Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6085 E. 2020/1881 K. 09.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6085 Esas
KARAR NO : 2020/1881 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/04/2017
NUMARASI : 2014/1047 E. – 2017/272 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/11/2020
İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ tarafından verilen 11/04/2017 tarihli kararına karşı, davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine istinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili ile dava dışı … Sanayi ve Ticaret A.Ş. Arasında 02.11.2010 tarihinde 300.000,00 TL limitli (1) adet … Faktoring Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmenin takip borçlusu davalı tarafından, müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, … A.Ş.tarafından, müşterilerine kesilmiş 3 adet faturanın müvekkiline devir ve temlik edildiğini, İstanbul …. İcra Müdürlüğümün E. … sayılı icra dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla icra takibi başlatıldığını, takibe davalı/borçlu tarafından haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini mezkur dosyada diğer borçlulardan da muhtelif tarihlerde haricen ödemeler alınmış olmakla, müvekkilinin bakiye alacağın 27.000,00 TL olduğunu, fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına davalı/borçlu tarafından yapılan itirazın 27.000,00 TL tutarında bakiye alacak ve bu meblağa temerrüt tarihinden itibaren işleyecek olan aylık %5 oranında faiz talebi bakımından kısmen iptaline, takibin söz konusu miktar üzerinden devamına, davalının haksız ve mesnetsiz itirazı sebebiyle %20’den az olmamak şartıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde ; Müvekkilinin Faktoring sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, takip alacaklısı-davacıya takip tarihi itibariyle kesinleşmiş bir borcu bulunmadığını, davacının 31.12.2012 tarihinde başlattığı ilamsız takip ile ilgili itirazın iptali konulu davayı aradan yaklaşık 2 yıl geçtikten sonra 21.02.2014 tarihinde açmış olmasının iyi niyetli olmadığını gösterdiğini, davacının dava dışı şirketten temlik aldığı fatura bedellerini teminat teşkil eden vadeli çek, senet vb. kıymetli evrakı borçlularından tahsil etmesi gerektiğini, müvekkilinin bu belgelerden bilgisi bulunmadığını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/04/2017 tarihli 2014/1047 Esas-2017/272 Karar sayılı kararıyla; ” sözleşmenin 14 maddesinde yürürlükte olan en yüksek kredi faiz oranının %50 fazlası şeklindeki temerrüt faiz oranı kararlaştırmasına rağmen davacı tarafça buna dayanak herhangi bir belge ve delil ibraz edilmediğinden, işin niteliği dikkate alınarak avans faiz oranı yürütülmek suretiyle” hesaplama yapıldığı kararın gerekçesinde açıklanarak; “Davanın KISMEN KABULÜ ile,Davalının İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 23.521,34-TL asıl alacak üzerinden iptali ile, takibin bu miktara takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ve takip talepnamesindeki diğer koşullarla devamına, Davalının, hükmedilen alacağın % 20 olan 4.704,27 TL icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU;Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemece alınan 23/11/2015 tarihli kök raporda müvekkilinin 27.000,00 TL alacaklı olduğu, 24/08/2016 tarihli ikinci ek raporda müvekkilinin 27.000,00 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, mahkemenin ise kararında; ” takip tarihi ile dava tarihi arasında ödenmiş bulunan 21.500-TL nin (ödemeler öncelikle işlemiş faizden mahsup edilmek suretiyle) borç miktarından indirilerek (39.500,00-TL asıl alacak + 5.521,34-TL işlemiş faiz ve 21.500,00-TL mahsup) talep edilebilir bakiye asıl alacak miktarının 23.521,34-TL olması gerektiği” denilerek bu miktara karar verdiğini, talep ettikleri 27.000,00 TL alacağın sabit hale geldiğini,-Tarafların Faktoring Sözleşmesinin tarafı olduğunu, ticari işlerde sözleşmesel faiz uygulanması gerektiğini, mahkeme tarafından uygulanması gereken faizin hesaplanması gerekirken avans faizi üzerinden takibin devamına karar verilmesinin hatalı olduğunu, TTK 7. Madde gereğince ticari borçlara kefalet halinde, kefil ve asıl borçlunun kanunda ve sözleşmede aksi öngörülmemişse müteselsilen sorumlu olduğunu, TTK 8. Maddesinde “Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir” hükmü düzenlendiğini, 02/11/2010 tarihli Faktoring Sözleşmesinde 14. Madde de tarafların iradeleri ile faiz oranının belirlendiğini, aylık % 5 faiz ve yıllık %60 faiz kararlaştırıldığını, mahkemenin avans faiziyle tahsil kararı verdiğini, mahkemenin emsal davalarda yapıldığı gibi resen araştırma yaparak faiz oranını belirlemesi gerektiğini, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak itirazın 27.000 TL bakiye alacak ve temerrüt tarihi olan 27/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek aylık %5 oranında faiz talebi bakımından iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekilinin istinafa cevabında; davacı yanca sunulan haricen tahsilatlara ilişkin ödeme tablosunda müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinden önce 03.09.2012 – 14.12.2012 tarihleri arasında toplam 9.500,00 TL. Tahsilat, takip tarihi olan 31.12.2012 ile dava tarihi olan 21.02.2014 tarihleri arasında ise toplam 21.500,00 TL. tahsilat yapıldığını, dava tarihi olan 21.02.2014 ve dilekçe tarihi olan 16.01.2015 tarihleri arasında ise toplam 19.000,00 TL. ödeme yapıldığını, ödemeler toplamı dilekçe tarihi itibarı ile 50.000,00 TL. Olduğunu, davacının takipten önce ve takipten sonra harici tahsilatlar yapmış olmasına rağmen bu tahsilatları 05.02.2014 tarihinde sanki o gün yapılmış gibi bildirerek harcını ödediğini, davacının asıl alacağa yönelik istinafının haklı olmadığını, -Davacının sözleşmede var olduğunu iddia ettiği aylık % 5 faiz oranının gerek dosyada mübrez faktoring sözleşmesinde yer almadığını, kaldı ki ticari kredilere uygulanan ortalama faiz oranları incelendiğinde bu oranlarda faiz uygulanmadığını,-mahkemenin tüm ödemeleri düşmüş olsa idi belki müvekkilinin hiçbir alacağı kalmayacağını, müvekkilinin kefil olması nedeniyle harici tahsilatları bilmemesi karşısında mahkeme kararının hatalı olduğunu, beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER; İstanbul …. İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası ile, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu ve dava dışı borçlular … San. Ve Tic. A.Ş , … ile … aleyhinde, faktoring sözleşmesi, ihtarname, fatura, cari hesap ilişkisi dayanak gösterilerek 39.500,00-TL asıl alacak, 7.900,00- TL aylık %5 işlemiş faiz, 5.000-TL %5 üzerinden çek tazminatı, 147,00-TL BSMV, 291,18 TL İhtarname noter masrafı ve 4.595,00-TL avukatlık ücreti olmak üzere toplam 54.433,18-TL alacağın tahsili amacıyla genel haciz yolu ile ilamsız takip yapılmıştır.Dosyaya mahkemece celp edilen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davacı tarafça, 15/08/2012 keşide tarihli 50.000-TL bedelli çek dayanak gösterilerek çek borçlusu … ile cirantalar … San. Ve Tic. A.Ş ve … aleyhine 49.000,00TL (bankanın sorumlu olduğu 1.000,00TL düşülerek) kambiyo takibi başlatılmıştır.Davalı 02/11/2010 tarihli Faktoring sözleşmesinde müteselsil kefildir. Sözleşmenin 14. Maddesinde “..Faktor’un mevzuat gereği tespit ettiği kredi faiz oranlarından, temerrüt tarihinde yürürlükte olan en yüksek kredi faiz oranına, bu oranın %50’sinin (yüzde ellisinin) ilavesi suretiyle bulunacak oran üzerinden temerrüt faizi ve onun gider vergisi ilavesiyle birlikte ödemeyi kabul eder” hükmü düzenlenmiştir.Mahkemece iki kişilik bilirkişi heyetinden alınan 23/11/2015 tarihli raporda; İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına konu 50.000 TL bedelli çek bedeline mahsuben alacaklı tarafından tahsil edilen 9.500 TL’nın mahsup edilerek 39.500 TL’nın takipte talep edildiği, faktoring sözleşmesinin Ek 3. Maddesinde davacı kayıt ve defterlerinin HMK 287. Madde gereğince münhasır ve yegane delil olacağının kabul edildiği, davacı defterlerine göre 31/12/2012 takip tarihi itibarıyla borç toplamı 62.300 TL, alacak toplamı 22.800 TL olmakla dava dışı şirketten 39.500 TL, dava tarihi itibarıyla 27.000 TL alacaklı bulunduğu, davacının davanın müstenidatı 50.000 TL bedelli çek ile ilgili İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında faktoring borçlusu dava dışı şirketten TCMB Kısa Vadeli Reeskont Faizi üzerinden işlemiş faiz talep ettiğinden bu faiz oranı ile bağlı olduğu, 27/07/2012 temerrüt tarihi ile 31/12/2012 takip tarihi arasında işlemiş avans faizinin 1.893,88 TL olduğu, davacının 21/02/2014 dava tarihinden sonra 17/03/2014-20/12/2014 tarihleri arasında 12.000 TL, 20/01/2015-03/08/2015 tarihleri arasında 13.000 TL olmak üzere toplam 25.000 TL tahsilat yaptığı beyan edilmiştir.Taraf vekillerinin itirazı üzerine alınan 25/03/2016 tarihli ek raporda; davacı vekilinin 16/01/2015 tarihli ödemelere ilişkin dilekçesi dikkate alınarak, davacının 03/09/2012-24/01/2014 tarihleri arasında haricen 30.500 TL, 14/02/2014-23/11/2015 tarihleri arasında 38.000TL haricen tahsilat yaptığını, takip tarihi itibarıyla akdi faize göre hesaplama yapıldığında işlemiş faizin 10.194,25 TL , avans faizine göre işlemiş faizin 2.770,68 TL olduğunu, dava tarihine kadar tahsilat toplamının 21.500 TL olduğunu, avans faizine göre hesap yapıldığında toplam 45.021,34 TL’dan ödemeler düşüldüğünde 23.521,34 TL , akdi faize göre hesap yapıldığında toplam 66.576,44 TL’dan ödemeler düştüğünde 45.076,44 TL kaldığını beyan etmişlerdir.
G E R E K Ç E :İtirazın iptali talepli davada ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekili 27.000 TL asıl alacak üzerinden aylık %5 faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken 23.521,34 TL asıl alacak üzerinden, avans faiz işletilmesine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur. Davalı tarafça istinaf talebinde bulunulmamıştır.Davalının alacağın dayanağı Faktoring Sözleşmesinde 300.000 TL kefalet limiti ile müteselsil kefil olduğu, sözleşmenin 17. Maddesinde kefillerin temerrüt faizinden sorumlu olduğunun düzenlendiği görülmüştür. Davacı taraf takip tarihine kadar işlemiş alacak hesabında ve takip tarihinden itibaren işleyecek faiz hesabında sözleşmenin 14. Maddesinin, uygulanması gerektiğini, bu sözleşme hükmüne göre aylık faizin %5 yıllık faizin %60 olduğunu ileri sürmüştür. Ödeme emrinde de bu oranlar üzerinden talepte bulunulmuş, davalı tarafça faiz ve faiz oranlarına itiraz edilmiştir.Mahkemece alınan ve hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda takip tarihine kadar işlemiş faizin avans faiz oranı ve aylık %5 faiz oranı üzerinden ayrı ayrı hesaplama yapılmış, mahkemece avans faiz oranına göre yapılan hesaplama dikkate alınarak, davacının takip tarihine kadar haricen tahsil ettiği 21.500 TL düşülerek, asıl alacak miktarı 23.521,34 TL üzerinden itirazın iptaline ve bu miktara avans faizi yürütülmesine karar verilmiştir. Mahkemece davacı tarafça belge ve delil ibraz edilmediğinden, işin niteliği gereği avans faiz oranı uygulandığı beyan edilmişse de, sözleşmenin 14. Maddesinde “..Faktor’un mevzuat gereği tespit ettiği kredi faiz oranlarından, temerrüt tarihinde yürürlükte olan en yüksek kredi faiz oranına, bu oranın %50’sinin (yüzde ellisinin) ilavesi suretiyle bulunacak oran üzerinden temerrüt faizi ve onun gider vergisi ilavesiyle birlikte ödemeyi kabul eder” hükmü düzenlenmekle, sözleşmede uygulanacak faiz oranını belirleme konusunda davacı şirkete yetki verildiği gözetilerek, davacı … şirketinin defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak , temerrüt tarihinde davacı şirketin, sözleşmenin 14. Maddesine göre uyguladığı faiz oranı tespit edilerek, rapor alındıktan sonra, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir.Mahkememizce resen yapılan incelemede; 24/08/2016 tarihli bilirkişi raporunda, davadan sonra rapor tarihine kadar da toplam 25.000 TL ödeme yapıldığı tespit edilmiş, mahkemenin kararının gerekçesinde ” dava tarihinden sonra yapılan harici ödemelerin de infazda dikkate alınması gerekmekle” denilmesine rağmen hükümde davadan sonra yapılan ödemeler ve tarihlerinin gösterilmediği görülmüş, davadan sonra yapılan ödemelerin ve tarihlerin infazda dikkate alınmak suretiyle gösterilmemesi yerinde görülmemiş, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkeme kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, yargılamaya Dairemizin kararında işaret edildiği şekilde talep edilebilecek faiz oranı ve işlemiş faiz miktarı konusunda ek rapor yada yeniden rapor alındıktan sonra hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi ve davadan sonra yapılacak ödemeler ile tarihlerinin infazda dikkate alınabilmesi için hükümde gösterilerek karar verilmek üzere yargılamaya devam edilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/04/2017 tarihli 2014/1047 Esas-2017/272 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, yargılamaya Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda devam olunmak üzere karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 44,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 09/11/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.