Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6502 E. 2020/2084 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6502 Esas
KARAR NO : 2020/2084
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/06/2017
NUMARASI : 2016/966 2017/683
DAVA ve BİRLEŞEN DAVA: Banka Teminat Mektubunun İadesi Ve Depo Edilmesi (Depo Edilmesi İstemli)- Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ: 07/09/2016
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ: 11/11/2016
KARAR TARİHİ: 03/12/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı …vekili asıl davada; müvekkili ile davalı arasında 17/01/2014 tarihli yetkili servis sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince davalı tarafa olan/olabilecek borçların teminatını teşkil etmek üzere 23/01/2014 tarihli 400.000 TL tutarlı ve süresi 29/01/2017 tarihine kadar uzatılmış teminat mektubunun teslim edildiğini, sözleşmenin tarafların ortak iradesi ile 29/01/2016 tarihinde fesih bildirimi başlıklı belge ile sona erdirildiğini, buna göre müvekkilinin davalıya 599.728,31 TL borçlu bulunduğu konusunda tarafların mutabık kaldığını, bu borcun tamamının 2016 yılı Şubat ayı sonunda davalıya ödendiğini, ancak davalının defalarca istenilmesine rağmen teminat mektubu aslını iade etmediğini, çekilen ihtarnameden de sonuç alınamadığını belirterek teminat mektubunun aynen iadesine, iade edilmemesi halinde fer’ileriyle birlikte 400.000,00 TL’nin müvekkiline ödenmesine, teminat mektubunun iade edilmemesi nedeniyle olan/olabilecek her türlü maddi zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili asıl davaya verdiği cevap dilekçesinde, taraflar arasındaki sözleşmede … de taraf olduğunu, dolayısıyla davanın bu şirkete de ihbarı gerektiğini, ayrıca … bu sözleşmeden kaynaklı alacakları bulunabileceğini, … ile müvekkili ve davacı arasındaki sözleşmenin feshinin hukuki ve mali sonuçlarının henüz neticelendirilmemesi nedeniyle teminatların iade edilmediğini, … tarafından işlemlerin henüz sonlandırılmaması nedeniyle mektubun iade edilmediğini bildirerek davanın reddini savunmuştur. Davacı …vekili birleşen davada, asıl davadaki iddialarını tekrar etmiş, ayrıca mektubun iade edilmemesi nedeniyle müvekkilinin elem ve üzüntü duyduğunu, maddi ve manevi yönden mağdur duruma düşürüldüğünü, davalının keyfi ve kötüniyetli davranışlarda bulunduğunu belirterek 35.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili birleşen davaya verdiği cevapta, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre; davalı vekilinin 25/01/2017 tarihli celsede teminat mektubunun 04/01/2017 tarihinde iade edildiğini beyan ettiği, davacı vekilinin de bu hususu doğruladığı, davacı tarafça maddi tazminata ilişkin taleplerin 1.381,74 TL olarak açıklandığı, dava dışı … A.Ş’ye davanın ihbar edildiği, adı geçen şirket tarafından sözleşmede taraf olmadığının belirtildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 29/01/2016 tarihli fesih bildirimi uyarınca karşılıklı olarak feshine karar verildiği, fesih tarihi itibariyle davacının davalıya 599.718,31 TL borcunun bulunduğu, bu borcun davacı tarafça ödendiği, teminat mektubunun geçerlilik tarihinin bitiminden önce 04/01/2017 tarihinde bankaya teslim edildiği, bu nedenle teminat mektubunun iadesi veya bedelinin tahsili talebinin konusuz kaldığı, davalının borcun ödenmesinden sonra ihtarnameye rağmen mektubu iade etmediği, haksız yere teminat mektubunu elinde tuttuğu, davacının bu nedenle komisyon bedeli ve noter ihtar masrafları toplamı 1.375,46 TL’yi davalıdan isteyebileceği, davanın açılmasına davalı tarafın sebebiyet verdiği, manevi tazminat koşullarının oluşmadığı gerekçeleriyle asıl davada teminat mektubunun iadesi talebi konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 1.375,46 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, birleşen davadaki manevi tazminat talebinin de reddine karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir. Davacı …vekili, istinaf sebebi olarak; mahkemenin zarar doğmamıştır kabulünün hatalı olduğunu, teminat mektubunun iadesi hukuken zorunlu iken iade edilmemesi anında zararın doğduğunu, ayrıca manevi tazminat talebinin reddinin de doğru olmadığını, davalı firmanın haksız ve hukuka aykırı eylemleri bulunduğunu bildirmiştir. Davalı vekili, istinaf sebebi olarak; davacı tarafın 17/01/2014 tarihli sözleşmeye dayandığını, oysa fesih bildiriminde konu edilen sözleşmenin 31/01/2013 tarihli sözleşme olduğunu, 17/01/2014 tarihli sözleşmenin feshedilmediğini, bu nedenle asıl davanın reddi gerektiğini, ayrıca … sözleşmenin tarafı olmadığı yönündeki mahkeme tespitinin hatalı olduğunu, sözleşmenin başlığının dikkate alınmadığını, yine sözleşmelerde … A.Ş’nin şirket olarak adının geçtiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin mali ve hukuki sonuçlarının aynı zamanda Renault Mais ile ilgili olduğunu, müvekkili ile … arasındaki ilişkinin sonlanmasına rağmen işlemlerin tamamının henüz bitmediğinden Renault’un da müvekkiline teminatları iade etmediğini, … müvekkiline teminatları iade etmesi halinde teminat mektubunun davacıya iade edileceğinin kendisine bildirildiğini, nitekim yargılama devam ederken … müvekkilinin teminatlarını iadesi neticesinde davacıya teminat mektubunun iade edildiğini, mahkemenin bu hususları araştırmadığını, ayrıca davanın açılmasına müvekkilinin sebebiyet verdiğini hususunun doğru olmadığını, yine konusuz kalma nedeniyle müvekkili aleyhine ancak maktu vekalet ücretine hükmedilebileceğini, buna rağmen nispi vekalet ücreti olarak 30.005,21 TL’ye hükmedilmesinin hatalı olduğunu, birleşen davada manevi tazminat talebinin tamamı reddedildiği için reddedilen 35.000,00 TL üzerinden lehlerine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu bildirmiştir. Fesih bildirimi başlıklı 29/01/2016 tarihli yazıda; her iki tarafın imzasının ve kaşesinin bulunduğu, 31/01/2013 tarihli yetkili servis sözleşmesinin karşılıklı feshedildiği ve davacı tarafın bu tarih itibariyle KDV dahil 599.718,31 TL cari hesap borcunu ödeyeceğini beyan ettiği görülmüştür. Davacı tarafından davalıya gönderilen 12/08/2016 tarihli ihtarnamede; fesih bildiriminde belirtilen borcun ödendiği, ancak mektubun iade edilmediği belirtilerek 2 gün içerisinde mektubun iadesinin istendiği, ihtarnamenin davalı tarafa tebliğ edildiği görülmüştür. Taraflar arasında 31/01/2013 tarihli yetkili servis sözleşmesinin ve 17/01/2014 tarihli yetkili servis sözleşmesinin imzalandığı görülmüştür. 25/01/2017 tarihli duruşmada davalı vekilinin teminat mektubunun iade edildiğini beyan ettiği, davacı vekilinin ise 01/03/2017 tarihli celsede, teminat mektubunun bankaya teslim edildiği, iade ve nakden ödeme taleplerinin konusuz kaldığı, ancak yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin devam ettiği yolunda beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin UYAP’tan gönderdiği tarihsiz dilekçede; noterlik makbuzları 206,00 TL ve 125,74 TL ile … Bankasına ödenen 1.050,00 TL olmak üzere alacaklarının 1.381,74 TL olduğunu beyan ettiği ve 01/04/2017 tarihinde harcın yatırıldığı görülmüştür. Davalı … A.Ş vekilinin teminat mektubunun tarafının müvekkili olmadığı, davanın konusuz kaldığı ve tarafı olmadıkları davanın reddine karar verilmesini istediği görülmüştür. … Bankasından gelen cevabi yazıda; teminat mektubunun 04/01/2017 tarihinde bankaya iade edildiği görülmüştür. Davacı tarafından noter makbuz bedelleri ile 23/10/2010 tarihinde bankaya ödenen 1.050,00 TL komisyon bedeline ilişkin dekontun dosyaya sunulduğu görülmüştür. Dosyanın UYAP ortamında yapılan incelemesinde; davacı şirketin tasfiyesinin bittiği, 11/01/2019 tarihli genel kurul kararıyla şirketin terkinine karar verildiği ve bu hususun Ticaret sicil Gazetesinde ilan edildiği, bu durumların şirketin tasfiye memuru tarafından mahkemesine bildirildiği, ticaret sicil gazetesi nüshalarının tarihlerinin okunamadığı görülmüştür.
GEREKÇE:Asıl dava, teminat mektubunun iadesi, iade edilmemesi halinde fer’ileriyle birlikte 400.000,00 TL’nin tahsili ve uğranılan maddi zararın tazmini, birleşen dava ise teminat mektubunun iade edilmemesi nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Dava konusu teminat mektubu yargılama sırasında iade edildiği için bu yönden dava konusuz kalmıştır. Bu durumda dava tarihi itibariyle tarafların haklılık durumlarının değerlendirilmesi gerekir. Nitekim mahkemece de bu konu usulüne uygun bir şekilde karar yerinde değerlendirilmiş olup sözleşme ilişkisi son bulduğundan ve de taraflarca kararlaştırılan davalı borcunun ödendiği de anlaşıldığından teminat mektubunun iade edilmemesi noktasında davalı taraf haklı değildir. Bir başka deyişle dava açılmasına davalı taraf sebebiyet vermiştir. Dolayısıyla asıl davada davalının yargılama gideri ve vekalet ücretiyle sorumlu tutulması doğrudur. Ne var ki, davanın konusuz kalması ön inceleme duruşmasından önce gerçekleştiğinden 1/2 oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde tam vekalet ücretine hükmedilmesi usule aykırı olup asıl davada davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde olup kabulü gerekmiştir. Davalı vekilinin birleşen davaya yönelik istinaf talebi ise, nispi vekalet ücreti tayinine ilişkin olup manevi tazminat talebi reddedildiğinden maktu vekalet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından bu yöne ilişkin istinaf talebinin reddi gerekmiştir. Davacı vekilinin istinaf talebi, mahkemenin zarar doğmamıştır şeklindeki gerekçesi ile manevi tazminat talebinin reddine yönelik olup asıl davada davacının ispat edilen zararlarına hükmedildiğinden, ayrıca somut olay bakımından manevi tazminat koşulları gerçekleşmediğinden davacı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf taleplerinin reddi gerekmiştir. Hal böyle olunca davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, kısmen reddine, davacı vekilinin ise istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-Davacı vekilinin istinaf talebinin REDDİNE,3-İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/06/2017 gün, 2016/966 Esas, 2017/683 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4-Asıl davada teminat mektubunun iadesi istemi konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 5- Asıl davada talep edilen 1.375,46 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, fazla talebin reddine, 6- Birleşen davada manevi tazminat isteminin reddine, 7-Teminat mektubunun konusuz kalması nedeniyle alınması gereken 54,40 TL harç ile hükmedilen maddi tazminat tutarı üzerinden hesap edilen 93,95 TL harç toplamı 148,35 TL harcın, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 6.831,00 TL peşin harç ile 62,80 TL tamamlama harcı toplamı 6.893,80 TL’den mahsubu ile artan 6.745,45 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, 8-Asıl davada hükmedilen ve davacının yatırdığı peşin harçtan mahsubuna karar verilen 148,35 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 9-Asıl davada davacı tarafından yapılan 34,25 TL ilk masraf, 110,00 TL tebligat gideri, 5,10 TL müzekkere gideri olmak üzere toplam 149,35 TL yargılama giderinin takdiren tamamının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,10-Asıl davada davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 18.273,14 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,11-Asıl davada davalı taraf kendisini vekille temsil ettirmiş ise de reddedilen kısım 6,28 TL olduğundan vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, 12-Asıl davada davalı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,13-Asıl davada davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,14-Birleşen davada karar harcı 31,40 TL’nin peşin yatırılan 597,72 TL harçtan mahsubu ile bakiye 566,32 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,15- Birleşen davada davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 16- Birleşen davada davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından karar verilmesine yer olmadığına, 17-Birleşen davada davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,18-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 19-İstinaf aşaması yönünden davacıdan alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 20-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 171,40 TL (85,70×2) istinaf yoluna başvurma harcı ile 49,00 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 220,40 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 21-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 22-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 23-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/12/2020