Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6589 E. 2020/2096 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6589 Esas
KARAR NO : 2020/2096
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/10/2017
NUMARASI : 2017/4 2017/178
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/12/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkilinin tamamı tescilli olan “…” vs. markalarının sahibi olduğunu, müvekkilinin “…” ibareli markalarının 18,25 ve 35.sınıflarda, “…” markasının ise birçok sınıfta tescilli olduğunu, davalının ise 28/08/2016 tarihinde “…+ŞEKİL” markasını 25.sınıfta tescil ettirdiğini, bu durumun müvekkilinin marka haklarına aykırılık oluşturduğunu, müvekkilinin tanınmış markalarından yararlanma amacı taşıdığını ve müvekkilinin tanınmışlığına ve markalarına zarar verdiğini, davalının tescilinin kötüniyetli olduğunu belirterek müvekkiline ait markalara ait tecavüzün önlenmesine, men’ine ve davalıya ait …tescil numaralı “…” markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin tescilli markasını kullandığını, taraf markaları arasında benzerlik ve iltibas durumunun söz konusu olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacı tarafa ait markanın esas unsurunun … olup zaman zaman tescillerde KNX ibaresinin kısıltılmış olarak kullanıldığı, davalı tarafa ait markanın…. + şekil markası olup markanın asli unsurunun … ibaresi AİR A ibaresinin ise tamamlayıcı unsur olduğu, davacı tarafın … markası dikkate alındığında KNİT ibaresinin bunun kısaltılması olarak algılanabileceği, ortalama tüketici nezdinde karıştırma ve bağlantı kurma ihtimali bulunduğu, davalı markasının davacının markasının kısaltılmışı seri marka niteliğinde olup benzerlik nedeniyle davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiği gerekçeleriyle davanın kabulüne, davalıya ait markanın hükümsüzlüğüne ve TPMK kayıtlarından terkinine, tecavüz yönünden ise yerinde olmayan talebin reddine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf sebebi olarak; davacının markalarıyla ilgili belgelerini dosyaya sunduğunu, kendilerinin de benzerlik ve iltibas bulunmadığını savunduklarını, mahkemenin davacının markasının esas unsurunun kinetix olduğunu belirttiğini, müvekkiline ait markanın ise esas unsurunun KNİT olduğunu belirttiğini, buna rağmen davayı kabul ettiğini, mahkemenin markaların benzer olup olmadığı hususundaki irdeleme yolunun hatalı olduğunu, somut olayda davacının kanunun öngördüğü amacı aşacak şekilde marka haklarını kullandığını, davacının markasının tanınmış marka olup bu haliyle müvekkilinin markasıyla benzerlik ve karıştırma ihtimali bulunmadığını, KNİT ibaresinin benzer ürünler kullanan birçok firma tarafından kullanıldığını, örgü anlamı taşıyan kelime AİR ifadesiyle havalı örgü anlamında kullanıldığını, davanın reddi gerektiğini bildirmiştir. Davacı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde; davalıya ait markanın esas unsurunun KNİT ibaresi olup AİR kelimesinin yan unsur olması nedeniyle markada farkındalık oluşturmadığını, davalı ile aynı markayı konu alan ve TPMK’nun YİDK kararının iptaline ilişkin olarak açılmış bulunan Ankara 4.FSHHM’nin 2016/475 Esas sayılı dosyasında alınmış bilirkişi raporu uyarınca markalar arasında iltibas oluştuğu anlaşılmış olup mahkemenin de bu raporu gerekçe yaparak karar verdiğini bildirdiği, dilekçe ekinde ise sunulan Ankara 4.FSHHM’nin 2016/475 esas , 2017/345 karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacının bu davadaki davacı ile aynı olup davalısının ise bu davanın davalısı ve TPMK olduğu ve kurumun 2016-M-10720 sayılı kararının iptalini istediği, mahkemenin ise bilirkişi raporunu gerekçe yaparak davacının “…” marka başvurusuyla davalının “AİR KNİT+şekil” markası arasında 25.sınıftaki mallar bakımından iltibas bulunduğu kanaatine varıldığı gerekçesiyle 09/10/2017 tarihinde davanın reddine karar verdiği, yine ekli bilirkişi raporunda; taraf marka işaretlerinin genel izlenim yönünden benzer olduğu, taraf markaları arasında dava konusu mallar yönünden karıştırılma olasılığı bulunduğu, YİDK kararının yerinde bulunduğu yolunda görüş belirtildiği görülmüştür. Davacıya ait 2010/04817 tescil numaralı kinetix markasının 18,25,28 ve 35.sınıflarda 27/01/2010 tarihinden itibaren 10 yıl süreyle, kinetix KNX markasının 18,25 ve 28.sınıflarda 01/09/1992 tarihinden itibaren 10 yıl süreyle, knx markasının 2,3,5,7,8, 9, 10, 14, 16, 21, 27, 28,30 32, 35.sınıflarda 18/09/2008 tarihinde, … markasının 18,25 ve 35.sınıflarda 24/06/2008 tarihinden itibaren tescilli olduğu, air anatomics markasının 18, 25 ve 35.sınıflarda 26/11/2013, air kinetix markasının 2016/05497 tescil numarasıyla 18 ve 25.sınıflarda tescilli olduğu görülmüştür. Davalıya ait 2015/70795 tescil numaralı AİR KNİT + şekil markasının 25.sınıfta 27/08/2015 tarihinden itibaren 10 yıl süreyle tescil edildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, markaya tecavüzün önlenmesi, men’i ve markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkini taleplerine ilişkindir. Dava konusu davalıya ait 2015/70795 tescil numaralı AİR KNİT + şekil markasının 25.sınıfta 27/08/2015 tarihinden itibaren 10 yıl süreyle tescil edildiği anlaşılmaktadır. Davacı taraf müvekkiline ait markanın tanınmış olduğunu, ayrıca davalıya ait markanın müvekkiline ait marka ile ayniyet derecesinde benzerliğinin bulunduğunu ve iltibas meydana geldiğini ileri sürmüştür. Markalar arasında 556 Sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca karıştırılma ihtimalinin varlığı değerlendirilirken markaların birbirlerine olan görsel, sescil ve kavramsal benzerlikleri yanında markaya konu unsurların ayırt edicilik gücü de dikkate alınmalıdır. Bu anlamda markalarda yer alan ve tescil kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden amaç, tercih veya yöntem belirten tanımlayıcı ibareler karşılaştırmada dikkate alınmaz. Davalıya ait markadaki “AİR” ibaresinin tescil kapsamındaki 25.sınıfta yer alan “koruyucu amaçlar olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç/dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, deriler, takkeler, kepler” emtiaları yönünden ayırt ediciliği bulunmayan, tanımlayıcı bir ibare olduğu ve kimsenin tekeline bırakılacak ibarelerden olmadığı, buna göre taraf markaları bir bütün olarak karşılaştırıldığında aralarında 556 Sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma ihtimali bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Nitekim aynı davacı tarafından aynı davalı ve TPMK aleyhine Ankara 4.FSHHM’nin 2016/475 esas, 207/345 karar sayılı dosyasında görülen dava sonunda verilen kararın istinaf incelemesi sonunda esastan reddine dair verilen kararın temyizi üzerine Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2019/4392 Esas, 2020/2581 Karar sayılı kararıyla markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı gerekçesiyle bozma kararı verildiği anlaşılmıştır. Öte yandan bir marka başvurusunun hangi hallerde kötüniyetle tescil ettirildiği her somut olay yönünden ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Yargıtay 11.HD’nin uygulamalarında daha çok güvenin kötüye kullanılması, kullanmak yerine başkalarının ticaretine engel olmak, sözleşmeye aykırılık ve benzeri suretiyle marka tescilleri kötüniyetli marka tescili halleri olarak kabul edilmektedir. Somut olay bakımından yapılan değerlendirmede davalının davaya konu markayı tescilinde kötüniyetli olduğu hususunun kanıtlanamadığı kanaatine varılmıştır. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davacının davasının reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde markanın hükümsüzlüğü ve terkini talebinin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf talebinin kabulü gerekmiştir. Hal böyle olunca davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 05/10/2017 gün, 2017/4 Esas, 2017/178 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın REDDİNE, 4-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 7-Reddedilen markaya tecavüzün önlenmesi ve men’i talepleri yönünden davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-Reddedilen marka hükümsüzlüğü ve terkin talebi yönünden davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 9-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 10- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 30,80 TL posta masrafı olmak üzere toplam 116,50 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 11-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 12-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/12/2020