Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6288 E. 2020/1939 K. 17.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6288 Esas
KARAR NO : 2020/1939
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/04/2017
NUMARASI : 2015/1279 E. – 2017/406 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 17/11/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle kesilen 10/07/2013 gün ve … numaralı faturanın ödenmediğini, bunun üzerine Bursa ….İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile takibe başlandığını, davalının takibe haksız biçimde itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmektedir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddi gerektiğini savunmuş, davacının önce cari hesap alacağına dayanak olarak Ankara ….İcra Dairesinde, daha sonra da İstanbul ….İcra Dairesinde iki ayrı takip başlattığını, itiraz etmeleri üzerine takiplerin durduğunu, daha sonra Bursa ….İcra Dairesinde de takip açıldığını, bu takibin de itiraz ile durduğunu, davacının bu kez eldeki davaya konu takibi başlattığını, davacının sattığı malların garanti ve teknik servis hizmetlerini vermediğini, bu nedenle cari hesap yada fatura borçları bulunmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu, itirazın üzerinden bir buçuk yıl geçtiğinden davanın süresinde açılmadığını ileri sürmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… davalı tarafın borca mahsuben verdiği bir takım bonoları Ankara ve İstanbul İcra Dairelerinde açılan takipler sebebiyle ödediğini bildirmiş olmakla, anılan dosya örnekleri DYS üzerinden iş bu dava dosyası arasına alındığı, yapılan incelemede davacı defterlerinde kayıtlı olmayan bir kısım bonoların icra takibi yoluyla tahsil edildiğinin anlaşıldığı, ispat külfetinin davacı taraf üzerinde olmasına rağmen davacı tarafın fatura konusu malları teslim ettiğini gösteren herhangi bir belge sunmadığı, şeklen usulüne uygun tutulmuş gibi görünen davacı defterlerinin gerçeğe aykırı biçimde tanzim edildiği ortada olduğu, davacı tarafın iddia ettiği alacağın oldukça fevkinde bir miktara tekabül eden bonolar sebebiyle tahsilatlar yaptığı, ancak bunu kayıt ve defterlerine yansıtmadığı, tacirin borçlarının ve alacaklarının ticari olmasının asıl olduğu, yine tacirin alacak ve borçlarını tek düzen muhasebe usulüne göre deftelerine kaydetmesi gerektiği, ortaya çıkan durumun defterlerin hakikate aykırı biçimde tutulduğunu gösterdiği, davalı tarafın da defter ibrazından kaçınmış olmakla birlikte ispat külfeti üzerinde olmadığından ibrazdan kaçınması aleyhine değerlendirilmediği, davacı tarafın kayıt dışı ticaret yaptığı, teslim ettiği malları ve yaptığı tahsilatları hakikate uygun biçimde defterine kaydetmediği bu şekilde ortaya çıkmış olmakla artık bu defterlere itibar edilerek hüküm kurulmasının da beklenemeyeceği, bir takım vergisel yükümlülüklerden kaçmak için kayıt dışı ticaret yapan davacının bunun sonuçlarına katlanması gerektiği, artık defterlerin ne gerçek mal teslimini ne de gerçek tahsilatı ispata yeterli olmadığı, bu sebeple davanın reddi gerektiği, takibin kötü niyetle yapıldığına dair kanaat oluşmadığı, gerekçesiyle davanın reddine, takibin kötü niyetli yapıldığına dair yeterli kanaat oluşmadığından davacı aleyhine haksız takip tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda dava konusu döneme ilişkin defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun yapıldığı ve sahibi lehine delil olma özelliği olduğu, cari hesap ve ticari defterlerinde davaya konu 10/07/2013 tarih, seri …, sıra … numaralı, 17.440,00-TL tutarlı faturaya karşılık, en son 12.11.2013 tarihinde 08.11.2013 gün ve sıra no: … sayılı tahsilat makbuzu ile 11.640,00-TL alacak kaydedilerek 5.800,40-TL hesap bakiyesiyle kayıtlı olduğu, ancak davalı şirketin mahkemeye sunmuş olduğu delil listesinde mevcut toplam 33,500,00- TL bedelli senetler için davacı şirketin cari hesap ve defterlerinde herhangi bir kaydın bulunmadığı bu nedenle davalı ile davacı arasında ayrı bir cari hesabın olduğu, şayet davalı tarafın ödediğini iddia ettiği 33.500,00- TL senetler davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı ise davalının cari hesap olarak 27,699,60 TL alacaklı duruma geçeceği yönünde mahkemeye görüş bildirildiğini, Mahkemenin bilirkişi raporundaki tespite rağmen davanın reddine karar vermesinin hatalı olduğunu, davalı tarafın defterlerini ibraz etmediğini, kıymetli evrakların ileri tarihli düzenlenebileceğini, Gerekçeli kararda davacı tarafın fatura konusu malları teslim ettiğini gösteren herhangi bir belge sunmamış olduğu belirtilmiş ise de; davalı tarafın malları teslim almadığı noktasında herhangi bir beyanda bulunmadığı gibi cevap dilekçesinde aralarındaki ticari ilişkiyi ikrar ettiği ve bu ilişki nedeniyle doğan borçları ödediğini savunduğunu,Davalı tarafından ileri sürülen müvekkili tarafından başlatılan icra dosyalarının tamamının ödenerek kapatılmış olması diğer deliller ile değerledndirildiğinde davacının borcu olmayan bir bedeli ödemeyeceği dikkate alındığında davalının hukuki imkanları kullanmaksızın diğer takip dosyalarındaki borcu ödemesinin mevcut ticari ilişkiyi ve alacağı kanıtlar nitelikte olduğunu, Her ne kadar ispat yükü müvekkili üzerinde olsa da davalı taraf da borcu olmadığı yahut varsa da ödediği yönündeki beyanlarını ispatla mükellef olduğunu, davalının defterlerini ibraz etmediğini, müvekkilinin defterlerinin usulüne uygun olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı takibe konu 17.700TL bedelli faturanın 5800TL’lik kısmının ödenmdiğini iddia etmiş, davalı ise borcu olmadığını savunmuştur. Mahkemece davacının teslimi ispatlayamadığı ve defterlerinin usulüne uygun olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; davalı teslimi inkar etmediği gibi davalının cevap dilekçesinde dökümü yer alan ekstrede de takibe konu 17.700TL bedelli faturanın kayıtlı olduğu görülmektedir.Davalı, fatura bedelinin senetler ile ödendiğini iddia ettiğinden bu yöndeki iddiasını ispatlamalıdır. Davalının sunduğu senet örnekleri incelendiğinde; 33.500Tl bedelli 4 bonoda keşidecinin davalı, lehtarın davacı olduğu görülmektedir. Ödemeler, davaya konu fatura tarihinden sonra olduğundan mahkemece bonoların davaya konu faturanın ödemesi olarak kabulü ise yerindedir. Açıklanan nedenle davanın reddine ilişkin karar yerinde ise de kararın gerekçesi itibarı ile kısmen değiştirilmesi gerektiğinden davacı vekilinin istinaf isteminin bu yönü ile kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, hüküm kısmı aynen muhafaza edilerek HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince gerekçesi değiştirilmek sureti ile yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne,- Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1279 Esas, 2017/406 Karar sayılı kararının gerekçesi düzeltilmek sureti ile HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, 2- Davanın reddine, – Takibin kötü niyetli yapıldığına dair yeterli kanaat oluşmadığından davacı aleyhine haksız takip tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına, Alınması gerekli 31,40 TL maktu red harcının peşin yatırılan 99,05-TL harçtan mahsubu ile bakiye 67,65-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,Davacı tarafça yapılan muhakeme masrafının kendi üzerinde bırakılmasına,3- Davacının istinaf istemi kısmen kabul edildiğinden 85,70TL başvuru harcı ile 40,50TL posta gideri ki toplam; 126,20TL istinaf yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,- Davacı yanca yatırılan 31,40TL istinaf harcının talep halinde davacıya iadesine,-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 4-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 17/11/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.