Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6290 E. 2020/2141 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6290 Esas
KARAR NO: 2020/2141
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/06/2017
NUMARASI: 2014/1577 2017/551
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/12/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu, alacağın tahsili için satılan malzemelere ilişkin olarak düzenlenen faturalara dayalı olarak başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili rapora karşı beyan dilekçesinde; davacının defterlerinin yasal delil olarak kabul edilemeyeceğini, faturalara konu malların teslimine dair belge ibraz edilmediğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davacının ticari defterlerinin tasdikinin bulunmadığı, davacının kendi defterlerindeki alacağından daha fazla miktarda icra takibinde talep ettiği, davacının alacağa dayanak yaptığı faturalardan bir tanesinde teslim alan imzasının bulunmadığı, diğerlerinde ise … ve … imzalarının mevcut olduğu, davalı tarafın teslimi kabul etmediği, SGK’dan gelen cevabi yazıdan teslim alan kişilerin davalı çalışanı olmadığının anlaşıldığı, davacının mal teslimini kanıtlayamadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili, istinaf sebebi olarak; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, deliler kısmında tüm defterler ibaresine yer verilerek davalının defterlerine de dayandıklarını, ancak mahkemenin davalının defterlerini incelemediğini, davalıya 27/11/2015 tarihli muhtıra gönderilerek defterlerinin ibrazının istendiği, ibraz etmediği takdirde diğer tarafın yasaya uygun ticari defterlerinin dikkate alınacağının belirtildiğini, HMK’nun 220/3 maddesi uyarınca müvekkiline ait defterlere göre davanın kabulü gerektiğini, Yargıtay’ın 23, 3 ve 15.Hukuk Daireleri’nin bu yönde kararları bulunduğunu, müvekkilinin alacağının HMK’nun 220.maddesi gereğince ispatlandığını, müvekkilinin davaya konu malları davalının o dönemdeki bulunduğu “Çekmeköy … Mahallesi, … Cad. No:… Çekmeköy/İstanbul ” adresindeki çalışanlarına teslim ettiğini, müvekkilinin mal teslim ederken teslim alan kimselerden SGK kaydı, bordro gibi belgeleri istemek gibi mükellefiyeti bulunmadığını, ayrıca gerekçede belirtilen SGK yazısının davalının çalışanlarının bilgisinin bulunmadığını, gelen cevapta müvekkili şirketteki çalışanların gösterildiğini, bu gerekçenin de hatalı olduğunu bildirmiştir. Davacı tarafından davalı aleyhine 6.936,00 TL’si asıl alacak olmak üzere toplam 8.762,88 TL’nin tahsili için 09/05/2013 tarihinde İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında faturalara dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı vekilinin borcun bulunmadığından bahisle takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu görülmüştür. Takip konusu faturaların incelenmesinde; 27/06/2011 ve 19/11/2011 tarihli faturalarda teslim alan kısmında …, 30/11/2011 tarihli faturada ise … isim ve imzasının bulunduğu, 24/08/2011 tarihli faturada ise teslim alan kısmının boş olduğu görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 21/04/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacı defterlerinin incelendiği, davalının defter sunmadığı, davacının defterlerinde 4 adet faturanın kayıtlı olduğu, bu faturalardan dolayı davacının 2011 yılından devreden 5.984,54 TL alacağının kaldığının tespit edildiği, davacının 2011 yılı yevmiye ve envanter defteri kapanış tasdiki içermediğinden usulüne uygun tutulmadığı, malların davalıya tesliminin kabul edildiği takdirde davacının faturalar nedeniyle bakiye 5.984,54 TL alacağının bulunduğu, işlemiş faizin ise dayanağının bulunmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Mahkemece SGK’ya yazılan 24/02/2017 tarihli yazıda; faturalardaki Haziran, Kasım ve Ağustos 2011 tarihi itibariyle davalı şirket çalışanlarının bildirilmesinin istendiği, SGK’dan gelen cevabi yazının ekinde 4 sayfa bulunduğu, bunların incelenmesinde işyeri unvanının davacı unvanı olduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf, davalıya mal satıp teslim ettiğini iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Yargılama sırasında bilirkişi incelemesi yapılmış ise de, davalı taraf defter sunmamış, davacının defterleri üzerinde rapor hazırlandığı görülmüştür. Davalı taraf, akdi ilişkiyi kabul etmediğinden davacının takibe konu faturaların içeriği malları davalıya teslim ettiğini usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerekir. Takip ve dava konusu faturaların incelenmesinde iki adet faturanın teslim alan bölümünde …, bir faturada … isimlerinin ve imzanın bulunduğu, diğer 24/08/2011 tarihli faturada ise teslim alan kısmının boş olduğu görülmüştür. Mahkemece SGK’dan araştırma yapılmış ise de, davacıya ait bordroların geldiği görülmüştür. Dolayısıyla davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talepleri yerinde olup usul ekonomisi bakımından dosyanın daha fazla sürüncemede kalmaması için SGK’dan dairemizce davalı şirketin takip konusu faturaların tarihi itibariyle çalışanları sorulmuş olup gelen cevabi yazıda, …’ın isminin bildirildiği görülmüştür. Yine dairemizce dosya içinde yapılan araştırmada …’ın davalı şirket yöneticisi olduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla …’a içeriği teslim edilen faturalar yönünden davanın kısmen kabulü gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. …’a içeriği teslim edilen faturaların bedelleri 1.004,00 TL ile 1.675,00 TL’dir. Bu faturaların toplamı üzerinden davanın kısmen kabulü gerekmiştir. Öte yandan davacı tarafça davalı takip öncesinde usulüne uygun bir şekilde temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz talebinin de yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-İstanbul Anadolu 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/06/2017 gün, 2014/1577 Esas, 2017/551 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 4- Davalının İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında yaptığı itirazının kısmen iptali ile takibin 2.679,00 TL asıl alacak üzerinden bu alacağa takipten itibaren avans faizi işletilmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 5- Alacak likit olduğundan İİK’nun 67/2 maddesi uyarınca hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Alınması gereken 183,00 TL harçtan, peşin alınan 149,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 33,35 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 7-Davacı tarafından yatırılan peşin harç tutarı olan 149,65 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 25,20 TL başvuru harcı, 3,80 TL vekalet harcı ve 100,60 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 129,60 TL’den davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 39,62 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 9-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına, 10-Davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.679,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 11-Davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 12-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 13- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 30,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 116,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 14-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 15-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.10/12/2020