Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6433 E. 2020/1958 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6433 Esas
KARAR NO: 2020/1958
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/06/2017
NUMARASI: 2014/729 2017/554
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/11/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalının dört adet bonoya dayalı olarak müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, bonoların davalıdan alınan nakdi ödeme karşılığı verildiğini, müvekkilinin davalıdan aldığı para ile takip dışı …’ya araç alınması işine aracılık yaptığını, bonoların …’nın borçluları olan … Ltd. Şti ile … tarafından müvekkili lehtar gösterilmek suretiyle tanzim edilerek müvekkiline verildiğini, müvekkilinin de bonoları davalıdan aldığı ödünç paranın teminatını teşkil etmek üzere davalıya verdiğini, bonoların … Ltd. Şti, … ve … Ltd. Şti tarafından fazlasıyla ödendiğini, bu nedenle müvekkilinin araç üzerindeki rehni kaldırdığını, ancak davalının bedelsiz kalan bonoları takibe koyduğunu belirterek müvekkilinin bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının dava dilekçesinde kendince bir senaryo kurguladığını, ödeme belgelerinde takibe konu senede ilişkin ödeme yapıldığına dair kaydın yer almadığını, davacının ödeme iddialarını ve senedin teminat senedi olduğu iddiasını yazılı delille ispatlaması gerektiğini bildirmiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre; davacı tarafça delil olarak sunulan ödeme dekontlarında ödenen borcun takip konusu senetlere ilişkin olduğuna dair bir açıklamanın yer almadığı, dekontların iki tanesinden ödeme yapan olarak … firması ve … isimlerinin bulunduğu, bu kişilerle davalı arasında başka alacak verecek ilişkilerinin bulunduğunun İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … ve … esas sayılı dosyalarıyla anlaşıldığı, ödemelerin bu borçlar nedeniyle yapılmış olabileceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili, istinaf sebebi olarak; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar etmiş, delil olarak sundukları ödeme belgelerinde senet ödemesi ve … plakalı araç bedeli açıklamasının bulunduğunu, bu ödemelerin tümünün davalı tarafından kabul edildiğini, ancak ödemelerin dava dışı firmalarla aralarında olan alacaklar nedeniyle yapıldığı yolunda savunmada bulunduğu, oysa araçla ilgili ödeme yapıldığının anlaşıldığını, müvekkilinin de araç satışına aracılık yaptığını, …’nın talimatla alınan ifadesinde; … plakalı aracı …’ın aracılığıyla aldığını, senet bedellerinin plakalar belirtilmek suretiyle ödendiğini, senet asıllarının davalı tarafça iade edilmediğini beyan ettiğini, davalı ile diğer tüm taraflar arasında yalnızca dava konusu 4 adet senet bulunduğunu, diğer hukuki ilişkilerin çek alacağına dayandığını, bu nedenle senet ödemesi ibaresinin dava konusu senetlerin ödendiğini gösterdiğini, başka senetlere ilişkin ödeme yapıldığı savunmasının mahkemece araştırılmadığını, kaldı ki ödemelerin bir kısmında araç plakası belirtildiğini, ödemelerin neye ilişkin olduğunun yazılı delille ispatlandığını, oysa davalının savunmasıyla ilgili olarak herhangi bir yazılı delil sunmadığını, davalının müvekkilinden ve diğer dava dışı kişilerden senede ilişkin başka bir alacağı bulunmadığını, gerekçede belirtilen icra dosyalarının çekten doğan alacakla ilgili olduğunu, davalının banka hesabına yapılan ödemelerin banka hesap dökümlerinin celbi halinde ispat edilebileceğini bildirmiştir. Davalı tarafından davacı ve dava dışı … Ltd.Şti ile … aleyhine 4 adet bonoya dayalı olarak toplam 22.851,93 TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla ilamsız icra takibi başlatıldığı görülmüştür. Takip dayanağı senetlerin tanzim tarihlerinin 30/07/2012, vade tarihlerinin ise sırasıyla 26/08/2012, 26/09/2012, 26/10/2012 ve 26/11/2012 tarihli olduğu, her bir senet bedelinin 5.000,00 TL olduğu, keşidecisinin … Ltd. Şti ve …, lehtarın davacı olduğu görülmüştür. Davacı tarafından davalı aleyhine yapılan bedelsiz senedi kullanma suçundan hazırlık soruşturması sonunda yeterli delil elde edilemediği, suçun unsurlarının oluşmadığı, iddiaların soyut düzeyde kaldığı gerekçeleriyle takipsizlik kararı verildiği, bu karara yapılan itirazın ise reddedildiği görülmüştür. Davacı tarafından sunulan ödeme belgelerinin incelenmesinde; 03/09/2012 tarihli ödemenin dava dışı … Ltd. Şti tarafından senet ödemesi açıklamasıyla 5.186,00 TL olarak yapıldığı, 01/10/2012 tarihli 5.000,00 TL’lik ödemenin … tarafından yapıldığı, … Ltd. Şti tarafından ise 05/11/2012 tarihinde … plakalı araç bedeli açıklamasıyla 5.000,00 TL, yine aynı şirket tarafından 30/11/2012 ve 31/12/2012 tarihlerinde aynı açıklamayla 5.000’er TL’lik ödeme yapıldığı, ödemeleri alanın davalı olduğu görülmüştür. Dava dilekçesine ekli borç ve rehin sözleşmesinin incelenmesinde; 26 Temmuz 2012 tarihli olup … plakalı araç üzerine rehin konulduğu, rehin verenin dava dışı …, rehin alanın ise davacı … olduğu görülmüştür. Tanık … Adana 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/81 talimat sayılı dosyasının 24/02/2015 tarihli celsesinde; ” Adana’da bulunan … işletme bana aittir, sahibi Koreli olan … olan bir boya firması, ben bu firmaya mal sipariş ettiğim malzemelere karşı çek verdim, ancak malzemeler bana göndermediler, yine çeklerimi de iade etmediler, çek bedellerini ben kendilerine ödedim, ürünler tarafıma teslim edilmeyince ben İstanbul’a gittim, … firmasının temsilcisi olan … isimli şahsı buldum, ondan malımı istedim, bana malı teslim edemeyeceklerini zira kendilerine ürün gönderilmediğini söyledi, bunun üzerine ödediğim parayı istedim, ancak parayı da veremeyeceğini, ancak ister isem paraya karşılık bir araç alıp bana verebileceğini ve aracın bedeli de taksitler halinde kendisine ödeyeceğini söyledi, bende paramı kurtarabilmek için bu talebi kabul ettim, bunun üzerine … isimli şahıs ile … görüştü ve … marka 2.el bir araç alarak bana teslim ettiler, ayrıca noterden … isimli şahıs aracın kaydı üzerine rehin koydurdu, ben … isimli şahsı bu şekilde tanıdım, araç alımı sırasında … ile … arasında senet düzenlendi, benim senet ile ilgili bir alakam yoktur, daha doğrusu taraf değilim, … isimli şahıs ile telefonda görüştüm, aracı aldığım sırada … ve … parayı …’den aldıklarını ve …’ye ödeneceğini söylediler, benim aracıma 20.000,00 TL değer biçildi ve bu değer üzerinden rehin konuldu, bende aracı aldığım sırada … ve …’e senetlerin ödenmemesi halinde senet bedellerini benim ödeyeceğimi söyledim, zira haciz işleminin yapılması halinde ticari itibarim zedeneleceğinden senet bedellerini ödemeyi peşinen ben kabul ettim, 4 tane senet yapılmış idi, her bir senet bedeli 5.000,00 TL idi, ilk senet vadesi geldiğinde … isimli şahsı aradım, senet bedelinin ödenip ödenmediğini sordum, senet bedelini aldığını bana söyledi, ikinci senet vadesi geldiğinde aradığımda senet bedelinin ödenmediğini söylediler, bunun üzerine …’yi aradım ancak …’ye ulaşamadım, Türkiye’yi terk ettiğini duydum, geriye kalan 3 adet senedi 3 taksit halinde 5.000,00 er TL olmak üzere toplam 15.000,00 TL yi … isimli şahsa ben ödedim, yukarıda da söylediğim gibi ben vermiş olduğum çeklerden dolayı alacağıma karşılık … isimli şahıs bana aracı aldı ve teslim etti, ancak araç 20.000,00 TL alınmasına rağmen yine 15.000,00 TL sini ben … isimli şahsa ödedim, dekontları da araç bedeline karşılık diye de yazdırdım, senet bedellerini … isimli şahsa ödememe rağmen … ödenen senetleri bana göndermedi, ancak ödeme yapmama rağmen araç üzerindeki rehni kaldırmadılar , bundan dolayı … ve semihle tartışmalarımız oldu, daha sonra ben İstanbul’a gittim, araç üzerindeki rehini kaldırdılar ve ben aracın devrini aldım, ben … ile … arasında başkaca bir alış veriş bulunup bulunmadığını bilemiyorum” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür. Davalı vekilinin 20/11/2015 tarihli dilekçesi ekinde sunduğu fotokopi belgelerden davalının İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında dava dışı … ile … ve diğer şahıslar aleyhine 17/11/2012 tarihli ve 14.000,00 TL bedelli çeke dayalı olarak 29/11/2012’de takip başlattığı, davalının yine adı geçenler ile başka kişiler aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 25/11/2012 tarihli ve 16.000,00 TL bedelli çeke dayalı olarak 06/12/2012 tarihinde kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlattığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davalı taraf, davacı aleyhine her biri 5.000,00 TL bedelli 4 adet bonoya dayalı olarak icra takibi başlatmış, davacı taraf bonoların ödendiğini iddia etmiş, davalı taraf ise ödeme iddiasını kabul etmemiştir. Takip ve dava konusu bonoların tanzim tarihlerinin 30/07/2012, vade tarihlerinin ise sırasıyla 26/08/2012, 26/09/2012, 26/10/2012 ve 26/11/2012 tarihleri olduğu görülmüştür. Davacının dayandığı ödeme belgelerinden 03/09/2012 tarihli olan ve 5.186,00 TL bedelli ödemenin dava dışı … Ltd.Şti tarafından senet ödemesi ve yine dava dışı … tarafından 01/10/2012 tarihli 5.000,00 TL’lik davalıya yapılan ödemenin “… senet” açıklamasıyla yapıldığı görülmüştür. Diğer ödemelerde ise … plakalı araç bedeli açıklamasıyla ödemeler yapılmış ise de, bu ödemelerde senet nedeniyle ödeme yapıldığı hususu açık olmadığından diğer üç ödemeye itibar edilmemesinde usule aykırı bir yön bulunmamaktadır. Ancak az önce de belirtildiği üzere 03/09/2012 ve 01/10/2012 tarihli ödemelerin; ödeme yapanların senetlerde keşideci olmaları, ödeme tarihlerinin takip ve dava konusu senetlerin gerek tanzim gerekse iki tanesinin vade tarihinden sonra olması nedeniyle ve ödemelerde de senet açıklaması bulunduğundan takip ve dava konusu senetlere ilişkin olarak yapıldığının kabulü gerekmiştir. Her ne kadar davalı tarafça bu ödemelerin dava konusu alacağa ilişkin olmadığı ileri sürülerek dava dışı … Ltd.Şti ve …’den 17/11/2012 tarihli ve 25/11/2012 tarihli çekler nedeniyle alacak bulunduğu ve konuyla ilgili olarak icra takiplerine ilişkin evraklar sunulmuş ise de, söz konusu çeklerin keşide tarihlerinden önce bu çeklere ilişkin ödeme yapılamayacağından, davalı tarafın bu savunmasına itibar edilmemiştir. Ayrıca davalı taraf dosya kapsamından 03/09/2012 ve 01/10/2012 tarihli ödemelerin başka alacağına ilişkin olduğu hususunu usulüne uygun delillerle kanıtlayamamıştır. Bu durumda 03/09/2012 tarihli, 5.186,00 TL bedelli ve 01/10/2012 tarihli ve 5.000, 00 TL’lik ödemeler yönünden davacının davasını kanıtladığı gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2- İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/06/2017 gün, 2014/729 Esas, 2017/554 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın kısmen kabulü ile; davacının İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında 10.186,00 TL asıl alacak ve buna isabet eden ferileri yönünden borçlu olmadığının tespitine, fazlaya dair istemin reddine, 4-Davalının ödenen 10.186,00 TL’yi takibe koymakta kötüniyetli olduğu anlaşılmakla 10.186,00 TL’nin %20’si oranındaki kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Alınması gereken 695,80 TL harçtan, peşin alınan 373,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 322,60 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 6-Davacı tarafından yatırılan peşin harç tutarı olan 373,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 24,30 TL başvurma harcı, 3,75 TL vekalet harcı ile 238,40 TL posta, tebligat ve talimat masrafları olmak üzere toplam 266,45 TL’den davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 124,20 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 9-Kabul edilen kısım üzerinden davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 10-Reddedilen kısım üzerinden davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 11-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 12- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 72,50 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 158,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 13-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 14-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.19/11/2020