Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6109 E. 2019/246 K. 06.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6109 Esas
KARAR NO : 2019/246
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/06/2017
NUMARASI : 2017/239 E. – 2017/524 K.
DAVANIN KONUSU: Tespit
KARAR TARİHİ: 06/02/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı bankanın dava dışı … AŞ ye kullandırdığı kredinin kefili sıfatıyla müvekkiline noter vasıtasıyla ihtarname gönderdiğini, ihtarnamede ödenmesinden hiçbir gecikme olmadığı halde …’e verilen kredinin nedensiz olarak kat edilip, bir gün içinde ödenmesinin kefilden talep edildiğini, kredinin ödenmesinde herhangi bir aksama olmaması nedeniyle kefilin müracaat koşulunun oluşmadığını, TBK 581.maddesine göre, kefile borçlunun borcunun ifa etmemesi sonucunda başvuru bileceğini TBK 586.maddesinde açıkça borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçlüğü içinde olması halinde kefile müracaat koşulunun oluşacağının yazılı olduğunu, dava konusu olayda asıl borçlunun kredi borçlarını düzenli olarak ödediğini, belirterek TBK 581 ve 586.maddeleri kapsamında kefille müracaat koşulları oluşmadığından davacının davalıya ihtarname tutarı kadar borçlu olmadığının tespitine ödenmesi halinde ise ödenen bedelin davalıdan istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin hukuka uygun şekilde 28/02/2017 tarihinde hesabı kat ettiğini , kat ihtarnamesinin 01/03/2017 tarihinde davacının adresine tebliğ edildiğini, yasal süreler içinde borcun ödenmemesi nedeniyle İstanbul 3 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017//281 D İş numarası ile ihtiyati haciz kararı alındığını, kararın alınmasının ardından söz konusu alacağın 8/03/2017 tarihinde Beyoğlu … Noterliğinin 8/3/2017 tarih ve …yevmiye numaralı ihtarnamesi ile … AŞ nin temlik edildiğini, temlik alanın , temlik aldığı alacağın İstanbul .. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ….. AŞ ve … hakkında icra takibine başladığını, dava konusu alacağın temlik edildiğinden dava tarihi itibariyle haberdar olan davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosya borcunu da ödeyerek icra dosyasını infaz ettiğini, davacının dava tarihi itibariyle temlik işleminden, temlik alanın sıfatından haberdar olduğunu, müvekkilinin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, kredinin kat edilmesinin kanuna ve sözleşmeye uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.İlk derece mahkemesince, İstanbul … İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyası incelenerek, …bank AŞ nin İstanbul 3 Asliye Ticaret Mahkemesine müracaatı sonucunda 03/3/2017 tarih 2017/281 D İş nolu ilamı ile … ve … AŞ hakkında ihtiyati haciz kararı aldığı, icra dosyası içerisindeki Beyoğlu .. Noterliğine ait 7/03/2017 tarih…yevmiye nolu devir ve temlik sözleşmesine göre, ..bank AŞ nin … ve …’dan olan alacağının .. . Yönetim AŞ ye temlik ettiği, ihtiyati haciz kararının ardından devir ve temlik sözleşmesine dayanılarak ilamsız takip ödeme emrinin … AŞ tarafından gönderildiği , ödeme emri ile birlikte temliknamenin de …’ya gönderildiği , davacının ödeme emrini 09/03/2017 tarihinde tebliğ aldığı, davacının işbu davayı 10/03/2017 tarihinde açtığı, dolayısıyla davacının dava açtığı tarihte söz konusu temlikten haberinin olduğu tespit edilmiş, davacının dava açtığı tarihte dava konusu alacağı …Yönetimi AŞ ye temlik edildiğini bilmesine rağmen davayı …bank hakkında açtığını, alacağın dava dışı … AŞ ye temlik edildiğini, davalı …’ın pasif husumet ehliyeti olmaması nedeniyle reddine karar vermiştir, kararı davacı taraf vekili istinaf etmiştir.Davacı vekili istinaf sebebi olarak; TBK 581.maddesinde belirtilen kefile müracaat için aranan borçlunun borcu ödemesinde gecikme bulunması ve borçlunun ihtara rağmen borcunu ödememiş olması koşullarının ikisinin de dava konusu olayda gerçekleşmediğini, doğrudan doğruya davalı bankanın davacı kefile müracaat ettiğini, TBK 188. Maddesinde alacağın temliki durumunda borçlu devredene karşı sahip olduğu savunmaları devralana karşı da ileri sürebilir şeklinde düzenleme gereği ‘’da ‘’ hecesi anlamından hareketle borçluya alacağı devredene karşı ileri süreceği savunmaları devralana da ileri sürme hakkı tanıdığının anlaşıldığını, davalı tarafından gerçekleştirilen eylemlerden dolayı sadece dava dışı temlik alan varlık şirketine dava açılmasının TBK 188.maddesine aykırı olduğunu, taleplerin davalıya yöneltilmesinin esas olduğunu, davalının alacağı temlik ettiği kişiye iddiaların yöneltilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın husumet yönünden reddi kararının kaldırılmasını, davacı kefile davalı bankanın müracaatının koşulları oluşmadığının, bu nedenle davacının davalıya kefalet ilişkisi nedeniyle dava tarihi itibariyle borçlu bulunmadığının tespitini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davalı bankanın pasif husumet ehliyetinin olmadığını, davacının huzurdaki davayı 10/03/2017 tarihinde açtığını, alacağın ise 08/03/2017 tarihinde …Yönetim A.Ş ‘ne temlik edildiğini, davacının bu hususu icra dosyasına yapmış olduğu ödeme ve icra dosyasından kendisine yapılan tebligat sebebiyle dava tarihinden evvel bildiğini, davalı bankanın ….. AŞ ve müteselsil kefil sıfatıyla davacının borçlu olduğu kredileri hukuka uygun şekilde kat ettiğini, yerel mahkemenin davayı usulden reddederken ihtiyati hacze de bakan mahkeme olması sebebiyle kefile müracaat için TBK 581 ve 586.maddesindeki şartların oluştuğunu tespit ettiğini ve ihtiyati hacze yapılan itirazı da reddettiğini,…, davacı ve davalı banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin ‘’lll. Bankanın Nakdi Kredileri Her Zaman Sona Erdirme Hakkı’’ başlıklı maddesi ve aynı sözleşmenin temerrüt halleri başlıklı maddesinde ayrıntılı şekilde durumların sayıldığını, davalı bankanın edindiği istihbaratlar göz önüne alındığında kat işleminin hukuka ve sözleşmeye uygun olduğunu, şifaen öğrenildiği kadarıyla başkaca bankaların da davacı ve … aleyhine icra takipleri olduğunu, davalı bankanın davacıya karşı icra takibi başlatmayıp sadece genel kredi sözleşmesine istinaden kat ihtarı yapıldığını ve davacının yasal sürede borcu ifa etmediğini, dolayısıyla da müvekkil banka üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirerek, temerrüde düşen borçluları …. A.Ş’ne temlik ettiğini bu nedenlerle istinaf başvurusunun reddini, vekalet ücreti ve masrafın davacı üzerine yüklenmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Kefile müracaat koşulların oluşmadığı iddiasıyla davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti, ödenmesi halinde ise istirdatına ilişkin davada İstanbul 18. Ticaret Mahkemesi davalının pasif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın husumet yokluğundan reddine karar vermiştir. Davalı …’ın dava dışıt .. AŞ ve müteselsil kefil sıfatıyla davacının borçlu olduğu genel kredi sözleşmesini 28/02/2017 tarihinde kat ettiği ve borcun yasal süresi içinde ödenmemesi nedeniyle İstanbul 3 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017//281 D İş numarası ile ihtiyati haciz kararı aldığı, davalı bankanın … ve …’dan olan alacağını 08/03/2017 tarihinde … Yönetim AŞ ye temlik ettiği, ardından devir ve temlik sözleşmesine dayanılarak … AŞ tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine ilamsız takibe başlandığı, ödeme emrinin …. AŞ tarafından gönderildiği , ödeme emri ile birlikte temliknamenin 09/03/2017 tarihinde davacı …’ya tebliğ edildiği, davacının 10/03/2017 tarihinde dosya borcunu ödediği ve aynı gün 10/03/2017 tarihinde davayı açtığı dolayısıyla davacının dava açtığı tarihte dava konusu alacağının …i AŞ ye temlik edildiğini bildiği anlaşılmıştır. Alacağın temliki işlemi ile alacak hakkı ve alacakla ilgili her türlü hukuk işlemi yapma yetkisi dava dışı … A.Ş’ne geçmiş olup temlik eden davalı bankanın alacak üzerinde artık tasarruf hak ve yetkisi kalmamıştır. Eldeki davada Alacağı temlik eden davalı bankanın davada pasif husumet ehliyetinin olmaması gerekçesiyle husumet yokluğundan davanın reddi kararı usul ve yasaya uygun bulunarak davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 06/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.