Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6358 E. 2019/2610 K. 22.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6358 Esas
KARAR NO : 2019/2610
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2017
NUMARASI : 2014/1508 E – 2017/183 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/11/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden Dairemiz Başkanlığının 08/11/2019 tarihli kararı ile davacının öne alım talebinin kabulüne karar verilmekle dosya ele alınarak incelenmiştir.
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı bankanın müvekkili şirket hakkında İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası ile ilamsız icra takibi yaptığını ,takibin usule aykırı olarak kesinleştirildiğini ve müvekkiline haciz tatbik edildiğini, alacaklı tarafın alacağını 31.01,2014 tarihli bir sözleşmeye dayandırdığını , müvekkilinin böyle bir sözleşmeyi imzalamadığını, ayrıca ihtarnamenin de tebliğ edilmediğini, müvekkilinin alacaklı bankaya borcunun bulunmadığını beyanla; fazlaya- tazminata ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla; İlamsız icra takibinde müvekkiline ait araçlar ve gayrimenkullerin haczedildiğini, dava sonunda mağduriyet yaşanmaması amacıyla teminatsı veya uygun teminat mukabili icranın durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesine ,icra takibinde borçlu bulunmadıklarının tespitine,icra takibinde haksız ve kötü niyetli olan davalı tarafın % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine ,karar verilmesini”talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı …. SAN.TİC.LTD.ŞTİ.ile Müvekkili banka arasında 08.10.2010 tarihinde imzalanan Genel Kredi Sözleşmesini davacı / borçlu tarafından müşterek borçlu /müteselsil kefi! olarak imzaladığını, sonraki süreçte bu sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olarak dava dışı şirket ile 25.08.2011 tarihinde bir Genel Kredi Sözleşmesinin daha imzalandığını ve bu kapsamda kredilerin kullandırıldığını, dava dışı şirkete kullandırılan taksitli destek kredisinin geri ödenmesinin yapılmaması üzerine borcun ödenmesi hususunda borçlulara Küçükçekmece ….Noterliğinin 03.10.2012 gün, … yevmiye sayılı ihtarnamenin gönderildiğini ancak sonuç alınmadığını, bunun üzerine Müvekkili banka alacağının tahsili için İstanbul …. İcra Müdürlüğünün…. esas sayılı dosya ile 16.302,46TL üzerinden açılan icra takibinde davacıya ödeme emri tebliğ edilerek icra takip dosyasının kesinleştiğini,davacı tarafın dava dilekçesinde özetle, icra takibinin 31.01.2014 tarihindeki kredi sözleşmesine dayandırıldığının, müvekkilinin böle bir sözleşme imzalanmadığını belirtmiş ise de ,takip talebinde dayanak olarak gösterilen sözleşme ve tarihinin sehven yanlış yazıldığını, borcun dayanağı sözleşmelerin ekte sunulduğunu, davacının imzaladığı bu sözleşmelerden haberdar olmamasının mümkün olmadığını, davacının borçlu şirketin o dönem ortağı olduğunu ve krediyi kullandıklarını ve diğer hukuki gerekçelerini beyanla; Yukarıda açıklanan nedenlerle, Müvekkili bankanın yapmış olduğu icra takibine yönelik davalı borçlular tarafından yapılan tüm itirazların iptali ile, takibin devamına, davalı borçlular hakkında % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacının kefil olduğu kredi sözleşmesi dışında ayrı ve yeni bir kredi sözleşmesi yapıldığı sabit olup, her ne kadar bilirkişi raporunda bu hususta gerekli açıklık bulunmamakla birlikte dava dışı asıl borçlu şirketin kullanmış olduğu 25/08/2011 tarihli 30.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi kapsamında 25/08/2011 tarihinde 25.000,00 TL tutarında bireysel kredi kullandırıldığı, buna ilişkin hesap hareketlerinin davalı tarafından cevap dilekçesi ekinde sunulduğu, yine cevap dilekçesi ekinde 25/08/2011 tarihli genel kredi sözleşmesinin bulunduğu asıl borçlu olarak … Ltd.Şti., müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak dava dışı …. imzalarının bulunduğu, ancak davacının bu kredi sözleşmesi kapsamında kefaletinin bulunmadığı, kefaletinin yalnız 08/10/2010 tarihli 35.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi olduğu, sonradan düzenlenen genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredi borcunun ödenmemesinden dolayı yalnız asıl borçlu …. San. Tic. Ltd Şti. ile davadışı kefil … sorumlu tutulabileceği, davacının sorumluluğu bulunmadığı kanaatine varılarak davanın kabulüne, davalının kötüniyetle davacı hakkında icra takibine giriştiği kanıtlanamadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kefilin sorumluluğunun sona ermediğini, davacı kefilin sözleşme uyarınca müşteriye kullandırılan tüm kredilerden dolayı kefalet dahilinde sorumlu olduğunu, dava dışı … Ltd. Şti ile müvekkili banka arasında 08/10/2010 tarihinde GKS imzalandığını ve davacının müteselsil kefil olarak sözleşmeyi imzalamasından sonra bu sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olarak 25/08/2011 tarihinde bir GKS daha imzalandığını ve bu kapsamda krediler kullandırdığını, bilirkişi raporuna göre davacının imzaladığı borçtan dolayı sorumlu olduğunu, 2011’de imzalanan sözleşmeden dolayı ilk sözleşmeye göre kullandırıldığını, müteselsil kefil ve müteselsil borçlu sıfatına haiz davacının borçtan sorumlu olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İstinaf dilekçesi davacı vekiline tebliğ edilmiş olup davacı vekili karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmamış, istinafa cevap dilekçesi sunmamıştır.
İNCELEME İstanbul …. İcra Dairesinin … takip sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklının …. Bankası A.Ş, borçluların ….. Şti, …. oldukları, takibin “alacaklı banka tarafından kredi sözleşmesine bağlı olarak … Şti lehine tesis edilerek kullandırılan ihtiyat kredisi hesabından kaynaklanan ihtarnameye konu 14.018,08 TL asıl alacak, 2.175,62 TL faiz, 108,78 TL BSMV’nin tahsili talebiyle başlatıldığı, borç sebebi olarak 31/01/2014 tarihli kredi sözleşmesi ihtarname ve 2 hesap özeti gösterildiği görülmüştür.Davalı banka tarafından keşide edilen Büyükçekmece …. Noterliğinin 03/10/2012 tarih, …. yevmiye sayılı ihtarnamesinde; “…. hesap nolu TL taksitli destek sebebiyle 14.563,90 TL’nin ödenmesi hususunda ihtarda bulunulduğu görülmüştür.Davalı vekili tarafından dosyaya sunulan 08/10/2010 tarih, 35.000,00 TL bedelli dava dışı … Şti’nin asıl borçlu olduğu genel kredi sözleşmesinde davacının kefil olarak imzasının bulunduğu görülmektedir.Davalı vekili tarafından dosyaya sunulan 25/08/2011 tarih, 30.000,00 TL bedelli dava dışı … Şti’nin asıl borçlu olduğu genel kredi sözleşmesinde dava dışı …. ismine atfen imzasının bulunduğu görülmektedir.Dosyada mevcut bilirkişi raporunda; davacı bankanın asıl borçlu … Şti ile arasındaki 08/10/2010 tarihli 35.000,00 TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesinde müteselsil kefil sıfatıyla imzası bulunan …. tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip tarihi itibariyle …. hesap nolu TL ödeme PL destek kredi hesabı nedeniyle 14.018,16 TL alacaklı olduğu yönünde görüş bildirmiştir.
GEREKÇE:Dava, İİK’nın 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut uyuşmazlıkta; takip talebinde, takip tarihinden sonraki bir tarihe ilişkin sözleşme borç sebebi olarak gösterilmiş olup davalı vekili sehven hatalı tarih yazıldığını belirtmiştir. Menfi tespit istemi; icra dosyasına dayalı olmakla davalı, takip talebi ile bağlıdır. Davalı tarafça keşide edilen ihtarname ise; … hesap nolu TL taksitli destek kredisine dayalıdır. Davalı vekili tarafından sunulan sözleşmeler ve ekleri incelendiğinde; davalı banka ile dava dışı asıl borçlu arasında 08.10.2010 tarihli genel kredi sözleşmesinde davacının imzası mevcut ise de; 25.08.2011’de yeni bir GKS yapıldığı ve ikinci sözleşmede davacının kefil olarak imzasının bulunmadığı, davalı tarafça sunulan hesap ekstresine göre 25.08.2011 tarihinde dava dışı asıl borçluya 25.000TL bedelli kredi kullandırıldığı anlaşılmakla ikinci sözleşmeye dayalı olarak tahsis olunan kredi borcundan ikinci sözleşmede imzası bulunmayan davacının sorumluluğu bulunmadığından (Aynı yönde Yargıtay 19.HD 2015/17908 E, 2016/15767 Karar sayılı ilamı ile 2016/20198 Esas, 2018/5840 Karar sayılı ilamları) ilk derece mahkemesinin kararı yerinde olup davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 957,57 TL harçtan, peşin alınan 239,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 718,17 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 22/11/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.