Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5989 E. 2020/1793 K. 23.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5989 Esas
KARAR NO: 2020/1793
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/07/2017
NUMARASI: 2015/1363 E. – 2017/809 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 23/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin bilgisayar yazılım programı ithalatı, ihracatı, satışı ve kurulumu, yazılım programı hazırlaması ve geliştirmesi, konusu ile ilgili eğitim ve servis danışmanlığı işi ile iştigal ettiğini, kendi piyasasında tanınan bir şirket olduğunu, davalı firma ile müvekkilinin 2013 yılında çalışmaya başladığını,2013 yılında davacı tarafından verilen hizmetlerin iki adet faturası olduğunu, bu faturalara ilişkin ödemelerin davalı şirket tarafından ödendiğini, dökümü yapılan faturaların davalı şirkete tebliğ edildiğini, davalı tarafından kesilen bu faturalara istinaden banka havalesi yapıldığını davalı tarafın kısmi ödemelerle müvekkilini beklettiğini, kalan 11.249,50 TL tutarında alacak için icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın kötü niyetle icra takibini durdurduğunu, zaman kazanmaya çalıştığını, bu nedenle dava açtıklarını, davanın kabulünü ve icra takibinin devamını, haksız itirazın iptali sebebi ile % 20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Müvekkilinin Türkiye’nin önde gelen araç camı tamir ve değiştirme şirketi olduğunu, uluslar arası alanda faaliyette bulunduğunu, müvekkili ile davacı şirket arasında 14.02.2015 tarihinde Bakım ve Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, konusu sözleşmenin 3.maddesinde bazı edimlerin ücretsiz olarak davacı şirket tarafından yüklenildiğini, ayrıca söz konusu sözleşme ile müvekkil şirkete 200 adet telefon desteği ile 100 adet uzaktan destek ve 24 adet yerinde destek hizmeti vermeyi taahhüt ettiğini, müvekkilinin taahhüt ettiği ücret edimini yerine getirdiğini, 17.700,00 TL tutarlı faturanın 15.02.2014 tarihinde nakden ve defaten kendilerine ödendiğini, davacı şirketin ise sözleşme hükümlerindeki edimleri yerine getirmediğini, müvekkilinin mesai saatleri içinde yazılım desteği almak istediğini, telefon ile aramasına rağmen telefon destek hattına ulaşamadığını, yerinde destek hizmeti için de başvurduğunu fakat herhangi bir hizmet verilemediğini, sözleşmeden taahhüt edilen edimlerin yerine getirilmemesinden dolayı Beşiktaş …Noterliği 10.06.2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesinin feshini, ihbar ve alınamayan hizmetlere ilişkin 04.06.2014 tarih ve … numaralı iade faturasının ödenmesinin ihtar edildiğini, yine ihtarnamede bu edimlerin yerine getirilememesinin müvekkiline zarar verdiğinden bahsedildiğini, bu ihtarname ile iade faturasının da karşı tarafa tebliğ edildiğini, müvekkilinin fesihten sonra kalan edimlerin yerine getirilmesi için başka bir firma ile anlaşma yapmak durumunda kaldığını, uğranılan maddi zararlar sebebi ile fazlaya ilişkin hakları talep etme haklarının saklı tutulduğunu, buna rağmen söz konusu takibe karşılık davacı tarafın icra takibi başlattığını, dolayısı ile bu ödeme emrine itiraz ettiklerini, müvekkilinin icra takibine itiraz ettiği günden itibaren 1 yıl boyunca davacı tarafın hukuki yola başvurmadığını, kötü niyet ile davrandıkları hususunun kabulünün mümkün olmadığını, yerine getirilmeyen edimlerin bedelinin karşı tarafa ödenmesinin sebepsiz zenginleşme sayılacağını, haksız icra takibi nedeniyle talep edilecek tazminat talebi yönünden her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile itirazın iptali davasının reddini, davacı şirket tarafından %20 ‘den aşağı olmamak üzere talep edilen icra inkar tazminatının reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda; “…. tüm faturaların davalının defterlerine kaydedildiği, dolayısıyla davacının sözleşme gereği edimini yerine getirdiği, her iki tarafın defterlerinde de bakiye alacağın aynı olduğu, tarafların defterleri arasındaki mutabakatsızlığın davalı tarafından davacıya düzenlenen iade faturasından kaynaklandığı, hizmetin yerine getirildiği anlaşıldığından iade faturasına Mahkememizce itibar edilmediği ve davacının takip tarihi itibariyle 11.249,50 TL alacağı olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile itirazın iptaline, alacak likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmolunmasına…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf isteminde özetle; bakım anlaşması ve hizmet sözleşmesinin geçerli bir sözleşme niteliğinde olmamasına rağmen, mahkemenin dosyadaki belgeleri yanlış değerlendirerek hüküm kurduğunu, sözleşmede yalnızca davalının imzası bulunduğundan müvekkili açıcından geçerliliği bulunmadığını, müvekkili yönünden bağlayıcılığı bulunmayan sözleşmeye ilişkin davacının talepte bulunmayacağını, taraflar arasında sadece sözlü bir mutabakat olduğunu, yazılı sözleşme ilişkisi kurulmadığını, verilen hizmetin karşılığı olan ödemelerin gerçekleştirildiğini, dosyadaki sözleşmenin sadece ücret teklif formu niteliğinde olduğunu, 6098 sayılı TBK 97 maddesi ve genel hükümlerinin uygulanması gerektiğini, verilmeyen hizmetin karşılığının talep edilemeyeceğini, mahkemenin sözleşmenin haksız feshedildiğine ilişkin değerlendirmesinin hatalı olduğunu, müvekkiline 14.04.2014’te bir kez, 17.02.2014’te bir kez, 11.03.2014’te bir kez ve son olarak 14.04.2014’te bir kez destek verildiğini ve karşılığında 6450TL ödeme yapıldığını, hazırlanan sözleşme uyarınca davacı tarafından müvekkiline aylık ortalama 26 kez destek verilmesi gerekirken 3 ayda sadece 4 kez destek verildiğini, ispat yükünün davacıda olduğunu, sözleşmenin geçerli olduğunun kabulü halinde ise davacı yan edimini yerine getirmediğinden sözleşmenin haklı nedenle fesh edildiğinin kabulünün gerektiğini, dosyadaki servis raporlarının 2011-2012 yıllarına ilişkin olduğunu, bilirkişi raporunun hükme esas alınmayacağını, hatalı tespitler içerdiğini, bilirkişinin hukuki görüş belirtmesinin yerinde olmadığını, davacının verilmeyen hizmetlerin karşılığını talep edemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı vekil istinaf isteminde bakım sözleşmesinin imzalı olmaması nedeni ile müvekkilini bağlamadığını iddia etmiş ise de; cevap dilekçesinde, taraflar arasında 14.02.2015 tarihinde sözleşme imzalandığını açıkça beyan ederek delil olarak sözleşme örneğini ibraz ettiği görülmekle istinaf aşamasında değişen bu yöndeki iddiası HMK 357 maddesi gereğince dikkate alınmayacaktır. İtirazın iptali davası takibe sıkı sıkıya bağlı olup mahkemece takip talebi ile bağlı kalınarak değerlendirme yapılması gerekir. Dava konusu İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında; davacının davalı aleyhine; … sıra nolu 13.02.2014 tarihli fatura nedeniyle 6.318,20 TL, … sıra nolu 27.03.2014 tarihli fatura nedeniyle 3.751,30 TL, … sıra nolu 01.04.2014 tarihli fatura nedeniyle 1.180,00 TL olmak üzere toplam 11.249,50 TL üzerinden icra takibi başlatıldığı görülmektedir. Takip faturaya dayalı başlatıldığından cari hesaba dayalı inceleme yapılan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi hatalıdır. Takibe konu 1265 nolu 3751,30Tl bedelli, … nolu 1.180TL bedelli faturalar toplamı; 4.931,30TL olup davalının sunduğu 08.04.2014 Tarihli 4.931,30TL bedelli ödeme makbuzunda; … ve … nolu fatulara ilişkin olduğu açıkça yazılıdır.Türk Borçlar Kanunun 101. Maddesine göre birden çok borcu bulunan borçlu, ödeme gününde bu borçlardan hangisini ödemek istediğini alacaklıya bildirebilir. Borçlu bildirimde bulunmazsa, yapılan ödeme, kendisi tarafından derhâl itiraz edilmiş olmadıkça, alacaklının makbuzda gösterdiği borç için yapılmış sayılır. TBK nunun 102. Maddesinde ise taraflar arasında birden fazla borç bulunması halinde kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödemenin muaccel borç için yapılmış sayılacağı, birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğunun kabul edileceği düzenlenmiştir. Kanunun açık hükmü gereğince; davalının 4.931,30TL’lik ödemesinin takibe konu … ve … nolu faturalara ilişkin olduğunun kabulü gerekir. Davacının takibine konu 1136 sıra nolu 13.02.2014 tarihli fatura her iki tarafın defterinde kayıtlı olup davalı yanın diğer ödeme makbuzları ve takipteki talep dikkate alındığında davacı takibindeki 6.318,20 TL yönünden talebinde haklıdır. Açıklanan nedenle davalının istinaf isteminin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğine kaldırılmasına, dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 6.318,20TL asıl alacak ile asıl alacağa takipten itibaren işleyecek yasal faiz üzerinden devamına, kabul edilen alacak faturaya dayalı ve davalı itirazında haksız olmakla %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, 2- 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/07/2017 tarihli, 2015/1363 Esas, 2017/809 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, 3- Davanın KISMEN KABULÜNE, -Davalının İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın KISMEN İPTALİNE, takibin 6318,20 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz üzerinden devamına, – Kabul edilen 6.318,20 TL asıl alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, – Karar harcı 431,59 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 192,11TL harcın mahsubu ile bakiye 239,48TL harcın davalı taraftan tahsili ile Hazine adına irad kaydına, – Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 192,11 TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, – Davacı tarafından yapılan 27,70 TL ilk masraf 125,00 TL tebligat ve müzekkere gideri 750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 902,70 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre 506,95TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye masrafın davacı üzerinde bırakılmasına, – Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. gereğince 1.980,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, – Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 1.980,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; -İstinaf talebi kısmen kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan 768,45TL istinaf nisbi harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde davalıya iadesine, -İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 36,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 122,20 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 23/10/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.