Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6301 E. 2019/1038 K. 10.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6301 Esas
KARAR NO : 2019/1038
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL(KAPATILAN) 4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/06/2017
NUMARASI : 2016/191 E. – 2017/117 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Kullanmama Nedeniyle İptali)
KARAR TARİHİ: 10/05/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; TPMK nezdinde davalı adına kayıtlı 35.sınıfta tescilli … tescil nolu “…” markasının kullanmama nedeniyle kısmen hükümsüzlüğüne karar verilmesini, sicilden terkinine ve yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın TPMK nezdinde marka başvurusu yaparak …nolu işlem gören “…. A.Ş.” markasının tescilini talep ettiğini, söz konusu marka aleyhine müvekkili tarafından yapılan itiraz üzerine marka YİDK tarafından reddedildiğini, davacı tarafın YİDK kararının iptali talebiyle Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/385 E. Sayılı davası ile mahkemedeki bu davayı açtığını, davanın müvekkili adına tescilli …. tescil nolu “…” markasının 556 sayılı KHK 42/1-c bendi uyarınca hükümsüzlüğünü talep etmekte ve aynı zamanda 14. Maddeye de dayandığını, davacı tarafın …Markasının tescili için yaptığı başvurunun TPMK tarafından red edildiğini, davacının davasının hukuki yarar taşımadığını, bu nedenlerle öncelikle Anayasa Mahkemesinin 09.04.2014 tarihli iptal kararı uyarınca 556 sayılı KHK 42/1-c bendine dayanan taleplerin REDDİNE, akabinde de davacının tüm taleplerinin reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.İstanbul (Kapatılan) 4.FSHHM’nin 22.06.2017 tarihli 2016/191 E. – 2017/117 K.sayılı kararıyla; her ne kadar dava açıldığı tarihte 556 sayılı KHK’nın 14.maddesi kapsamında değerlendirmeye girilmiş ise de, dosya derdest iken KHK’nın 14.maddesinin Anayasa Mahkemesinin iptali sebebiyle davanın yasal dayanağı kalmamış olmakla, davanın niteliği itibariyle de yasal boşluğun Medeni Kanunun 1.maddesi kapsamında doldurulamaması sebebiyle, karar tarihinde yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Dava açıldığı tarihte 556 sayılı KHK’nın 14.maddesinin yürürlükte olduğunu, dava açıldıktan sonra Anayasa Mahkemesi’nin 14.12.2016 tarih ve 2016/148 E.sayılı iptal kararının Resmi Gazete’de yayınlandıktan sonra yürürlüğe girdiğini, ulusal mevzuat açısından yasal boşluk bulunmadığını, Anayasanın 90/5 fıkrasında, “milletlerarası anlaşmaların kanun hükmünde olduğunun” düzenlendiğini, Paris Sözleşmesinin 5/c maddesi, TRIPS 19/1 maddesi gereğince yasal boşluk bulunmadığını beyanla mahkeme kararının kaldırılarak dosyanın tahkikata devam edilmesi için mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap vermemiştir.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin dava dilekçesinde; …. tescil nolu “… ” şekil markasının kullanılmadığından bahisle 556 sayılı KHK 14 kısmen iptaline karar verilmesini talep ettiği, ilk derece mahkemesinin “Anayasa Mahkemesinin 2016/148 Esas ve 2016/189 Karar sayılı 14/12/2016 tarihli kararı ile 556 Sayılı KHK’nın 14. Maddesinin Anayasanın 91. Maddesinin birinci fıkrasına aykırı olması sebebiyle iptal edildiği, kararın 06/01/2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlandığı ve hukuki boşluğun hakimin takdiri yada uluslararası mevzuat hükümleri ile doldurulamayacağı” gerekçesiyle davanın reddine karar verdiği, davacı vekilinin yasal boşluğun uluslararası sözleşmeler ve TMK 1.madde gereğince mahkeme tarafından doldurulması talebiyle istinaf başvurusunda bulunduğu görülmüştür. Türkiye’nin de taraf olduğu, Paris Sözleşmesi 5/c maddesi ve TRIPS Anlaşması 19. Maddesinde markanın kullanılması zorunluluğu ve kullanılmaması halinde iptalinin istenebileceği düzenlenmiştir, ancak Uluslararası Sözleşme hükümlerinin tavsiye niteliğinde bulunduğu, bağlayıcı olmadığı, 6769 sayılı SMK’da kullanılma zorunluluğunu düzenleyen hükümlerin Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra yürürlüğe girdiği ve geçmişe yürütülemeyeceği davada uygulanabilir bir yasal düzenleme bulunmadığı anlaşılmıştır.Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; TMK 1. Madde gereğince yasal boşluğun hakim tarafından doldurulması gerektiğini ileri sürdüğü, iptal edilen KHK 14. Madde ve 10/01/2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 Sayılı SMK 26. Madde de markanın kullanılmamasının yaptırımının iptal olarak düzenlendiği, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının gerekçesinde de açıklandığı üzere, mülkiyet hakkını kaldıran,sınırlandıran, müdahale teşkil eden yaptırımların, ancak kanunla düzenlenmesi gerektiği, bu durumda yasal boşluğun hakim tarafından doldurulamayacağına ilişkin ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 44,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 10/05/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.