Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6194 E. 2018/2580 K. 03.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6194 Esas
KARAR NO : 2018/2580 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/07/2017
NUMARASI : 2012/62 E., 2017/669 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 03/12/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından müvekkilleri aleyhine İstanbul ….İcra Müdürlüğünün… E.sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yapıldığını, tebligatların usulsüz olması nedeni ile durumdan 08/03/2012 tarihinde haberdar olduklarını ve işbu davayı derhal açtıklarını, takibe konu 250.000,00-TL bedelli belge ile ilgili olarak, davalı tarafça sonradan tahrifat ve ilaveler yapılmak sureti ile kambiyo senedi niteliği kazandırmaya çalışıldığı için takibe konu senetten dolayı davalı şirkete hiçbir borcunun bulunmadığını, davalı tarafından icra takibine konulan bu belgenin sundukları boş halinin, taraflar arasında yapılacak bir ticarete istinaden davalı tarafından müvekkilinden talep edilmesi üzerine kendilerine verildiğini, taraflar arasında herhangibir alım-satım akdi olmadığını ve ticaret yapılmadığını, hukuki veya ticari bir münasebet kurulmadığını, müvekkilinin davalıdan herhangibir mal da almadığını ve davalıya borçlanmadığını, kambiyo senedi niteliği taşımayan bu belgenin, sonradan davalı şirket yetkilileri tarafından boş yerleri doldurularak kambiyo senedi ( bono ) haline getirilerek kötü niyetle anılan icra takibine konu yapıldığını, ibraz ettikleri belgede vade bulunmadığını, sonradan 01/11/2011 olarak vade konulduğunu, tanzim tarihi bulunmadığı halde sonradan davalı tarafça 03/10/2011 olarak doldurulduğunu, belgenin müvekkilinden alındığı tarihin 25.5.2011 olmasının ortadaki mübayeneti açıkca ortaya koyduğunu, alacaklı kısmının ise sondadan … İnş.Ltd.Şti. , alacağın miktarı bölümünün ise 250.000,00-TL şeklinde doldurulduğunu,senedin ödeyecek bölümünde yer alan …. Ltd.şti. kaşesi üzerinde adresin mevcut olmadığını, bu nedenle işbu belgenin zaten kambiyo senedi vasfında bulunmadığını, kefilmiş gibi hakkında icra takibi yapılan müvekkili …’nin isim ve soyadının altında yer alan adresin ….Ltd.Şti. nin adresi yerine geçmesi sureti ile bu belgeye bono vasfı kazandıramayacağı hususunda Yargıtay kararlarının bulunduğunu belirterek, İstanbul ….İcra Müdürlüğünün 2011/23046 E.sayılı dosyasına konu 250.000,00-TL lik belgeden dolayı müvekkillerinin davalı şirkete borçlu olmadıklarının tespiti ile takibe konu belgenin iptaline ve iadesine, davalının icra takibinde kötü niyetli olması nedeni ile % 40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, paranın alacaklıya ödenmemesi bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; icra takibine konu senede tahrifat ve ilaveler yapıldığı iddialarının doğru olmadığını, TTK.nun 592.maddesi uyarınca, bononun vade tarihinin tedavüle çıkarılmadan önce yazılabilir ” davacılar tarafından, aradaki anlaşmalara aykırı olarak vadenin sonradan doldurulduğunun yazılı bir belge ile ispat edimesi gerektiğini, yazılı bir belge bulunmadığını, esasen vadenin de bononun zorunlu unsurlarından biri olmadığını, TTK. Madde 592 uyarınca, bonoya tanzim tarihinin sonradan atılmasının senedin kambiyo vasını etkilemeyeceğini, tedavüle çıkarılmadan veya çıkarılırken tanzim tarihinin atılmasında yasaya aykırılık olmadığını, TTK690 ve 592 uyarınca, bononun tanzim tarihinin alacaklı tarafından aradaki anlaşmalara aykırı olarak yazıldığının, İİK’da belirtili yazılı belgelerle ispat edilmesi gerektiğini, bu hükümleri içeren taraflarca imzalamış bir belge bulunmadığını, müvekkili . …Lt.Şti.’nin İran’da Tahran 20.000 konutluk bir inşaat projesinin müteahitlik işi için İran’da … firmasını kurduğu ve bu firmanın konut projesinin mütehhitliğini üstlendiğini, projenin layıkı ile tamamlanıp teslim aşamasına getirildiğini, müvekkilinin taşeronluk işi verdiği davacının kendisine ödenen avanslara karşılık taahhütlerini yerine getimediğini, işi bıraktığını ve müvekkilinin büyük hissedarı bulunduğu … firmasına borçlanmış olması nedeni ile davaya konu işbu senedi müvekkil şirketin Türk şirketi olması neden iile kendisine verdiğini, müvekkilinin de bu senet vadesinde ödenmediği için işleme konulmak sureti ile tahsili cihetine gidildiğini, ancak tahsilinin söz konusu olmadığını, müvekkilinin şirketin yasal lehtarı olmadığı iddiasınının bu bakımdan doğru olmadığını, senetteki imzaların davacı firma yetkilisine ait olduğunu, taraflar arasında ticari ilişki mevcut olduğunu, davacı taşeron şirket olarak iş yaptığını ve bu ticari ilişki sonucunda davalı şirket … Ltd.Şti. ne dava konusu senedi verdiğini belirterek, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasının incelenmesinde;davalı … İnş. Ltd. Şti tarafından davalılar aleyhine 03/10/2011 tanzim tarihli 01/11/2011 vade tarihli 250.000,00 TL bedelli bonoya istinaden kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı görülmüştür.
İlk derece mahkemesi tarafından alınan 19/10/2015 tarihli raporda ;davalının (davacının defterleri olarak sonradan düzeltilmiştir) ticari defterlerinin TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulmadığını, lehine delil olma özelliğine sahip olmadığını, davacı şirket kayıtlarında dava konusu yapılan 250.000,00-TL lik bononun kaydının bulunmadığını, bono üzerinde malen kaydının bulunmasına karşın davalı şirketin davacılara her hangi bir mal satışının da bulunmadığını,dolayısı ile bonodan ötürü davalı şirketin herhangi bir alacak kaydının bulunmadığına ilişkin görüş bildirilmiştir.
22/04/2016 tarihli ek raporda özetle; kök raporda incelenen defterlerin davacı şirkete ait olup sehven davalıya ait olduğu belirtildiğini, dosyada davalı şirket tarafından ibraz edilen ödeme makbuzları üzerinde davacı … , T…. . imzalarının yazılı olduğunu ve yapılan ödemelerin bazılarında avans ödemesi, bazılarında hak ediş kısmı ödeme olarak yazılı olduğu, bir kısım makbuzların Türkçe tercümesi bulunmadığını ve yine tutanak olarak düzenlenen belgelerde … imzasına malzemelerin teslim edildiğinin bildirildiğini, ancak teslim edilen malzemelerin ne için tesliminin yapıldığı ve üzerinde yazılı rakamların hangi memleket parası olduğunun belirtilemediğinden dolayı gerekli bilginin verilemediğini beyan ettiği görülmüştür.
İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/07/2017 tarihli 2012/62 Esas-2017/669 K sayılı kararı ile ; davacı şirket tarafından davalılar aleyhine takibe konu 250.000,00 TL bedelli bonoya istinaden kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı, davacıların, taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki mevcut olmadığını, davalıdan herhangi bir mal alınmadığını, davalı şirkete borçlanılmadığını, davalı tarafın ise müvekkili şirketin İran da 20.000 konutluk bir inşaat projesinin müteahhitlik işi için İran da … firmasını kurduğunu ve bu firmanın konut projesinin müteahhitliğini üstlendiğini, davacının da bu inşaatlarda taşeron olarak faaliyet gösterdiğini, davacıya ödenen avanslara istinaden davaya konu senedin alındığını, davacının edimini yerine getirmediğinden senedin tahsili yoluna gidildiğini iddia ettiğini, davalı vekilinin her ne kadar İran’daki …
firmasının üstlendiği inşaat projesi için taşeron olan davacıya ödenen avanslara istinaden davaya konu senedin alındığını iddia etmiş ise de, bonoda malen kaydı bulunduğunu ancak taraflar arasında mal alış verişi bulunmadığı gibi iddia olunun davacının taşeron olarak yapacağı işler karşılığında davacıya ödenen avanslar karşılığı bononun verildiğinin davalı tarafça usulüne uygun yasal deliller ile ispatlanamadığını, ayrıca davanın tarafı olmayan İran’da kurulan ve ayrı bir tüzelkişiliğe sahip … firmasının, dosyanın taraflarıyla ve dava konusu bonoyla bir ilgisi ve bağlantısının tespit edilemediğini” gerekçe göstererek davanın kabulüne ,davacıların İstanbul .. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasına dayanak yapılan 01/11/2011 vade tarihli 03/10/2011 tanzim tarihli 250.000,00 TL bedelli bonodan dolayı borcu bulunmadığının tespitine, takibin haksız ve kötü niyetli yapıldığının ispatlanamadığından İİK 72 maddesi uyarınca kötü niyet tazminatı talebinin reddine” karar verdiği görülmüştür.Davalı vekilinin süresinde istinaf dilekçesi ibraz ettiği; dosya kapsamında alınan
Bilirkişi raporunda; taraflar arasında hakedişin , alacağın olup olmadığının incelenmesi gerekirken incelenmediğini, bilirkişi raporunda ödeme dekontlarının Arapça olması nedeniyle incelenemediğini beyan etmesine rağmen mahkemenin makbuzların tercümesi yaptırılmadan ve ne için ödendiğinin açıklattırılmadan, bu husustaki eksikler giderilmeden karar verildiğini, bilirkişinin makbuzlarda imzası olan kişilerinde araştırılması gerektiğini beyan etmesine rağmen bu hususta da araştırma yapılmadığını, davacı defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı tespit edilmesine rağmen takibe konu bonoun davacı defterlerinde yer almadığı tespitine yer verildiğini, ödeme dekontlarının her iki taraf arasındaki ilişkiyi ıspatladığını, dekontlarda ismi geçen …’in İTo kayıtlarından davacı şirketin eski ortağı olduğunun anlaşılacağını, taraflarınca ödenen bedellerin İranda yapılmakta olan inşaatlarda taşeron olarak yapılacak işe karşılık avans olarak ödendiğini, davacıya ödenen avanslara karşılık da bononun alındığını, davacının işi yapmamasından ötürü de takibe konulduğunu beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında;menfi tespit davasının iki yönlü olduğunu, ilkinin davalı tarafından takibe konulan belgenin kambiyo senedi vasfı taşımadığı, diğerinin isetakip konusu belgede malen ibaresi yönünden, taraflar arasında hiçbir mal alışverişi bulunmadığından, esas alacak borç ilişkisi bakımından davacı şirketin davalı şirkete borçlu bulunmadığı tespitine dayandığını, davalı şirketin meşruhatlı tebligata rağmen defterlerini mahkemeye ve bilirkişi incelemesine ibrazdan kaçındığını, incelemenin sadece davacı defterleri incelenerek yapıldığını, raporda da taraflar arasında herhangi bir mal alışverişi olmadığının saptandığını, davalının bononun kendilerine bir ticari alışveriş, mal alım satımı nedeniyle verildiğini iddia ediyorsa bu hususları ticari defter ve kayıtlarını ibraz ederek ispatlaması gerektiğini, bono ile ilgili hiçbir fatura ve resmi kayıt ibraz edilmediğini, ibraz edilen dekontlar, hakedişler vs.nin davanın tarafları ile ilgisinin bulunmadığını, İran’da kurulu olan … firması ile alakalı olduğunu, davacıya aitmiş gibi yansıtarak mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını beyanla istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Menfi tespit davasına konu İstanbul ….İcra Müdürlüğünün…6 E.sayılı icra dosyası ile , davalı alacaklı şirket tarafından, davacı borçlu şirket aleyhine, davacı şirketin keşidecisi, davacı …’nin kefil , davalının lehtar olduğu 03/10/2011 tanzim, 01/11/2011 vade tarihli 250.000,00 TL bedelli bonoya istinaden kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı, bonoda ” malen” bedel kaydı bulunduğu , görülmüştür.
Davacı borçlu vekilinin, bonodaki imzaya itiraz etmediği,bononun alacaklı kısmının sonradan doldurulduğunu iddia ettiği anlaşılmışsa da, davalı tarafından icra takibine konulan bu belgenin sundukları boş halinin, taraflar arasında yapılacak bir ticarete istinaden davalı tarafından müvekkilinden talep edilmesi üzerine kendilerine verildiğini, taraflar arasında herhangibir alım-satım akdi olmadığını ve ticaret yapılmadığını beyan ettiği, bonoyu “taraflar arasında yapılacak bir ticarete istinaden verdiğine” dair kabulü karşısında, alacaklı kısmının sonradan doldurulduğu iddiasının yerinde olmadığı, kanaatine varılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; ” müvekkili . …Lt.Şti.’nin İran’da Tahran 20.000 konutluk bir inşaat projesinin müteahitlik işi için İran’da … firmasını kurduğu ve bu firmanın konut projesinin mütehhitliğini üstlendiğini, projenin layıkı ile tamamlanıp teslim aşamasına getirildiğini, müvekkilinin taşeronluk işi verdiği davacının kendisine ödenen avanslara karşılık taahhütlerini yerine getirmediğini, işi bıraktığını ve müvekkilinin büyük hissedarı bulunduğu Kuzu Eskihisar Pars PJSC firmasına borçlanmış olması nedeni ile davaya konu işbu senedi müvekkil şirketin Türk şirketi olması nedeni ile kendisine verdiğini, müvekkilinin de bu senet vadesinde ödenmediği için işleme konulmak sureti ile tahsili cihetine gidildiğini ” beyan ettiği görülmüştür.
Menfi tespit davasına konu bonoda “malen” bedel kaydı bulunduğu, davalı alacaklı vekilinin ise cevap dilekçesinde, davacı şirket ile taşeronluk sözleşmesi kapsamında davacıya avans ödemesine karşılık senedin, davalı şirketin büyük hissedarı bulunduğu .r … firmasına verildiğinin beyan edilerek bedel kaydının talil edildiği, davalının davacı şirket ile arasındaki taşeronluk sözleşmesini, sözleşme ile yüklenilen edimin yerine getirilmediğini, davacı tarafa avans ödemesi yaptığını , dava dışı … firması ile arasındaki bağı ispatla yükümlü olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı vekilinin, ilk derece mahkemesinin davalı şirketin 2010-2011 ve 2012 yılları ticari defter ve dayanak belgelerinin incelenmesi için Siirt Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazıldığı, davalı şirkete meşruhatlı tebligat yapılmasına rağmen ticari defterlerini ve dayanak belgelerini ibraz etmediği görülmüştür.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi ekinde; “teslim alan Detay-…”adına imzalı “Yatak,Yastık,Battaniye” ve altında “Yukarıda yazılı malzemeleri tam ve eksiksiz olarak teslim aldım bedellerinin hakedişimden kesilmesini kabul ediyorum”açıklamalı 07/06/2011 tarihli 5.700,00TL bedelli, 14/06/2011 tarihli 4.900,00TL bedelli,16/06/2011 tarihli 4.940,00TL bedelli,23/06/2011 tarihli 3.420,00TL bedelli Teslim eden-… imzalı tutanaklar ile Detay İklimlendirme şirketi kaşesi ve altında …, …. isim ve imzası bulunan … (..) şirketine verilen Ödeme Makbuzları , ve Arapça makbuzlar ibraz ettiği görülmüştür.
“Yatak, Yastık, Battaniye” teslimi yapan ..’un kimin adına ve ne için teslim yaptığının sunulan belgelerden anlaşılmadığı gibi, para makbuzlarının da dava dışı … (…) şirketine verilen Ödeme Makbuzları olduğu, davalı şirketin İran’da kurulu bu şirketin büyük hissedarı olduğunu ispatlar delil sunmadığı, ticari defterlerini ibraz etmekten kaçındığı, davacı tarafa taşeronluk sözleşmesi kapsamında avans ödemesi yaptığını ve davacı tarafın edimini yerine getirmediğini ispatlayamadığı, davacı şirketin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyası dayanağı 03/10/2011 tanzim, 01/11/2011 vade tarihli 250.000,00 TL bedelli bonodan dolayı borçlu olmadığını tespitine yönelik ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu kanaatiyle davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 17.077,50 TL harçtan peşin alınan 4.238 TL nispi ve 31,40 TL maktu harcın mahsubu ile bakiye 12.808,10 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İstinaf yargılama giderlerinin istinaf gelen üzerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde talepleri halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/12/2018