Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6698 E. 2020/2055 K. 27.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6698 Esas
KARAR NO : 2020/2055
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/09/2017
NUMARASI : 2015/1798 E. – 2017/959 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 27/11/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında imzalanan oto alım-satım sözleşmesi nedeniyle müvekkilinin, davalıya 2 adet senet verdiğini, ancak bir takım kusurlarından ötürü aracın davalıya iade edildiğini, davalının senetleri iade etmediğini, sonrasında da senetleri imha ettiğini bildirdiğini, buna rağmen senetlerin icra takibine konu edildiğini, araç alım-satım sözleşmesinden ötürü verilen bu senetlerin bedelsiz kaldığını, takibe dayanak 05/01/2008 keşide tarihli senedin kambiyo senedi vasfı da taşımadığını, dayanak senetlerden 05/01/2008 tarih 5.000,00 TL.bedelli olan seneden vade tarihinin keşide tarihinden önce 02/01/2008 tarihli olarak yazıldığını belirterek İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına konu senetlerin bedelsiz olması, kambiyo vasfını yitirmiş olması ve zaman aşımına uğramış olması nedeniyle, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe konu edilemeyeceğinden takibin iptaline, takibe dayanak senetlerin dayanağı oto alım-satımı gerçekleşmediğinden bu senetlerden ötürü müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın takip dayanağı senetlerden 1 tanesinin kambiyo senedi vasfı taşımadığı yönündeki itirazlarının yerinde olmadığını, senetlerin vade tarihlerinin 10/01/2008 ve 10/02/2008 tarihli olduğunu, senedin zaman aşımına uğradığı, kambiyo senedi vasfını taşımadığı yönündeki davacı itirazlarının da yerinde olmadığını, davacının senedin verilmesine dayanak olarak bildirdiği sebepler hususunda somut ve yazılı bir delile dayanmadığını, takibe dayanak senetlerin mücerret borç ikrarını içeren imzası kabul edilmiş belgeler olduğunu, taraflar arasında uzun yıllardır süren ticari ilişki olduğunu, arabanın iade edildiği iddiasının da gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddi ile birlikte davacının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… dosya kapsamında yapılan yargılama, toplanan deliller, davalı tarafın yeminli beyanı göz önünde bulundurulduğunda, dava ve takip konusu edilen 2 adet senedin taraflar arasında varlığı kabul edilen oto alım-satımı nedeniyle davacı tarafından davalıya verildiğinin sabit olduğu, davacının satımın gerçekleşmediğini, bu nedenle senetlerin bedelsiz kaldığını ileri sürdüğünü, davalı tarafın aracın davacıya teslim edildiğini, usulüne uygun şekilde iade yapılmadığı için senetlerin davacı tarafa verilmediğini, bu nedenle senet borcunun devam ettiğini savunduğunu, davacı taraf, dava dilekçesinde ve yargılama sürecinde aracı davalıya iade ettiğini ileri sürmüş ise de bu husus davalının kabulünde olmadığını, davacının aracı davalıya iade ettiğini ispatla yükümlü olup, bu iddiasını ve dolayısıyla senetlerin bedelsiz kaldığını ispat edemediği, gerekçesiyle davanın reddine, takip durmadığından davalı tarafın tazminat talebinin reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin yargılama aşamalarında, senedin oto alım satımı için verilip verilmediği hususu ile ilgili olarak davalının isticvap yolu ile beyanının alınması talebini delil listemizde icticvap olmasına rağmen reddettiğini, Yerel mahkemenin söz konusu aracın bizzat davalıya işyerinin bulunduğu yerde iade edildiğine ilişkin olarak beyanda bulunacak olan tanıklarıını, delil listesinde olmasına ve dinlenilecekleri husus yazılı olmasına karşın, davalının tanık dinlenilmesine muvafakati olmadığından bahisle dinlememesinin hatalı olduğunu, Dava konusu senetlerin, oto alım satımına konu aracın karşılığı olarak verildiği, ancak aracın resmi satışının olmadığı ve aracın bir şekilde iade edildiği, gerek davalı ve gerekse mahkemenin de kabulünde olduğunu, satışa konu aracın resmi satışının gerçekleşmediği ve bir şekilde iade edildiği davalının ve mahkemenin de kabulünde olduğuna göre, davacının senet bedellerini ödemek zorunda olup olmadığı ayrı bir hukuki değerlendirmeye ve dolayısı ile senetlerin bedelsizliğine de delil niteliğinde olduğunu, tescile tabi aracın mülkiyetinin hiçbir zaman müvekkile geçmediğini, belkide satışa konu aracın bizzat davalı mülkiyetinde ya da davalı tarafından 3. bir kişiye satıldığını, yani davalının mülkiyeti kendisinde olan bir aracın bedelini müvekkilden tahsil ettiğini, Davanın takip konusu toplam 10.000 TL bedelli iki adet senedin bedelsizliğine ilişkin olduğunu, ancak mahkemenin ara kararla dava değerinin 20.557,36 TL’ye tamamlanarak eksik harcın ikmaline karar verdiğini, bu kararın da hatalı olup dava değerinin senet bedelleri kadar olması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 72.maddesi gereğince menfi tespit istemine dayalı olarak açılmıştır.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut uyuşmazlıkta; takibe konu senetlerde ihdas sebebinin yer almadığı, davacının senetlerin malen düzenlendiğini ancak sözleşmeye konu aracın iade edilmesi nedeni ile bedelsiz kaldığını iddia ettiği, davalının yeminli beyanında senedin malen olduğunu kabul ettiği ancak davacıya teslim edilen aracın fiilen kendisine iade edilmediğini beyan ettiği, bu durumda aracın aynen iade edildiğini ispat yükünün davacıda olduğu, davacının mevcut delil durumuna göre bu iddiasını ispatlayamadığı, araç bilgisi ve satışına ilişkin hiçbir delil sunmadığı dikkate alındığında ilk derece mahkemesinin dava konusu ve değeri itibarı ile tanık dinletme talebinin kabul edilmeyerek davanın reddine karar verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamaktadır.Davacı vekili, mahkemenin ara kararına istinaden dava harcını takip değerine göre tamamlamıştır. İstinaf aşamasında ise dava değeri olarak sadece senet bedellerinin esas alınması gerektiğini ileri sürmüştür. Dava, menfi tespit istemi ile açılmış olup mahkemece davaya konu takip dosyasındaki alacak toplamına göre harcın tamamlatılmasında usule aykırılık bulunmamaktadır.Açıklanan nedenle davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin HMK 353.1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 27/11/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.