Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6083 E. 2020/1866 K. 09.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6083 Esas
KARAR NO : 2020/1866 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/06/2017
NUMARASI : 2014/1523 E. – 2017/695 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/11/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket borçlandırmaya yetkisi olmayan davalılardan … tarafından keşide edilen 25/05/2012 tanzim, 23/12/2012 vade tarihli, 300.000,00 TL bedelli bonoyu imzalayarak diğer davalı …’e verdiğini, verilen bonoya ilişkin davalı takip alacaklı tarafından İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile müvekkili şirket aleyhine takibe geçildiğini, müvekkili şirket borçlandırmaya yetkili olmayan takibe konu edilen senedin sahte olması ve müvekkil şirketin davalı takip alacaklısına böyle bir borcunun bulunmadığını beyan ederek, takip alacaklısı davalıya borçlu olmadığının tespiti ile senedin sahte olduğunun ve hiçbir işleme esas alınmamasının tespitine karar verilmesini, kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderler ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAPLAR; Davalı … vekili cevap dilekçesinde ; Uyuşmazlığa konu alacak miktarının 23/05/2014 takip tarihi itibari ile 238.053,42 TL olduğunu, talep konusu alacakları tam olarak belirlenebilirken kısmi davaya başvurulmasının hukuken mümkün olmadığını, harca esas değeri 5.000 TL olarak gösterildiğini, İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında başlatılan takip tutarının 200.000,00 TL tutarlı olduğunu, dosyanın geçerli bir itiraz bulunmaması sebebiyle kesinleşmiş bir takip dosyası olduğunu, 08/07/2014 tarih 2012/260 esas sayılı karar ile müvekkilinin yokluğunda hiçbir belgeye dayanmadan ihtiyati tedbir kararı verildiğini, kısmi dava açılmasına muvafakatlerinin bulunmadığını, davacının talep sonucunun belirlenebilir olduğu durumlarda kısmi dava açmasının mümkün olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkili …’nun davaya konu edilen senette borçlu bulunduğunu, borçlu olduğundan müvekkiline bir tespit ya da alacak davası açmanın hukuken mümkün olmadığını, bu nedenle davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddini, talep etmiştir.
HARÇ TAMAMLATMA; Mahkemece 18/07/2014 tarihli muhtıra ile davacıya senet bedeli 300.000 TL üzerinden noksan harcın tamamlatılması ihtar olunmuş, davacı tarafça noksan harç tamamlanmıştır.
MAHKEME KARARI; İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/06/2017 tarihli 2014/1523 Esas-2017/695 Karar sayılı kararıyla; “A-Davanın davalı … yönünden KABULÜNE;1-Davacının, İstanbul … icra müdürlüğü’nün … esas sayılı takibe konu 300.000 TL bedelli, 23.05.2012 keşide tarihli, 31.12.2012 vade tarihli bono nedeniyle borçlu olmadığının TESPİTİNE;2-Davacının, davalı aleyhine talep ettiği kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE;B-Davacının …’ya açtığı davanın ise, pasif husumet yokluğundan, usulden REDDİNE” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI;Davalı … vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davada harca esas değerin 5.000 TL olarak gösterildiğini, takibe konu bononun 300.000,00 TL olduğunu, kısmi dava açılmasına muvaffakatlarının bulunmadığını, davacının da dava dilekçesinde bononun 300.000,00 TL bedelli olduğunu beyan ettiğini, HMK 109. Madde gereğince davanın usulden reddi gerektiğini,- davacı 3. kişi … A.Ş.’nin Yönetim Kurulu başkanı … ile borçlu …’nun kardeş olduğunu, …’nun aynı zamanda bu şirketin sigortalı çalışanı ve 12 yıllık yöneticisi olup davacı şirketin yönetim kurulu üyesi olduğunu, davacı şirketin, alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla davacı şirketin sahibi olduğu lisans üzerinden eylemli olarak borçlu … tarafından çalıştırıldığını, döviz bürosunda çalışan …’ya yapılan ödemelerin işyeri sahibi olan davacıya yapıldığının kabulü gerektiğini, ayrıca BK.’nın 55. maddesine göre de zaten istihdam eden sıfatı ile davacının diğer davalı …’nun fiil ve hareketlerinden de sorumlu olduğunu,Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin E. 2003/4053K. 2003/8081T. 19.6.2003 ve Esas: 2011/16677 Karar: 2012/1567 K Tarihi: 31.01.2012 kararlarının da bu yönde olduğunu, davacının BK’nun 55, 100 ve TTK’nun 449. maddesi uyarınca çalışanlarının eylemlerinden sorumlu olduğu, ancak bu sorumluluğun doğması için döviz bürosuna güven duygusu ile para yatırılmasının gerektiğini, davalı …’nun sonradan davacı işyerinden çıkış yapılarak temsil yetkisinin sona ermesi ile ortağın işçi statüsünü kazandığını kabul etme olanağı bulunmadığını, ayrıca müvekkili ile davalı … arasındaki sözleşmenin davalının ortak müdür olduğu dönemde imzalandığını,dava konusu çek (senet) ile ilgili şikayet üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/92452 Soruşturma sayılı dosyasında 19/06/2017 tarihli 2017/45360 K. sayılı kararı ile … ve … hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, çekin düzenlendiği tarih itibariyle …’nun imza yetkisinin olduğu hususu; gerek İstanbul 12. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/259 Esas, 2014/475 Karar Sayılı Kararı, gerekse de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/92452 Soruşturma sayılı dosyada 19/06/2017 tarihli 2017/45360 K. sayılı kararı ile sabit olduğunu beyanla mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştirDavacı şirket temsilcisinin davalı … vekilinin istinaf dilekçesine cevap ve istinaf dilekçesinde; davalının istinaf talebinin kötüniyetli olduğunu, iki davalının kendi aralarında, el ve işbirliği içerisinde, gerçekte var olmayan bir borç alacak senaryosu oluşturduğunu, davacı şirketi dolandırmak için sahte senet düzenlediklerini, davalının istinaf dilekçesine dayanak yaptığı HMK 109/2 maddesinin 1 Nisan 2015 tarihli 6644 sayılı yasa ile yürürlükten kalktığını, davalıların 2010 yılı ve öncesinden beri davacı şirketi FETÖ örgütü yararına ve şahsi menfaatleri için kullanmak istediklerini, -davalı … vekillerinin haciz esnasında hukuka aykırılık itirazında bulunmaları üzerine “hukuka aykırılık varsa %40 kötü niyet tazminatı alırsınız, zorluk çıkarmayın haciz işlemini tamamlayalım” dediğini, takibe konu bononun kambiyo vasfı taşımayan geri tarihli bono olduğunu, döviz bürolarının 2006 32/32 sayılı tebliğ çerçevesinde yasalara uygun faaliyet gösterdiklerini, bankalar gibi mevduat toplayamayacaklarını, döviz bürosuna para yatırılamayacağını, davalıların birlikte iş kurduklarını, tefecilik yaptıklarını, davalı …’in İstanbul.. İcra Müdürlüğü’nden başlatılan .. Esas sayılı dosyada, diğer davalı …’nun borcu kabul etmesi üzerine, gayrımenkulüne haciz koydurmuşken parasını tahsil etmek yerine, tebligat hilesi yaparak davacı şirkete haciz uyguladığını, davalı … hakkında İstanbul 24. Asliye Ceza Mahkemesi’nde şirketin 235.000 Euro sermayesini çalmaktan Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye kullanmak suçundan yargılamanın devam ettiğini, davalı …’in savcılık ifadelerinde yalan beyanlarda bulunduğunu, oto elektrikçiliği yaptığını, kuyumcu dükkanı sahibi olduğunu, iş davasında davacı şirkette işçi olarak çalıştığını beyan ettiğini beyanla davalı istinaf başvurusunun reddini, reddedilen kötüniyet tazminatı kararının kaldırılarak, tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER; İstanbul … icra müdürlüğünde … esas sayılı dosyasının örneğinden, alacaklı … tarafından, 300.000TLlik bonoya dayalı olarak, 200.000 TL Asıl alacak, 37.453,42 TL işlemiş faiz, 600,00TL %0,30 Komisyon olmak üzere toplam 238.053,42 tl ALACAĞIN borçlu …AŞ’den tahsili talebiyle kambiyo senetlerine özgü takip başlattığı, takibe konu senedin keşide tarihinin 25.05.2012 , ödeme tarihinin 31.12.2012 olduğu, 300.000TL bedelli olduğu, düzenleyen kısmında … isminin yazılı olduğu, çift imza bulunduğu, isim/ünvan kısmında … AŞ yazılı olduğu, şirket kaşesinin bulunmadığı görülmüştür. İstanbul 12.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 21/05/2014 tarihli, 2013/259 Esas-2014/475 Karar sayılı dosyasından; davacı … şirketinin, davalı … ve davalı … aleyhine İstanbul … icra müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında davacı şirket eski çalışanının borcundan dolayı şirket parasının haczedildiğinden bahisle istihkak davası açtığı, …’nun açılan davayı kabul ettiği, mahkemece davanın kabulüne, mahcuz paralar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verildiği, kararın gerekçesinde “……, 4 Ocak 2010 tarihli ticaret sicili gazetesinde davacı şirketin münferit imza yetkilisi olmuştur. Bu yetki 05.10.2012’ye kadar sürmüştür. Takibe konu senet, 25.05.2012 tarihli olup, takip borçlusu o tarihte şirket yetkilisi olarak senedi imzalamıştır. Ancak davacı şirket, senet borçlusu olmasına rağmen takip borçlusu olmadığından ve şirket ortağının takip borcundan dolayı, şirket malları haczedilemeyeceğinden istihkak davası kabul edilmiştir.” denilerek istihkak davasının kabulüne, icra dosyasındaki mahcuz paralar üzerindeki haczin kaldırılmasına, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, karar 17/06/2014 tarihinde davacı vekilinin temyizden feragat dilekçesi üzerine kesinleştiği anlaşılmıştır.Davacı şirketin ticaret sicil kayıtlarından; davalı …’nun 16.06.2009 tarihli olağan genel kurul kararına göre 3 yıl süreyle yönetim kurulu üyeliğine seçildiği bunun yayınlandığı 04.01.2010 sayılı Ticaret sicili gazetesine göre, şirketi her hususta ve kademede sınırsız olarak şirketi münferiden temsile yetkili kişinin … olduğu da yine aynı genel kurulda karar altına alındığı ve ilan edildiği görülmüştür. Mahkemece 07/07/2014 tarihli ara karar ile %100 teminat yatırılması halinde HMK 209, 389, 391, 392 maddeleri gereğince tedbir kararı verildiği, ancak teminat yatırılmadığından mahkemenin 20/08/2014 tarihli kararı ile tedbirin kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür.Davacı şirket temsilcisinin 20/11/2019 tarihli dilekçesi ile; İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 25/06/2014 tarihinde 114.600,00 TL tahsilat yapıldığı, 25/08/2014 tarihinde …’e 101.879,40 TL ödendiği, 31/10/2014 tarihinde 44.747,58 TL tahsilat yapıldığı, 31/10/2014 tarihinde …’e 140.394,56 TL ödendiği, 17/10/2014 tarihinde 3.484,65 TL tahsilat yapıldığı, 20/10/2014 tarihinde …’e 3.097,95 TL ödendiği, toplamda 163.522,71 TL tahsilat yapılarak 145.371,91 TL alacaklı tarafa ödendiği, 18.150,80 TL icra harç ve giderlerinin alıkonulduğu, İİK 72/6 maddesi gereğince davaya bu kısım yönünden istirdat davası olarak devam edilmesi gerektiği, dava dilekçesinde davanın menfi tespit-istirdat davası olduğunun açıklandığını beyanla, tahsilatların yapıldığı tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle istirdat hükmü , kalan kısım yönünden menfi tespit hükmü kurulmasını, mahkeme kararının bu şekilde düzeltilmesini talep etmiştir.Davacı vekilinin yargılama sırasında ibraz ettiği 14/03/2016 tarihli dilekçesiyle ödemeleri bildirdiği, ödemelerin tahsilat tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ettiği, dilekçe ekinde tahsilat ve reddiyat makbuzlarını sunduğu görülmüştür.Davacı vekilinin 20/11/2019 tarihli dilekçesi ile; İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 25/06/2014 tarihinde 114.600,00 TL tahsilat yapıldığı, 25/08/2014 tarihinde …’e 101.879,40 TL ödendiği, 31/10/2014 tarihinde 44.747,58 TL tahsilat yapıldığı, 31/10/2014 tarihinde …’e 140.394,56 TL ödendiği, 17/10/2014 tarihinde 3.484,65 TL tahsilat yapıldığı, 20/10/2014 tarihinde …’e 3.097,95 TL ödendiği, toplamda 163.522,71 TL tahsilat yapılarak 145.371,91 TL alacaklı tarafa ödendiği, 18.150,80 TL icra harç ve giderlerinin alıkonulduğu, İİK 72/6 maddesi gereğince davaya bu kısım yönünden istirdat davası olarak devam edilmesi gerektiği, dava dilekçesinde davanın menfi tespit-istirdat davası olduğunun açıklandığını beyanla, tahsilatların yapıldığı tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle istirdat hükmü, kalan kısım yönünden menfi tespit hükmü kurulmasını, mahkeme kararının bu şekilde düzeltilmesini talep etmiştir.Davacı vekilinin yargılama sırasında ibraz ettiği 14/03/2016 tarihli dilekçesiyle ödemeleri bildirdiği, ödemelerin tahsilat tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ettiği, dilekçe ekinde tahsilat ve reddiyat makbuzlarını sunduğu görülmüştür.
G E R E K Ç E :Menfi tespit talepli davada; ilk derece mahkemesince davanın kabulüne, davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı şirket temsilcisinin ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır.Davalı vekilinin usule yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde; davanın 5.000 TL üzerinden açıldığı, yargılama devam ederken HMK 109/2 maddesinin 01/05/2014 tarihli 6644 Sayılı Kanunun 4. Maddesi ile mülga olduğu, usul yasalarındaki değişikliklerin derhal uygulanacağı ve mahkemece eksik harcın tamamlatıldığı anlaşılmakla, davanın usulden reddi gerektiğine yönelik istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.Davalı vekilinin esasa yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde; 04.01.2010 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinden, davacı şirketi her hususta ve kademede sınırsız olarak münferiden temsile yetkili kişinin … olduğunun anlaşıldığı, davalı …’nun yönetim kurulu üyesi ise de şirketi borçlandırıcı işlem yapma yetkisinin bulunmadığı, savcılık tarafından verilen takipsizlik kararının uyuşmazlığın hukuki nitelikte olduğu gerekçesiyle verildiği, İstanbul 12. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/259 Esas, 2014/475 Karar Sayılı Kararı’nda hatalı olarak …’nun şirketi ilzam yetkisi bulunduğuna karar verilmesinin sonuca etkili ve bağlayıcı olmadığı, esasen davalı alacaklının da …’nun şirket yetkilisi olmadığını öngörerek, daha önce bonoda imzası bulunan … aleyhinde takip başlattığı, davacı şirket tarafından haczedilen mallarda istihkak iddiasında bulunulması üzerine ayrı bir takip başlatarak davacı şirketten alacağın tahsilini talep ettiği, uyuşmazlıkta adam çalıştıranın sorumluluğuna ilişkin BK 55 ve TTK 449 madde hükümlerinin uygulama yerinin olmadığı kanaatiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.İİK 72/6. Maddesinde; “Borçlu menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.” hükmü düzenlenmiştir.Davanın menfi tespit davası olarak açıldığı, mahkemece 07/07/2014 tarihli ara karar ile %100 teminat yatırılması halinde HMK 209, 389, 391, 392 maddeleri gereğince tedbir kararı verildiği, ancak teminat yatırılmadığından mahkemenin 20/08/2014 tarihli kararı ile tedbirin kaldırılmasına karar verildiği, davacı vekilinin 14/03/2016 tarihli dilekçesi ve ekinde bulunan tahsilat/reddiyat makbuzları ve davacı şirket yetkilisinin 20/11/2019 tarihli dilekçesi ekinde bulunan tahsilat/reddiyat makbuzlarından, yargılama sırasında takip konusu borcun kısmen ödendiği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince ödenen kısım yönünden davanın yasa gereği istirdat davasına dönüştüğü gözetilerek bu kısmın istirdatına karar verilmesi gerekirken, istirdat hükmü kurulmaması yerinde görülmemiş kamu düzeni ile ilgili bu husus resen gözetilmiş, ayrıca davacı vekilinin kötüniyet tazminatı talebinin haklı olduğu, davaya konu 300.000,00 TL bedelli senette şirket kaşesinin bulunmadığı, Ticaret Sicilin aleni olduğu, basit bir araştırma ile …’nun şirket yetkilisi olup olmadığını öğrenebileceği, davalı lehtarın basiretli tacir olarak, senedi alırken keşidecinin şirket yetkilisi olup olmadığını araştırması gerektiği, takibin kötüniyetli olduğu, davacı taraf %40 oranında kötüniyet tazminatı talep etmişse de, takip tarihi itibarıyla %20 oranında tazminat talep edilebileceği kanaatiyle, resen tespit edilen sebepler de göz önüne alınarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine, mahkeme kararının 6100 Sayılı HMK 355. Madde ve 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, ve istinaf başvurusu dışında kalan kısımlar aynen korunarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davalı … vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı temsilcisinin istinaf isteminin KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE, 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 01/06/2017 tarihli 2014/1523 E. – 2017/695 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,A-Davanın davalı … yönünden KABULÜNE;B-Davacının, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibe konu 300.000 TL bedelli, 23.05.2012 keşide tarihli, 31.12.2012 vade tarihli bono nedeniyle borçlu olmadığının TESPİTİNE,C-İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 25/08/2014 tarihinde ödenen 101.879,40 TL, 31/10/2014 tarihinde ödenen 44.747,58 TL, 17/10/2014 tarihinde 3.484,65 TL olmak üzere toplam 163.522,71 TL ödemenin, ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’den tahsil edilerek davacıya ödenmesine, D- Takibe konu 200.000 TL asıl alacağın %20’si oranında kötüniyet tazminatının davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE;
E-Davacının …’ya açtığı davanın pasif husumet yokluğundan, usulden REDDİNE;3-İlk derece yargılaması yönünden;a-Alınması gerekli 20.493,00 TL harcın davacı tarafından yatırılan 85,40 TL peşin harç, 5.050,00 TL tamamlama harcından mahsubu ile 15.357,60 TL bakiye harcın davalı …’den alınarak Hazineye gelir kaydınab-Davacı tarafından yapılan 85,40 TL peşin harç, 5.050,00 TL tamamlama harcı, 1.400,00 TL bilirkişi ücreti, 225,00 TL posta-tebligat masrafı olmak üzere toplam 6.760,40 TL yargılama giderinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,c-Karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T uyarınca 28.595,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,d-Karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T uyarınca 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ya verilmesine,e-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,4-İstinaf yargılaması yönünden; -Davalı … vekilinin istinaf talebi yerinde görülmediğinden istinaf isteminde bulunan davalı yandan alınması gereken 20.493,00 TL nispi istinaf harcından peşin alınan 5.123,35 TL’nin mahsubu ile bakiye 15.369,65 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, -Davacı temsilcisinin istinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talep halinde iadesine,-İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 32,50 TL tebligat ve posta giderinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, -Davalı … tarafından yapılan 35,40 TL tebligat ve posta giderinin üzerinde bırakılmasına, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 09/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.