Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6646 E. 2020/2240 K. 23.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6646 Esas
KARAR NO: 2020/2240
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/04/2017
NUMARASI: 2015/88 2017/80
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 23/12/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin TPE nezdinde … tescil numaralı endüstriyel tasarım tescil belgesine bağlı çoklu tasarımın 7.1 sırasında yer alan “bıçak” tasarımının, 8.1 sırasında yer alan “kaşık” tasarımının ve 9.1 sırasında yer alan “çatal” tasarımının ayırt edilemeyecek kadar benzerini ve/veya aynısını imal eden/ettiren, satışa sunan, her türlü tanıtım materyalinde kullanılan davalının bu eylemlerinin 554 Sayılı KHK’nın 48 ve 49.maddeleri uyarınca tasarıma tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, bu fiillerin durdurulmasına, önlenmesine, ayrıca haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, giderilmesine ve davalının bu tasarımlara tecavüz eden “…” isimli çatal, kaşık ve bıçak ürünleri nedeniyle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 554 Sayılı KHK’nın 49, 50 ve 52/2-b maddeleri uyarınca 5.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminata, ayrıca davalının … isimli ürünleri nedeniyle de fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6102 Sayılı TTK’nun 56/1-d, e fıkraları uyarınca 5.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminata, hükmün gazetede ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının çoklu tasarım belgesine dayandığını, bu tasarımların 554 Sayılı KHK’nın aradığı özelliklerden yoksun olup anonim nitelikte ürünler olduğunu, yenilik ve ayırt edicilik kriterlerini taşımadığını, davacının lara modelinin ise tescilli olmamakla birlikte tescilli olsa dahi 554 Sayılı KHK’nın aradığı şartları taşımayacağını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; davacıya ait … tescil numaralı endüstriyel tasarım tescil belgesinin 8 no’lu kaşık ve 9 no’lu çatal tasarımlarına yönelik davalı tarafın “…” modeli üzerindeki kullanımlarının bilgilenmiş kullanıcı üzerinde oluşturduğu genel izlenimde belirgin bir farklılığın bulunmadığı, bu sebeple benzer olarak algılandıkları, davalının bu kullanımlarının endüstriyel tasarım hakkına yönelik tecavüz olduğunun değerlendirildiği, yine bu eylemin haksız rekabet olduğu, 7 no’lu endüstriyel tasarım yönünden ise davalının kullanımının bilgilenmiş kullanıcı gözünde farklılık algılamasına neden olduğu, bu yöndeki talebin yerinde olmadığı, somut olayda davalının tasarımı kullanmaktan elde ettiği kazanca göre 5.000 TL maddi tazminatın uygun görüldüğü, manevi tazminat yönünden ise tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve hakkaniyet gereği davacının 5.000 TL talebinin yerinde bulunduğu, hükmün ilanına karar vermek gerektiği, davacı tarafın tescilli olmayan tasarım ve ambalaj kullanımı yönünden de lara isimli ürünün anonim nitelikte olup bu niteliği itibariyle iltibas ve haksız rekabet durumunun gerçekleşmediği, anonim nitelikteki ürünün kendi markası ve ambalajıyla davalının üretme hakkı bulunduğu, bu durumun haksız rekabet teşkil etmeyeceği, ambalaj tasarımları yönünden iddia edilen ambalaj tasarımlarının davalı tarafından kullanıldığına yönelik bir delilin ortaya konulamadığı gerekçeleriyle ” 1-Davacıya ait … nolu kaşık ve … nolu çatal endüstriyel tasarımı yönünden davalı tarafın … modeli kullanımlarının endüstriyel tasarıma yönelik tecaüz ve haksız rekabet olduğunun tespiti ve men’i’ne 2-Davalı tarafın … modeli kaşık ve çatal ürünlerinin satışa sunmasının tanıtım yapmasının üretim yapmasının engellenmesine, 3-Davalıya ait … modeli kaşık çatal ürünleri, tanıtım evrakına, üretim kalıplarına el konulmasına, masrafı davalıdan alınmak suretiyle imhasına, 4-İnternet üzerinde ürün tanıtımının erişimin engellenmesine, 5-Tecavüz tespit edilen ürünler için 5.000,00 TL maddi tazminatın 12.03.2015 tarihinden itibarendeğişen oranlarda ticari faiz ile davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, 6-5.000,00 TL manevi tazminatın 12.03.2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili davacı tarafa ödenmesine, 7-Hüküm kesinleştikten sonra 5 büyük gazeteden birinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle ilanına, 8-… nolu endüstriyel tasarım , tescilli olmayan tasarım ve ambalaj kullanımı yönünden davacı tarafın talepleri yerinde olmadığından bu yöndeki tüm taleplerin reddine ” şeklinde karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir. Davacı vekili, istinaf sebebi olarak; mahkemenin 7.1 sayılı bıçak tasarımına ilişkin talebi reddettiğini, davalının … isimli bıçak ürününün müvekkiline ait … isimli tasarımla aynı ve/veya ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, bu konudaki itirazların dikkate alınmadığını, davalının tasarıma tecavüz oluşturan eylemlerini gösterir nitelikteki 13/02/2015 tarihli irsaliyeli faturasının dosyada mübrez olduğunu, Bakırköy 2.FSHHM’nin 2015/20 D.İş sayılı dosyasında düzenlenen bilirkişi raporunda müvekkiline ait çatal, kaşık, bıçak tasarımı ile davalıya ait çatal, kaşık, bıçak arasında benzerlik bulunduğunu ve benzer olarak algılandıkları yolunda görüş bildirildiğini, 18/07/2016 tarihinde dosya kapsamında yapılan keşif işlemi sonunda dava konusu ürüne rastlanılmamakla birlikte davalı çalışanı/yetkilisi dava konusu ürünleri bir dönem ürettiklerini ve Hisarın tasarımı olduklarını öğrenince satışa sunmadıklarını beyan ettiğini, bu durumun kabul ve ikrar olduğunu, yine müvekkiline ait lara tasarımıyla davalının … isimli kaşık, çatal, bıçak, çay kaşığı vb ürünlerin benzer nitelikte olduğunu, itirazlarının dikkate alınmadığını, bu konudaki görsellere dilekçede yer verdiklerini, mahkemenin 13/12/2016 tarihli ara kararda bilirkişi raporlarındaki kısmi çelişkinin giderilmesini istediğini, ancak bilirkişilerin bu konuda esasa ilişkin bir değerlendirme yapmadığını, bu haliyle raporların çelişkileri giderebilecek nitelikte bulunmadığını, ayrıca Bakırköy 2.FSHHM’nin 2016/41 D.İş sayılı dosyasında düzenlenen raporda müvekkiline ait orjinal ürünün uç ve sap kısmının biçim ve oranları ile farklılaştığını ve ayırt edici nitelik kazandığını tespit ettiklerini, bu rapor ile mahkemece seçilen bilirkişilerin düzenlediği raporun çeliştiğini, ayrıca tespit dosyasındaki raporda müvekkiline ait lara isimli ürünün anonim olduğu yolunda bir tespit yapılmadığını, çelişen bilirkişi raporlarına karşı yaptıkları itirazların dikkate alınmadığını, ayrıca müvekkili şirkete ait özgün, orjinal kutu ambalajlarının da davalı tarafından taklit edildiğini, bu konudaki itirazlarının dikkate alınmadığını, ambalajlarla ilgili karşılaştırmalı görselleri dilekçe içeriğinde sunduklarını, buna göre her iki ambalajın da dikdörtgen kutu formunda, beyaz zemin ile yapıldığı, beyaz zemin üzerinde aynı tonda çatal, bıçak figürlerinin tasarlandığı, bunların aynı konumda yerleştirildiği, iç kısımdaki haznelerin de birebir aynı formatta ve aynı renkte tasarlandığını, Bakırköy 2.FSHHM’nin 2015/20 D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda, ambalajlar arasında ayniyet derecesinde benzerlik bulunduğunun tespit edildiğini, bu yönden mahkeme kararının hatalı olduğunu, bilirkişilerin eksik ve hatalı tespitler yaptığını, müvekkiline ait 7.1 sırasındaki bıçak tasarımının, lara isimli tasarım ve ambalaj tasarımlarının yenilik ve ayırt edicilik niteliğinin haiz olduğunu, huzurdaki davada davalının ürünlerinin aynı ve/veya benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerektiğini, müvekkiline ait ürünün anonim olup olmadığı hususunun değerlendirilemeyeceğini, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 1996/1078 Esas, 1996/1609 Karar Sayılı ilamının emsal nitelikte bulunduğunu, davalının bu eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğini, yeniden yargılama yapılarak taleplerinin tümden kabulünü istemiştir. Davalı vekili, istinaf sebebi olarak; müvekkiline ait olan … modeli ile ilgili olarak 2013 yılından dava tarihine kadar olan dönemde 149.081,87 TL satış hasılatı bildirildiğini ve muhtemel kazancın da 6.840,37 TL olarak hesap edildiğini, bu miktarın dava konusu her iki ürün için geçerli olup toplam rakam olduğunu, ancak bu rakamdan mahkemenin tecavüz vardır dediği ürün için olan net karının 117,06 TL olduğunu, bu hususun kök raporun 9.sayfasında belirtildiğini, dolayısıyla davacının tescilli … isimli ürünü ile ilgili olarak en fazla 117,06 TL tazminat hükmedilebileceği, zira elde edilen karın bu kadar olduğunu, dolayısıyla maddi tazminat miktarının yüksek olduğunu, yine manevi tazminatın da yerinde olmadığını, lara modeli yönünden ise yenilik ve ayırt edicilik vasfı taşımadığının anonim bir ürün olduğunun bu konudaki mahkeme hükmünün yerinde olduğunu, davacının ek-9 olarak dosyaya sunduğu ürün kutusunun müvekkiline ait olmadığı gibi müvekkilinin ürün ambalajlarının ek-27’de sunulduğunu, davacının ürün ambalajlarına yönelik davasının da yerinde olmadığını bildirmiştir. TPE’den gelen cevabi yazı içeriğinden; davacı adına kayıtlı … tescil numaralı endüstriyel tasarım tescil belgesinin 13/10/2006 tarihinden itibaren 5 yıl süreyle tescil edildiği, 13/10/2011’den itibaren 5 yıl müddetle birinci yenilemesinin yapıldığı, tescilin halen geçerliliğini koruduğunun belirtildiği, 7.1 tasarımının bıçak, 8.1 tasarımının kaşık, 9.1 tasarımının ise çatal olduğu görülmüştür. Davalıya ait 13/02/2015 tarihli … numaralı irsaliyeli faturanın incelenmesinde; içeriğinde … yemek kaşık ve … yemek çatalın satışına dair olduğu, yemek istanbul firmasına düzenlendiği görülmüştür. Bakırköy 2.FSHHM’nin 2016/41 D.İş Sayılı dosyasında bilirkişi .. . tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; tespit yapılan işyerinde davacıya ait lara modeli isimli çatal, kaşık, bıçak ürünlerinin aynılarının ve/veya ayrıt edilemeyecek kadar benzerlerinin bulunmadığı, yine davalıya ait şehzade markalı …-… model isimli çatal, kaşık, bıçak ürünlerinin de keşif esnasında mevcut olmadığı, firma yetkililerinin dava konusu ürünlerin yaklaşık bir yıldır ticari ve satış amaçlı işyerinde bulunmadığını belirttikleri yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Bakırköy 2.FSHHM’nin 2015/20 D.İş Sayılı delil tespiti dosyasında alınan ve bilirkişiler Yard. Doç. Dr. …, Dr. … ve … tarafından düzenlenen tarihsiz bilirkişi raporunda; davacıya ait … nolu kaşık ürün görseli ile davalıya ait olduğu belirtilen kaşık ürünü arasında, yine davacıya ait … nolu çatal ürün görseli ile davalıya ait olduğu belirtilen çatal ürünü arasında genel izlenimde farklılık bulunmadığı, benzer olarak algılandıkları, davacıya ait ürün ambalajı ile davalıya ait ürün ambalajı arasında belirgin bir farklılık bulunmadığı, iltibas derecesinde benzerlik olarak algılandıkları yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 11/03/2016 tarihli Yard. Doç. Dr. …, Yard. Doç Dr. … ve … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; davacıya ait … nolu kaşık görseli ile davalıya ait kaşık ürünü arasında, davacıya ait … nolu çatal ürün görseli ile davalıya ait çatal ürünü arasında genel izlenimde farklılık bulunmadığı, bu sebeple benzer olarak algılandıkları, davacıya ait … nolu kaşık ürün görseli ile davalıya ait olduğu iddia edilen çay kaşığı ürünü arasında genel izlenimde farklılık bulunduğu, bu sebeple farklı olarak algılandıkları, davacıya ait ürün ambalajı ile davalı tarafa ait ürün ambalajı arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde oluşturduğu genel izlenimde belirgin bir farklılık bulunmadığı, iltibas derecesinde benzer olarak algılandıkları, davalının ürün ambalajının görsel olarak davacının ürün ambalajına farklılıklardan daha çok ortak özellikler içerdiği ve küçük farklılıkların karıştırılma ihtimalini ortadan kaldırmayacağı, davalının eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğu, davalı tarafın ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfı bulunduğu, davalının … ve … markalı ürün satışlarından 2013 yılından dava tarihine kadar geçen sürede toplam 149.081,87 TL satış hasılatı elde ettiği, mali tablolarda görülen karlılık oranları üzerinden yapılan hesaplamaya göre elde edilen hasılat üzerinden 6.840,37 TL muhtemel kazanç hesap edildiği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında aynı heyetten alınan 24/06/2016 tarihli ek bilirkişi raporunda; davacı adanı tescilli … ve … no’lu tasarımlar ile davalıya ait … modeli çatal, kaşık ve çay kaşığı arasında belirgin bir farklılık bulunmadığı, bu sebeple benzer olarak algılandıkları, davacıya ait tescilsiz lara isimli çatal, bıçak, kaşık seti ile davalıya ait … isimli çatal, bıçak, kaşık setinin benzer olarak algılandıkları, dava dosyasında bulunan ek-7’deki davacıya ait ürün ile ek-9’daki davalıya ait olduğu iddia edilen ürün ambalajlarının benzer olarak algılandıkları, dava dosyasında bulunan ek-7’deki davacıya ait ürün ile ek-27’de davalıya ait olduğu iddia edilen ambalajların farklı olarak algılandıkları, davacı tarafa ait tescilsiz lara isimli çatal, bıçak, kaşık setinin gerek bütünü meydana getiren ögelerin biçimleri, gerekse oranları birbirleri ile olan ilişkileri ve yüzey özellikleri bakımından yenilik ve ayırt edicilik nitelik özelliklerine sahip olmaması nedeniyle anonim olarak tanımlanabileceği, davacı tarafa ait tescilsiz lara adlı ürünler ile davalı tarafın … adlı ürünleri arasında TTK’nun 55/1-a-4 maddesi anlamında iltibas tehlikesi bulunmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, tasarıma tecavüzün tespiti, önlenmesi, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. Davacı taraf, davalının tasarımlarına tecavüzde bulunduğunu iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Yargılama öncesi davacı tarafından davalı aleyhine Bakırköy 2.FSHHM’nin 2015/20 D.İş sayılı dosyasında tespit işlemi yaptırılmış, tespit sonrası düzenlenen bilirkişi heyet raporunda, davacının … (…) tescil numaralı kaşık ürün görseli ile … (…) nolu çatal ürün görseli ile davalı ürünleri arasında yapılan karşılaştırmada benzer olarak algılandıkları, yine sunulan ürün ambalajı yönünden ise benzer olarak algılandıkları yönünde görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında ise alınan 11/03/2016 tarihli ve 24/06/2016 tarihli raporlarda benzer görüşlerin beyan edildiği görülmüştür. Dolayısıyla davacıya ait … tescil numaralı çoklu tasarımın … no’lu kaşık görseli ile davalıya ait kaşık ürünü arasında, yine davacıya ait çoklu tasarımın … no’lu çatal ürün görseli ile davalıya ait çatal ürünü arasında genel izlenimde bir farklılık bulunmadığı, bu itibarla davalının eylemlerinin tasarıma tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği kanaatine varılmıştır. Her ne kadar davacı tarafça çoklu tasarımın 7.1 sayılı bıçak tasarımı yönünden de davalı ürünleri arasında iltibas bulunduğu ve benzer olarak algılandıkları, bu nedenle davalının eyleminin tasarıma tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu ileri sürülmüş ise de, ayrıntılı incelemeyi içerir ve istinaf denetimine elverişli bilirkişi raporları içeriğinden davacının bu yöndeki iddialarının sübuta ermediği anlaşılmıştır. Açıklanan bu yön itibariyle davacının bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde değildir. Öte yandan davacı taraf, ambalaj tasarımı yönünden de tasarıma tecavüz olduğunu ileri sürmüş olup ve yargılama öncesi alınan Bakırköy 2.FSHHM’nin 2015/20 D.İş sayılı dosyasında ürün ambalajı yönünden de benzer olarak algılandıkları yolunda görüş bildirilmiş ise de, bu ambalajların davalıya ait olduğu hususu kesin bir şekilde ispatlanamamıştır. Dolayısıyla davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde değildir. Ayrıca bilirkişi raporlarında kısmi çelişki bulunduğu belirtilmiş ise de, yargılama sırasında alınan ve hükme dayanak yapılan bilirkişi raporları ayrıntılı incelemeyi içerir ve istinaf denetimine elverişli bulunduğundan davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Davalı vekilinin istinafı tazminat miktarına yönelik olup her ne kadar bilirkişi kök raporunda mali tablolarda görülen karlılık oranları üzerinden yapılan hesaplamada 2013 yılından dava tarihine kadar olan dönemde 6.840,37 TL muhtemel kazanç (2015 yılı için ise 117,06 TL) hesap edilmiş ve somut olay bakımından ihlal tarihi de dikkate alındığında 3 yıllık muhtemel kazanç hesabının fazla olduğu kabul edilebilir ise de, somut olayın özelliği, davalının ticaret hacmi, yapılan satışların niteliği gözetildiğinde mahkemece 5.000 TL maddi tazminata hükmedilmesinin hakkaniyet ve nesafete uygun olduğu kanaatine varıldığından davalı vekilinin maddi tazminatın miktarına yönelik istinaf talebi yerinde değildir. Öte yandan davalının eylemlerinin niteliği, yoğunluğu ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetildiğinde 5.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya uygun olup bu yöne ilişkin istinaf talebinin de reddi gerekmiştir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Taraf vekillerinin istinaf taleplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Davacıdan alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davalıdan alınması gereken 683,10 TL harçtan, peşin alınan 171,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 512,10 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/12/2020