Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6075 E. 2020/1875 K. 09.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6075 Esas
KARAR NO : 2020/1875 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/02/2017
NUMARASI : 2015/84 E. – 2017/138 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/11/2020
BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nden verilen 09/02/2017 tarihli kararına karşı, davalı tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; 12.02.2014-13.03.2014 tarihleri arasında davalı yanın müvekkilinden mal aldığını, borcun ödenmediğini, itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin şirketin davalı yan adına düzenlediği tüm faturalarda yer alan “vadesinde ödenmeyen hesaplara %5 gecikme faizi uygulanır” ifadesine dayalı olarak, 696.32 -TL vade farkı uygulandığını ve bu bedeli faturalandırarak davalı yana gönderdiğini, davalı yanın diğer faturalara süresinde hiçbir itirazda bulunmadığı gibi vade farkına ilişkin faturaya da yine itirazda bulunamadığını, gerek ödeme emriyle birlikte davalı yana gönderilen takip dayanağı belgelerden gerekse dilekçe ekinde sunulan fatura ve hesap ekstresinden de anlaşılacağı üzere müvekkil şirketin davalı yandan 12.498,35 -TL alacağı bulunduğunu beyanla itirazın iptaline, Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında takibin devamına, davalı yan/borçlu icra takibine kötüniyetle itiraz etmiş olduğundan %20den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde ; müvekkilinin davacı-alacaklı ile herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını, davacıya hiçbir şekilde borcunun olmadığını, bunun yanında icra takibinin borçlunun ikameti, davanın da davalının ikameti mahkemesinde açılması gerekirken davalı şirketin kendi faaliyet gösterdiği şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde icra takibi ve davayı açtığını, bu nedenle müvekkil aleyhine açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu beyanla, müvekkili hakkında açılan haksız ve yersiz davanın reddine, haksız ve yersiz olarak açılan dava nedeniyle davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
MAHKEME KARARI; Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/02/2017 tarihli 2015/84 Esas-2017/138 Karar sayılı kararıyla; “Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu itirazın iptali davasının KISMEN KABULÜ ile, davalı borçlunun Küçükçekmece ….İcra Dairesi … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin 11.802,03 TL alacak üzerinden devamına, -3095 sayılı kanuna göre değişen oranlarda asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, -Asıl alacak üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -Fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU;Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini, Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/9 Talimat sayılı dosyasında talimat duruşma gününün vekil olarak kendilerine tebliğ edilmesi gerekirken asile tebliğ edildiğini, davalının şirket olmadığını, defter sunulması için talimat duruşma günü 15/04/2016 olarak bildirilmiş olmasına rağmen mahkemece talimat duruşma gününün değiştirilerek 17/03/2016 tarihinde duruşma yapıldığını sonradan öğrendiklerini, müvekkilinin davacı ile ticari ilişkisinin ve mal alışverişinin bulunmadığını beyanla, kararın bozulmasına karar verilmesini talep itmiştir.
Davacı vekilinin istinafa cevabında; davalı vekilinin dilekçesinin zaman kazanmaya yönelik olduğunu beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER; Küçükçekmece ….İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında davacının davalı aleyhinde 12.498,35 TL hesap ekstresi, mal bedeli ve faturaya dayalı ilamsız takip başlattığı, ödeme emri düzenlendiği, davalı borçlunun yasal süresi içerisinde borca, ferilerine ve İcra Müdürlüğü’nün yetkisine itiraz ettiği, takibin durduğu görülmüştür.Mahkemece alınan 05/10/2016 havale tarihli bilirkişi raporunda; davacının ticari defterleri incelendiğinde dava konusu faturaların toplam 14.498,35 TL olduğu ve davalının 30.07.2014 tarihinde yaptığı 2.000,00 TL ödeme ile borcun 12.498,35 TL’ye düştüğü, 19.09.2014 İcra Takip Tarihi itibariyle davacının davalıdan 12.498,35 TL alacaklı olduğu, davacının Şubat/2014 ayında davalıya 3 fatura düzenlemiş olduğu, Şubat/2014 ayındaki faturaların KDV dahil 10.331,08 TL ve KDV hariç 8.755 TL olduğu, davalının celp edilen Şubat/2014 ayı Ba formunda bu 3 faturanın adet ve tutar olarak davalı tarafından alındığının beyan edildiği, davacının Mart/2014 ayında davalıya düzenlemiş olduğu 2 faturanın KDV hariç 2.941 TL olduğu, Temmuz/2014 ayında 1 faturanın KDV hariç 590 TL olduğu, her iki ayda da aylık 5.000 TL olan beyan sınırının altında kaldığından davalının Ba formunda yer almadığı, 24.07.2014 tarihli A- 201807 sıra no.lu 696,32 TL tutarındaki Vade Farkı Faturası’nın, faturalarda belirtilen %5’lik faiz açıklamasına binaen hesaplanmış olduğu, ancak tarafların bu konuda herhangi bir sözleşme bulunmadığı, davacının “dava konusu mallan davalıya kargo aracılığıyla göndermiş olduğu bu nedenle sevk irsaliyelerinde imzanın bulunmadığı” beyanının yerinde olduğu, neticeten, davacının takip tarihi (19.09.2014) itibariyle (14.498,35 TL – 696,32 TL – 2.000,00 TL) 11.802,03 TL alacaklı olduğu beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E :İtirazın iptali talepli davada ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne ve davalının asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş, davalı vekili tarafından taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı, talimat dosyasında vekil yerine asile tebligat yapıldığı gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davaya konu icra takibinin cari hesap ve faturaya dayalı olarak başlatıldığı, davalı tarafça taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı ileri sürülmüşse de, bilirkişi raporundan davacı kayıtlarında görülen davalı kısmi ödemesi ve davalının Antalya Vergi Dairesi’ne ibraz ettiği BA formlarında cari hesap dayanağı üç adet faturanın kayıtlı olduğu göz önüne alınarak taraflar arasında mal alışverişine dayalı ticari ilişki bulunduğu ve davacının kargo ile malları davalıya teslim ettiği, 11.802,03 TL borcun ödenmediğinin ve alacağın likit olduğunun sabit olduğu, davalı vekilinin istinaf dilekçesinde talimat dosyasında yapılan tebligata ve usuli işlemlere yönelik itirazlarını bildirmediği, defter sunmak üzere süre istemediği, mahkeme kararının yerinde olduğu kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 806,19 TL harçtan, peşin alınan 147,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 783,19 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 34,75 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 09/11/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.