Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6436 E. 2019/347 K. 19.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6436 Esas
KARAR NO: 2019/347
MAHKEMESİ : İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2017
NUMARASI: 2016/910 2017/609
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/02/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkilinin … Devlet Hastanesi’nin görüntüleme ihalesini kazandığını ve tomoğrafi cihazının hastaneye teslim edildiğini, ancak cihazın arızalandığını, arızalı olan HV TANK parçasının davalıdan satın alındığını, ancak takılan bu cihazın da bir süre sonra arızalandığını, müvekkilince alınan bu parça karşılığında davalıya 20.650,00 TL tutarında çek verildiğini, parçanın arızalanması nedeniyle davalıdan talepte bulunduklarını, davalının parçayı tamir etmiş gibi göstererek gönderdiğini, ancak cihazın tekrar çalışmadığını, bu konuda servis raporu düzenlendiğini, davalının tüm uyarılara rağmen yeni yedek parçayı teslim etmediğini, müvekkilinin zarara uğradığını belirterek parça karşılığında verilen çek nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, Ankara Ticaret Mahkemelerinin görevli ve yetkili olduğunu, müvekkilinin davacıya ait ürünü satmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın menfi tespit davası olup icra takibinden önce açıldığı, İİK’nun 72/son maddesi gereğince yetkili mahkemenin icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesi ve davalının yerleşim yeri mahkemeleri olduğu, davanın 21/09/2016 tarihinde açıldığı, davalının ise 19/09/2016 tarihinde şirket merkezini değiştirdiği ve bu durumun sicil gazetesinde de ilan edildiği, buna göre yetkili mahkemenin borçlunun ikametgahı Ankara mahkemeleri olduğu gerekçeleriyle davanın usulden reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; çekin keşide yerinin İstanbul olup İstanbul Mahkemelerinin de yetkili olduğunu, davalıya çıkarılan tebligatın …. isimli çalışanlarına yapıldığını, davalı tarafın … isimli çalışanları olmadığı ve adres değişikliği yaptıklarını ve bu durumun 19/09/2016 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayınlandığını ifade etmiş ise de, tebligatın yapıldığı adreste faaliyetin devam edildiğinin anlaşıldığını, mahkemenin davalıya yapılan tebligatın geçerli olup olmadığı üzerinde durmadığını, davanın kesin yetkiye tabi bir dava olmadığını, çekin keşide yerinin de yetkili olduğunu bildirmiştir. Dava dilekçesinde davalının adresinin …. olarak gösterildiği, bu adrese çıkarılan dava dilekçesi ve tensip zaptının 11 Ekim 2016 tarihinde “aynı adreste çalışan …. imzasına tebliğ ettim” şerhinin bulunduğu görülmüştür. Cevap dilekçesi ekinde sunulan ticaret sicil gazetesinin 19 Eylül 2016 tarihli nüshasında; davalı şirketin merkezinin … ile, …. ilçesi, adresinin de …. olarak gösterildiği görülmüştür. Cevap dilekçesinin 19/12/2016 tarihinde UYAP’tan gönderildiği görülmüştür. Davacı vekilinin 10/07/2017 tarihli duruşmada; davalının İstanbul’daki adresine ürün tesliminin yapıldığını, davalının fiilen İstanbul’da buluduğunu beyan ettiği, davalı vekilini ise şirket merkezinin Ankara’ya taşındığı, tebligatın geçerli olmadığı ve mahkemece Ankara’daki adresi tebligat çıkartıldığının bildirildi görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, menfi tespit davasıdır. Çeke dayalı davalarda yetkili mahkemeler borçlunun yerleşim yeri, ödeme yeri, ödeme yeri belirtilmemiş ise muhatap bankanın bulunduğu yer, keşide yeri, keşide yeri gösterilmemişse çekte keşidecinin adı ve soyadı yanında yazılı olan yer mahkemeleridir. Dava dosyası içerisinde bulunan dava konusu çekin keşide yerinin İstanbul olduğu çek metninden anlaşılmaktadır. Bu durumda İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili olduğu gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,2-İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/07/2017 tarih, 2016/910 esas, 2017/609 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukaradaki gerekçede belirtildiği üzere yargılamaya kaldığı yerden devam üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 30,50 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 116,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-3 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.19/02/2019