Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6506 E. 2020/2233 K. 21.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6506 Esas
KARAR NO : 2020/2233
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/05/2017
NUMARASI : 2016/981 2017/561
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/12/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin davaya konu aracı davalı … A.Ş’nin bayisi olan diğer davalıdan 10/12/2009 tarihinde 94.200,00 USD bedel karşılığında satın aldığını, ancak aracın ön kaputu ile tavanından boya çatlamaları meydana geldiğini, durumun satıcı olan davalıya bildirilerek servisine götürüldüğünü, servis yetkililerinin bu durumun dış etkenlerden veya kullanım hatasından meydana gelmediğini ifade etmelerine rağmen ellerinden birşey gelmeyeceğini belirterek müvekkilinin talebini reddettiğini, bunun üzerine durumun davalı … A.Ş’ye iletildiğini, ancak bu davalının da sorunu çözmediğini, konuyla ilgili 13/09/2012 tarihli ihtarname çekilerek aracın ayıpsız misliyle değiştirilmediğinin istendiğini, ancak her iki davalının da olumsuz yanıt verdiğini, konuyla ilgili Konya 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/51 D.İş sayılı dosyasında tespit yaptırdıklarını, alınan bilirkişi raporunda da motor kaputu ve tavan boyasındaki küçük çizikler şeklindeki çatlamaların dış etkenlerden veya kullanım hatasından kaynaklanmadığı, alttan kabarma oluştuğu, üretim hatasından kaynaklandığı ve gizli ayıp olduğu yolunda görüş bildirildiğini, aracın 3 yıl boya garantisinin bulunduğunu belirterek ayıpsız misliyle değiştirilmesine, mahkeme aksi kanaatte ise aracın boyanarak davacıya teslimine, boyanması sebebiyle ortaya çıkacak bedel farkı sebebiyle uğrayacakları zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 16/02/2017 tarihli dilekçesiyle taleplerini ıslah ettiklerini belirterek, BK’nun 227/1-4 maddesi gereğince aracın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesine, bu talebin kabul görmemesi halinde sözleşmeden dönerek satış bedeli 94.200,00 TL’nin avans faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı …Ticaret Ltd. Şti vekili, dava konusu aracın ikinci el olarak davacıya satıldığını, 2 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, davacının BK’ya göre bu davayı 8 gün içinde açması gerektiğini, iddialarını kabul etmediklerini bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı …. A.Ş vekili, davacının BK ve TK’da öngörülen ihbar ve muayene yükümlülüklerini yerine getirmediğini, dolayısıyla seçimlik hakkını kullanamayacağını, tespit raporunu kabul etmediklerini, araç üzerinde rehin bulunması sebebiyle rehin alacaklısının davaya muvafakatinin sağlanması gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; dava konusu aracın tavan ve ön kaput üzerindeki boya çatlamalarının dış etkenlerden ve kullanımdan kaynaklanmadığı, aracın eski ve misliyle değişme imkanının bulunmaması sebebiyle 94.200,00 TL’nin tahsili yönünde karar verildiği, hükümde aracın davalılara iadesine dair hükmün sehven yazılmadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne, 94.200,00 TL’nin 10/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, kararı her iki davalı vekili ayrı ayrı istinaf etmiştir. Davalı … Ticaret Ltd. Şti vekili, istinaf sebebi olarak; davacının ihbar külfetini zamanında yerine getirmediğini, dolayısıyla davanın zamanaşımına uğradığını, aracın 10/12/2009 tarihinde satıldığını, 06/09/2012 tarihli değişik iş tespit dosyası raporunda ayıpla ilgili hususların dile getirildiğini, aradan geçen 3 yıllık dönemde ayıba ilişkin tekeffül yükümlülüklerinin yerine getirilmediğini, 6102 Sayılı TTK’nun 23/1-c maddesine göre alıcı, süresinde müvekkiline ayıp ihbarında bulunmadığını, dolayısıyla davanın reddi gerektiğini, davanın ise 03/12/2012 tarihinde açıldığını, oysa davacının en son 10/06/2010 tarihinde dava açabileceğini, ayrıca ayıp iddiasını kabul etmediklerini, dosya kapsamında görevsiz mahkemece aldırılan raporun doğru olmadığını, mahkemenin yeniden rapor aldırmadığını, satımdan kaynaklanan bir ayıp bulunmadığını, faiz talep edilemeyeceğini, ayrıca davacının uzun süredir aracı kullanmakta olup meydana gelen değer azalmasını müvekkiline ödemesi gerektiğini, tespit dosyasındaki bilirkişi raporunun 10/09/2012 tarihinde sunulmasına rağmen davanın 3 ay sonra 03/12/2012’de açıldığını, ihbar müddetine uygun davranılmadığını, ayrıca 16/02/2017 tarihinde taleplerin ıslah edilemeyeceğini, ıslah talebinin de zamanaşımına uğradığını bildirmiştir. Davalı …. A.Ş vekili, istinaf sebebi olarak; zamanaşımı itirazlarının değerlendirilmediğini, emsal kararların dikkate alınmadığını, davacının yasal ihbar ve muayene sürelerine uymayarak seçimlik hakları kullanma hakkını kaybettiğini, araçta üretimden kaynaklanan bir ayıp bulunmadığını, yine boya çatlağının araçtan yararlanmayı engelleyecek nitelikte bulunmadığını, ayrıca ağaç öz suyu, ıslak yapraklar, meyve veya kuş pisliklerinin de boya üzerinde bozulmalara yol açtığının bilindiğini, davacının tacir olup aracın birçok kişi tarafından kullanılabileceği veya değişik yerlerde bakımının yaptırılacağı, dolayısıyla hasarın bunlardan da meydana gelmesinin muhtemel olduğunu, müvekkilinin kullanım hatasından sorumlu olmadığını, hükme esas alınan kök ve ek raporlara itirazlarının değerlendirilmediğini, bilirkişilerin aracı dışardan incelemeyle yetindiklerini, boya kalınlığının ölçme cihazıyla yapıldığı belirtilmiş ise de, ölçümlere ilişkin bilimsel veriye raporda yer verilmediğini, davacının ıslah talebinin zamanaşımına uğradığını, bu konuda yaptıkları itirazın dikkate alınmadığını, BK’nın 207.maddesi uyarınca zamanaşımının ticari satışlarda 6 ay süreli olduğunu, davanın aracın satın alınmasından yaklaşık 3 yıl sonra açıldığını, ıslahın ise 16/02/2017 tarihinde yapıldığını, davacının talep ettiği reeskont faizi talebinin hukuka aykırı olup davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açacağını, aracın kullanımından elde edilen faydaların ve hasarlar nedeniyle oluşan değer kaybının iade edilmesi gerektiğini, ayrıca somut olayda ücretsiz onarıma karar verilebileceğini, buna rağmen bedel iadesinin hakkaniyete aykırı olduğunu bildirmiştir. Konya 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/51 D.İş sayılı dosyasına sunulan 10/09/2012 tarihli bilirkişi raporunda; aracın 2010 model olup 56.333 km’de bulunduğu, elektronik boya ölçüm cihazıyla yapılan kontrolde boyanın orjinal boya olup aracın kaportasında darbe ve hasar görünmediği, motor kaputu ve tavan boyasında küçük kısa çizikler halinde kabartmaların mevcut olduğu, bu şekildeki çizilmelerin kullanım hatasından, yıkama, zıbart gibi işlemlerden kaynaklanmasının mümkün olmadığı, boyanın mevcut durumunun alttan kabarma şeklinde oluştuğu, bu hasarın boya hatasından kaynaklandığı, ilk bakışta belli olmadığı, titiz bir incelemeyle tespit edildiği, bu olumsuzluğun zamanla artabileceği, bu hasarın dış etkenlerden veya kullanım hatasından kaynaklanmadığı, üretim hatasından kaynaklandığı, mevcut ayıbın gizli ayıp olduğu yolunda görüş bildirildiği, … A.Ş vekilinin tespit raporuna itiraz ettiği görülmüştür. Davaya konu araçla ilgili faturanın davalı Köprülü şirketi tarafından davacıya düzenlendiği, 10/12/2009 tarihli olup fatura tutarının 94.208,08 TL olduğu görülmüştür. Araç ruhsat fotokopisinin incelenmesinde; ilk tescil tarihinin 11/09/2009 olduğu, araç üzerinde … Bankası’nın rehninin bulunduğu görülmüştür. Davanın başlangıçta tüketici mahkemesinde açıldığı, bu mahkemede rapor ve ek rapor alındıktan sonra 25/02/2016 tarihinde İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 08/11/2013 tarihli bilirkişi raporunda; araç üzerinde yapılan incelemede 70.900 km’de olduğu, araçtaki boya çatlamalarının onarımının yapılması gerektiği, bu durumda ise emsal araçlara göre değer kaybına uğrayacağı, araçtaki boya hasarının kullanımdan veya dış etkenlerden kaynaklı olmadığı, alıcı tarafından satın alınması esnasında fark edilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle gizli ayıplı olduğu, araç kaputunun ve tavanının komple boyanması halinde hasarın giderilebileceği, bu durumda da emsal araçlara göre yaklaşık 7.000,00 TL değer kaybına uğrayacağı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.Yargılama sırasında alınan ek bilirkişi raporunda ise; bu tür boya çatlamalarının boya işlemi sırasında yapılan hatalı işlemlerden doğabileceği, bu durumun ise üretimden kaynaklanan bir ayıp olduğunu gösterdiği, bu hususun ön kaput ve tavan dışında görülmediği, dolayısıyla kullanımdan kaynaklı bir hususun olmadığı, araçtaki boya çatlamalarının aracın değerini azaltacağı ve ekonomik kaybına neden olacağı, boya çatlamalarının hangi tarihte başladığına dair tespitin günümüz teknolojisi ile yapılmasının mümkün olmadığı, 20.000,00 TL değer kaybının mevcut piyasa rayiçlerine göre yapıldığı, kök rapordaki görüşlerde bir değişiklik bulunmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE:İstinaf sırasında davalı … A.Ş tarafından araç üzerinde rehin bulunduğunun belirtilmesi nedeniyle bu husus istinaf aşamasında dairemizce araştırılmış, yapılan araştırmada dava dışı … Bankası’nın araç üzerindeki rehninin 19/11/2012 tarihinde, yani dava açılmadan önce kaldırıldığı anlaşılmıştır. Öte yandan dava konusu araç üzerine daha sonradan 22/11/2016 tarihinde dava dışı …Bankası lehine rehin bulunduğu anlaşılmakta ise de, bu durum sonuca etkili görülmemiştir. Dava, ayıplı araç satışı iddiasıyla aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesi, bu talebin kabul edilmemesi halinde ise aracın boyanması ve uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir. Davacı taraf, daha sonra davasını ıslah ederek aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesini, bu talebin kabul görmemesi halinde ise satış bedeli olan 94.200,00 TL’nin tahsilini istemiştir. Davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Dava konusu araç davalılardan …Tic. Ltd.Şti tarafından 10/12/2009 tarihli fatura karşılığı davacıya satılmıştır. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporları içeriğinden de anlaşıldığı üzere davacıya ait araçtaki orjinal boyanın motor kaputu ve tavan kısmında kabartmaların meydana geldiği, bu durumun kullanıcı hatasından kaynaklanmadığı, zira boyanın mevcut durumunun alttan kabarma şeklinde olduğu, bu şekildeki boya çatlamalarının üretimden kaynaklanan bir ayıp olduğu, zaten aracın diğer yerlerinde bu şekilde bir kusurun görülmediği, mevcut boya kabarma ve çatlamalarının aracın değerini azaltacağı ve ekonomik kayba neden olacağı anlaşılmıştır. Davacı taraf, dava konusu aracı sıfır kilometre almış olup aracı bu haliyle kabul etmesi kendisinden beklenemez. Dolayısıyla davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanabileceği kanaatine varılmıştır. Nitekim benzer bir olayda Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 2012/14048 Esas, 2013/11396 Karar sayılı ilamında da bu şekildeki boya kabarma ve dökülmelerinin aracın değiştirilmesi yönündeki talep yönünden haklı bulmuştur. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davalıların vekillerinin bu yönlere ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir. Ne var ki, ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında da belirtildiği üzere aracın iadesine dair hükmün unutulduğu anlaşılmış olup araç bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesi nedeniyle aracın da iadesine karar verilmemesi hatalı olup bu yönden davalılar vekillerinin istinaf talebinin kabulü gerekmiş, ayrıca faizin başlangıcına yönelik hükmün de bir tarafın bedeli, diğer tarafın da aracı kullanması nedeniyle yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Yukarıda yapılan açıklamalar gözetildiğinde davalılar vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı kısmen kabulüne, kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekillerinin istinaf taleplerinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,2-İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/05/2017 gün, 2016/981 Esas, 2017/561 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın kabulü ile; 94.200,00 TL’nin 10/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, birlikte ifa kuralı gereğince dava konusu … plakalı, … marka, 2010 Model aracın davalı …Tic. Ltd.Şti’ne iadesine, hükmedilen bedele aracın iadesinden sonra avans faizi işletilmesine, 4-Alınması gereken 6.434,80 TL harçtan, peşin alınan 1.609,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.825,80 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 1.609,00 TL yatırılmış olan peşin harç, 3,90 TL açılış gideri, 500,00 TL bilirkişi ücreti, 222,95 TL tespit gideri, 138,55 TL tebligat-posta vs. gideri olmak üzere toplam 2.474,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,6-Davacı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 10.286,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,7-İstinaf peşin harçlarının talepleri halinde davalılara iadesine, 8- İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 25,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 110,70 TL’nin davacıdan alınarak davalı …ne verilmesine, 9- İstinaf aşamasında davalı … A.Ş tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalı …ye verilmesine, 10-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 11-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/12/2020