Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6453 E. 2020/1959 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6453 Esas
KARAR NO: 2020/1959
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/06/2017
NUMARASI: 2014/1416 2017/492
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/11/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin davalıya faturalı mal sattığını, karşılığında davalının çek verdiğini, çekin süresinde ibraz edildiğini, ancak karşılıksız çıktığını, sadece kanuni yükümlülük tutarı olan 545,00 TL’nin bankadan alındığını, daha sonra ise davalının ricası üzerine çekin bakiye bedel olan 9.455,00 TL tahsil olunmadan iade edildiğini, bu hususun da çek üzerine meşruhat verildiğini, dolayısıyla bakiye 9.455,00 TL’nin tahsili için takip başlattıklarını ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, söz konusu çekin bedeli ödenerek çek aslının alındığını ve muhatap bankaya iade edildiğini, davacının çek bedelini tahsil ettikten sonra yeniden tahsilat yapmaya çalıştığını, belgedeki imzayı kabul etmediklerini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; davacı tarafça ibraz edilen belge üzerinde imza incelemesi yaptırıldığı, imzanın davalı şirket yetkilisi …’a ait olduğunun tespit edildiği, buna göre davalının fatura karşılığında verdiği çekin, bedeli alınmaksızın davalıya iade edildiğinin sabit olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili, istinaf sebebi olarak; “çek bedelsiz iade edilmiştir” şeklindeki yazının ve yanındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin çek bedelini ödeyerek çeki iade aldığını ve aslını iade aldığına dair imza attığını, yazının müvekkiline ait olmadığını, bu yazının müvekkiline ait olup olmadığının incelenmesini istediklerini, ancak bu yazı üzerinde inceleme yapılmadığını bildirmiştir. Davacı tarafından davalı aleyhine 9.455,00 TL’si asıl alacak olmak üzere toplam 14.991,62 TL’nin tahsili için fatura ve cari hesap dayanak gösterilmek suretiyle ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür. Takibe konu faturanın 30/10/2010 tarihli ve 10.000,00 TL bedelli olduğu görülmüştür. Uyuşmazlık konusu çekin 05/04/2011 tarihli 10.000,00 TL bedelli olup keşidecisinin davalı, lehtarının ise davacı olduğunu, çekin 20/06/2012 tarihinde ibraz edildiği, garanti kapsamında 545,00 TL ödeme yapıldığının belirtildiği görülmüştür. Davacı tarafça sunulan belgenin “çek bedelsiz iade edilmiştir” … İmza. şeklinde olduğu görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 23/12/2016 tarihli bilirkişi raporunda; çekteki keşideci imzasının …’ın eli ürünü olduğu yolunda görüş belirtildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 07/04/2017 tarihli ek raporda ise; 13/12/2012 tarihli tediye makbuzu nüshasındaki ve çek fotokopisi altındaki … ismine atfen atılı imzaların bu kişinin eli ürünü olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davalı vekilinin ek bilirkişi raporuna itiraz ettiği, “çek bedelsiz iade edilmiştir” şeklindeki yazının ve imzanın müvekkiline ait olup olmadığı konusunda Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını istediği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf, alacağına karşılık davalıdan aldığı çekin karşılıksız çıktığını ve çekin bedelinin tahsil edilmeksizin davalıya iade edildiğini, bu hususun da yazılı belgeye bağlandığını iddia etmiş, davalı taraf ise belgedeki yazı ve imzayı inkar ederek davanın reddini istemiştir. Davacı tarafça sunulan belgede “çek bedelsiz iade edilmiştir” yazısı ve davalı şirket yetkilisi olduğu belirtilen … ismine atfen imza bulunduğu görülmüş olup yapılan imza incelemesinde söz konusu imzanın …’ın eli ürünü olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı taraf “çek bedelsiz tahsil edilmiştir” yazısının da incelenmesini istemiş ise de, kişileri sorumlu kılan imzası olup bu imzanın üst kısmının anlaşmaya aykırı doldurulduğu hususunun davalı tarafça usulüne uygun delillerle kanıtlanması gerekir. Dolayısıyla davacı taraf, davalının verdiği çekin karşılıksız iade edildiği hususunu usulüne uygun delillerle kanıtlamıştır. Davalı tarafça çekin bedelinin ödendiği hususu ise usulüne uygun delillerle kanıtlanamamıştır. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 645,87 TL harçtan, peşin alınan 161,46 TL harcın mahsubu ile bakiye 484,41 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.19/11/2020