmeden dosyanın dairemize intikal ettirildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle 31.10.2017 tarihli red kararının dava dışı ve talebinde etkilenen 3.kişi …Şirketine tebliğ edildikten ve bu karara karşı başvuru süresi geçtikten sonra davalının istinaf istemi incelenmek üzerine dosyanın yeniden dairemize gönderilmek üzere, bu aşamada ilk derece mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir.
KARAR:
Yukarıda belirtilen gerekçe ile, 31.10.2017 tarihli red kararı dava dışı … Şirketine tebliğ edilerek, başvuru süresi geçtikten sonra yeniden dairemize gönderilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
İstinaf incelemesi yapılmadığından şimdilik harç konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 28/02/2018