Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6566 E. 2020/1977 K. 20.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6566 Esas
KARAR NO : 2020/1977 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/09/2017
NUMARASI : 2016/878 E. – 2017/881 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/11/2020
İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ tarafından verilen 19/09/2017 tarihli kararına karşı, davacı tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı … arasındaki sözleşmeye göre, davalının sözçleşmede belirlenen 130.000 USD’nin 40.000 USD’sini sözleşmenin imzalandığı tarihte ödeyeceğini, geri kalan bedelleri de sözleşmede belirlenen aşamalar gerçekleştikçe ödeyeceği konusunda anlaştıklarını, müvekkili tarafından tüm edimlerin yerine getirilmesine rağmen, müvekkiline taahhüt edilen 40.000 USD’yi ödemediğini, ayrıca güvene dayalı olarak almış olduğu teminat senedini de kötü niyetli olarak icra takibine konu ettiğini, bu nedenlerle İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibinin iptaline ve senedin davalıdan istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde ; davacı borçlunun icra takibine dayanak bono üzerindeki imzayı ve bonoda yazan tutarı inkar etmediğini, davacının bononun teminat seneti olduğunu iddia ettiğini, bononun üzerinde ve davacının ibraz ettiği sözleşmede teminat ibaresinin bulunmadığını, ispat yükünün davacıda olduğunu, davacının senedin teminat senedi olduğunu ispat etmesi gerektiğini, bu sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/09/2017 tarihli 2016/878 Esas-2017/881 Karar sayılı kararıyla; “taraflar arasında düzenlenen sözleşmede davacının davalıya senet vereceği hususunda hüküm bulunmakta ise de, dava konusu senedin bu sözleşme kapsamında verildiğine ilişkin bir delil bulunmadığı, şayet takibe konu edilen senedin, sözleşme nedeniyle davacıya ödenen hizmet bedelinin teminatı olarak verildiği kabul edilirse, senette “malen” kaydı bulunması nedeniyle, senedin nakit karşılığında alındığı, diğer bir ifade ile alınan hizmet bedeli karşılığında keşide edildiği hususunda ispat yükünün davalının üzerinde olacağı, fakat taraflar arasında düzenlenen sözleşmede “…, aldığı hizmet bedeli karşılığında kendi adına düzenlenmiş senet verecek” şeklinde hüküm tesis edildiği, sözleşmeye göre davacının aldığı hizmet bedeli karşılığında senet düzenleneceği öngörüldüğüne göre, davacının davalıya 40000,00 USD bedelli senet vermiş olmasının, davalıdan 40000,00 USD hizmet bedeli aldığı hususunda karine oluşturacağı, bu durumda ise ispat yükünün karinenin aksini iddia eden davacıya ait olacağı, bu ihtimalde dahi ispat yükü üzerinde olan davacının iddiasını ispatlayamadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU;Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan tüm edimlerini yerine getirmesine rağmen, müvekkiline sözleşme akdedildiğinde ödenmesi gereken 40.000 USD’yi ödemediğini, müvekkilinin iyi niyetle verdiği teminat senedinin davalı tarafından kötü niyetle takibe konulduğunu, davalının hizmet bedelini ödediğine dair belge sunamadığını, ispat yükünün davalıda olduğunu, mahkemenin tanıklarını dinlemediğini, davalının senedin borç senedi olduğunu senetle ispat etmesi gerektiğini, senette malen kaydı bulunduğunu, borç karşılığı verildiğini davalının ispat etmesi gerektiğini, kararın hatalı olduğunu beyanla, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekilinin istinafa cevabında; yargılama sırasındaki beyanlarını tekrar ettiği, usul ve yasaya uygun olduğunu beyan ettiği karara karşı istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER; İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında; davalı alacaklının, davacı borçlu aleyhinde 15/12/2015 tanzim tarihli 11/02/2016 vade tarihli 40.000 USD bedelli bonoya dayanarak, 279,45 USD işlemiş faiziyle birlikte yıllık %2,5 USD faiziyle tahsil talepli kambiyo senetlerine özgü takip başlatmıştır.Takibe konu davacı borçlunun keşidecisi, davalının lehtar alacaklısı olduğu, 15/12/2015 tanzim tarihli 11/02/2016 vade tarihli 40.000 USD bedelli bonoda “malen” bedel kaydının bulunduğu görülmüştür.02/02/2011 tarihli Sözleşmede; davacı, davalı ve dava dışı … arasında imzalanan sözleşmeye göre, davalının Üsküdar ilçesi, … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmazın imar planlarının hazırlanması, yeşil alan olarak belirlenen yerin arsanın % 35’ine çekilmesi için gerekli haritaların çizilmesi, bu haritaların belediyeye onaylattırılması, imar durumunun alınması aşamasına getirilmesine kadar tüm işlemlerin ve iş takiplerinin davacı tarafından yapılması, davacıya bu iş karşılığında 13000,00 USD hizmet bedeli ödenmesi, bu hizmet bedelinden 40000,00 USD nin sözleşme başında, bakiye 40000,00 USD’nin 1/5000lik planın onaylanmasında, bakiye 50000,00 USD’nin ise imar durumu alındığında ödenmesi, davacının da aldığı hizmet bedeli karşılığında diğer tarafa kendi adına düzenlenmiş senet vereceği, işin sonuca varmaması halinde davacının aldıklarını iade edeceği konusunda anlaşmışlardır.
G E R E K Ç E :Menfi tespit talepli davada; davacı vekili, takibe konu bononun taraflar arasında imzalanan 02/02/2011 tarihli sözleşme kapsamında davalıya teminat amaçlı verildiğini ve sözleşme kapsamındaki hizmetin davacı tarafça verilmesine rağmen bedelin ödenmediğini ileri sürmüştür. Sözleşmede davacıya 130.000 Amerikan Doları hizmet bedelinin kademeli olarak ödeneceği , davacının “aldığı hizmet bedeli karşılığında” kendi adına düzenlenmiş senet vereceği ve işin sonuca varmaması halinde davacının aldıklarını iade edeceği kararlaştırılmışsa da; davaya ve takibe konu bononun sözleşme kapsamında verildiği ve teminat senedi olduğu sözleşmeden anlaşılamamaktadır. Senette bedelinin malen alındığı kayıtlı olmakla, senedin teminat senedi olduğunu ve senet nedeniyle borçlu olmadığını ispat yükü davacıdadır. Davacı ispat yükünü yerine getirememiştir. İlk derece mahkemesince davanın reddi kararının yerinde olduğu kanaatiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderlerinin istinafa gelen üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 20/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.