Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6160 E. 2018/218 K. 09.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2017/6160 Esas
KARAR NO : 2018/218
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/850
DAVANIN KONUSU : Mülkiyet (Tespit İstemli)
KARAR TARİHİ : 09/02/2018

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin 12/05/2017 tarihli sipariş formu ile davalıdan 40 bin kg malzemeyi birim fiyatı 3,81 USD’den olmak üzere toplam 152.400 USD bedelle satın almayı teklif ettiğini, davalının da bu teklifi onaylıyoruz yazısını müvekkiline gönderdiğini, böylece sözleşmenin kurulduğunu, malzemenin 28/07/2017 tarihi itibariyle Haydarpaşa limanına ulaşacağının öğrenildiğini ve bu konuda aynı tarihte ihtarname çekilerek malın müvekkiline tesliminin istendiğini, malın gümrükte olduğunu ancak davalının malın faturasını kesmediğinden malzemenin millileştirilemediğini, malzemelerin teslim edilmemesi halinde müvekkilinin üretimi durdurma riskinin bulunduğunu belirterek, mal bedeli olan 152.000 USD’nin ödenmesi için tevdi mahalli tayin edilmesine ve malzemenin bu bedel üzerinden millileştirilmesi için gümrük müdürlüğüne yazı yazılarak müvekkiline teslimi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, ayrıca sözleşmenin 152.400 USD üzerinden kurulduğunun tespitine ve satışa konu 40 bin kg malzemenin mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dairemiz önüne gelen dosya içerisinde davalının savunmasına rastlanılmamış, ancak UYAP ortamında yapılan incelemede davalı vekilinin verdiği cevap dilekçesi ile; taraflar arasında sadece sipariş görüşmesi yapıldığını, malların mülkiyetinin davacıya nakledildiğini, ancak davacının ödeme yapmadığını, sipariş formunun malın isim ve miktarıyla ilgili olduğunu, siparişin sözleşme olmadığını, zira müvekkilinin üretici olmayıp tedarikçi olduğunu ve malın fiyatını belirleme yetkisi bulunmadığını, davacıya mal bedelinin ödenmesi için ihtar çektiklerini, fatura ibraz ettiklerini, davacının faturaya itiraz etmediğini, bununla birlikte ödeme de yapmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dava dilekçesi ve ekindeki sipariş formu, mailler, ticari sicil kayıtları ve ihtarname suretlerinin incelenmesi sonucunda; davacının yaklaşık ispat yükümlülüğünü yerine getiremediği gerekçeleriyle istinaf talebinin reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
Davacı vekili istinaf sebebi olarak, dava dilekçesindeki iddiaları tekrar etmiş, ayrıca sözleşmenin TBK anlamında kurulduğunu, davalının sözleşmeye bağlı olduğunu, müvekkilinin sözleşme ile malı satın aldığının sabit olduğunu, yabancı firma tarafından düzenlenen konşimentonun meşru hamilinin müvekkili olduğunu, mülkiyet konusunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığını, bu itibarla malın müvekkiline teslim edilmesi gerektiğini, zaten konşimentonun orjinalinin davalı tarafından müvekkiline verildiğini, davalının faturayı düzenlememesi nedeniyle millileştirme yapılamadığını, fatura düzenlenmediği için ayrıca bekleme ve depo masrafı oluştuğunu, yine satım konusu malzemenin gecikmesi halinde üretimin durma riskinin bulunduğunu, ihtiyati tedbir talepleri ile ilgili olarak gerekiyorsa bilirkişi incelemesi yapılmasını istediklerini bildirmiştir.
Davacı delil olarak konşimento fotokopisi sunmuş, söz konusu konşimentoda alıcı kısmının boş olduğu, bildirim yapılacak firma olarak davalının adının geçtiği, malın ise 400×1800 ebadında toplam 39.277 kg 32 ahşap kasa içinde grafit elektrot olduğu, yükleme tarihinin 22/06/2017 olup, konşimentonun tedarikçi olduğu anlaşılan … LTD olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafından davalıya gönderilen 28/07/2017 tarihli ihtarnamede malın teslimi için derhal işlemlerin yapılmasının istendiği, davalının ise cevabi ihtarname ile 12/05/2017 tarihli sipariş formunun empet tarafından onaylandığı tarih itibariyle emtia birim fiyatının tartışılabilir ve kabul edilebilir bir yanının kalmadığı, birlikte mevcut tarihli birim fiyatı onayladıklarını, cevabi ihtar ekinde mala ilişkin faturanın gönderildiğini belirtmiştir.
Davacı tarafından sunulan 12/05/2017 tarihli sipariş formunda; 40 bin kg elektrot malzemenin birim fiyatı 3,81 USD’den 10/08/2017 ‘de teslim edilmesi için toplam 152.400 USD üzerinden sipariş verildiği, davalı Empet tarafından davacıya gönderildiği belirtilen 31/05/2017 tarihli e-posta ile elektrot siparişinizin onayını bilgilerinize gönderir şeklinde cevap verildiği görülmüştür.
Davalı tarafından davacıya düzenlenen 10 Ağustos 2017 tarihli dava konusu emtia ile ilgili düzenlenen faturada söz konusu 38.637 kg elektrot için 656.829,00 TL fatura düzenlendiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında satım sözleşmesinin kurulduğu iddiasına dayalı olarak yurt dışından getirilen ve gümrükte bulunan malın mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Daire önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati tedbir isteminin reddi kararına yöneliktir.
Gerek dosya kapsamı, gerek çekilen ihtarlar ve beyan dilekçeleri gözetildiğinde, taraflar arasında malın bedelinin konusunun uyuşmazlık konusu olduğu, yaklaşık ıspat kuralanın gerçekleşmediği anlaşıldığından ilk derece mahkemesinin tedbir isteminin reddine dair kararı usul ve yasaya uygundur.
Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.09/02/2018