Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/6020 E. 2018/2771 K. 28.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/6020 Esas
KARAR NO : 2018/2771 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/05/2017
NUMARASI : 2015/995 E., 2017/446 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/12/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde; davalı alacaklının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında takip başlattığını, borca itirazı sonucunda takibin durdurulduğunu, yenileme yapılmadan alacaklı vekilinin 12/02/2015 tarihli e-imzalı dilekçesiyle alacak miktarını 116.138,88 TL gösteren yeni bir takip yapıldığını, takibe konu kredi sözleşmesinin 27/11/1997 tarihli olduğunu, ihbarnamenin de 1997 tarihli olup zamanaşımına uğradığını, temerrüt faizini kabul etmediğini, itirazın üzerine takibin durmasına rağmen itirazın iptalinin istenmediğini, icra mahkemesinin ödeme itirazlarını hiç değerlendirmediğini, borcun tamamen ödendiğini beyanla borçlu bulunmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde davanın reddini talep ettiği, fon alacaklarında zaman aşımı süresinin 20 yıl olduğunu, davacının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı nedeniyle borcun tamamından sorumlu olduğunu, ödeme ile borcun sona erdiğinin ispatlanılmadığını, ticari işlerde faizin TTK 8/1 maddesine göre serbestçe belirleneceğini beyanla davanın reddini, karşı taraf aleyhine % 20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemenin 20/04/2017 tarihli duruşmasında İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesine yazılan müzekkerenin tekidine, dosya örneğinin UYAP üzerinden gönderilmesinin istenilmesine karar verildiği, davacının 20/04/2017 tarihli davanın konusuz kaldığına ilişkin beyan dilekçesi sunduğunun zabta yazıldığı görülmüştür.
Davacının beyan dilekçesinde; “İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesinn Kararının Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 22/02/2016 tarihli kararla bozulduğu, bozmaya dayanılarak yapılan yargılamada mahkemenin 22/12/2016 tarihli 2016/395 Esas 2016/1068 karar sayılı kararıyla İstanbul 2. İcra Müdürlüğünün 2013/15057 Esas sayılı icra dosyasında icra müdürlüğünün 02/03/2015 tarihli kararının usul ve yasaya uygun olmadığına karar verildiği, icra memur muamelesinden kaynaklanan şikayet davasının kabulüne karar verdiği ve 02/03/2015 tarihli kararındaki ödeme emrinin iptaline karar verdiği, kararın kesinleştiği, takibe konu alacağın düştüğü, borçlu olmadığı kesinlik kazandığından menfi tespit davasının konusuz kaldığını” beyanla davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 27/12/2016 tarihli 2016/395 Esas 2016/1068 Karar sayılı kararıyla; fon alacaklarının takip ve tahsiline ilişkin olarak getirilen istisnai düzenlemeden varlık yönetim şirketinin yararlanamayacağı, borçlunun süresi içerisinde itirazını yaptığı, takibin durduğu gerekçesiyle icra müdürlüğünün 02/03/2015 tarihli kararının usul ve yasaya uygun olmadığına, iptaline karar verildiği görülmüştür.
İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 31/05/2017 tarihli 2015/995 Esas 2017/446 Karar sayılı kararıyla davanın konusuz kaldığına, karar verilmesine yer olmadığına karar verdiği görülmüştür.
Davacının süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; duruşmanın 12/06/2017 tarihine ertelendiğini, duruşmaya gittiği halde duruşma yapılmadığını, öncesinde 31/05/2017 tarihinde karar verildiğini, kararın çelişkiler içerdiğini, karar içeriğinde 12/06/2017 tarihli dilekçesine yer verildiğini, karar yazım tarihinin doğru olmadığını, duruşma gününden önce hüküm kurulup karar verildiğinden kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacının 2 haftalık istinaf süresi içerisinde 09/10/2017 tarihli ek dilekçe ibraz ettiği, önceki dilekçesindeki usuli itirazlarına ek olarak esas yönünden de itirazlarını tekrar ettiği, İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesinin kararıyla ödeme emrinin iptaline karar verildiğini, kesinleşen kararın kendisini haklı çıkardığını, davalı tarafın 05/05/2017 tarihli UYAP üzerinden gönderdiği beyan dilekçeleriyle davanın konusuz kaldığını kabullenmelerinin alacaklarından ve davalarından feragat anlamına geldiğini, mahkemenin kendisinin 12/06/2017 tarihli duruşmada dilekçesini incelemiş olsaydı davalıyı haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle %20 ‘den az olmamak üzere tazminata ve masrafları ödemeye mahkum etmesi gerektiğini, İİK 72/5 maddesinin ihlal edildiğini, icra takibi başladığında icra hukuku anlamında borçlu olsa da maddi hukukta borçlu bulunmadığı için menfi tespit davası açmak zorunda bırakıldığını, dilekçesinde sehven davanın açılmış sayılması talebinde bulunacak yere açılmamış sayılması yazdığını, yargılama giderleri yönünden hatalı hüküm kurulduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep ettiği görülmüştür.
Davalı vekilinin katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; davacı yanca davanın konusuz kaldığı beyan edilmekle karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verildiğinden yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılarak tarafına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini beyanla kararın düzeltilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına konu alacak nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği, yargılama sırasında İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 22/12/2016 tarihli 2016/395 Esas 2016/1068 Karar sayılı kararıyla icra müdürlüğünün 02/03/2015 tarihli kararının usulüne uygun olmadığından şikayet davasının kabulüne, kararın iptaline karar verildiği, ilk derece mahkemesinin davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine karar verdiği görülmüştür.
Davacının usule yönelik istinaf istemi öncelikli olarak incelenmiş; mahkemenin davacı ile davalı vekilinin katıldığı 20/04/2017 tarihli duruşmada, İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesine yazılan müzekkerenin tekidine ve dosya örneğinin UYAP üzerinden gönderilmesinin istenilmesine karar verdiği, duruşmayı 12/06/2017 tarihine ertelediği, ancak duruşma gününü beklemeden ve tarafları çağrı kağıdı çıkararak duruşma açmadan dosyayı celse arasında resen ele alarak 31/05/2017 tarihinde “davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına” karar verdiği, davacının duruşma günü mahkemeye gittiğinde dosyanın karara çıktığını öğrendiği anlaşılmakla davacının istinaf isteminin haklı olduğuna, mahkemenin duruşma gününü beklemeden tarafların yokluğunda dosya üzerinde karar vermesinin HMK 27. Madde de düzenlenen hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğu, usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiği kanaatiyle davacının istinaf talebinin kabulü gerekmiştir..
Kabule göre de, İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesinin 22/12/2016 tarihli 2016/395 Esas 2016/1068 Karar sayılı kararıyla, icra takibinin ya da ödeme emrinin iptaline karar vermediği, icra müdürlüğünün 02/03/2015 tarihli “araç, taşınmaz, banka hesaplarına haciz konulmasına” yönelik icra işleminin iptaline karar verdiği göz önüne alındığında, davanın konusuz kalmadığı, davacının yargılamaya devam edilmesinde hukuki yararının bulunduğu anlaşıldığından davanın konusuz kalmasından söz edilemeyeceği, hal böyle iken yargılamaya devamla yapılacak yargılama ve toplanan ve toplanacak deliller çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yukarıda açıklandığı şekilde karar verilmeside yerinde olmadığından, mahkeme kararının kaldırılarak, yargılamaya devam edilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE,
İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/05/2017 gün ve 2015/995 E., 2017/446 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
İstinaf aşamasında davacı tarafça peşin olarak yatırılan 31,40 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde yatırana iadesine,
İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 72,50 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 158,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 28/12/2018