Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6718 E. 2018/575 K. 12.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2017/6718 Esas
KARAR NO : 2018/575
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2017/1008
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 12/03/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya mal satıp teslim ettiğini, davalının müvekkiline ödenmemiş 77.099,53 EURO borcu bulunduğunu, bu borcun 72.000 EURO kısmı için davalının iki adet (27.000 EURO ve 45.000 EURO bedelli) çek verdiğini, ancak müvekkilinin çekleri bankaya ibraz edeceği zaman davalının ibraz etmemesi istediğini ve müvekkilinin de bankaya ibraz etmediğini ancak bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı soncu takibin durduğunu, davalının en azından borcun 72.000 EURO’luk kısmı için karine olarak borçlu olduğunu, zira çek bedelinin ödendiğini ya da bedelsiz düzenlendiğini ispatla yükümlü olduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve 72.000 EURO’luk kısım için ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin merkezinin Kocaeli olduğunu, bu nedenle Kocaeli mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkilinin … içme suyu ihalesi için davacıdan malzeme istediğini ancak davacının fatura tanzim edip malları göndermediğini, dolayısıyla mal teslim almadıklarını, ticari defter ve kayıtlar incelendiğinde ve sevk irsaliyeleri sunulduğunda malzemeleri almadıkları ve öyle bir borçları bulunmadığının ortaya çıkacağını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının alacağının yargılamayı gerektirdiği, muaccel bir alacak kabul edilemeyeceği gerekçeleriyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
Davacı vekili, davalının borçları nedeniyle vermiş olduğu çeklerin tutarı olan 72.000 EURO’luk kısım için karine olarak borçlu olduğunu, davalının çeklerin ödendiğini ya da bedelsiz olduğunu ispatlaması gerektiğini, dolayısıyla ihtiyati haciz talebinin kabul edilmesi gerektiğini, İİK’nun 257.maddesindeki şartların oluştuğunu, bu davada davalı şirketin müvekkilini zarara uğrattığı iddiasının bulunmadığını, Yargıtay içtihatlarına göre yaklaşık ispatın sağlanması halinde her türlü alacağa ihtiyati haciz kararı verilebileceğini bildirmiştir.
Dava dilekçesine ekli çek fotokopilerinin incelenmesinde; bir çekin 31/05/2017 ve 45.000 EURO bedelli, diğerinin ise 09/05/2017 tarihli ve 27.000 EURO bedelli olduğu, keşidecisinin davalı, lehtarının ise davacı olduğu, her iki çekin arkasında da davacının cirosu bulunduğu ve banka kaşelerinin ise iptal edildiği görülmüştür.
Dava dilekçesine ekli bir kısım faturalar sunulmuş ise de, sevk irsaliyelerinin yer almadığı görülmüştür.
Faturaların 2016 tarihli oldukları görülmüştür.
Davacının davalı aleyhine toplam 78.479,40 EURO alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, davalının icra dairesinin yetkisine ve borcun esasına itiraz ettiği görülmüştür.
İcra dosyasının içeriğinde bir kısım mutabakat mektupları ile davacı tarafından davalıdan alınan çeklerle ilgili düzenlenen tahsilat makbuzlarının bulunduğu, ayrıca davalı kaşesi ve imza bulunan teklif mektubu sunmuş olduğu görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, cari hesap ve faturalara dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Daire önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati haciz talebinin reddi kararına yöneliktir. Davacı tarafından itirazın iptali davasına konu takibin dayanağı olarak cari hesap ve faturalar gösterilmiştir. Ödeme emrinde belirtilen faturaların tarihleri 10/10/2016 ila 01/05/2017 tarihleri arasındaki çeşitli tarihleri göstermektedir. Öte yandan davacı vekili, davalının oluşan bu borçları nedeniyle bir adet 45.000, bir adet de 27.000 EURO bedelli çekleri verdiğini belirtmiş olup, söz konusu çeklerin incelenmesinde; çeklerin keşide tarihleri 31/05/2017 ve 09/05/2017 olup ödeme emrinde gösterilen 01/05/2017 tarihli fatura dışındaki diğer faturalardan sonraki bir tarihi taşıdıkları anlaşılmıştır. Yine icra dosyasına sunulan cari hesap özetinde söz konusu çeklerin yer aldığı görülmüştür. Çek bir ödeme aracı olup kural olarak mevcut bir borcun tasfiyesine yönelik olarak verildiğinin kabulü gerekir. Çeklerin keşidecisi davalı, lehtarı da davacı olup sunulan bu çeklerin taraflar arasındaki ilişkiye yönelik olarak verildiği hususunun yaklaşık olarak ispatlandığı kanaatine varılmış olup davacının talebi doğrultusunda çeklerin bedelinin toplamı olan 72.000 EURO’nun takip tarihindeki TL karşılığı olan 296.640,00 TL üzerinden ihtiyati haciz talebinin kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,
2-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/09/2017 gün ve 2017/1008 esas sayılı ihtiyati haciz talebinin reddine dair kararının KALDIRILMASINA,
3-Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabulü ile; 296.640,00 TL alacağın takdiren %20’si oranında nakdi ya da banka teminat mektubu sunulduğunda İİK’nun 257/1 maddesi uyarınca 296.640,00 TL miktarındaki (bunu aşmayacak şekilde) alacağı karşılayacak şekilde davalının taşınır ve taşınmaz malları ile 3.şahıslar nezdindeki hak ve alacaklar üzerine İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının isteği halinde kendisine iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 43,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 128,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına
7-İhtiyati haciz kararının tebliği ve infaz işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.12/03/2018