Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6683 E. 2020/2148 K. 11.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6683 Esas
KARAR NO: 2020/2148
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/09/2017
NUMARASI: 2014/957 E. – 2017/891 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 11/12/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2011 yılından 31/12/2013 tarihine kadar davalı şirketin personelinin giyim kuşam ve aksesuarlarını tedarik ettiğini, takibe konu faturalarda yer alan kıyafet ve aksesuarların davalının talep etmiş olduğu kurumlarda teslim edildiğini, bir kısım kurumda bizzat personellere giydirildiğini ve zimmet formu doldurulduğunu, buna rağmen bedelinin tahsili için gönderilen ihtarnamelerin bedelinin ödenmediğini, bu sebeple Bakırköy … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibinde bulunduklarını, itiraz üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu belirterek iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili çalışanlarına kıyafet sattığı iddiasıyla 31/12/2013 tarihli faturaları gönderdiğini ancak böyle bir mal teslimi yapılmadığından faturaların iade edildiğini, bu sefer Bakırköy … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibinde bulunulduğunu, müvekkilinin itirazı üzerine iş bu davanın açıldığını, müvekkilinin 1500 e yakın çalışanı bulunduğunu, davacı şirketten herhangi bir mal teslim alınmadığını, şirket kayıtlarında da böyle bir fatura bulunmadığını, davacının fatura ve sevk irsaliyelerinin gerçek olmadığını, davacı zimmet formlarına dayanmış ise de bu formların davacı tarafından üretilip üretilmediği, burada yer alan malları olup olmadığının belli olmadığının, faturadaki mallarla zimmet formlarındaki malların farklılık arz ettiğini, davacının müvekkiline mal sattığını ve satmış olduğu malları teslim ettiğini ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… dosyaya sunulan zimmet formlarında da davalının hizmet sunmuş olduğu … A.Ş deki personele bizzat giysi ve aksesuarların teslim edildiğinin anlaşıldığı, davalı tarafın mal teslimini kabul etmese de … A.Ş personeline gönderilen kıyafetin çalışanlara bizzat davacı şirket çalışanları tarafından tek tek teslim yapılarak zimmet formunda çalışanların imzalarının alındığının anlaşıldığı, davalı şirket yetkilisi …’ın da 26/02/2016 tarihli celsedeki beyanında bu formların kendilerine ait olduğunu kabul ettiği, teslim formlarının davalıya ait olmasının asıllarının teslimi yapıldığına dair davacı tarafından ibraz edilmesi dikkate alındığında … A.Ş yönünden tahsili talep edilen faturaya konu malların davalı çalışanlarına teslim edildiğini kabul etmek gerektiği, davacının, davalı adına Yüzüncüyıl Üniversitesi, Osmangazi Üniversitesi, Toros Üniversitesi rektörlüklerine kargo ile gönderide bulunduklarını beyan ettiği, her ne kadar ilgili üniversitelere yazılan müzekkerelerde verilen cevaplarda kendilerinin doğrudan davacıdan bu şekilde mal teslim almadıklarını iddia etmiş iseler de, kendilerinin bizzat muhatap olmadıkları anlamında cevap verildiği, kargo ile gönderilen malların alınmadığı yönünde açık bir ifade bulunmadığı, davacı tarafından da bununla ilgili kargo ve ambarlara malın teslim edildiğine dair zimmet fişlerinin dosyaya sunulduğu, davalının teslim hususundaki inkarı ile birlikte davacıyla hiç çalışmadığını ileri sürse de aralarında ticari ilişkinin bulunduğunu, davalı şirket yetkilisi tarafından da kabul edildiği, yine davalının hiçbir ticari ilişkisi bulunmadığını beyan etse de kendisine ait güvenlik şirketi armasının davalı tarafından … etiketi yaptırılmış arması sunulduğu, mal siparişine ilişkin mail yazışmalarda aralarında bulunan … isimli şahısla yapıldığı, davalı şirket yetkilisi tarafından kabul edildiği, tüm bu hususlar dikkate alındığında takibe konu malların davalıya teslim edildiği, bedelin ödenmediği, itirazın haksız olduğu anlaşıldığından asıl alacak yönünden yapılan itirazın iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına itirazın likit olan borca karşı yapıldığı anlaşıldığından takdiren %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, dDavacının davasının kısmen kabulü ile; davalının Bakırköy … İcra Müd. … Esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın asıl alacak olan 187.954,84 TL yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine…” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete herhangi bir mal teslimi yapılmamasına rağmen ve bilirkişi raoporunda herhangi bir borç gözükmemesine rağmen davanın kısmen kabulü kararının hatalı olduğunu, faturaların süresinde noter aracılığıyla itiraz edilerek iade edildiğini, Davacı yanca sadece iki adet faturaya ilişkin sevk irsaliyesi sunulabildiğini, bu irsaliyelerin teslim alan kısımlarının boş olduğunu, Bilirkişi raporunda da; … zimmet formu adı altında bulunan belge incelendiğinde bu formların davacı tarafından davalı işçilerine dağıtılan malzemeler olduğunun ispata muhtaç olduğunu belirttiğini, Davacı taraf bir kısım malların davalının talebi üzerine 3 adet üniversiteye teslim edildiğini iddia etmiş ve yazılan müzekkerelere verilen cevapta malların kendilerine teslim edilmediğini açıkça beyan ettiklerini, Mahkemenin gerekçesinde mal teslimi yapıldığının ispatı yönünden kabul edilen zimmet formlarının müvekkiline ait iç zimmet formları olduğunu, mal teslimi için bu zimmet formlarının kabul edilemeyeceğini, zimmet formlarının birbirinin aynı olduğunu, hukuka aykırı şekilde alındığı iddiası ile savcılığa şikayet yapıldığını, zimmet formlarının 23.09.2013 Tarihliyken faturaların 31.12.2013 tarihli olduğunu, fatura içeriğinde yer alan mal adetleri ile zimmet formları arasında çok sayıda fark olduğunu, 052895 nolu faturada 18 ayakkabı satıldığı yer almış ise de; zimmet formlarından binlerce personel ayakkabı teslim edildiğinin görüldüğünü, Davacı yanın iddiasında kıyafetlerin bizzat kendileri tarafından müvekkili şirket personeline giydirildiğini iddia etmiş ve bu hususta tanık itiraza rağmen tanık dinlenilmiş ise de; teslimin yazılı belge ile ispat edileceğini, bununla birlikt ebizzat davacı tanığının müvekkilinin şirketine davacı tarafın elden eslim yaptığı şeklindeki iddianın hilafı hakikat olduğunu belirttiğini, Kargo Teslim Fişlerinin teslimin ispatı için yeterli görülmesinin hatalı olduğunu, Kargonun yazı cevabında ne taşındığı, ne kadar taşındığı belli olmayan isimlerin yazılı olduğu bir belge teslim edildiğini, bu belgenin teslimi ispat için yeterli görülemeyeceğini, Müvekkilinin geçmiş ilişkiyi inkar etmediğini, ticari defterde de bu durumun anlaşıldığını, ancak müvekkilinin dava konusu faturalar içeriğindeki malların teslimini ve satın aldığını inkar ettiğini, mahkemenin gerekçesinde yetkilinin kabulde bulunduğu belirtilmiş ise de bu gerekçenin hatalı olduğunu, müvekkili şirket yetkilisinin böyle bir beyanda bulunmadığını, Reddedilen kısım yönünden müvekkili lehine kötüniyet talep edilmiş olmasına rağmen bu hususta herhangi bir tazminata hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME: Davaya konu Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyada; davacı tarafça davalı aleyhine 187.954,84TL asıl alacak, 5.853,63Tl faiz ki toplam; 193.808,47TL nin takip tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile tahsili istemi ile ilamsız takip başlatılmış, takibin dayanağı olarak 30.12.2013 Tarihli açık faturalar gösterilmiş, davalı borca süresinde itiraz etmiştir. Davacının delil olarak sunduğu zimmet formalarında; Davalı şirketin ismi yer almakta olup proje adı: … AŞ olarak belirtilmiş, teslim alan kısmında isim ve imza yer almaktadır. Davacı bir kısım ürünlerin üniversitelere gönderildiğini iddia etiğinden gelen yazı cevapları incelendiğinde; *Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin 13.05.2015 tarihli yazısında; “ihale yoluyla … Tic AŞ’den koruma ve güvenlik hizmet alımı yapıldığını, personele kıyafet satın alınması veya dağıtımı adı geçen şirketin görev kapsamında olduğu, adı geçen şirket belirtilen kıyafetleri bünyesine dahil olan tüm koruma ve güvenlik personeline zamanında gönderdiğini, bu işleyişe Rektörlüğün dahil olmadığını” belirtmiş, *Toros Üniversitesi 15.05.20125 Tarihli yazısında “…güvenlik giysileri ile ilgili herhangi bir giriş kabul olmadığı gibi adı geçen firmayla herhangi bir ticari alışverişimiz olmamıştır” şeklinde cevap verilmiş, *Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nin 21.05.2015 Tarihli yazısında; “… AŞ’nin üniversitemizden ihale almış olduğu dönemlerde firma tarafından üniversiteye getirilerek kendi personeli eliyle özel güvenlik personelinin şartnamae gereği giyecekleri personele dağıtıım yapılıp giydirildiği tespit edilmiştir, aksi durum halinde sözleşmenin feshi gerekmektedir, ancak giysilerin dağıtıımıyla ilgili Dairemizde herhangi bir belge bulunmamaktadır…” şeklinde cevap verildiği görülmektedir. MM bilirkişi taraf defterlerini inceleyerek tanzim ettiği raporunda özetle; taraf defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu, davacının defterlerine göre 187.956,31 TL alacaklı olduğu, dava konusu faturalar ile birlikte önceye dayalı faturalarınd a defterde kayıtlı olduğu, davalının defterinde bir kısmı fatura ve ödemeler ile birlikte borç bakiyesi gözükmediği, takibe konu faturaların davalı defterinde kayıtlı olmadığı, Faturaların açık fatura olduğunu, Yazılı sözleşme olmadığını, faturalara davalı yanca itiraz edilmiş ise de; tebliğ belgesi olmadığından itirazın sürede olup olmadığının ispata muhtaç olduğunu, sevk irsaliyelerinde teslim alan kısmının boş olduğunu, … zimmet formu adı altında düzenlenen belgeler incelendiğinde bu formların davalı işçilerine dağıtılan malzemeler olduğunun ispata muhtaç olduğunu, Kargo teslim belgesine göre Eylül-Ekim -Kasım 2013’te firma personel listesinde çalışanların ad soyad ve kimlik numaralarının bildirilmesi gerektiğini,, bu durumun ispat muhtaç olduğunu belirtmiştir.
GEREKÇE: Dava, faturalara dayalı alacağın ödenmediği iddiası ile başlatılan ilamsız takipte İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; davalı yan, taraflar arasında önceye dayalı ticari ilişkiyi kabul etmiş ise de; takibe konu faturalar yönünden sözleşme ilişkisini ve teslimi kabul etmemiştir. Takibe konu faturalar davalının ticari defterlerinde kayıtlı değildir. Davacı tarafça sunulan faturalarda teslim alan bölümlerinde isim ve imza bulunmamaktadır. Davacı, usulüne uygun tutulan ticari defterlerinde kayıtlı olan faturaların dayanağını da usulüne uygun olduğunu ispatlamalıdır. Fatura düzenlenmesi ve dayanağı kanıtlanamayan bu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olması tek başına teslimin kanıtı olamaz. Davacı, ürünlerin bir kısmının bizzat personele teslim edildiğini iddia etmiş, bu hususta zimmet formlarına dayanmış ise de; zimmet formları … LTD ŞTİ antetli olduğu gibi teslim alan kısımdaki tüm isimlerin davalı şirket çalışanlarına ait olduğunun tespit edilemediği, bazı formların imza kısmında aynı işaretlerin yer aldığı, zimmet formlarının içeriklerinin takibe konu faturaların içeriği ile aynı olup olmadığının ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Davacının diğer iddiası ise ürünlerin bir kısmının davalı şirket tarafından bildirilen adrese kargo ve ambar ile gönderildiğine ilişkindir. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığı gibi, kargo şirketinin yazı cevabına göre teslimatın içeriğine dair bir açıklama yer almayan, kime tespit edildiği tam olarak belirlenemeyen faturaya konu malların teslim edildiğinin kabulü mümkün değildir. Üniversitelerin yazı cevaplarında da personellerin kıyafetlerinin davacı şirket tarafından teslim edildiği hususunda bir cevap verilmeyip, Yüzüncü Yıl Üniversitesi ve Eskişehir Üniversitesi’nin yazı cevaplarında kıyafetlerin davalı şirket tarafından personele gönderildiğinin belirtildiği dikkate alındığında bu husustaki delillere göre de teslimin sübuta erdiğinden söz edilemeyecektir. Elektronik postalar ancak yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilebileceği gibi mail içerikleri incelendiğinde maillerin farklı tarihlere ilişkin siparişlere yönelik olduğu, fatura ve teslimat bilgisinin yer almadığı görülmüştür. Bu durumda mailler ile birlikte tanık ifadesi değerlendirilerek teslimin ispatlandığından söz edilemeyecektir. Açıklanan nedenlerle davalı yanca davaya konu faturalar yönünden teslimin ispatlanamadığı, davacının delil listesinde açıkça yemin deliline de dayanmadığı dikkate alınarak davanın reddine ve davacının kendi defterinde kayıtlı faturalar yönünden başlattığı takipte kötüniyetle olduğundan söz edilemeyeceğinden davalının tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiş davalı vekilinin istinaf isteminin bu yönü ile kabulü ile HMK 353/1.b.2 md gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, 2- 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22.09.2017 gün ve 2014/957 Esas, 2017/891 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, yeniden hüküm kurulmasına, 3- Davanın REDDİNE, Davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine, 4-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; – Davacıdan alınması gereken 54,40TL harçtan peşin alınan 2340,80TL’nin mahsubu ile bakiye 2.286,40 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine, – Davacı yanca yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, – Davalı yanca yapılan 22,50Tl yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, – Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT gereğince hesaplanan 22.016,59 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; -İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan 3.210,00Tl istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine, -İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 38,40 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 124,10TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 11/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.