Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6419 E. 2020/2319 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6419 Esas
KARAR NO: 2020/2319 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/06/2017
NUMARASI: 2015/224 E. – 2017/132 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (FSE Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/12/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin senarist olduğunu, yapımcı olan davalı ile ile “…” adlı bir sinema filmi tasarısında anlaşma yaptıklarını, imzalanan kısa metinde temel konuları saptayıp sair konular için daha önce aralarında yapılmış ve o sırada uygulamakta olan “…” adlı ana sözleşmenin yapılan ikinci bir kısa sözleşme ile dizi film senaryosunun sözleşmesini geçerli kabul ettiklerini, sözleşme uyarınca davalının müvekkiline 100.000 TL bedeli 10/09/2014 tarihinde ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davalı tarafın bugüne kadar edimini yerine getirmediğini, senaryonun aynı zamanda dizi de olabilme ihtimaline dayanarak … de isimli dizinin sözleşme hükümlerinin kabul edildiğini belirterek sözleşmeden kaynaklanan 100.000 TL mali hak bedelinin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davaya konu edilen “…” isimli televizyon dizisinin yapılmadığını, çekilmediğini, yayınlanmadığını, söz konusu hikayenin müvekkili tarafından onaylanmadığını, davacının dizinin sadece genel hikayesini yazdığını, bölümlerini yazmadığını, müvekkiline herhangi bir bölüm senaryosu teslim etmediğini, taraflar arasında imzalanan metnin bir sözleşme olmadığını, iyi niyet mektubu olduğunu, davacının senaryolarını yazdığı 21/01/2014 tarihli sözleşmeye konu “…” isimli dizinin de … tarafından 12/10/2014 tarihinde yayınlanan 4. bölümle yayından kaldırıldığını, “…” isimli dizi projesinin gerçekleşmemesinin tek müsebbibinin davacı olduğunu … gönderilen e-mail yazısında da bunu proje olduğu gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin belirsiz olduğunun davacı tarafından da belirtildiğini, söz konusu sözleşmenin bir iyi niyet mektubu olduğunu, sektörde bu şekilde sözleşme yapılmasının da hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 02.06.2017 tarihli 2015/224 E. – 2017/132 K. sayılı kararıyla; “Toplanan deliller ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu kapsamında Senarist olan davacının … adlı Dizi projesine ilişkin herhangi bir yayıncı kuruluşla sözleşme akdedilmemiş olduğu, herhangi bir bölüm senaryosunun sunulmadığı, ancak taraflar arasındaki sözleşme kapsamında yapımcıdan proje tasarımına ilişkin 30.000 TL alacağının bulunduğu” gerekçesiyle; “davacı … tarafından davalı … aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile, “…” isimli filme yönelik olarak davalı tarafından senarist davacıya 30.000 TL’nin 11/02/2015 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair tazminat talebinin ve men talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkeme kararının gerekçesi ve hüküm fıkrası arasında uyumsuzluk bulunduğunu, müvekkilinin dava konusu ilim ve edebiyat eserini tamamlayıp davalıya teslim ettiğinin dosyadaki deliller ile sabit olduğunu, davalının teslim sonrasında herhangi bir itiraz ya da ihbarda bulunmadığını, ifayı kabul ettiğini, buna rağmen davalı yanın 100.000 TL bedel ödemesine karar verilmesi gerekirken, 30.000 TL üzerinden hüküm kurulmasının gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki meydana getirdiğini, – “Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliği” ve “Senaryo ve Diyalog Yazarı Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliği”nden gelen yazı cevaplarında ve bilirkişi raporunda müvekkilinin anlaşma doğrultusunda hazırladığı metnin bir sinema filmi için uygun olduğu, uzun metraj sinema filminin genel hikayesini anlatan bir tretman olduğunun açıkça teyit edilmesine rağmen, eseri dizi film olarak değerlendirerek “…” isimli dizi film senaryosu için akdedilmiş sözleşmedeki bedeli dikkate almasının hukuka aykırı olduğunu, tarafların mutabık kaldığı bedelin yok sayılamayacağını, taraflar arasında imzalanan metinde dizi film senaryosu için kararlaştırılan bedele atıfta bulunulmadığını, ayrıca bedel kararlaştırıldığından “…” isimli dizi film senaryo bedelinin emsal alınamayacağını, tarafların serbest iradeleriyle bedel belirlediklerini, beyanla mahkemenin red kararının kaldırılarak taraflarca mutabık kalınan 100.000 TL’nin 11.02.2015 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davanın tümden reddi gerektiğini, ortada teslim edilmiş bir dizi senaryo metni olmadığı gibi, çekilmiş, yapılmış, yayınlanmış bir televizyon dizisinin de bulunmadığını, TV-dizi sektöründe senarist, yönetmen, oyuncu vb. Kişilerin ücret hakkının, ilgili dizinin bölüm yada bölümlerinin çekilmesine ve televizyonda yayınlanmasına bağlı olduğunu, hiçbir TV kanalının çekilmeyen, yayınlanmayan bölüm için ödeme yapmayacağını, dosyaya TV kuruluşlarından gelen yazı cevaplarında da bütçe ve ödemenin projenin yapım, TV tarafından yayın şartına bağlı olduğunu, davacının davaya konu “…” isimli TV dizisinin sadece genel hikayesini yazdığını, müvekkiline bölüm senaryosu teslim etmediğini, tek başına genel hikayenin kabul için yeterli olmadığını, -…, … A.Ş.- … A.Ş. Müzekkere cevabında, tek başına genel hikayenin kabul için yeterli olmadığının , mutlaka senaryo değerlendirmesi yapılması gerektiğinin, davacının metninin senaryo olmadığının, uzun bir tretman olduğunun bildirildiğini, -metnin, projenin gerçekleşmesi halinde tarafların aralarında yapacakları sözleşmenin ana hatlarını belirledikleri iyiniyet metni olduğunu, sözleşme olmadığını, metinde “proje” den bahsedilmesinin dahi bu durumu kanıtladığını, -davaya konu projenin gerçekleşmemesinin müsebbibinin davacı olduğunu, genel hikayenin gönderildiğini, en az 2-3 bölümlük senaryo metni gönderilmediğini, davacının diyalog kurma yönündeki hatalı yaklaşımı ve diğer dizinin yayından kaldırılması nedeniyle müvekkili ile tüm irtibatını kestiğini, -davacının …’a gönderdiği 19/04/2014 tarihli mailinde “Eğer gerçekleşmesi gündeme gelirse” diyerek işin proje olduğunu kabul ettiğini, -sektördeki uygulamaya göre çekimleri yapılmayan bölüm yada bölümler için oyuncu, senarist, yönetmen vb. hiçbir kişiye ödeme yapılmadığını, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde; yargılama sırasındaki beyanlarını tekrar etmiş, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Davacı tanığı … ifadesinde; … hikayesinin kendisinin de içinde bulunduğu proje olduğunu, davacı ile birlikte çalıştığını, davalının talip olduğunu, 100.000 TL karşılığında anlaştıklarını, bu bedelinin genel hikaye bedeli olduğunu, davacıya ödenmediğini beyan etmiştir. Davacı tanığı … ifadesinde; davacının eşi olduğunu, davacının davalıya hikayeyi teslim ettiğini, karşılığında 100.000 TL alacağını söylediğini, parasını alamadığını, … dizisi için genel hikaye teslim edildiğinde 30.000 TL ödediklerini, daha sonra kendisinin 25.000 TL, davacının 25.000 TL alarak senaryo haline getirdiklerini ve dizi haline geldiğini, … şirketine teslim ettiği … isimli genel hikaye için 40.000 TL , senaryo bedeli olarak 30.000 TL ödendiğini, hikaye ve senaryonun kullanılmadığını beyan etmiştir. Davalı tanığı … ifadesinde; davalı işyerinde uygulayıcı yapımcı olduğunu, televizyon kanallarına satışların genelde 2-3 bölüm hikaye dahil senaryo geldiğinde yapıldığını, kanal satışı yapıldıktan sonra hikaye bedelinin ödendiğini, davacıdan senaryo almadıklarını beyan etmiştir. Davalı tanığı … ifadesinde; davalı işyerinde finans müdürü olduğunu, … dizisini çalışırken, … isimli genel Hikayenin geldiğini, senaryoların gelmediğini, 2-3 bölüm olmadan kanallara satış yapılamadığını, hikaye teslimi ile ödeme yapmadıklarını beyan etmiştir. Davalı tanığı … ifadesinde; davalı işyerinde Genel Kordinatör olduğunu, projenin kendilerine hikaye olarak geldiğini, gerçekleşmeyen projeler için ödeme yapılmadığını beyan etmiştir. Taraflar arasında imzalanan tarihsiz belgede “…” isimli proje için 1 defaya mahsuben 100.000 TL ödeme yapılacaktır. Bu ödeme 10 Eylül 2014 tarihinde …’ın hesabına yapılacaktır. Senaryo bedeli 62.500 TL’dan az olmayacaktır. “…” ile yapılan sözleşme projesi ile “…” projesi aynı olacak şekilde mutabık kalınmıştır.” yazılı olduğu görülmüştür. Mahkemece Televizyon ve Sinema Filmi Yapımcıları Meslek Birliğine, Çevirmenler Meslek Birliğine, Çeşitli Televizyon kanallarına müzekkere yazılarak dizi senaryosunun satın alınması konusunda genel hikayenin yeterli olup olmadığı , genel hikaye için ücret ödenip ödenmeyeceği konusunda görüş sorulmuştur.Sinema Eseri Sahipleri Birliği yazı cevabında “…” isimli metnin senaryo değil tretman olduğu, Senaryo ve Diyalog Yazarı Sinema Eseri Sahipleri Birliği’nin yazı cevabında, söz konusu genel hikayenin sinema filmi yada dizi film için gerek ve yeter koşulları taşıdığı bildirilmiştir. İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda; davacının dosyaya A4 kağıda, yarım aralıklı 36 sayfalık bir metin sunduğu, bunun klasik tretman/senaryo yazımı ölçümüne göre hesaplanması durumunda yaklaşık iki katı olarak 65-70 sayfa arası uzunluğunda olacağı, bu sayfa sayısının da bir dizinin ana hikayesini ya da bir uzun metraj sinema eserini anlatmak için yeterli olduğu, metnin karakterler, yardımcı karakterler ve olay örgüsü ve çatışmalar açısından incelediğinde bir dizi konsepti olduğu, eserin dizinin ana hikayesini/konseptini ortaya koyduğu, gerek kahramanları, gerekse kahramanın çatışmaları gerekse anti kahramanları, kahramanla anti kahraman arasındaki çatışmaların işlenmesi, olay örgüsünün gelişimi, işlenişi, yan hikayelerin işlenişi itibariyle eser sahibinin hususiyetini taşıması itibariyle özgün bir eser olduğu, ancak, dava dosyasında sunulan metnin dizi ya da sinema eseri olması tartışmasının davacının eser sahibi olduğu gerçeğini değiştirmediği, eser sahibi olarak FSEK’na göre hak sahibi sayılması gerektiğini belirtmişlerdir. Raporda dosyaya sunulan sözleşme incelendiğinde; davaya konu … adlı eserle ilgili olarak davacı senarist ile davalı yapımcı arasında özel bir sözleşmenin yapılmadığı, bunun yerine daha önce yapmış oldukları … adlı eserin sözleşmesini emsal aldıkları, davacının eseri sinema filmi senaryosu olarak tanımladığı, davacı yapımcının ise bunu ret ederek bunu dizi senaryosu olarak tanımladığı, her iki durumda da, yani bir film tretmanı ya da dizi ana konsepti olsa da, referans alınan … adlı eser için yapılan sözleşmede … eserine ilişkin Davalı Yapımcı ile Davacı Senarist arasında bağlayıcı olabilecek emsal hükümlerin bulunduğu beyan edilmiştir. Dava konusu ihtilafta uygulanacak emsal hükümler olarak; Sözleşmenin 2/4.3 maddesi “Senarist, yapımcının belirleyeceği çalışma programına bağlı kalarak sözleşme konusu dizi filmin özgün öyküsü, senaryosu ve diyalog metinlerini yazmayı ve diğer tüm senaristlik faaliyetlerini /görevlerini eksiksiz olarak yerine getirmeyi kabul ve taahhüt eder” yine; 4.4’e göre, “Senarist sözleşme konusu dizi filmin özgün öyküsü, senaryosu ve diyalog metinlerini yazma ve senaryonun tamamlanması konusunda yapımcı tarafından belirlenen takvime aynen uymakla yükümlüdür” denilerek çalışma programının yapımcının belirleyeceği biçimde ve takvime bağlı olarak ilerleyeceği hükmüne bağlandığı; yapımcının, işin tamamlamadığı iddiasında bulunmuşsa da, senaristin davacıya belirlenen takvime uymadığına dair herhangi bir ihtarnameye, uyarıya dava dosyasında rastlanmadığı, oysa adı geçen sözleşmenin 11.2 maddesinde “taraflar birbirlerine yapılacak tüm bildirimlerin yazılı olacağını kabul ve taahhüt ederler.” hükmünde anlaştıkları…davalının 16/11/2015 tarihinde sunduğu cevap dilekçesinden davalının davaya konu eseri teslim aldığı, ancak kendileri tarafından onaylanmadığını iddia ettiği, ancak bu tıkanmayı aşacak herhangi bir edimde bulunmadığı, sözleşmenin 6.5 maddesinde Senarist’in yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinin ödemeyi erteleme nedeni olarak hükme bağlandığı, aynı sözleşmenin 6. maddesine göre; yapımcı, senarist’e proje tasarımındaki emeklerinin karşılığı olarak toplam 30.000 TL+kdv+Stopaj bedelini taksitle ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, sözleşmenin 7.2’de de, “herhangi bir yayıncı kuruluş ile yapıma ilişkin olarak yapım sözleşmesi akdedilmemesi halinde Yapımcının işbu sözleşmeyi fesih edebileceği, böyle bir durumda Yapımcı’nın işbu sözleşmeye bağlı yegane yükümlülüğünün proje tasarım için ödenmesi öngörülen 30.000 TL’sı ve o güne kadar yapımcıya teslim edilmiş senaryo bölümlerinin bedelini ödemekle sınırlı olacağının” kararlaştırıldığı, sözleşmenin 5.9 maddesine göre, özgün hikaye sahibi yani eser sahibiyle, bölüm senaryosunu yazan senaristin paylarını ayrı ayrı değerlendirdiği beyan edilmiştir. Raporda; öykü ya da dizi konsepti hak sahipliği ile senaryo ve diyalog yazarlığı hak sahipliğinin ayrı olduğu, … adlı davaya konu eser her ne kadar çekilmemiş, bir yayıncı kuruluşa satılmamış olsa da eser sahibi senarist yazar tarafından yapımcıya sunulduğu ve sahibinin hususiyetini taşıyan bir eser olduğu, davacı Senarist ile Davalı Yapımcı arasında emsal alınan … adlı sözleşmeye göre Davalı Yapımcı da söz konusu sözleşme hükümlerince Eser/öykü sahibiyle bölümü yazan Senarist’i ve haklarını ayrı ayrı tanımladığı beyan edilmiştir. Davacı tarafça davalıya gönderilen 19/04/2014 tarihli mail’de “Eğer gerçekleşmesi gündeme gelirse, hikayenin zamanını elden geçireceğim ve bazı oyuncuların gençlik ve yetişkinliğinin başka başka oyuncular tarafından oynanması vs.gibi sorun olmayacak. Asal kişilerimiz 20-25 yaş aralığında olacaktır.Eldeki metinde böyle olmamasının hikayeyle ilgili olmayan başka bir sebebi vardır . Buna takılmayın.” demiştir. Davacı vekilinin 30/10/2017 tarihli istinaf dilekçesi ve harç makbuzlarının fiziken gönderilen dosya içerisinde bulunmadığı, mahkemenin dosya gönderme formunda da davacı vekilinin istinaf başvurusuna yer verilmediği, dilekçenin davalı vekiline tebliğ edilmediği görülmüştür. Davacı vekilinin istinaf dilekçesi, davalı vekiline Dairemizce tebliğ edilmiş, davalı vekilinin ibraz ettiği 14/12/2020 tarihli dilekçesinde; dava konusu “…” isimli, çekilmiş-yapılmış-yayınlanmış bir televizyon dizisi bulunmadığı, TV sektöründe senarist, yönetmen, oyuncu vb. kişilerin ücret hakkının, ilgili dizinin bölüm/bölümlerin çekilmesine, televizyonda yayınlanmasına bağlı olduğu, çekilmeyen-yayınlanmayan bölüm/bölümler için televizyon kanallarının yapımcılara ödeme yapmasının söz konusu olmadığı, bu hususun dosyaya sunulan televizyon kuruluşlarının yazılarından da anlaşıldığı, davacı tarafından müvekkiline bölüm senaryosu/senaryo metninin teslim edilmediğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, taraflar arasında kurulmuş hukuki bir ilişki yada sözleşme bulunmadığı, dizi projesinin gerçekleşmemesinin sebebinin, davacı tarafça 2-3 bölümlük senaryo metninin yapımcıya gönderilmemesi, bu nedenle TV kanallarına projenin sunulamaması, davacının davalı ile diyalog kurmaması, diğer dizinin yayından kaldırılması ile irtibatı kesmesi olduğunu beyanla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, müvekkilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E: Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında “…” isimli film senaryosu ile ilgili kısa metin imzalanarak temel konular saptandığı, sair konularda ise taraflar arasında o sırada uygulanmakta olan “…” isimli dizi film senaryosuna ilişkin sözleşmeye atıf yapıldığını, genel hikaye metninin davalıya teslim edilmesine rağmen, sözleşmeye aykırı olarak mali hak bedelini ödenmediğini beyanla davalıdan ödenmemiş olan film senaryosu yazım/yaratım bedeli, 100.000 TL (Yüz Bin) tutarındaki alacağın,11/02/2015 ihtar tarihinden faiziyle birlikte tahsili ve müdahalenin men’ini talep etmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile, 30.000 TL’nın faiziyle tahsiline, fazlaya ilişkin talep ve meni müdahale talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde davacının film senaryosu teslim etmediğini, çekilmiş, yapılmış, yayınlanmış bir televizyon dizisinin de bulunmadığını, TV-dizi sektöründe senarist ücretinin dizinin bölüm yada bölümlerinin çekilmesine ve televizyonda yayınlanmasına bağlı olduğunu, senaryo teslim edilmediğinden ve dizi yayınlanmadığından davacıya ücret ödenmeyeceğini savunmuştur. Taraflar arasında “…” isimli proje ile ilgili olarak tarihsiz mutabakat belgesi imzalandığı konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Bilirkişi raporuyla “…” isimli genel hikayenin, eser sahibinin hususiyetini taşıdığı ve özgün bir eser olduğu tespit edilmiştir. Taraflar arasında film/dizi hikayesi olduğu konusunda ihtilaf bulunsa da bilirkişiler dizi konsepti olduğu kanaatine varmıştır. Davacı taraf tarihsiz sözleşmede ödeneceği kararlaştırılan 100.000 TL’nın genel hikaye bedeli olduğunu, bunun senaryoya çevrilmesi halinde ayrıca senariste bedel ödeneceğini, emsal sözleşmede de bu hususun kararlaştırıldığını ileri sürmüştür. Davacının eşi olan tanık … ve … ifadelerinde kararlaştırılan 100.000 TL’nın genel hikaye bedeli olduğunu beyan etmişlerdir. Davalı çalışanları olan tanıklar ise, sektörde genel hikaye için para ödenmediğini, hikaye yazılması sonrası 2-3 bölüm senaryo yazıldığını, kanalda yayınlandıktan sonra bedel ödendiğini beyan etmişlerdir. 21/01/2014 tarihli “…” isimli TV Dizi sözleşmesinin 3. Maddesinde “sözleşme konusunun”; Senarist’in proje tasarımı, ana öyküsünü ve senaristliğini yapması ve bu sözleşme kapsamında yapım üzerindeki senarist sıfatıyla sahip bulunduğu tüm mali hakları Yapımcıya devretmesi, ilgili mali hak bedellerinin saptanması ve ödenmesi ile tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesi olduğu açıklanmıştır. Sözleşmenin sonunda davacı ile eşi … tarafından TV Dizisi ve/veya bölüm üzerindeki tüm hakların tam ruhsat şeklinde … Ltd.Şti. Ne devredildiği, sözleşme ekinde aynı taraflarca imzalanan “Özgün Hikaye/senaryo Mali Hak Devir Beyanı” bulunduğu görülmüştür. Sözleşme ve devir beyanı ekindeki mail yazışmalarından 18 Şubat 2014 tarihinde …’ın 1. Bölümü mail ekinde gönderdiği anlaşılmıştır. Emsal sözleşmenin Mali Hükümler başlıklı 6. Maddesi ile Sözleşmenin Süresi başlıklı 7.2 madde hükümlerinden bilirkişi raporunda da tespit edildiği şekilde özgün hikaye ile senarist hakları ve senaryo bedeli ayrı ayrı değerlendirilmiştir. Mutabakat metninde, 10 Eylül 2014 tarihinde yapılacağı taahhüt edilen 100.000 TL ödemenin sadece genel hikaye bedeli olup olmadığı konusunda açıklık bulunmamaktadır, ” Proje ” için ödeneceği kararlaştırılmış, ilerleyen kısımda Senaryo bedeli konusunda düzenleme bulunduğu, bu kısımda karalamalar yapıldığı ve sadece davacı tarafça paraflandığı ancak önceki halinde “senaryo bedeli 50.000 TL’dan az 60.000TL’dan fazla olmayacaktır” yazıldığı, 50.000 TL’nın üstünün karalandığı, “62.500 TL az olmayacaktır” şeklinde değiştirildiği görülmüştür. Emsal olacağı belirtilen sözleşmede ise “bölüm başına senaryo ve devredilen mali hak bedelinin 50.000TL olduğunun” kararlaştırıldığı görülmüştür. Mahkeme tarafından meslek birliklerine ve TV kuruluşlarına yazılan müzekkerelere verilen cevaplardan ve davalı tanık beyanlarından sektörel uygulamada dizi filmlerde filmin genel hikayesi ve 2-3 bölümlük senaryosunun yapımcıya birlikte gönderildiği, değerlendirme yapılabilmesi için özellikle ilk iki bölüm senaryosunun önemli olduğu anlaşılmaktadır. Davacının “…” isimli metninin senaryo olmadığı, özgün hikaye olduğu, hususiyet taşıdığı, eser niteliğinde olduğu, geçerli şekilde mali haklarının davalıya devri halinde senaryodan ayrı olarak bedelinin ödeneceği anlaşılıyorsa da, projenin hayata geçirilmesi şartlarının oluşmadığı, davacı tarafça eserin mali haklarının devredilmediği, taraflar arasındaki tarihsiz metnin bir ön sözleşme olarak nitelendirilebileceği, esasen davacı vekilinin de dava dilekçesinde “kısa metin imzalanarak temel konuların saptandığını” beyan ederek, metnin ön sözleşme olduğunu doğruladığı anlaşılmakla, hikayenin davalı beğenisine sunulması bedel ödemesi için yeterli değildir. Bilirkişilerce raporda; … şirketi ile yapılan sözleşme hükümlerinin doğrudan uygulanması ve davalının davacıyı harekete geçirerek takvim bildirmesi gerektiği, davalının davacıyı harekete geçirmediği ancak 30.000TL proje bedelini ödemesi gerektiği beyan edilmişse de, “Yapılan sözleşme … ile aynı olacaktır” ibaresinin aynı sözleşme hükümlerinin doğrudan uygulanması için yeterli olmadığı, henüz bir sözleşme yapılarak hikayenin mali haklarının devredilmediği, davacının bedel talep koşullarının oluşmadığı, kanaatiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkeme kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı vekilinin istinaf isteminin esastan KABULÜNE, 3-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 02/06/2017 tarihli 2015/224 E. – 2017/132 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4-DAVANIN REDDİNE, 5- İlk derece yargılaması yönünden; -Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin alınan 1.707,75 TL harcın mahsubu ile, fazla alınan 1.653,35 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, -Davacı tarafça yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, -Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, 13.450,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, -Davalı tarafından yapılan 229,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine, 6-İstinaf yargılaması yönünden; -Davacı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmediğinden davacı yandan alınması gereken 54,40 TL maktu istinaf harcından peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, -Davalı vekilinin istinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talep halinde iadesine, -İstinaf yargılaması sırasında davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 51,70 TL tehir-icra karar harcı ile 70,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 207,40 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 30/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.