Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6381 E. 2020/1981 K. 20.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6381 Esas
KARAR NO: 2020/1981 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2017
NUMARASI: 2016/295 E. – 2017/519 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/11/2020
İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ tarafından verilen 22/06/2017 tarihli kararına karşı, taraflarca yapılan istinaf başvurusu üzerine dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; … Bankası Bağcılar Şubesi muhataplı … numaralı 09.01.2013 tarihli 29. 150,00 TL bedelli çekin müvekkili şirket ile … A.Ş. arasında var olan ticari ilişki nedeniyle verildiğini, çek karşılığı malların müvekkili şirkete teslim edilmediğinden, müvekkili tarafından açılan İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/257 Esas sayılı dosyasında bahse konu çek nedeniyle müvekkilinin borcunun bulunmadığının hüküm altına alındığını, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile başlatılan takipte ödeme emrinde borçlu gösterilen fakat İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında verilen ilam gereği üçüncü şahısların davalı görünmemesi nedeniyle borçlu bulunmadığının tesbiti için bu davanın açılması gerektiğini beyanla anılan çek nedeniyle takip dosyasında davalı yana borcu bulunmadığının tesbiti ile kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde ; müvekkili şirketin dava konusu çeki düzgün ciro silsilesi yoluyla aldığını, iyiniyetli meşru hamil konumunda olduğunu, keşideci ile lehdar ve diğer cirantalar arasındaki ticari ilişkinin müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, borcun lehdar tarafından ifa edilmemiş olmasına yönelik davanın müvekkili yönünden sonuç doğuramayacağını, bilerek borçlunun zararına hareket edilmesinin sözkonusu olmadığını, dava konusu çekin devralınmasına dayanak ve …-… A.Ş. Arasında kurulan faktoring ilişkisinin her yönüyle hukuka uygun olduğunu, 18. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlanan davada davanın diğer takip borçlularına karşı açıldığını ve davacının bu çekle birlikte onlarca çek için hatır çeki verdiği beyanının davalılar tarafından da hemen kabul edildiğini, davacının kötüniyetli olduğunu beyanla davanın reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/06/2017 tarihli 2016/295 Esas-2017/519 Karar sayılı kararıyla; “Yerinde görülmeyen davanın reddine, şartları oluşmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin de reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin gerekçesinde, davalının geçerli bir faktoring ilişkisi kapsamında çeki aldığı ve kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmediği kanaatine, davaya esas oluşturmayacak yetersiz bilirkişi raporu ile nasıl ulaştığının anlaşılamadığını, çekin hatır çeki olması sebebi ile çekin karşılığında dava dışı kişilerin davacıya herhangi bir mal ve hizmet teslimine dair alacaklı olmaması durumunun tek başına çekten kaynaklı olarak davalıya borçlu olduklarını göstermeyeceğini, kesinleşmiş mahkeme kararı ile takibe konu çekten borçlu olmadıklarının tespit edildiğini, davanın kabulü gerektiğini, itiraz etmelerine rağmen yeni bir rapor alınmadığını beyanla mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin istinafa cevap ve katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; davacının çeki dava dışı … A.Ş.’ye aralarındaki ticari ilişkiye istinaden verdiğini ve İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin ilamı ile anılan şirkete ve …’e borcu olmadığının ilama bağlandığını ileri sürmüşse de, davacı defterlerinde çekin verilişine ilişkin bir kayıt bulunmadığını, 18. Asliye Ticaret Mahkemesindeki davada davalıların itirazsız davayı kabul ettiklerini, davacının muvazaalı durum yaratmak istediğini gösterdiğini, müvekkilinin çeki … A.Ş ile imzalanan faktoring ilişkisi çerçevesinde temlik aldığının sabit olduğunu, çekin iktisabında ağır kusurlu yahut kötüniyetli olduğunun davacı tarafça ispatlanmadıkça, davacının senet metninden anlaşılanlar dışında kalan defileri müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini beyanla istinaf başvurusunun reddini, davanın reddine ilişkin kararın onanmasını, -mahkemenin detaylı olarak gerekçelendirmeden reddine karar verilen kötüniyet tazminatı talebinin kabulü gerektiğini, müvekkilinin kötüniyetli olmadığının aksine davacı ile dava dışı şirket arasında muvazaa iradesi olduğunun, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyası içeriğinden anlaşıldığını, davanın davalıları … ile … A.Ş. Tarafından davanın itirazsız kabul edildiğini ve hemen kesinleştiğini, tacir olan davacının ve dava dışı takip borçlularının kötüniyetli davranarak ve çekin güvenirliğini kullanarak ticari hayatı etkileyecek eylemlerde bulunduklarını beyanla kötüniyet tazminatına hükmolunarak kararın düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.
DELİLLER; Takip ve dava konusu çek; davacı … tarafından keşide olunmuş, …’in lehdar ve birinci ciranta olarak yer aldığı, … A.Ş.’nin ikinci ciranta olduğu, son hamilin davalı faktoring şirketi olup, … Bankası Bağcılar Şubesi … no’lu hesaba ait ve … numaralı 29.150,00 TL bedellidir, çek 10.01.2013 tarihinde karşılıksız işlemine tabi tutulmuştur. İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı faktoring şirketi tarafından çek dayanak gösterilerek, davacı … ve … A.Ş. Aleyhine, 14.07.2015 tarihinde 28.150,00 TL asıl alacak ile fer’ileriyle birlikte toplam 38.670,19 TL alacağın tahsili amacıyla kambiyo senetlerine özgü takip başlatmıştır. Davalı faktoring şirketi ile …-… A.Ş. Arasında 05.09.2012 tarihli faktoring sözleşmesi imzalandığı, …’in de kefil sıfatıyla yer aldığı, 28.09.2012 tarihli faktoring işlemi ile … tarafından 671024 nolu 146.450,00 TL miktarlı faturanın ve dava konusu çekte dahil olmak üzere toplam üç adet ve 142.162,54 TL tutarlı üç adet çekin verildiği görülmüştür. Mahkemece alınan 08/05/2017 tarihli raporda; davacı ve davalı ticari defterleri incelenmiş raporda; 28/09/2012 tarihli alacak temlik bildirim formu ile …’e tanzim edilen faturanın Faktoring İşlemine konu edildiği, aynı tarihte kayıtlara alındığı, dava konusu çekinde bulunduğu toplam üç adet ve 142.162,54 TL tutarlı üç adet çekin verildiği, aynı tarihte … tarafından 136.770 TL’nın hesaplarına havale edilmesine ilişkin talimat verildiği ve tutarın aynı tarihte havale edildiği, davacının sunulan kayıtlarında çekin verildiğine ilişkin kayıt bulunmadığı beyan edilmiştir. İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/257 Esas-2013/120 Karar sayılı dosyasının dosya içine alındığı, Davacı … Ltd. Şti tarafından, 20/11/2012 tarihinde davalılar … ve … A.Ş. Aleyhine menfi tespit davası açıldığı, davacı tarafın bu davanın konusu çekin de içinde bulunduğu bir çok çekin hatır sözleşmesi ile davalılara hatır çeki mahiyetinde verildiğini, çeklerin mallar karşılığında verilmesine rağmen malların teslim edilmediğini beyanla borçlu bulunmadıklarının tespitini talep ettikleri, davalılar vekilinin de cevap dilekçesinde çeklerin hatır çeki olarak verildiğini, ekonomik sıkıntılar nedeniyle borçlarını ödeyemediklerinden, ciro ettikleri yerlerden alamadıklarını beyan ettikleri, mahkemenin davanın kabulüne karar verdiği, kararın temyiz edilmeyerek 10/09/2013 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Temlik Alan … A.Ş. vekilinin 14/01/2019 tarihli dilekçesi ile alacağın … A.Ş. Tarafından temlik alındığını beyan etmiş, temlik sözleşmesi ve vekaletname sunmuştur.
G E R E K Ç E : Menfi tespit talepli davada, davacı vekili müvekkilinin davaya konu 09/01/2013 keşide tarihli ve 29.150,00 TL bedelli çekin dayanağı olduğu takip nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın ve kötüniyet tazminatı koşulları oluşmadığından davalı tarafın talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde, mahkemece alınan ve hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunun yetersiz olduğu ve kesinleşmiş mahkeme ilamı ile borçlu olmadıklarının tespit edildiği ileri sürülmüşse de, davalı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/257 Esas-2013/120 Karar sayılı ilamında taraf değildir ve davalı alacaklı yönünden kesin hüküm sonuçları doğurmayacaktır. Mahkeme dosyasının incelenmesinde, davalılar vekilinin çeklerin hatır çeki olarak verildiğini kabul etmesi üzerine, davanın kabulü ile sonuçlandığı anlaşılmıştır. Dosyaya sunulan belgelerden, davalı alacaklının takibe konu çeki dava dışı … A.Ş ile imzalanan 05/09/2012 tarihli faktoring sözleşmesi kapsamında teslim aldığı, çekin temlik alınan ve 28/09/2012 tarihli 146.450,00 TL tutarındaki fatura alacağına karşılık başka iki çek ile birlikte verildiği, davalı faktoring şirketinin kredilendirdiği alacağı, dava dışı … şirketine ödediği anlaşılmıştır. Davacı tarafça, davalının 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/3 maddesi gereğince, çeki iktisap ederken bile bile davacı şirket zararına hareket ettiği ispatlanamamıştır. Davacı keşideci ile lehtar ve ciranta arasındaki ilişkilere dayanan defiler ve bedelsizlik iddiası davalıya karşı ileri sürülemeyeceğinden, mahkemenin davanın reddine karar vermesi yerinde görülmekle, davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili katılma yoluyla istinaf başvurusunda, kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. İİK 72/3-4 maddesinde icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında, tedbir kararı verilmişse ve davanın alacaklı lehine neticelenmesi halinde alacaklının alacağını geç almaktan dolayı uğradığı zararların giderilmesi için %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedileceği düzenlenmiştir. Mahkemece İİK 72/3 maddesi gereğince, 09/03/2017 tarihli tedbir kararı verilmişse de, davacı tarafça süresinde teminat yatırılmadığından tedbir kendiliğinden kalkmış ve infaz edilmemiştir. Davalı alacaklı yönünden İİK 72/4 maddesindeki tazminat koşulları oluşmadığından, mahkemenin talebin reddine karar vermesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatiyle davalı vekilinin katılma yoluyla istinaf talebinin de reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, -6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen katılma yoluyla istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan davacı tarafından istinafa geliş aşamasında peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, Alınması gereken 54,40 TL harçtan davalı tarafından istinafa geliş aşamasında peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,00 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin gider avansından kullanılan taraflar üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 20/11/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.