Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5969 E. 2018/159 K. 05.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2017/5969 Esas
KARAR NO : 2018/159
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/745
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 07/02/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan toplam 728.307,10 TL mal satışına dair alacağının olduğunu, ancak davalının borcunu ödemediğini, alacağın tahsili için başlattıkları icra takibine davalının kendisine ödeme emrinin tebliğinden sonra müvekkilinin hesabına 16/02/2017 tarihinde 257.010,17 TL ödeme yaptığını, 17/07/2017 tarihinde ise borcun vadesinin gelmediğinden bahisle borcun tamamına itiraz ettiğini, icra takibinin tamamen durduğunu, bu nedenle 257.010,17 TL’lik ödemeye ilişkin toplam 22.691,66 TL icra vekalet ücreti ve icra masrafını tahsil edemediklerini, ayrıca müvekkilinin halen ödenmeyen 471.296,93 TL alacaklarının bulunduğunu belirterek toplam 493.988,59 TL üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiş, ayrıca bu tutar alacaklarının tahsilinin temini için ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki ilişkinin 30/06/2016 tarihli satım alma sözleşmesine dayandığını, söz konusu sözleşmenin 3.27 maddesine göre müvekkilinin bilgilendirmesi doğrultusunda satış devir hızları arzulanan seviyeye ulaşmayan ürünlerin muhatap tarafından iade alınması gerektiğini, yine aynı sözleşnmenin 3.28 maddesine göre 30 gün süre içinde alınmayan ürünlerin mülkiyetinin müvekkil şirkete geçeceğinin kararlaştırıldığını, davacının taraflar arasında sanki anlaşma yokmuş gibi hareket ettiğini, takibe geçilmesi üzerine müvekkil tarafından 17/02/2017 tarihli ihtarname ile satış devir hızları istenen düzeyde olmayan ve iadeye tabi olan KDV dahil 471.296,93 TL tutarındaki ürünlerin listelenerek müvekkiline ait mağazalarda 30 gün içinde iade alınmasının istendiği, ancak davacının yapılan bu bildirime rağmen ürünleri almadığını, sözleşme uyarınca ürünlerin mülkiyetinin müvekkiline geçtiğini, bu şekildeki birçok dosyanın Yargıtay’dan geçtiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 22/08/2017 tarihinde dava konusu alacağın itiraz edilmesi nedenyle ihtilaflı olduğu, davacının alacaklı olup olmadığının yargılama neticesinde açıklığa kavuşacağı, ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
Davacı vekili, istinaf sebebi olarak dava dilekçesindeki iddiaları tekrar etmiş, ayrıca Yargıtay uygulamasına göre ihtiyati haciz için yaklaşık ispat kuralının yeterli olduğunu, davalının sadece alacağın vadesininin gelmediğinden bahisle itirazda bulunduğunu, benzer bir davada İstanbul BAM 16.Hukuk Dairesinin ihtiyati haciz kararı verdiğini bildirmiştir.
Taraflar arasındaki 30/06/2016 tarihli ….Tedarikçi satın alma sözleşmesinin 3.27 maddesinde ….’in satış devir hızları arzulanan seviyeye ulaşmayan ürünleri satıcıya bildirip , satıcıya iade etme ve bedellerini satıcıya son satış fiyatı üzerinden geri fatura etme hakkına sahip olduğunun düzenlendiği, 3.28 maddesinde ise satıcının … tarafından iade alınmasını bildirilen ürünleri en geç 30 gün içinde bulundukları mağaza veya depodan almakla yükümlü olduğunu, iade almadğı takdirde ürünlerin mülkiyetinin tekzen’e geçeceğinin düzenlendiği görülmüştür.
İstanbul …İcra Müdürlüğünün.. esas sayılı icra dosyasında; davacının davalı … ile diğer dava dışı kişiler aleyhine 08/02/2017 tarihinde toplam 728.307,10 TL üzerinden takibe geçtiği, davalı …nin sözleşmenin 3.27 ve 3.28 maddelerine dayanarak itirazda bulunduğu görülmüştür. İtiraz tarihi 17/02/2017 ‘dir.
Davalı … tarafından davacıya gönderilen 17/02/2017 tarihli ihtarnamede, sözleşmenin 3.27 ve 3.28 maddelerine atıfta bulunularak satış devir hızları istenen düzeyde olmayan KDV dahil 471.296,93 TL tutarındaki malların listede belirtilen mağazalardan alınması, aksi halde ürünlerin mülkiyetinin müvekkiline geçeceğinin bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, satıma dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati haciz isteminin reddi kararına yöneliktir. Davacı, davalıya mal sattığını, bedellerini alamadığını ileri sürmüş, davalı ise sözleşme uyarınca davacının çekilen ihtara rağmen malları teslim almadığından mülkiyetin müvekkiline geçtiğini bildirmiştir.
İhtiyati haciz müessesesi İİK’nun 257 vd.maddelerinde düzenlenmiştir. İİK’nun 257/1 maddesi uyarınca rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir borcun alacaklısı borçlunun elinde veya üçüncü şahısta olan menkul ve gayrimenkul malları ile diğer alacaklarını ve haklarını ihtiyaten haczettirebilir. 6098 Sayılı TBK’nun 207/2 maddesi uyarınca sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir adet bulunmadıkça satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler. Taraflar arasındaki sözleşmenin 4/4.maddesinde; malın Tekzen’e ulaştığı yazılı olarak teyit edildikten ve ilgili maddede belirlenen gözden geçirme ve kabul usulü tamamlanıp onay verildikten sonra davacı satıcının her sipariş formu ve irsaliye için ayrı şekilde sözleşmede belirlenen koşullara uygun olarak düzenleyeceği fatura karşılığında satıcı kondisyon özel tablosunda belirlenen ödeme koşullarına uygun şekilde davacı satıcıya davalının ödeme yapacağı belirtilmiş olup, davalının gerek takibe itiraz dilekçesinde, gerekse davaya cevap dilekçesinde ödeme koşullarının oluşmadığı yolunda bir savunmada bulunmadığı, malları aldığını kabul ettiği ancak satış devir hızları arzulanan seviyeye ulaşmayan ürünler bakımından sözleşmenin 3.27 ve 3.28 maddelerine dayandığı ve davacıya malların alınması için ihtar çektiklerini savunmuştur.
Şu halde davacının alacağı muaccel hale gelmiştir. Somut olayda ihtiyati haczin koşulları oluşmuştur. Davalının savunmasının yargılama sırasında değerlendirilmesi gerekir. Bu itibarla mal bedeli ile ilgili olarak davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiş, öte yandan icra harç ve giderleri yönünden ise yapılan istinaf talebinin ise reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-İlk derece mahkemesinin 22/08/2017 günlü ihtiyati haciz talebinin reddine dair kararının KALDIRILMASINA,
3-Talep konusu 471.296,93 TL alacağın takdiren %20’si oranında nakdi ya da banka teminat mektubu sunulduğunda İİK’nun 257/1 maddesi uyarınca 471.296,93 TL miktarındaki (bunu aşmayacak şekilde) alacağını karşılayacak şekilde davalının taşınır ve taşınmaz malları ile 3.şahıslar nezdindeki hak ve alacaklar üzerine İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA,
4-Davacı vekilinin icra harç ve giderleri olduğunu belirttiği 22.691,66 TL’ye yönelik ihtiyati haciz isteminin REDDİNE,
5-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının isteği halinde kendisine iadesine,
6-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL maktu harç ve 29,20 TL posta gideri toplam 60,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.07/02/2018