Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6402 E. 2020/1973 K. 20.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6402 Esas
KARAR NO: 2020/1973 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/05/2017
NUMARASI: 2014/1370 E. – 2017/388 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/11/2020
KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ tarafından verilen 25/05/2017 tarihli kararına karşı davalı birleşen davada davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine istinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
ASIL DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin kullandığı krediye diğer davalıların müteselsil kefil olduklarını, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini, ihtarnameye rağmen ödenmeyen borç sebebiyle Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlattıkları, ancak takibe haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edildiğini, sözleşmeye göre davalı borçluların ana para ve faize yönelik itirazlarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, uygulanan faiz oranlarının yasal olduğunu, yine sözleşmede müteselsil kefillerin sorumluluklarının düzenlenmiş olduğunu ve sözleşme ile imza altına alınmış olduğunu belirterek borçluların itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalılar vekili cevap dilekçesinde ; müvekkilince borçların süresinde ödendiğini, müvekkilinin imzaladığı genel kredi sözleşmesi kapsamında davacıdan müvekkili adına dava dışı … ile yapmış olduğu iş nedeniyle almış oldukları 75.000,00-TL, 65.000,00-TL ve 60.000,00-TL bedelli üç adet teminat mektubu olduğunu, davacının, dava dışı … ile işlerini sonlandırması nedeniyle henüz iade alınmayan ve süresi geçmiş olan toplamda 200.000,00-TL bedelli üç adet teminat mektubunun 29/05/2014 tarihinde paraya çevrilerek …’a ödendiğini, mektupların süresinin 14/02/2014 olup, bu tarihten sonra paraya çevrilmesinin söz konusu olamayacağını, teminat mektuplarının yenileme süre uzatım belgelerinin davalının çalışanına 10/04/2014 tarihinde … imzasına teslim edilerek iptal edildiğini, dava dışı şirkete teminat mektuplarının karşılığının ödendiğini, bu nedenle 2014/219 esas sayılı dosya ile menfi tespit davası açtıklarını, ipotekle teminat altına alınan borç için öncelikle borcun oradan temin edilmesi gerekirken davacı tarafça eş zamanlı olarak takip başlatıldığını, teminat mektupları sebebiyle borçlu olmadıkları gibi vadesi gelmeyen borçlar sebebiyle borçlu olmadıklarını, davacı banka nezdinde müvekkili aleyhine esnek kredi hesabı açıldığını, müvekkilinin ihtardan önceki taksitin ödenmiş olmasına rağmen bu ödemeyi taksit olarak almayıp kötüniyetli olarak eksi bakiyeli esnek hesaba mahsup ederek müvekkilinin taksitlerini ödemediğinden bahisle ihtarname keşide edildiğini, kat ihtarına itiraz ettiklerini, müvekkilinin takipten sonra 25/09/2014 tarihinde 36.633,18 TL ve 12.10/2014 tarihinde 12.300,00 TL yatırdığını, bunların dikkate alınmadığını, davacının haksız ve hukuka aykırı şekilde davranarak kötü niyetini ortaya koyduğunu beyan ederek davanın reddine ve %40’tan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Asıl dava 13/10/2014 tarihinde açılmıştır.
BİRLEŞEN KOCAELİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2014/219 ESAS SAYILI DAVA;
DAVA: Davacı … Ltd. Şti. vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin dava dışı şirket olan … A.Ş. ile yapmış olduğu iş nedeniyle davalıdan 3 adet teminat mektubu aldığını, ancak dava dışı şirketin müvekkili ile işlerini sonlandırmış olması ve görüşmelerin de devam etmesi nedeniyle davalıdan teminat mektuplarının henüz iade alınmamış olduğundan 200.000,00 TL değerinde 3 adet teminat mektubunun 29/05/2014 tarihinde paraya çevrilmek suretiyle dava dışı … A.Ş.’ye ödendiğini, halbuki müvekkilinin davalıdan almış olduğu teminat mektuplarının süreli olduğunu ve sürelerinin 14/02/2014 tarihinde sona erdiğini belirterek, davalının müvekkili şirkete vermiş olduğu teminat mektuplarının müvekkilinin bilgisi dışında ve yine süresi geçtikten sonra paraya çevrilmiş olması nedeniyle müvekkili şirketin davalıya borçlu bulunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin iddia edildiği gibi kötü niyetli olmadığını, dava dışı … A.Ş.’nin 27/01/2014 tarihinde müvekkili bankaya başvurarak dava konusu teminat mektuplarının yenilenmesini, yenilenmeyecek ise tazminini talep ettiğini, bu başvurunun teminat mektuplarının vadesinden önce ve ayrıca vade uzatım mektuplarının müvekili bankaya iade tarihinden önce olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Birleşen dava 20/06/2014 tarihinde açılmıştır.
MAHKEME KARARI; Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/05/2/17 tarihli 2014/1370 Esas-2017/388 Karar sayılı kararıyla; ” A-Mahkememizin 2014/1370 esas sayılı asıl dosyası yönünden; 1-Davacı banka tarafından davalılar aleyhine açılan itirazın iptali davasının, takip konusu alacakların yargılama sırasında tahsil edilip dosyanın infazen kapatıldığı anlaşılmakla dava konusuz kaldığından itirazın iptaline ilişkin davanın esası yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 2-Davalılar itirazlarında haksız olmakla İİK 67/2 maddesi gereğince; -… Limited Şirketi, … ve … yönünden; takip konusu ticari kredi ve teminat mektubu kredisi toplamına ilişkin asıl alacak miktarı olan 423.848,40-TL ile esnek ticari kredi alacağı asıl alacak miktarı olan 12.575,79-TL alacakların toplamı olan 436.424,19-TL, -… ve … yönünden; takip konusu teminat mektubu kredisi asıl alacak miktarı olan 217.004,71-TL, -Asıl alacak tutarları üzerinden hesap edilecek %20 icra inkar tazminatının itirazında haksız olan davalılardan alınarak davacıya verilmesine” B-Birleşen mahkememizin 2014/219 esas sayılı dosyası yönünden; 1-Açılan davanın REDDİNE, ” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davalılar- birleşen davanın davacısı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davacı tarafından tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla şerhi takipler üzerine düşülmüşse de, dosya üzerinde bulunması gereken icra takip numarasının bulunmadığını, takibin mükerrer olduğunu, -mahkemenin ipotek teminatının borcu karşılamadığına dair tespitin hatalı olduğunu, itirazın iptali davası aşamasına kadar müvekkili tarafından yapılan ödemelerin, davacı tarafça itiraz edilmemesine rağmen dikkate alınmadığını, ipoteğin paraya çevrilmesine dair takibinde ipotek limiti üzerinde ve asıl talep miktarı kadar yapılmış olmasının da dikkate alınmadığını, -mahkemenin ödemelerin tarihi ve zamanını dikkate almadan müvekkilleri aleyhine %20 oranında tazminata hükmedilmesinin de bozmayı gerektirdiğini, -davadan önce yapılmış olan ödemeler düşülmeden takibin tamamı üzerinden dava açıldığını, asıl alacağın yargılamayı gerektirdiğini, raporda yapılan tespitler sonucu davacı tarafından fazlalık miktarın istenemeyeceğine dair açıklama yapıldığını, artık alacağın likit olduğundan bahsedilemeyeceğini, mahkemenin ipoteğin borcu karşılamayacağına yönelik tespitin de hatalı olduğunu, taşınmazların bedelinin davacı bankanın alacağından fazla olduğunu, davacının müvekkilinin kiracısı olduğunu, aylık kiralardan her ay 15.000 TLalacaktan mahsup ettiğini, davacının kötüniyetli olduğunu, -Birleşen davada; mahkemenin dava dışı … Şirketinin davacıya gönderdiği 27/01/2014 tarihli talebin usulüne uygun olup olmadığını değerlendirmediğini, mahkemenin gerekçesiz olarak talebin usulüne uygun olduğu yorumunu yaptığını, gerek Yargıtay içtihatları, gerekse doktrin de riskin gerçekleşmiş olmasının şart olduğunun kabul edildiğini YARGITAY 11. HD 2014/7115 Esas ve 2014/16916 karar sayı ve 05.11.2014 tarihli ilamında; “Teminat mektubu vermekle bankalar mücerret bir borç altına girmeyip belirli bir yükümlülüğün yerine getirilmesini garanti etmeleri nedeniyle, yazılı tazmin talebinde mutlaka, lehtarın teminat mektubu ile garanti edilen yükümlülüğünü yerine getirmediğinin belirtilmesi gerekmektedir. Vadeli teminat mektuplarında uygulamada sıkça rastlanan “TEMİNAT MEKTUBUNUN VADESİNİN UZATILMASI, AKSİ TAKDİRDE MEKTUBUN TAZMİNİ'” ( extend or pay ) şeklindeki talebin, teminat mektuplarının yukarıda açıklanan niteliği ile bağdaşmamaktadır, zira “uzat veya tazmin et” talebinde riskin doğup doğmadığı anlaşılamadığından, bankanın ödeme yükümlülüğü de doğmamaktadır” dediğini,bankanın kötü niyetli olarak ve dava dışı şirketi müvekkilinden daha güçlü görmesi nedeniyle sürenin geçmiş olmasına karşın teminat mektuplarını usulsüz olarak paraya çevirdiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilerek dosyanın mahkemesine iadesini talep etmiştir. Davacı- birleşen davada davalı vekili istinaf dilekçesine karşı cevap vermemiştir.
DELİLLER; Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … Bankası A.Ş. tarafından borçlular … Ltd. Şti., …, …, … ve … aleyhine kredi taahhütnamesi/sözleşmesi, ihtarname ve hesap özetine dayanılarak12/09/2014 tarihli takip talebi ile 423.848,40 TL asıl alacak, 5.993,21 TL işlemiş temerrüt faizi, 299,64 TL faizin gider vergisi, 806,90 TL masraf olmak üzere 430.948,15 TL nakit toplamı ve 3.300, TL depo talep edilen gayri nakit toplamı olmak üzere 434.248,15 TL ticari kredi, teminat mektubu kredisi ve gari nakit alacaklar ile Esnek Ticari Krediden kaynaklı 12.575,79 TL asıl alacak, 152,78 TL temerrüt faizi ve 7,63 TLfaizin gider vergisi olmak üzere 12.736,20 TL’nin tahsili için ilamsız takip başlatıldığı, borçlularca yasal süresi içinde sunulan dilekçeler ile itirazda bulunulduğu, Alacaklı vekilinin 27/05/2015 tarihli dilekçesi ile borçlu şirketten muhtelif tarihlerde 352.958,87 TL haricen tahsil ettiklerini beyan ettiği anlaşılmıştır. Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile 12/09/2014 tarihinde “İpoteğin Paraya Çevrilmesi” yoluyla takip başlatmış olup, bu takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı … Bankası tarafından borçlular … Ltd. Şti. ve … aleyhine kredi taahhütnamesi, sözleşmesi, ipotek belgesi, akit tablosu, ihtarname ve hesap özetine dayanılarak, 2014/8297 Esas sayılı icra dosyasındaki alacak ve ferileri miktarlarının aynısının tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlattığı, dava konusu takip dosyası ile aynı alacağa ilişkin olduğu ve “İş bu takibimiz (Kocaeli İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı haciz takibi ile irtibatlı olup tahsilde tahsilde tekerrür etmemek kaydı ile açılmıştır” açıklaması bulunduğu, taşınmaz üzerinde toplam ipotek limitinin 300.000,00 TL olduğu, alacaklı vekilinin talebi üzerine 20/10/2015 tarihinde satışların düşürülmesine karar verildiği görülmüştür. Mahkemece alınan 28/09/2016 tarihli raporda; ” davalı borçlulara gönderilen ihtarnamenin 05/09/2014 tarihinde tebliğ edildiği, 1 günlük mehil sonucunda davalıların 07/09/2014 tarihi itibarıyla temerrüte düştükleri yapılan hesaplamada; Davacı bankanın kredi borçlusu davalı … Ltd. Şti.’ve müşterek borçlu müteselsil kefiller …, …, … Ve …’den, 12.09.2014 Takip tarihi itibariyle, 423.848,40,- TL asıl alacak, 4.423,56,-TL İşlemiş faiz, faizin %5’i 221,18,-TL BSMV ve 806,90,-TL Masraf olmak üzere toplam 429.300,04,-TL alacağı bulunduğu, ipotek tutarı 278.079,34,-TL’nin mahsubu sonucu ipotek limitini aşan 151.220,70 TL alacağı bulunduğu, takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar bu borçlulardan 423.848,40,- TL matrah üzerinden % 36,36 nispetinde temerrüt faizi ve faizin % 5 BSMV’nin talep edilebileceği, Takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar müşterek borçlu müteselsil kefiller … Ve …’den’ 217.004,71-TL matrah üzerinden (Talep gibi) % 36,36 nispetinde temerrüt faizi ve faizin % 5 BSMV’nin talep edilebileceği, Davacı bankanın belirtilen tespitler ( 429.300,04 TL alacak, ipotek tutarı 278.079,34,-TL’nin mahsubu sonucu ipotek limitini aşan 151.220,70 TL ) üzerinde talep ettiği 152.868,02,-TL ve 430.948,15,-TL’lik taleplerindeki fazlalık miktarların yerinde olmadığı, Davacı bankanın kredi borçlusu davalı … Ltd. Şti. ve Müşterek Borçlu Müteselsil Kefiller …, …’tan, Esnek Ticari Kredisi ile ilgili olarak, 12.09.2014 Takip tarihi itibariyle, 12.575,79,- TL asıl alacak, 120,56,-TL İşlemiş faiz, faizin %5’i 6,03,-TL BSMV olmak üzere toplam 12.702,38,-TL alacağı bulunduğu, davacı bankanın bu tespitler üzerinde talep ettiği kısmın yerinde olmadığı, 12.575,79,-TL matrah üzerinden % 30,24 nispetinde temerrüt faizi ve faizin % 5 BSMV’nin talep edilebileceği, Davacı bankanın 5 adet çekin iadesini talep hakkının bulunduğu, çeklerin iade edilememesi halinde ise 5941 sayılı yasa hükmü gereğince, davacı bankanın toplam (5 x 1.120,00,-TL =) 5.600,00,- TL’nin (Talep 3.300,00,-TL) faiz getirmeyen bir hesapta blokesini talep edebileceği, takip tarihinden sonra çek sorumluluk tutarlarının banka tarafından ödenmesi durumunda, çek hamillerine sorumluluk tutarının ödendiği tarihten tahsiline kadar %36,36 temerrüt faizi ve faizin %5’i BSMV istenebileceği” beyan edilmiştir. Davalı vekili tarafından 24/02/2016 tarihli kök rapora itiraz dilekçesinde; rapora itiraz dilekçesinde dava açılmadan önce yapılan ödemelerin dikkate alınmamasının hatalı olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece alınan 15/03/2016 tarihli ek raporda kök rapordaki görüşün değişiklik yapılmayacağının bildirilmiştir. Birleşen dosya içerisinde bulunan dava dışı … tarafından … Bankası … İstanbul Şube Müdürlüğü’ne gönderilen 27/01/2014 tarihli yazılarda; “…/Körfez ŞB/Kocaeli Şubenizin Bayimiz … Ltd. Şti. Lehine verdiği…numaralı …tanzim tarihli…vadeli…. TL’lık banka teminat mektubunun lehtar yükümlülüğünü yerine getirmediğinden tazminine karar verilmiştir. İşbu teminat mektubunun yenilenmesi için …/Körfez ŞB/Kocaeli Şubenizle temasa geçmenizi, eğer yenilenmeyecek ise bedelinin tahsili için yardımlarınızı rica eder, bu işlemin yapılmasındaki katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz.” ve imzanın altında “Yeni teminat mektubunu veya uzatma yazısının aslını … İstanbul adresine veya şirketimiz adresine gönderilmesi” yazılmıştır. Birleşen dosya içerisinde bulunan dava dışı … tarafından … İstanbul Şube Müdürlüğü’ne gönderilen 27/05/2014 tarihli yazıda; daha önce 27/01/2014 tarihli olup 30/01/2014 tarihinde teslim alınan LEHTARIN YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜ YERİNE GETİRMEDİĞİ talimatı ile iletilen tazmin talebinin … Ltd. Şti.lehtarlı 65.000 TL, 60.000 TL ve 75.000TL tutarlı 3 adet banka teminat mektubu tazmin bedellerinin hesaplarına geçmediğini beyanla, talimat gereğince LEHTARIN YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜ YERİNE GETİRMEDİĞİNDEN mektup bedellerinin hesaplarına acil olarak geçirilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin 05/04/2017 tarihli duruşmada; ” Davalı taraf müvekkil bankaya olan tüm borçlarını ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle takipte ipotekli gayrımenkulün satışı aşamasına gelindiğinde ödemiş olup, müvekkilin her iki takip dosyası ile takip konusu ancak tahsilde tekerrür etmemek kaydı ile açtığımız ve tek bir alacak konusu olan borç ödenmiş olup bu nedenle bu davanın konusunu teşkil eden alacağımız da tahsil edildiğinden davanın konusu kalmamışdır.” demiştir.
G E R E K Ç E: İtirazın iptali talepli asıl davada, davalı vekilinin, davacı bankanın aynı alacak için hem haciz yoluyla ilamsız takip hem de ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla mükerrer takip başlattığını ileri sürmüştür. Dosya içerisinde bulunan icra dosyalarının incelenmesinde; davacı alacaklının Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile 12/09/2014 tarihinde, borçlu … Ltd. Şti. Ve ipotek veren taşınmaz maliki … aleyhine “İpoteğin Paraya Çevrilmesi” yoluyla takip başlattığı, icra dosyasında bulunan resmi senet örneği ile tapu kayıtlarından üç adet bağımsız bölüm üzerinde 300.000,00TL limitli ipotek konulduğu anlaşılmıştır. İİK 145/1 maddesi gereğince “Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. Ancak rehnin tutarı borcu ödemeye yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoluyla takip edebilir ” hükmü gereğince, davacının ancak ipoteği aşan borç miktarı yönünden ilamsız takip yapması mümkün bulunmaktadır. Davacı taraf ise ipotek limiti ile teminat altına alınan miktarı mahsup etmeden, dava konusu haciz yolu ile takip ile birlikte aynı gün aynı miktarda aynı alacağa ilişkin rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatılmış olup, takip talebinde, karar gerekçesinde yer verilen “tahsilde tekerrür olmamak kaydı” konulmasının sonuca etkisi bulunmamaktadır. Davalılar vekilinin cevap dilekçesinde; müvekkilinin takipten sonra 25/09/2014 tarihinde 36.633,18 TL ve 12.10/2014 tarihinde 12.300,00 TL yatırdığını, bunların dikkate alınmadığını beyan ettiği, cevap dilekçesi ekinde ödeme dekontları sunduğu, davalı vekilinin 24/02/2016 tarihli rapora itiraz dilekçesinde dava açılmadan önce yapılan ödemelerin dikkate alınmamasının hatalı olduğunu beyan ettiği, mahkemece alınan 15/03/2016 tarihli ek raporda kök rapordaki görüşte değişiklik yapılmayacağının bildirildiği görülmekle, mahkemece yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere ipotek limitinin üzerinde kalan alacak miktarı bulunarak, hesaplama yapılırken davalının ödeme belgeleri incelenerek, hangi kredi borcuna mahsuben ödeme yapıldığı, miktar ve tarihlerinin dikkate alınması gerekirken, davalı savunmaları değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir. İtirazın iptali talepli asıl davada ve menfi tespit talepli birleşen davada, davalı-birleşen davada davacı vekilinin; dava dışı … şirketi tarafından davacı bankaya gönderilen teminat mektuplarının paraya çevrilmesi talebinin usulüne uygun olmadığı, riskin gerçekleşmediği, mektupların usulsüz olarak paraya çevrilerek dava dışı şirkete ödendiğinin iddia edildiği görülmüştür. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde de yer verilen Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 05/11/2014 tarihli 2014/7115 Esas-2014/16916 Karar sayılı kararında da açıklandığı üzere “..Teminat mektubu vermekle bankalar mücerret bir borç altına girmeyip belirli bir yükümlülüğün yerine getirilmesini garanti etmeleri nedeniyle, yazılı tazmin talebinde mutlaka, lehtarın teminat mektubu ile garanti edilen yükümlülüğünü yerine getirmediğinin belirtilmesi gerekmektedir. Vadeli teminat mektuplarında uygulamada sıkça rastlanan “teminat mektubunun vadesinin uzatılması, aksi takdirde mektubun tazmini'” (extend or pay) şeklindeki talebin, teminat mektuplarının yukarıda açıklanan niteliği ile bağdaşmamaktadır, zira “uzat veya tazmin et” talebinde riskin doğup doğmadığı anlaşılamadığından, bankanın ödeme yükümlülüğü de doğmayacağından..” denilmekle, dosya kapsamında bulunan dava dışı … şirketinin 27/01/2014 tarihli yazısının usulüne uygun tazmin talebi içerip içermediğinin incelenmesi gerekmektedir. Mahkemece bu yöndeki davalı savunmaları değerlendirilmediğinden, davalı vekilinin asıl dava ve birleşen davada bu yöndeki istinaf başvurusu yerinde görülmüştür. Yukarıda açıklanan sebeplerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne kısmen reddine, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın dava tarihi itibarıyla, takipten sonra davadan önce varsa davalı ödemelerinin incelenerek, ipotek limitini aşan alacağın hesaplanması yönünden ek rapor yada yeniden rapor alınması ve dava dışı … şirketinin 27/01/2014 tarihli yazısının usulüne uygun tazmin talebi içerip içermediğinin değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi için, mahkemesine gönderilmesine, davalı vekilinin istinaf talebinde alacağın yargılamayı gerektirdiği, likit olmadığı inkar tazminatına hükmedilemeyeceği ileri sürülmüşse de, karar eksik inceleme nedeniyle kaldırıldığından, bu aşamada inkar tazminatına yönelik istinaf başvurusunun incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı-birleşen davanın davacısı vekilinin, istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜNE, Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/05/2/17 tarihli 2014/1370 Esas-2017/388 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2- Dosyanın Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam olunmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, bu aşamada inkar tazminatına yönelik istinaf başvurusunun incelenmesine yer olmadığına 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, 31,40 TL istinaf peşin harcının talebi halinde istinafa gelen tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a) İstinafa gelen tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, b)Davacı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 20/11/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.