Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6395 E. 2020/1412 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6395 Esas
KARAR NO: 2020/1412 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2017
NUMARASI: 2016/247 E. – 2017/157 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Manevi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 17/09/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin çivi üretim ve satışında dünya çapında sektörün önde gelen kuruluşlarından olduğunu, müvekkiline ait “…” ibareli markasının Türkiye’de dahil olmak üzere dünyanın pek çok yerinde marka olarak tescil ettirilerek muhtelif ülke ve organizasyonlarında koruma altına alındığını, müvekkilinin markasının TP nezdinde 6. ve 25.sınıflarda tescilli olduğunu, davalının müvekkiline ait markasını kullanarak, sahte ürünleri imal edip iç piyasada satışa sunduğunu, piyasaya sunulan ve satışı yapılan sahte ürünlerin müvekkili firmaya telafisi imkansız zararlar verdiğini, davalının piyasaya sunduğu ürünlerin kalitesiz olmasının müvekkilinin itibarına ve markasını çok büyük zararlar verdiğini, İstanbul 4. FSHHM’nin 2016/34 D.iş sayılı dosyası ile tespit yapıldığını ve bilirkişi raporunda davalının iş yerinde müvekkiline ait markalı ürün üretildiğine ilişkin olarak boş çivi kutuları bulunduğunu, davalının 6.sınıfta tescilli müvekkilinin markası ile iltibas oluşturacak biçimde bir kullanımı olduğunu, belirterek, davalının marka hakkına tecavüz ve haksız fiillerinin tespitini ve durdurulmasını, tecavüzün giderilmesini, maddi zarara ilişkin haklarının saklı tutularak, müvekkilinin uğradığı manevi zarara ilişkin olarak 10.000 TL’nin davalıdan tahsilini, tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınmasını, özellikle el koyulan ürün ve araçların üzerindeki markaların silinmesini marka hakkına tecavüz kaçınılmaz ise imhasını, hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; İstanbul 4. FSHHM’nin değişik iş dosyasında yapılan tespite itiraz ettiklerini, tespit isteyenin markasına benzer bir unsur içeren ürüne müvekkiline ait iş yerinde rastlanılmadığını, rapordaki bir kısım ambalajlarda tespit isteyenin markasındaki kelime unsurunun değil ancak şekil unsurunun ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kullanıldığı tespitinin hatalı olduğunu, müvekkilin kullanmış olduğu logoda işyerinin baş harfi olan “…” harfinin büyük puntoda yer alması, logonun altındaki “…” yazısı ve ayrıca tespit isteyenin markasındaki gibi siyah-beyaz değil, mavi, turkuaz, lacivert, beyaz renklerinin kullanılmış olması, gölgelendirme ve ışık kullanılması, ayrıca logoya konulan çerçeve de açıkça tespit isteyenin markasıyla müvekkilinin kullanmış olduğu logonun benzer olmadığını, rahatça ayırt edilebilirliğini gösterdiğini, farklılıklar da göz önüne alındığında ortalama düzeydeki tüketicinin davacı/tespit isteyen tarafın markasıyla müvekkilinin kullanmış olduğu logoyu karıştırmasının mümkün olmadığını, davacı yanın manevi tazminat talebinin ispattan yoksun olup fahiş nitelikte olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 10/07/2017 tarihli 2016/247 Esas-2017/157 Karar sayılı kararıyla; “Taraf markaları incelendiğinde davacının iki arslan figürünün ayağa kalkmış vaziyette elips şeklindeki bir daireyi tutmuş oldukları ve kafalarının dışa baktığı, markanın alt kısmında düz siyah çizgi bunun altında da … ibaresinin bulunduğu, markanın siyah beyaz olduğu, 6. ve 25. sınıflarda 17/01/2013 tarihinde sicile tescil edildiği, Davalı yanın kullanımının ise yine aynı arslan figürlerinin aynı şekilde daire şeklinde bir yuvarlağı tuttukları alt zeminde yine düz çizgi altında … ibaresinin bulunduğu, kullanımın mavi beyaz renk ağırlıklı olduğu, her iki markada da şekil unsurunun asıl unsur olduğu, yazıların tali şekilde küçük olarak yazılmış olduğu, bir bütün olarak kullanılan işaretler incelendiğinde, benzer olduğu, davalının da 6.sınıfta kullanımda bulunduğu, davalı kullanımının benzer olması bu nedenle işaretlerin ve işletmelerin karıştırılması ihtimalini doğuracağı ” gerekçesiyle; davacı … tarafından davalı … aleyhine açılan davanın kabulü ile, davacının TP nezdinde tescilli … ibareli … tescil nolu marka hakkına tecavüz edecek şekilde davalının … şeklindeki kullanımının davacı marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, tecavüzün durdurulmasına ve giderilmesine, tecavüz oluşturan davalının kullanımına ilişkin söz konusu şekil ve ibareyi taşıyan ambalajların üzerindeki markaların silinmesine, mümkün olmadığı takdirde el konularak imhasına, somut olayın özelliğine göre davacının meydana gelen manevi zararına ilişkin takdiren 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, masrafı davalıdan alınmak üzere kesinleşen hüküm özetinin yurt çapında yayın yapan tiraji en yüksek 3 gazeteden birinde bir kez ilanına , karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde, mahkemenin hiçbir inceleme yapmaksızın, kesinleşmemiş itiraz edilen tespit dosyasına göre karar verildiğini, İstanbul 4. FSHHM’nin 2016/34 D.iş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişsiz, eksik ve yanılgılı değerlendirmeler içerdiğini, bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere, davacı/tespit isteyen tarafından dosyaya sunulan ürün numunesindeki bir marka kullanımına ve tespit isteyenin markasına benzer bir unsur içeren ürüne müvekkiline ait işyerinde rastlanılmadığını, raporda bir kısım ambalajlarda tespit isteyenin markasındaki kelime unsurunun değil ancak şekil unsurunun ayırt edilemeyecek kadar benzerinin bulunduğu tespitinin ise hatalı olduğunu, yazılar, kullanılan renklerin farklı olduğunu, davacı markasındaki çerçeve, gölgelendirme ve ışıklandırmanın müvekkilinin kullandığı logoda bulunmadığını, ortalama düzeydeki tüketicinin karıştırma ihtimalinin bulunmadığını, müvekkilinin işyerinde, davacı/tespit isteyenin markasının kelime unsuru dahil bir bütün olarak kullanımına rastlanmadığını, logolu paketli ürün de bulunmadığını, davacı tarafın manevi tazminat talebinin ispattan yoksun ve fahiş olduğunu, tüm taleplerinin reddi gerektiğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER; Davacının … nolu 17/01/2013 tescil tarihli “…” ibareli markasının 6.ve 25.sınıflarda 07/04/2011 tarihinden itibaren on yıl müddetle tescil edildiği TP cevabi yazısından anlaşılmıştır. İstanbul 4. FSHHM’nin 2016/34 D.iş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda da, aleyhine tespit istenen davalı iş yerinde yapılan incelemede logoyu havi paketli ürünler bulunamamış ancak söz konusu görseli içeren karton ambalajların bulunduğu, davacının markasındaki görsel unsuru orta kısımdaki daire içindeki kısmı hariç olmak üzere birebir aynı olarak iltibas düzeyinde benzerinin karton dış ambalajlarda kullanıldığının beyan edildiği görülmüş, aleyhine tespit istenen/davalı vekilinin rapora itiraz ettiği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E : Davacı vekilinin, müvekkili adına 06/25. Sınıfta tescilli … başvuru numaralı … ibareli markanın davalı tarafça üretilen, sahte ürünler üzerinde kullanılarak marka hakkına tecavüz edildiğinden bahisle tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesi, manevi tazminat talepli dava açılmış, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin kararına dayanak yapılan İstanbul 4. FSHHM’nin 2016/34 D.iş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda, davalı adresinde davalı markasının kelime unsurunu da içeren kullanıma rastlanmadığı ancak davalı tarafından ürün ambalajında kullanılan logonun, davacı markasındaki logo ile iltibas yaratacak düzeyde benzer olduğu beyan edilmiştir. Davalı/aleyhine tespit istenen vekilinin tespit raporuna itiraz ettiği görülmüştür. Davacı/ tespit isteyen vekilinin D.İş dosyasına davalıya ait olduğunu bildirdiği 1 kutu taklit ürün, müvekkiline ait olduğunu bildirdiği 1 kutu orijinal ürün ve örnek kolileri ibraz edilmiş ancak mahkemece ürün numuneleri incelenmemiş, gerekçeli kararda bu hususta değerlendirme yapılmamıştır. Davalı vekili tarafından tespit raporuna itiraz edildiği, yargılama sırasında da yeniden rapor alınması talebinde bulunulduğu, davalı itirazlarının karşılanmadığı, hükme esas alınan tespit raporunun da; davacı markalarının tescil sınıfları, hitap ettiği tüketici kitlesi, davalının logo kullanımının iltibasa elverişli olup olmadığı hususlarında yeterli inceleme içermediği , eksik inceleme ile karar verildiği kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, tespit dosyasına sunulan ürün numunelerinin ve davalı itirazlarının da incelenmek suretiyle, yeni bir bilirkişiden yada bilirkişi heyetinden rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 10/07/2017 tarihli 2016/247 Esas – 2017/157 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davalı avansından kullanıldığı anlaşılan; 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 18,00 (posta-teb-müz) masrafı olmak üzere toplam 103,70 TL davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 17/09/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.