Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6027 E. 2020/1878 K. 09.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6027 Esas
KARAR NO: 2020/1878 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/07/2017
NUMARASI: 2015/153 E. – 2017/146 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 09/11/2020
BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nden verilen 18/07/2017 tarihli kararına karşı, davacı tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; … markasının müvekkili adına 29, 30, 35, ve 43.sınıflarda,… ve … numaralar ile ayrıca … ibareli markaların da tescilli olduğunu, davalının müvekkilinin franchise şubesi olarak faaliyet gösterdiğini, herhangi bir şekilde sözleşmeyi feshetmeden müvekkilinin markası altındaki faaliyetine son verdiğini, davalının müvekkilin bayii olarak faaliyet gösterdiği iş yerinde müvekkilinin üretim tekniklerini kullanmaya devam ederek müvekkilin markası ile iltibas oluşturacak şekilde … ibaresini kullandığını, markalarına tecavüz ettiğini, Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/31 D.iş sayılı dosyası ile delil tespiti yapıldığını, davalının … ibareli markasal kullanımı, haksız rekabet ve marka tecavüzü eylemlerinin bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, davalının tecavüz fiillerinin durdurulmasına, yasaklanmasına, … ibareli her türlü kullanımın engellenmesine, tecavüzün refine, menine, davalıya ait her türlü eşya ve emtiadan, davalının tabelasından, reklamlarından, … ibaresinin çıkartılmasına, her türlü ürün, reklam, tabela, katalog, poşet ve sair emtiasından çıkartılması mümkün değil ise emtiaların imhasına, masrafı davalıdan alınarak kararın Türkiye de tirajı en yüksek 3 gazetede ilanına, şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın,10.000 TL itibar tazminatının ticari avans faiziyle birlikte 20.000 TL manevi tazminatının yasal avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı cevap dilekçesi ibraz etmemiş, davalı vekili beyan dilekçesinde Franchising sözleşmesindeki imzaların davacı şirket tarafından hazırlanıp dava dilekçesine ikame edildiğini, savcılık incelemesinin dava konusu ile tam olarak alakalı olduğunu sahteciliği ispatlanınca davacı tarafın kötü niyetli olarak hareket ettiğinin ortaya çıkacağını haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 18/07/2017 tarihli 2015/153 Esas-2017/146 Karar sayılı kararıyla; “Davacıya ait … markası dikkate alındığında davalı tarafın … kullanımının markaya yönelik tecavüz ve haksız rekabet olduğunun tespiti ve menine, -… ibareli kullanımın engellenmesine, tabelanın kaldırılmasına, broşür tanıtım evrakına el konulmasına, el konulan broşür ve tanıtım evrakının imhasına, -Arttırılan değerle birlikte 2.871,29 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari faizle davalıdan tahsili davacı tarafa ödenmesine, -10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizle davalı taraftan tahsili davacı tarafa ödenmesine, -İtibar tazminat talebi ve fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, -Hüküm kesinleştikten sonra masrafı davalıdan alınarak 5 büyük gazeteden birinde ilanına” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkili aleyhinde hükmedilen maddi tazminat miktarının ve tazminatın arttırılmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, 30/05/2017 tarihli dilekçeleri ile rapordaki tazminat hesabına itiraz ettiklerini, ancak itirazları ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, davalı defterlerine göre gerçek zararın tespiti olanaksız olduğundan, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2008/1536 E. 2009/5629 K. sayılı ilamı emsal alınarak müvekkilin zararının TBK 50/2(BK 42). maddesi de nazara alınarak resen tespiti talep ettiklerini, mahkemenin bu talep hakkında menfi yada müspet bir karar tesis etmediğini, -itibar tazminatı talebinin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının müvekkilinin franchise mağaza konseptini değiştirmeden, müvekkilin “…” markası yerine “…” ibaresini kullanarak çiğ köfte üretimi ve satışı yapması, markanın kötü ve uygun olmayan biçimde kullanıldığının somut delili olduğunu, müvekkilin çok ciddi emek ve harcamalarla oluşturduğu markasının ayırt edici karakterini zedelediğini, müvekkilin marka itibarına zarar verdiğini, -manevi tazminat talebinin kısmen reddi ve hükmedilen tazminat miktarının hukuka aykırı olduğunu, -müvekkili aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, beyanla hükmün kaldırılarak davanın tümüyle kabulünü talep etmiştir. Davalı istinaf dilekçesine karşı cevap vermemiştir.
DELİLLER; TPMK kayıtlarından; davacı tarafa ait … sayılı … markasının 29, 30.sınıfta, 27.08.2009 tarihinden itibaren, … sayılı … markasının 29, 35, 43.sınıflarda, 24.03.2005 tarihinden itibaren tescilli olduğu, davalı tarafın … sayıyla marka müracaatında bulunduğu, söz konusu marka müracaatına ilişkin en son TPE den gelen cevapta; marka başvurusunun davacı taraf markasına benzerliği nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece dosyaya celp edilen Mersin 3 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/31 D.iş sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; davalı iş yerinde yapılan delil tespitinde davalı tarafın kullanımlarının … ile … markaları arasında ayırt edilemeyecek kadar benzer kullanım olduğu beyan edilmiştir. Mersin 3 Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla alınan bilirkişi raporunda; davalı …’e ait işletme defteri kayıt ve belgelerin incelenmesinde 14.06.2015 ile 27.07.2015 tarihleri arasında davalı tarafın 2.871,29 TL kar elde ettiği beyan edilmiştir. Davacı vekilinin 30/05/2017 tarihli dilekçesi ile; bilirkişi raporunda tespit edilen tazminat miktarının fahiş düşük olduğunu, itiraz ettiklerini, Yargıtay emsal kararları ve TBK 50/2 maddesi gereğince tazminatın resen tespitini talep ettiklerini, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, eksik harcı yatırmak suretiyle maddi tazminat yönünden davasını 2.871,29 TL olarak arttırdığını bu miktar üzerinden tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E; Markaya tecavüzün tespiti, meni, refi, maddi tazminat, itibar tazminatı ve manevi tazminat talepli davada, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davacı vekili tarafından reddedilen tazminat talepleri ile hükmedilen maddi tazminat miktarı yönünden istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı tarafça Mersin 3 Asliye Hukuk Mahkemesi’ne 14/06/2015 tarihinde delil tespiti talebiyle başvurulduğu, marka vekili bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; davalının işyeri tabelası, çalışanların kıyafetleri, menü ve yazar kasa fişinde “…” ibaresini kullandığı tespit edilmiş mahkemece markaya tecavüzün tespiti, meni ve ref’ine karar verilmiştir. Davacı tarafça tespit tarihinden önce markanın bu şekilde kullanıldığı iddia ve ispat edilemediğinden, ihlal süresinin tespit tarihi ile dava tarihi arasında olduğu kabul edilerek hesaplama yapılması ve 14/06/2015 -27/07/2015 tarihleri arasındaki davalının satışları ve bu satışlardan elde ettiği gelirin hesaplanması yerindedir. Davalının kayıt dışı satış yaptığına dair dosya kapsamında bilgi bulunmamaktadır. 1 Ay 13 günlük ihlal süresi dikkate alındığında, hükmedilen 2.871,29 TL maddi tazminat ve 10.000,00 TL manevi tazminat miktarının dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Kaldı ki davacı vekili de maddi tazminat miktarını bilirkişi raporu doğrultusunda 2.871,29 TL’ya yükselterek ıslah etmiştir. Davacı vekilinin itibar tazminatı talebinin reddi kararına yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; 556 Sayılı KHK 68. Madde de; ” Marka hakkına tecavüz eden tarafından markanın kötü veya uygun olmayan bir şekilde kullanılması sonucunda, markanın itibarı zarara uğrarsa, marka sahibi, bu nedenle, ayrıca tazminat isteyebilir.” hükmü düzenlenmekle, davacı tarafça davalının markayı kötü ve uygun olmayan şekilde kullandığını ve itibarının zedelendiğini ispatlayamadığı, markaya tecavüzün tek başına itibar tazminatı verilmesi için yeterli olmadığı, mahkemenin red kararının yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı vekili yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuşsa da; mahkemenin reddolunan tazminat talepleri yönünden davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmetmesi ve kabul ve red oranları dikkate alınarak yargılama giderlerinin paylaştırılmasında bir usulsüzlük görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf taleplerinin tümüyle esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 09/11/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.