Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6705 Esas
KARAR NO: 2020/2105 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/03/2017
NUMARASI: 2014/1186 E. – 2017/286 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/12/2020
İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ tarafından verilen 22/03/2017 tarihli kararına karşı davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine istinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalılardan satıcı/ihracatçı … Ltd. Şti. ile alıcı … arasında organizatör firma … Ltd. Şti. aracılığı ile akdedilen 03/11/2012 tarihli satış sözleşmesi tahtında 1000 ton Alüminyum hammadde emtiası alımı için mutabık kalındığı, sözleşme uyarınca malın bedeli, navlun, sigorta, komisyon dahil toplam satış bedeli 5.296.900,00 TL olarak kararlaştırıldığını, bilahare ek sözleşme ile 03/11/2012 tarihli satış sözleşmesine konu malzeme miktarının 1078 ton olarak değiştirilmesi ve bu miktarın 784 tonunun … şirketine, 294 tonunun ise İran da bulunan …’ye gönderilmesi hususunda mutabık kaldıklarını söz konusu değişiklik sonucu 1078 ton malın toplam satış bedelinin 5.826.590,00 TL olarak kararlaştırıldığını, bu satış bedelinin toplam 10 adet proforma faturaya tekabül etmek sureti ile Tahran/İran Sermaye Bank (P.J.S.C) den … AŞ Soğanlık Şubesindeki ihracatçı … firmanın hesabına havale ile gönderildiğini, toplam 1078 ton malın 419,52 tonunu alıcılara tedarik edilmiş olup, karşılığı 1.744.145,72 TL ye tekabül edip, geriye kalan 658.480 ton malında satış sözleşmesi ve ek sözleşmeye aykırı şekilde müvekkilinin müteadit taleplerine ve ihtarlarına rağmen davalılardan ihracatçı … tarafından alıcılara gönderilmediğini, buna karşın … firmasının İran’dan …’ndaki hesabına gönderilmiş olan 5.826.590,00 TL tutarındaki satış bedelinin tamamını … Kartal Soğanlık Şubesindeki hesabından çektiği bilgisinin istihbar edildiğini, …’un söz konusu satış bedelini çekmesi ile belirtilen şekilde 3. kişiler …, … Ltd. Şti., … hesabına hevale ettiğini, müvekkilinin bu suretle zarara uğratıldığını, davalılardan … firmasının bu şekilde 658,480 ton malı İran’da ki alıcılara tedarik etmeksizin satış bedelini …ndan çekebilmiş olmasının … AŞ görevlilerinin de müvekkili ve/veya diğer alıcı tarafından ödenen tutarı çekmelerine/çekebilmelerine müsaade etmiş olmasının tamamen hukuka aykırı olduğunu, paranın İran’dan … hesabına peşin gönderilmesi halinde proforma faturaların …’na ibraz edilmesi gerektiğini, …’nın İran’dan gelen parayı bloke ettiğini, Türkiye de ki hesap sahibinin bloke konulmuş parayı kendi hesabından çekebilmesi için hesap sahibinin …’na ihracatın yapıldığını gösteren gümrük beyannamelerine, ilgili faturaları ve menşe şahadetnamelerini, ibraz etmesinin zaruri olduğunu, …’un söz konusu parayı … hesabından çekebilmesi için ya …’na sahte gümrük beyannamesi sunduğu veya … yetkililerinin sunulan sahte evraklar nezdinde İran’dan gönderilen parayı serbest bıraktıkları yada … yetkililerinin satış sözleşmesinde aracılık eden davalılar … ve …, ihracatçı … şirketi yetkilileri ve …’un parayı çekmesi akabinde parayı göndermiş olduğu 3. kişiler olan … Ltd. Şti., … ve … İşbirliği yaparak müvekkilini hile ile aldattıkları ve müvekkiline satış sözleşmesi konusu malların tamamını göndermeksizin müvekkilinin parasını hukuka aykırı şekilde çektiklerini belirterek Beşiktaş … Noterliğinden 18/02/2014 tarih … y. sayılı ihtarname tebliği ile davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlulukları çerçevesinde müvekkilinin uğradığı zarardan şimdilik 4.082.444,28 TL nin ödendiği tarihten itibaren 3095 sayılı kanunun 2. md. uyarınca değişen oranlarda ticari faizle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılardan … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; müvekkili hakkındaki davanın husumetten reddini talep etmiştir. Davalılardan …, …, …, …, … ve … (… ) vekili cevap dilekçesinde; davacı ile müvekkillerinden … arasında imzalanan sözleşme ve ek sözleşmede imzaları bulunmadığı, sözleşmeye taraf olmadıkları için husumet yönünden reddini, aynı dilekçede diğer davalı … aleyhine açılmış davanın ise müvekkili şirketin sözleşme gereğini yerine getirmediği iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, zira davacı tarafında beyan ettiği 1078 ton emtianın 419,520 tonunun davacıya teslim edildiği, geri kalan 658,480 ton emtianın ise teslim süresinin bitimi olan 31/12/2016 tarihine kadar teslim edileceğini, bu nedenle açılan davanın haksız ve kötüniyetli olduğunu beyan etmiş, davanın reddini istemiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davanın müvekkili açısından hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, zira müvekkili bankanın tarafların edimlerini yerine getirip getirmediğini kontrol etme, denetleme yükümlülüğü ve görevi bulunmadığını, zira davacı tarafın hesaba havale gönderirken havale talimatında herhangi bir kayda ve şarta yer vermediğini, mal teslim edilene kadar paranın blokeye alınması yönünde bir talimatı bulunmadığını, böyle bir talimat olmadığından bankanın resen parayı blokeye alma gibi yetkisi bulunmadığını, kaldı ki dava konusu sözleşmeden anlaşıldığı üzere havalenin peşin ödeme şeklinde yapılan bir işlem olup, önce paranın verilmesi ve sonrada malın gönderilmesini öngören bir ödeme sistemi olduğunu, davacının sözleşme gereği ödemelerini yaptığını, sözleşme gereği teslim edilmemesi hususunun müvekkili bankanın takip edeceği, araştıracağı bir konu olmadığını, tarafların anlaşmalarının peşin para sistemine göre yapıldığını, davacının peşin ödemeyi yapıp karşı tarafın edimini tam yerine getirmemesinin bu taraflar arasında ki bir ihtilaf olup, müvekkili bankayı bağlamayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.03.2017 tarihli 2014/1186 E. – 2017/286 K.sayılı kararıyla; “1-Davalı … aleyhine açılmış olan tazminat davasının ESASTAN REDDİNE, 2-Davalılar …, …, …, …, … ve …-…, … Ltd. Şti. aleyhine açılmış davanın bu davalıların pasif husumet ehliyeti olmadığından bu davalılar hakkındaki DAVANIN HUSUMET YÖNÜNDEN REDDİNE, 3-Davalı … LTD. ŞTİ. aleyhine açılmış tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 3.572.868,58 TL nin 22/02/2014 temerrüt tarihinden itibaren 3095 sayılı kanun 2/2 md. uyarınca ticari avans faizi ile birlikte davalı … Ltd. Şti. den alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine”karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde,Usule ilişkin istinaf sebebi olarak; mahkemenin aldığı kök rapor ve ek raporun çelişkili olduğunu, itirazlarına rağmen çelişki giderilmeden karar verildiğini, kök raporda; “..419,52 Tonluk alüminyum emtia ihracatına ilişkin olarak Proforma Fatura, Gümrük Çıkış Beyannameleri (GÇB), fatura ibrazı karşılığında hesaptan çıkışlarını yapmış daha sonra ise sadece …un talimatına istinaden önceki işlemlerde yaptığı belge ve işlem kontrollerinin hiçbirisini yapmayarak gelen ihracat bedellerini serbest bırakmak suretiyle davalının zararına sebebiyet vermiştir…” denildiğini, ek raporda ise bu beyan ile çelişecek şekilde;”… Ne var ki dava dosyasında, havale göndericisi durumunda olan davacı tarafından davalı Bankaya, havale talimatının, havale alıcısı durumunda olan davalı … Şirketine parayı ödemeden önce bir takım belgelerin ibraz edilmesini bekleme şartına bağlı olarak verildiği hususunu gösteren bir delil bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı Bankanın havale edilen parayı havale alıcısı durumunda olan davalı/… Şirketine ödemekle, aralarındaki akdi ilişkiyi ihlal etmediği ve bu nedenle davalı/Bankanın davacıya karşı akdi sorumluluğunun bulunmadığı kanaatine varılmıştır. …” şeklinde açıklama yapıldığını, bilirkişi raporlarında, Gümrük Çıkış Beyannamesindeki tarihi esas alınarak mallara değer biçildiğini, oysa emtianın gümrükten çıkarıldığı andaki değerinin esas alınmasının hiçbir hukuki dayanağı olmadığını, zarar tutarının hatalı yöntemlere hesaplandığını, hükme esas alınmalarının mümkün olmadığını, -Esasa ilişkin istinaf sebeplerinde; sözleşmenin 4. maddesinde ödeme tutarının LME (London Metal Exchange Londra Metal Borsası) kuru uyarınca hesaplanacağı hususunda mutabık kalındığını, bilirkişilerce hazırlanan raporda, Türkiye Merkez Bankası Kuru verilerinin kullanıldığını, -dava dilekçesinde, iadesini talep ettikleri tutarın 4.082.444,28TL olduğunu belirtmelerine rağmen, davalı …a ödenen toplam tutar olan 5.826.590,00TLden, emtianın gümrük çıkış tarihindeki kur göz önüne bulundurularak hesaplanan 2.253.721,42TLnın çıkartılmasıyla 3.572.868,58 TLnin iade edilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığını, bu sonuca nasıl ulaşıldığının anlaşılamadığını, hesaplamalar yapılırken dava tarihindeki veya fatura kesim anındaki kur değerinin esas alınması gerekirken, yanlış yöntem tercih edildiğini, – kök raporda; “.. İrana yapılan ihracata ilişkin mal bedeli peşin olarak gelse dahi bu ülkeye yönelik yaptırımlar nedeniyle ülkemizde bu işlemlere ancak … gibi kamu bankası aracılık etmekte ve konumuz olayda olduğu gibi işlemleri ön incelemeden geçirdikten sonra kabul etmekteydi. …” denilmesine rağmen, özen gerektiren ve kamu bankası niteliği taşıyan … tarafından yürütülen işbu bankacılık işlemlerinde, Bankanın müvekkilinin talimatı olmadan, gerekli araştırma ve inceleme yapmaksızın davalı şirket yetkililerine İrandan gelen yüklü miktardaki parayı teslim etmesinin, görevini amaca uygun icra etmediğinin ve suiistimal ettiğinin açık göstergesi olduğunu, Müvekkilinin bankalara duyulan genel güven ilkesi çerçevesinde, satış bedelini …na gönderdiğini, havale bedelinin davalılardan … hesabına aktarılabilmesi için mala ilişkin gerekli evrakların (İhracatın yapıldığını gösteren Gümrük Beyannamelerini, geçerli proforma faturaları ve Menşe Şahadetnamelerini vs.) …na sunulması gerektiğini, … yetkililerinden …ın 28.06.2013 tarihli e-mailinde izlenmesi gereken prosedürün izah edilerek hangi belgelerin istenmesi gerektiğinin açıklandığını, bu belgeler olmadan prosedür izlenmeden ödeme yapıldığını, bankanın güven kurumu olması dolayısıyla da gerekli özeni göstermesi gerektiğini, banka özen yükümlülüğüne aykırı davrandığından diğer davalılarla birlikte müteselsilen sorumlu olduğunu, -davalı şirket yetkilileri … ve … aleyhine açılmış olan davanın, husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmişse de; davalıların, … şirketinin yetkilileri olup müvekkiline zarar veren ve bu işten şirketleri vasıtasıyla menfaat elde eden kişiler olmaları sebebiyle zarardan sorumlu olduklarını, -…in, diğer davalılar ile birlikte hareket etmek suretiyle ve menfaat elde ettiğini, -… ve …’nın, … yetkilileri … ve … ile birlikte hareket ederek, davalı … lehine haksız kazanç elde etmeleri ve Müvekkilini zarara uğratmaları sebebiyle, sorumlu olduklarını, beyanla kararın kaldırılarak tüm davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekilinin istinaf dilekçesine karşı cevabında; gönderilen havalenin peşin ödeme şeklinde yapılan bir işlem olduğunu, davacının hesaba havale gönderirken, havale talimatında herhangi bir kayda ve şarta yer vermediğini, mal teslim edilene kadar paranın blokeye alınması yönünde davacının talimatı bulunmadığını, talep olmadığı durumda bankanın resen parayı blokeye alma yetkisinin bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşme koşullarının, müvekkilinin iş ve işlemlerinden bağımsız olduğunu, tarafların edimlerini yerine getirip getirmediğini kontrol etme ve denetleme yükümlülüğü ve görevinin bulunmadığını, kararın hukuka uygun olduğunu beyanla kararın onanmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı … ve diğer davalılar vekilinin istinaf dilekçesine karşı cevabında; raporda çelişki bulunmadığını, toplam emtia bedelinin 5.826.590,00TL olduğu, gönderilen 419,52 ton emtia bedelinin Gümrük çıkış Beyannamelerine göre 2.253.721,42 TL olduğu, gönderilmeyen emtia bedelinin ise doğal olarak 3.572.868,58 TL olduğunu, kararın onanması gerektiğini beyan etmiştir.
DELİLLER: İran’da yerleşik … şirketi ile, davalı … Ltd. Şti. Arasında, 1000 ton alüminyum ham madde emtiasının temini ve satışı konusunda 03/11/2011 tarihli satış sözleşmesi ve aynı tarihli ek sözleşme; dava dışı … Ltd. Şti. , ihracatçı satıcı firma davalı … Ltd. Şti., ithalatçı alıcı firma … şirketi tarafından imzalanmıştır. Sözleşmenin 4. Maddesinde; “Bu sözleşme konusu malların toplam bedeli, Navlun, Sigorta, … Hizmet Komisyonu ve mal bedelinden oluşmaktadır. Bu tutar 5.296.900 TL’sıdır. Bu bedel … firmasının banka hesabına gönderilecektir. Ödenen mal bedeli toplamından satıcı … firması LME+400 USD mal bedeli olarak 1000 ton mal bedeli karşılığı gelmiş bulunan toplam mal bedelinden … Firması %70’lik kısmını alacaktır. Kalan kısım ise … firması banka hesabına iade edilecektir. … firması parti parti yapılan her teslimatta o partiye ait olan %30’luk kısmı … firmasının hesabına ödeyecektir, aynı zamanda … firmasının banka hesabına da, nakliye navlun ve … firmasına ait hizmet bedelini … firması adına ödeyecektir. LME ( Londra Metal Exchange)+400 USD Türkiye Fabrika teslimidir. Ödemede günlük LME kuru baz alınacaktır. Bu kur sipariş avansının satıcı firma hesabına yattığı tarihteki kur olacaktır. Satış fatura bedeli de aynı kurdan olacaktır. 400 USD işçilik bedeli olup bu her sevkiyat ve siparişte sabittir” denilmiştir. İlk derece mahkemesince, Bankacı, Mali, Gümrükçü ve Borçlar Hukuku Öğretim Üyesi Uzmandan oluşturulan heyetten alınan 04/11/2015 günlü raporda; davacı ile davalı … arasında düzenlenen sözleşme ve ek sözleşme uyarınca davacının İran’a ihraç edeceği Alüminyum emtiası için davalı bankanın taahhütname vermesi nedeniyle sorumlu olup, davalı ihracatçı tarafından davacıya gönderilmesi gereken 1078 ton emtiadan 419,52 ton gönderildiği, gönderilmeyen 658,48 tonluk kısmın karşılığı olan 3.572.868,58 TL den davalı … ile birlikte davalı …nın davacı ile arasındaki bankacılık akdi ilişkisini ihlal ettiği, müşterek müteselsil sorumlu olduğu, diğer davalıların ise davacıyı zarara uğratmak için ihracatçı firma ile birlikte ortak hareket ettikleri anlaşılamadığından davacının alacağından sorumlu olmadıkları rapor edilmiştir. Rapora davalı … vekilinin itirazı üzerine, gümrükçü bilirkişi …’nın vefatı nedeniyle ek rapor diğer 3 bilirkişiden alınan 11/08/2016 havale tarihli ek raporda; kök rapordaki açıklamalarda belirtildiği üzere davalı …’un teslim edilmeyen emtia karşılığı 3.572.868,58 TL den sorumlu olduğu, davalı …’nın ise davacının uğradığı zarardan sorumlu olmadığı zira hesap sahibinin bankaya verdiği havale talimatı sonucunda bankayı kendi hesabından belli bir miktarda parayı çekip havale alıcısına ödemeye yetkili kıldığı, havale talimatının herhangi bir şarta mesela belli belgelerin ibraz şartına bağlı olarak verilebileceğini, ancak davalı … Şirketine parayı ödemeden önce bir takım belgelerin ibraz edilmesini bekleme şartına bağlı olarak verildiği hususunu gösteren delil bulunmadığını, havale talimatı sayesinde havale alıcısının havale edilen tutarı kendi adına tahsil etme yetkisine sahip bulunduğunu, bu durumda davalı vekilinin havale edilen parayı havale alıcısı durumunda olan davalı … şirketine ödemekle, aralarındaki akdi ilişkiyi inkar etmediği, bu nedenle davalı bankanın davacıya karşı akdi sorumluluğu bulunmadığı rapor edilmiştir.
G E R E K Ç E: Davacı tarafça,davalı … tarafından, 03/11/2012 tarihli sözleşmede kararlaştırılan 658,480 ton alüminyumun, teslim edilmediğinden bahisle, uğradığı 4.082.444,28 TL zararının ticari faizi ile davalılardan müteselsilen tahsili talep edilmiştir. Mahkemece davalı … Ltd. Şti. hakkında davanın kısmen kabulüne , 3.572.868,58 TL nin 22/02/2014 temerrüt tarihinden itibaren 3095 sayılı kanun 2/2 md. uyarınca ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, … aleyhine açılan davanın esastan reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Davalı … tarafından sözleşme kapsamında, davacıya 419,52 ton alüminyum teslim edildiği, 658,480 ton alüminyumun ise teslim edilmediği, davacının sözleşme uyarınca davalı … … Soğanlık Şubesine 1078 ton emtia satış bedeli olarak kararlaştırılan 5.826.590,00 TL tutarı, davalı … hesabına havale ettiği sabit olmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde sözleşmenin 4. maddesinde ödeme tutarının LME (London Metal Exchange Londra Metal Borsası) kuru uyarınca hesaplanacağı hususunda mutabık kalındığını, bilirkişilerce hazırlanan raporda, Türkiye Merkez Bankası Kuru verilerinin kullanıldığını, ayrıca 3.572.868,58 TL nin nasıl bulunduğunun da anlaşılamadığını, dava tarihindeki veya fatura kesim anındaki kur değerinin esas alınması gerektiğini ileri sürmüştür. Bilirkişi kök raporunun 16. Sayfasında; 419,52 ton alüminyum emtia gönderildiği, ilgili Gümrük Müdürlüklerinden alınan Gümrük Çıkış Beyannamelerine göre 1.258.560 USD olan ihracat bedellerinin TL karşılığının tabloda gösterildiği şekilde 2.253.721,42 TL olarak hesaplandığını beyan etmişlerdir. Tablonun incelenmesinde, Gümrük Çıkış Beyanname tarihlerindeki TCMB’nın USD efektif satış kurunun esas alınarak TL karşılığının bulunduğu görülmüştür. Davacı vekili, rapora itiraz dilekçesinde, 03/11/2012 tarihli satış sözleşmesinde “…Satıcı … LME+400 USD, mal bedeli olarak 1000 ton malzeme karşılığı gelmiş bulunan mal bedelinden … Firması %70’lik kısmı alacaktır, kalan kısmı ise … firması banka hesabına iade edilecektir” denilerek ,mal bedelinin %30’unun davalı …tarafından müvekkiline iade edilmesi gerektiğinin yazılı olduğunu, beyan etmiştir. Ek raporda bilirkişiler tarafından itiraza yönelik inceleme yapılmamıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde, teslim edilmeyen mallar ile ilgili kısmın ifasından vazgeçildiği, müvekkilinin 4.082.444,28 TL zararının bulunduğu beyan edilmişse de; zarar kalemlerinin nelerden ibaret olduğu ve nasıl hesaplandığı anlaşılamamıştır.Davacının teslim edilmeyen mallar için ödenen bedel iadesi dışında zararının bulunup bulunmadığı ve sözleşmenin 4. Maddesine göre talep de bulunup bulunulamayacağı mahkemece değerlendirilmemiştir.Bilirkişi kök raporu ile ek raporda, davalılardan … Bankasının sorumluluğu yönünden farklı görüş beyan edildiği, kök raporu hazırlayan heyette bulunan Gümrük Uzmanı bilirkişinin, vefat etmesi nedeniyle, ek raporu hazırlayan heyette bulunmadığı görülmüştür. Mahkemece davalı bankadan, havale ile ilgili belgeler ve talimat dekontları celp edilmiştir. Dosyanın davacı itirazları doğrultusunda, 17/02/2015 tarihli yazı cevabı ekleri de incelenerek, davalı bankanın davalı …’a yapılan ödemede, kusurunun bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi ve davacı tarafa zarar kalemleri açıklattırılarak, talep edilebilecek zarar miktarının belirlenmesi için, bankacı ve gümrük uzmanı bilirkişilerin bulunduğu yeni bir heyetten rapor alınması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Davacı istinaf başvurusunun HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulüne, davacı vekilinin diğer istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 22/03/2017 tarihli 2014/1186 E. – 2017/286 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, davacı tarafından istinafa geliş aşamasında peşin olarak yatırılan 31,40 TL istinaf maktu karar harcı ile 31,40 TL istinaf nispi harcının talebi halinde davacıya iadesine,4-İstinafa geliş aşamasında davacı tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 122,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 207,70 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 04/12/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.