Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6261 E. 2020/1936 K. 17.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6261 Esas
KARAR NO : 2020/1936
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/03/2017
NUMARASI : 2015/865 E. – 2017/271 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 17/11/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Dava, genel kredi sözleşmesine konu borcun ödenmediği iddiası ile başlatılan takibe vaki itiraz üzere İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır.Davalı, sözleşmedeki imzayı kabul etmeyerek davanın reddini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince ATK raporuna göre davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının, genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil-müşterek borçlu sıfatıyla imzalamış olduğundan tüm dosya borcu ile sorumlu olduğunu, bu sorumluluğun müvekkili banka tarafından verilecek tek bir kredi ile sınırlı kalmayıp, genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırılacak diğer krediler ve bankacılık işlemlerinde de aynı tutarla sınırlı kalmak üzere devam edeceğini, davalının kredi kartından doğan borç ile de sorumlu olduğunu, Kredi kartlarının asıl borçlu … Limited Şirketine Genel Kredi Sözleşmesine istinaden verildiğini ve genel kredi sözleşmesi’nin 29. Maddesinde kredinin, kredi kartı verilmesi yoluyla da kullandırılabileceği ve Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesi’nin Genel Kredi Sözleşmesinin eki ve ayrılmaz parçası olduğu ifade edildiğini, Genel Kredi Sözleşmesi’nin 2.2 nolu maddesinde aynı yönde olduğunu, sözleşmenin bir bütün olduğunu, Davalının itirazında haksız olduğunu, yapılan imza incelemesinde, kredi sözleşmesinde yer alan imzaların davalının eli ürünü olmadığı tespit edilmişse de, davalının bu konuyla ilgili herhangi bir savcılık şikayeti olmadığını, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut uyuşmazlıkta; davalının aşamalardaki beyanlarında sözleşmedeki kefil imzasının kendisine ait olmadığını iddia ettiği, ATK raporuna göre imzanın davalıya ait olmadığının tespit edildiği dikkate alındığında ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararında esas ve usul yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalının gider avansından kullanılan 26,55TL istinaf masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 17/11/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.