Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6352 Esas
KARAR NO : 2020/1860 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/05/2017
NUMARASI : 2016/196 E. – 2017/111 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/11/2020
BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ tarafından verilen 30/05/2017 tarihli kararına karşı, tarafların istinaf başvurusu üzerine istinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; … markasının 2003 yılından bu yana müvekkili tarafından kullanıldığını, 1998 yılından bu yana TPE’ de 2014 yılından bu yana da dünya Fikri Mülkiyet Örgütü nezdinde uluslararası olarak tescilli olduğunu, … ibaresinin aynı zamanda müvekkilinin ticaret unvanının esas unsuru olduğunu, ticaret unvanı olarak uzun süredir kullanıldığını, davalının müvekkilinin tescilli markasının ayırt edilemeyecek derecede benzerini tescil ettirdiğini ve … ibaresini esas unsur olarak kullanarak iltibasa neden olduğunu, müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını, davalının müvekkilinin markası ile aynı yazı karakteri ve aynı rengi taşıyan “…” ibareli araçlar ile taşımacılık yaptığını, ofis vitrinlerinde ve araçlar üzerinde “…” ibaresini öne çıkararak müvekkilinin markası ile iltibasa neden olduğunu, davalı hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu ve Bakırköy 2 FSHCM de ceza davası açıldığını alınan bilirkişi raporunda … ibaresinin esas ayırt edici unsur, … ibaresinin ise yan unsur olduğu, iltibasın gerçekleşmesi için gerekli tüm şartların oluştuğunun beyan edildiğini, davalının markasının müvekkilinin markası ile seri marka izlenimi yarattığını, TPE de davalı adına tescilli 2015/87123 sayılı … markasının tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde “www…..com internet sitesine erişimin engellenmesini, davalının bu markayı taşıyan araçlarının durdurulmasını ve müvekkilinin markasının bu araçlardan ve etiketlerden çıkarılmasını, broşür, kartvizit, reklam malzemelerinin toplatılması” yönünde ihtiyati tedbir talep etmiştir. Davalı vekilinin davaya cevap vermediği, davalı vekilinin katıldığı duruşmalarda davanın reddine talep ettiği görülmüştür.
MAHKEME KARARI; Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 30/05/2017 tarihli 2016/196 Esas-2017/111 Karar sayılı kararıyla; “davacı tarafa ait markanın …, davalı tarafa ait markanın … ibaresi olup, markanın asli unsurunun EFE ibaresi olup, ortak unsur olarak her iki markada yer aldığı, yine … ibaresinin tanımlayıcı olduğu, her iki markada bulunduğu, davalı tarafa ait … ibaresinin ayırt ediciliği olmayan bir ibare olduğu, her iki markanın ortalama tüketici nezdinde aynı işletmeden gelen seri marka imajı olduğundan, ortak sınıfta tescilli olduğundan karıştırılma ve benzerlik söz konusu olduğundan davalı taraf markasının hükümsüzlüğüne, TPE kayıtlarından terkinine karar vermek gerektiği,-Markaya tecavüzün tespiti, meni yönünden tescilli bir markanın hükümsüz sayılıncaya kadar kullanma hakkı olup, davalı taraf kullanımının kendi marka tescili kapsamında olup, davacı taraf markasına yönelik bir tecavüz söz konusu olmadığından bu yöndeki talebin reddine karar vermek gerektiği” gerekçesiyle; Marka hükümsüzlüğü yönünden davacıya ait … tescilli markası dikkate alındığında davalıya ait 2015/87123 sayılı … şekil markası benzer sınıfta tescilli olup, … ibaresi her iki markada da ortak olup, aynı işletmeyle bağlantılı seri marka imajı yaratıldığından davalıya ait marka benzer kabul edilmiş, 2015/87123 sayılı … şekil markasının hükümsüzlüğüne, TPE kayıtlarından terkinine, Markaya tecavüz yönünden, tescilli bir hakkın kullanımı söz konusu olup, davalı tarafın kullanımı kendi markası kapsamında olup, hükümsüz sayılıncaya kadar markayı kullanma hakkı olup bu yönde yerinde olmayan talebin reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU;Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin reddettiği kısım yönünden istinafa başvurduklarını, davalı tarafın müvekkilinin 01/20/2015 tarihli suç duyurusunda bulunmasından sonra marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilinin kullanım ve başvurusunun davalıdan çok önceye dayandığını, davalının müvekkilinin markasına tecavüzü söz konusu olduğundan ret kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne arar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, taraf markaları arasında herhangi bir benzerlik bulunmadığını, müvekkilinin markasının, 17/08/2016 tarihinde sicile tescil edilerek,17/08/2015 tarihinden itibaren koruma sağladığını, markaların karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını beyanla istinaf başvurusunun kabulünü talep etmiştir.
DELİLLER;Taraflara ait marka kayıtlarından; davacı tarafa ait markanın 204219 sayılı … şekil markası olduğu, 39.sınıfta 01/12/1998 tarihinden itibaren sicile kaydedildiği, markanın 01.12.2008 tarihinden itibaren on yıl müddetle yenilendiği, sahibi adına geçerliliğini koruduğu, Davalı tarafa ait markanın 2015/87123 sayıyla … 17.08.2016 tarihinde sicile kaydedilen markanın 27.10.2015 tarihinden itibaren on yıl müddetle tescil olunduğu, sahibi adına geçerliliğini koruduğu anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E ;Marka hükümsüzlüğü ve terkin talepli davada; ilk derece mahkemesince davalı markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, ” Markaya tecavüz yönünden, tescilli bir hakkın kullanımı söz konusu olup, davalı tarafın kullanımı kendi markası kapsamında olup, hükümsüz sayılıncaya kadar markayı kullanma hakkı olup bu yönde yerinde olmayan talebin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun, markaya tecavüze yönelik taleplerin reddi kararına ilişkin olduğu anlaşılıyorsa da, esasen markaya tecavüz nedeniyle dava açılmadığı, dava dilekçesinin “Konu” başlıklı kısmında davalı markasının hükümsüzlüğü ve terkin, “İstem Sonucu” kısmında da; 1/a-d bentlerinde ihtiyati tedbir talepleri, 2 numaralı bent de de davalı markasının hükümsüzlüğü ve terkini talebinin bulunduğu, mahkemece yanılgılı değerlendirme ile talebin aşılarak, tedbir taleplerini netice-i talep olarak değerlendirerek karar verildiği anlaşılmakla, aynı zamanda bu husus kamu düzeni ile ilgili olduğundan, HMK 346. Madde gereğince resen gözetilerek, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, markaya tecavüze ilişkin mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.Davalı vekilinin istinaf başvurusunda, markalar arasında benzerlik ve karıştırma ihtimali bulunmadığı ileri sürülmüşse de; davacı adına 01/12/1998 başvuru tarihinden itibaren 39. Sınıfta tescilli şekil+ efe tur markası bulunduğu, davalı markasının da aynı sınıfta şekil+…. ibareli marka olduğu, davalı markasındaki … ibaresinin farklı renkle yazılarak ön plana çıkarıldığı, markaların 39. Sınıfta “Kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri. Tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, seyahat için yer ayarlama, seyahat ile ilgili bilet sağlama, kurye hizmetleri” ve “malların depolanması, paketlenmesi ve sandıklanması” hizmetlerinde tescil sınıflarının ortak olduğu, markalar arasında işletmeler arasında bağlantı ihtimali dahil karıştırma ihtimali bulunduğu, davalının markasının tescilli olduğu 39. Sınıfta “araba parkları hizmetleri, garaj kiralama hizmetleri. Tekne barındırma hizmetleri. Boru hattı ile taşıma hizmetleri. Elektrik dağıtım hizmetleri. Su temin hizmetleri. Taşıt ve malları kurtarma hizmetleri. Çöplerin depolanması ve taşınması hizmetleri, atıkların toplanması ve taşınması hizmetleri” sınıfında davacı marka tescili bulunmadığı anlaşılıyorsa da, davacı markasının 1998 yılından beri tescilli olduğu, aynı sektörde faaliyet gösteren davalının davacı markasından haberdar olmamasının düşünülemeyeceği, kaldı ki 01/10/2015 tarihinde, davacı tarafın Savcılık şikayetinden sonra, davalının 27/10/2015 tarihli marka başvurusunda şekil unsurunu da benzeterek, davalı efe tur markasının başına Burak ibaresi getirerek tescil ettirmesinin kötü niyetli olduğu kanaatiyle, sonuç itibarıyla davalı markasının hükümsüzlük ve terkin kararı yerinde ise de, kararın gerekçesi Dairemizce düzeltilmekle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine, mahkeme kararının 6100 sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davalının markasının kötü niyetli tescil ve 556 Sayılı KHK 8/1-b maddesi gereğince hükümsüzlüğüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, -Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 30/05/2017 tarihli 2016/196 Esas-2017/111 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,2- DAVANIN KABULÜNE,-Davalı adına tescilli, 2015/87123 sayılı …+şekil markasının davacı markası ile benzer olması ve kötüniyetli tescil nedeniyle hükümsüzlüğüne, TPE kayıtlarından terkinine, 3- İlk derece yargılaması yönünden;-Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile, bakiye 25,20 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvuru, 29,20 TL peşin harç, toplam 58,40 TL harcın davalıdan tahsili davacı tarafa ödenmesine,-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan 4.910,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili, davacı tarafa ödenmesine, -Davacı tarafından yapılan 183,70 TL (tebligat ve müzekkere gideri) yargılama giderinin davalıdan tahsili davacı tarafa ödenmesine, -Artan avans giderinin taraflara iadesine,4-İstinaf yargılaması yönünden;-Tarafların istinaf istemleri kabul edildiğinden istinaf karar harçlarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgisine iadesine, -İstinaf yargılaması için davacı avansından kullanıldığı anlaşılan 114,50 tebligat, müzekkere ve posta giderinin 1/2 oranında 57,25 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 06/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.