Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6505 E. 2020/1957 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6505 Esas
KARAR NO: 2020/1957
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/06/2017
NUMARASI: 2014/341 2017/590
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/11/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalının müvekkilinin maliki olduğu adreste kira sözleşmesi uyarınca kiracı sıfatıyla faaliyet gösterdiğini, bu yerin bir kısmında da müvekkilinin satış mağazası çalıştırdığını, 25/07/2013 tarihinde davalının kiracı sıfatıyla faaliyet gösterdiği taşınmazdaki mutfak lavabosunun altında bulunan su borusunun patlaması neticesinde binanın üçüncü katından zemin katına kadar müvekkilinin ürünlerinin ıslandığını, hasar gördüğünü ve satışa uygunluğunu yitirdiğini, konuyla ilgili Adana 3.SHM’nin 2013/49 D.İş sayılı dosyasında yaptırdıkları tespit sonucu alınan bilirkişi raporunda ürünlerdeki toplam zararın 33.557,34 TL olduğunun tespit edildiği, ayrıca boya ve temizlik için toplam 800,00 TL masraf gerektiğinin belirtildiğini, davalıya zararı karşılaması için ihtarname gönderildiğini, ancak sonuç alamadıklarını belirterek davalının kusuru nedeniyle meydana gelen 34.357,34 TL zararın olay tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin kusuru bulunmadığını, davacının kiraya veren şahıs olduğunu, dava konusu bedelin ne olduğunun açıklanmadığını, tespit raporuna itiraz ettiklerini, davanın …ye ihbarını istediklerini bildirerek reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; davanın BK’nun 49.maddesine dayanılan tazminat davası olduğu, davacının maliki, davalının kiracısı bulunduğu taşınmazda mutfak lavabosundaki su borusunun patlamasıyla binanın üçüncü katından zemin katına kadar ıslandığı, davacıya ait ürünlerin ve zeminin zarara uğradığı, davacının zararının ürün bedeli olarak 30.380,75 TL olduğu, tavan boyası işçilik maliyesinin 1.191,00 TL, temizlik giderinin ise 300,00 TL olduğu, davacının aynı zamanda taşınmazın maliki olduğu, taşınmazın genel bakımından ortak sorumluluğunun bulunduğu, BK’nun 52.maddesi uyarınca %30 oranında indirim yapılması gerektiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, 21.266,52 TL emtia bedeli, 350,00 TL boya ve 210,00 TL temizlik gideri olmak üzere toplam 21.826,52 TL’nin olay tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir. Davacı vekili, istinaf sebebi olarak; eksper tarafından hasar bedelinin 33.557,34 TL tespit edilmiş iken emtia hasar bedelinin 30.380,75 TL kabul edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, itirazlarının dikkate alınmadığını, TBK’nun 52.maddesi gereğince hakkaniyet indirimini kabul etmediklerini, mahkemenin ne denli %30 indirim yaptığını açıklaması gerektiğini, sadece genel bakımdan sorumluluk nedeniyle takdiri indirim yapıldığının ifade edilmesinin yeterli olmadığını, müterafik kusurun ne olduğunun ve nasıl belirlendiğinin belirtilmesi gerektiğini, mahkemenin müterafik kusur konusunda inceleme yapmadığını, nasıl bu kanaate vardığını gerekçelendirmediğini, doğrudan doğruya müvekkilini müterafik kusurlu saydığını, ayrıca %30 oranındaki indirimin fazla olduğunu, en fazla %20 oranında indirim yapılabileceğini belirtmiştir. Davalı vekili, istinaf sebebi olarak; davacının hem malik, hem de kiraya veren olduğunu, dosyadaki raporların afaki tespitler içerdiğini, TBK’nun 49.maddesine göre davalının kusurlu olması gerektiğini, müvekkilinin somut olayda bir kusurunun bulunmadığını, spiral borunun patlamasında müvekkiline kusur yüklenemeyeceğini, davacının malik ve kiraya veren olup olayın mecurun demirbaşından kaynaklandığını, davacının kendi mülkünde meydana gelen zarar nedeniyle üçüncü kişilere sorumluluk isnat etmesinin kabul edilemez olduğunu, davacının kiraya verdiği mecuru ve demirbaşları kullanıma uygun ve sağlıklı bir şekilde temin yükümlülüğünün bulunduğunu, ayrıca gözetim yükümlülüğü de olduğunu, %30 takdiri indirim uygulanmış ise de, bu oranın kabulünün mümkün olmadığını, hem sorumluluğu davalıya yükleyip hem de yarı oranından düşük bir indirim yapmanın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, raporlarda somut tespitler bulunmadığını, ikna edici bir değerlendirme yapılmadığını, raporları ve kararda müvekkilinin kusurlu ve hukuka aykırı bir fiilinin tespit edilemediğini, kararın kaldırılması gerektiğini bildirmiştir. Taraflar arasında 07/05/2012 tarihli kira sözleşmesinin bulunduğu görülmüştür. Adana 3.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/49 D.İş sayılı dosyasına sunulan 11/11/2013 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu mahallin üst katında davalının, alt katlarında ise davacının faaliyette bulunduğu, davalının faaliyette bulunduğu taşınmazın lavabosu altındaki temiz su spiral borusunun patlaması sonucu şehir şebeke suyunun davalıya ait büroyu bastığı, bu suların daha sonra alt kata sızdığı, alt kattaki tavan boyalarının lekelendiği, halının ıslandığı, bu hasarın davalıya ait lavabo altındaki temiz su spiral borusunun patlaması sonucu meydana geldiği, tavan boyasının boyanması için 500,00 TL, yer halılarının sökülüp temizlendikten sonra yerine döşenmesi için ise 300,00 TL gerektiği, mağaza yetkililerinden faturaların istendiği, ancak gösterilmediği, işyerindeki hasarlı ürünlerin liste halinde gösterildiği, davaya konu elektronik cihaz kutularının ıslandığı, deforme olduğu, kullanım kılavuzlarının menlendiği, ancak cihazların çalıştığı, bu haliyle vitrine konulamayacağı, piyasada yapılan araştırma sonucu bu tür zarar gören ürünlerin satış fiyatının mağazaya geliş fatura fiyatında %25 oranında eksiltildikten sonra karın eklenerek satışa sunulduğunun öğrenildiği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davacı tarafından davalıya çekilen 03/04/2014 tarihli ihtarnamede; eksper tarafından belirlenen 33.557,34 TL hasar ile toplam 800,00 TL masrafın ödenmesinin istendiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 10/08/2015 tarihli üç kişilik bilirkişi raporunda; davacı tarafın hasar sonrası oluşan zararın eksper tarafından yapılan hesaplamasında sigorta kapsamında karşılanacak tutarın 33. 557,34 TL olduğunun tespit edildiği şeklinde beyanda bulunduğu, ancak sigorta eksperinin raporunun dosyaya sunulmadığı, dava konusu miktarı etkileyecek olduğundan hasar konusu ürünlerin maliyetlerinin faturalar ve ticari kayıtlar ile doğrulanması gerektiği, boya maliyetinin 1.191,00 TL olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 07/02/2017 tarihli ek bilirkişi raporunda ise; …nin açtığı hasar dosyasında sigortalının sorumluluğunun bulunmadığının belirtildiği, ayrıca … mağazasındaki 396 adet ürün bedelinin 49.380,76 TL, temizlik bedelinin de 4.500,00 TL, toplam hasarın 53.880,76 TL olarak belirtildiği, ekspertiz raporları ile hasarın örtüştüğü, elektronik ürünlerdeki hasarın 49.380,75 TL olduğu, bu ürünlerin stopaj bedelinin 19.000,00 TL olup net ürün hasarının 30.380,75 TL olduğu, tavan boyası giderinin 1.191,00 TL olduğu, temizlik ve yeniden döşeme giderinin ise 4.500,00 TL olduğu, buna göre toplam hasar tutarının 36.071,75 TL olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, tazminat davasıdır. Davacı taraf, davalının kiracısı olduğu taşınmazdaki mutfakta bulunan su borusunun patlaması neticesinde zarara uğradığını iddia etmiş, davalı taraf ise olayda kusurunun bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Dava konusu hasarın meydana geldiği taşınmazın ilk üç katında davacının faaliyet gösterdiği, dördüncü katında ise davalının faaliyet gösterdiği, davacının taşınmazın maliki, davalının ise kiracısı olduğu dosya içeriğinden anlaşılmıştır. Hasarın meydana getiren olay 25/07/2013 tarihinde gerçekleşmiştir. Gerek dosya içerisindeki sigorta dosyalarından, gerekse dosyada mevcut beyan ve delillerden davalının kiracısı olduğu taşınmazın mutfağındaki temiz su spiral borusunun patladığı, davalının bulunduğu taşınmazın zeminini ve davacının kullandığı taşınmazın tavan kısımlarının, ayrıca davacıya ait işyerindeki bir kısım eşyaların zarar gördüğü anlaşılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan 07/02/2017 tarihli ek bilirkişi raporu ayrıntılı incelemeyi içerdiği gibi istinaf denetimine elverişli olup dosya içeriğiyle de uyumludur. Söz konusu raporda davacının sovtaj bedeli düşüldükten sonra net ürün hasarının 30.380,75 TL olduğu belirtilmiş olup bulunan bu rakamın dairemizce de yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Dolayısıyla davacı vekilinin hasar miktarına yönelik istinaf talepleri yerinde değildir. Ayrıca davacı taraf taşınmazın maliki olup taşınmazın genel olarak gözetim ve denetiminden de sorumlu olup mahkemece yapılan indirim de dairemizce hakkaniyete uygun bulunduğundan davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talepleri de yerinde değildir. Davalı vekilinin istinaf talebine gelince; müvekkilinin olayda kusuru bulunmadığını belirtmiş ise de, hasarın meydana geldiği tarih itibariyle davalının bu yerde bir yılı aşkın süredir kiracı olarak bulunduğu, bu süre içerisinde patlayan su borusunda daha önceden de benzer şekilde arıza verdiğine dair bir hususun ileri sürülmediği, olağan kullanımlardan kiracının sorumlu olduğu hususları gözetildiğinde davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir. Az önce de belirtildiği üzere mahkemece yapılan %30 oranındaki indirimin dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olduğu dairemizce de benimsenmiş olup bu yöne ilişkin istinaf talepleri de yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı … davalı vekilinin istinaf taleplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Davacıdan alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin alınan 200,33 TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan 145,93 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine, 3-Davalıdan alınması gereken 1.490,97 TL harçtan, peşin alınan 373,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.117,97 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 4-Davacı … davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.19/11/2020