Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6374 E. 2020/1985 K. 20.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6374 Esas
KARAR NO: 2020/1985 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/10/2017
NUMARASI: 2016/27 E. – 2017/205 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 20/11/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili adına TPE nezdinde 04.11.2002 tarih ve … no ile tescilli … ve 17.04.2014 tarih ve … no ile tescilli … ibareli markalarına vaki tecavüzünün tespitine,meni’ne, refine davalı adına kayıtlı www…com.tralan adlı internet sitesinin içeriğiyle birlikte erişiminin engellenmesi ve yayının kaldırılmasına,fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla HMK 107. Madde kapsamında 556 Sayılı KHK’nın 66. maddesi gereğince şimdilik 2.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizle birlikte, 30.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline, kararın Türkiye çapında yayın yapan tirajı yüksek 3 gazeteden birinde ilan yoluyla yayınlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde; yetkili mahkemenin Kayseri mahkemeleri olduğunu, davacıya ait marka ile davalının kullandığı işaretin farklı mal ve hizmetler grubunda bulunduğunu bu nedenle marka tecavüzünden bahsedilemeyeceğini, ’…’ ibaresinin tescilli ticaret unvanı olduğunu, müvekkillerine ait internet alan adının kullanılmasının ilgili mevzuat gereği usul ve yasaya uygun olduğunu, davacının talep ettiği maddi ve manevi tazminat talepleri için gerekli olan zararın ispat edilmediğini, davacının kötü niyetli olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 05/10/2017 tarihli 2016/27 Esas-2017/205 Karar sayılı kararıyla; ” 1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-Davalının davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, 3-Marka hakkını ihlal nedeniyle 2000-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline, 4- Manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 5000-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, 5-Davalı adına kayıtlı www…com.tr alan adı yönünden verilen erişim engellenmesine yönelik kararın devamına, yayın faaliyetinin sona endirilmesine, 6-Mahkememizce verilen 16.6.2016 tarihli ve 13.3.2017 tarihli tedbir kararlarının mahkememiz karar kesileşene kadar devamına, karar kesinleştiğine davacı tarafından ibraz edilen … bankasına ait 20.6.2016 tarih ve … sayılı ve 10.000-TL bedelli teminat mektubunun davacıya iadesine, 7-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Tirkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan alınmasına” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin “…-…” ticaret unvanını 04/08/2006 yılından beri kullandığını, mahkeme kararında 28/09/2012 yılından beri unvan olarak kullanıldığı yazılı ise de, bu tarihte “…-…” unvanı tescil edildiğini, o durumda da husumetin yanlış yöneltilmiş olacağını, -davacının 2011 yılından beri müvekkili ile ticareti sebebiyle … ticaret unvanını kullandığını bildiğini, mahkemece Vergi Dairelerine müzekkere yazılmış olsaydı ticaret unvanında ve tarafların yaptıkları ticari ilişkide kesilen faturalarda … ibaresini kullandığını göreceğini, aradan 5 yıl geçtikten sonra ve sessiz kalma suretiyle hak kaybı gerçekleştikten sonra dava açılmasının mümkün olmadığını, -davacının müvekkilinin unvanının terkinini istemeden yalnızca marka tecavüzünün tespiti ve maddi manevi tazminat isteyemeyeceğini, -davacının markasını fiilen kullanmamasına ve zararı olmamasına rağmen lehine maddi manevi tazminata hükmedilmesinin de mümkün olmadığını, -davacının markanın ilk sahibi olmadığını, marka devir sözleşmesi ile devraldığını, zararını ispat edemediğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekilinin istinafa cevabında; davalının 2006 yılından beri … ticaret unvanını kullandığını ileri sürmüşse de, kendilerine gönderilen dilekçe ekinde Ticaret Sicil Gazetesi bulunmadığını, cevap dilekçelerinde de bunu ileri sürmediklerini, iddianın ve savunmanın genişletilemeyeceğini, davalının … markası bulunmadığını, unvanın markasal kullanımının markaya tecavüz teşkil ettiğini, marka tecavüzü ve haksız rekabet eyleminin davalı yan … ve Ortakları tarafından gerçekleştirildiğini, diğer beyanının dinlenemeyeceğini, ticaret unvanı terkini davası açılması zorunluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin markasını kullandığını, zarar şartının gerçekleştiğini, bilirkişi raporu ile davalının kullanımı olmasaydı 164.000 TL’nın davacının uhdesinde olacağının açık olduğunu beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER; Davacının TPE nezdinde … tebcil nolu … markasının 4.11.2002 tarihinde 25 ve 35. sıınflarda tescilli olduğu, yine aynı markanın … no ile 17.4.2014 tarihinde 35.sınıfda tescilli olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece Doç. Dr. …’den alınan 04.05.2016 tarihli raporda ; davacıya ait tescilli … ibareli markalar ile davalı şirketin … ibaresini kullanımına dair broşür,ilan, reklam vb incelendiğinde anlamlarının, kavramlarının fonetiklerin aynı olduğu, hitap ettiği kitlenin çocuk ürün grubu olduğu, davalının farklı çocuk ürünlerine ait bir çok ürün satışı yaptığı, incelenen yazı karakterlerinin farklı olmasına karşın aynı markanın devamı olarak algılanabileceğini beyan etmiştir. Mahkemece bilişim uzmanı bilirkişi …’dan alınan 18.04.2016 tarihli raporda; davalı tarafa ait olan www…com.tr alan adının davacıya ait olan … ibaresinden oluştuğu, davalı yanın internet sitesinde yapılan kod incelemesinde title ve metatag içeriklerinde … ibaresinin tespit edildiğini, davalı tarafa ait www…com.tr internet sitesinde site alan adı, logosu ve içerisinde … ibaresinin kullanıldığını beyan etmiştir. Who’s kaydında davalının alan adını 17.6.2009 tarihinde aldığı tespit edilmiştir. Davalı … Ortakları vekilinin 07/06/2018 tarihli dilekçe ile ekinde vekaletname ibraz ettiği, istinaf başvurusuna ek beyanda bulunduğu, taraf teşkilinin sağlanmadığını ortaklığın davalı olarak gösterilmesinin ve adi ortaklık aleyhinde hüküm kurulmasının usule ve hukuka aykırı olduğunu beyan ettiği, dilekçe ekindeki vekaletnamenin … ORT. Adına yetkililer … ve … (ekli müstenidet nüfus kaydından isim tashihinden önce …) tarafından verildiği, vekaletnamenin ekindeki müstenidet dan Kayseri … Noterliğinde düzenlenen 14/12/2009 tarihli Adi Ortaklık Sözleşmesinden Ortaklığı temsil yetkisinin her iki ortağın çift imzası ile mümkün olduğu anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı şirkete ait 2002/28200 sayılı … ve … sayılı … ibareli markalara davalının vaki tecavüzünün tespiti, meni’i, ref’i, davalı adına kayıtlı www…com.tr alan adlı internet sitesine erişiminin engellenmesi ve yayının durdurulması ile 2.000 TL maddi, 30.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir. Dava davalı … Ortaklığı aleyhine açılmıştır. Erciyes Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 09 Mart 2017 tarihli yazı cevabı ekinde adi ortaklık sicil belgelerinden, adi ortaklığın … ve … isimli ortaklardan oluştuğu, 07/06/2018 tarihli dilekçe ekindeki vekaletnamenin … ORT. Adına yetkililer … ve … (ekli nüfus kaydından isim tashihinden önce …) tarafından verildiği, vekaletnamenin ekindeki müstenidattan Kayseri … Noterliğinde düzenlenen 14/12/2009 tarihli Adi Ortaklık Sözleşmesinden, her iki ortağın birlikte temsil yetkisinin olduğu anlaşılmıştır. Davalı adi ortaklığın tüzel kişiliğinin olmadığı, ortaklığın, … tarafından temsil edileceğine dair sözleşmede hüküm bulunmadığı, aksine müşterek imza ile temsil edecekleri kararlaştırıldığından, yargılamanın ortaklardan birine karşı yürütülerek sonuçlandırılması doğru olmamıştır. Dava takip yetkisi, HMK 114/1-d-e maddesi gereğince, dava şartıdır ve yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması gerekir. Davalı … vekilinin istinaf dilekçesinde tek başına ortaklığı temsil yetkisinin bulunmadığını ileri sürmediği, başvuru süresi geçtikten sonra ibraz ettiği ek dilekçede ileri sürdüğü anlaşılıyorsa da, Dairemizce resen yapılan incelemede bu husus dikkate alınmıştır. Davalı vekilinin sair istinaf sebepleri bu aşamada incelenmeksizin, resen gözetilen sebeplerle, mahkeme kararının 6100 Sayılı HMK 355. Madde ve 353/1-a-4 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmakla, diğer ortak …’e (…) yöneltilerek, taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilerek karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Resen gözetilen sebeplerle, 6100 sayılı HMK.’nın 355. Madde ve 353/1-a-4 maddesi gereğince İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 05/10/2017 tarihli 2016/27 E. – 2017/205 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, -Davalı vekilinin esasa yönelik istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 2-a)Davalı vekilince yatırılan 119,55 TL istinaf nispi harcının talebi halinde kendisine iadesine, b)Davacı vekili istinaf harcı yatırmışsa da, istinaf başvurusunda bulunmadığından, yatırdığı 119,55 TL nispi harcın talebi halinde kendisine iadesine, 3-a) İstinaf yargılaması sırasında davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, ile 12,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 98,20 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, b) İstinaf yargılaması sırasında davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 52,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 137,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 20/11/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.