Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6339 E. 2019/283 K. 12.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6339 Esas
KARAR NO : 2019/283
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/05/2017
NUMARASI : 2016/745 E. – 2017/336 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/02/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, toptan elektrik satışı yapan müvekkil şirket ile .. Lojistik SAN. TİC. A.Ş. Arasında elektrik enerjisi tedariki sözleşmesi yapılmış olduğunu, müvekkili tarafından davalı yana keşide edilip bildirilen elektrik faturası bedellerinin ödenmemesi üzerine İstanbul .. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ancak takip borçlusu şirket tarafından takibe gerekçe bildirmeksizin itiraz edildiğini, bu nedenle iş bu davanın açılması zorunluluğunun hasıl olduğunu, her iki tarafında tacir olup yetki sözleşmesi yapma serbestisine sahip olduklarını ve aralarındaki Aktif Elektrik Enerjisi Tedariki Sözleşmesi’nin 14. Maddesi ile İstanbul icra daireleri ve mahkemelerinin yetkili kılındığını bu nedenle davalının yetki itirazlarının yerinde olmadığını bildirerek haksız itirazın iptaline, takip miktarı alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama gider ve masrafları ile avukatlık ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; HMK 6. Maddesine göre davanın davalının yerleşim yeri olan Sakarya Mahkemelerinde açılması gerektiğini, müvekkil şirketin davacı şirkete bir borcunun bulunmadığını, davacı şirketin faturaya konu hizmetin yerine getirildiğini ispat yükümlülüğü altında olduğunu, aralarındaki ilişkinin cari hesap ilişkisi olup taraflar aralarında mutabakata varılmadığı sürece alacak durumu kesinleşmeyip borç miktarı likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğinden faiz istenemeyeceğini, hak kaybı olmaması açısından zamanaşımı def’ini kullandıklarını bildirerek, yetki itirazının dikkate alınmasını, davanın esastan reddedilerek %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesini talep etmiştir.İlk derece Mahkemesi 08/05/2017 tarihli 2016/745 Esas 2017/336 karar sayılı kararıyla davalının ikametgahı ve dava konusu enerjinin teslim yerinin Sakarya olup taraflar arasında imzalanan Aktif Enerji Tedarik Sözleşmesinde yetki anlaşması bulunmadığının anlaşıldığı, bu nedenle takibin Sakarya icra dairelerinde yapılmasını gerektiğini belirterek usulüne uygun yetkili icra dairesinde açılmış bir icra takibi bulunmadığından dava dilekçesinin reddine karar vermiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; her iki tarafın da tacir olup HMK.17. Madde uyarınca aralarında geçerli bir yetki sözleşmesi yapabileceklerini, keza aralarındaki sözleşmenin 14. Maddesi ile İstanbul Merkez mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili kılındığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılması ile davanın esastan kabulüne; esastan inceleme yapılması mümkün değil ise dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Dava, faturaya dayalı borcun ödenmediği iddiası ile açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Dairemiz önüne getirilen uyuşmazlık ise ilk derece mahkemesince verilen yetkisizlik kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 1/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Yetki Sözleşmesi” başlıklı 17. Maddesi “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” şeklinde düzenlenlemeye yer verilmiştir.. Bu maddeye göre her iki tarafın da tacir veya kamu tüzel kişisi olması halinde aralarında çıkabilecek uyuşmazlıklar için bir ya da birden fazla mahkemeyi belirleyebilirler. 6100 sayılı HMK 17. Maddeye göre yetki sözleşmesi ile belirlenen bu mahkeme 1086 Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 22. Maddede düzenlenen yetki sözleşmesinin aksine münhasır bir yetki doğurmakta olup taraflar kanun ile düzenlenen genel ve özel yetkili mahkemelerin de yetkisinin devam ettiğini kararlaştırmadıkça sözleşme ile belirlenen mahkeme münhasır yetkiye sahip olacak ve uyuşmazlığın belirlenen bu mahkemelerde çözüme kavuşturulması gerekecektir. Somut olayda davalı yani takip borçlusu icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş bulunduğundan öncelikli olarak bu meselenin halli gerekmekte olup İİK. 50. Maddeye göre “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur.” Buna göre taraflar yetki sözleşmesi yahut yetki şartı ile kesin yetkinin var olmadığı hallerde yetkili icra dairesini belirleyebileceklerdir. Taraflar arasında imzalanan Aktif Elektrik Enerjisi Tedariki Sözleşmesi’nin 14. Maddesine göre “İş bu sözleşme Türk hukukuna göre tefsir ve icra olunacaktır. İş bu sözleşmeden doğabilecek anlaşmazlıklarda İstanbul Merkez Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir.” şeklinde düzenleme bulunduğu her iki tarafın tacir olduğu yetki sözleşmesinin geçerli olduğu göz önüne alındığında somut olayda davacının sözleşmedeki yetki şartına uygun olarak İstanbul … İcra Müdürlüğünde takip başlatılmasına karşın sözleşmede belirtilen yetki şartı göz ardı edilerek Mahkemece gerekli ve yeterli inceleme yapılmadan eksik inceleme ile icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar vermiş olması yerinde görülmemekle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına yargılama yapmak üzere dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.05.2017 gün ve 2016/745 Esas, 2017/336 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı 12,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 98,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 12/02/2019 tarihinde HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.