Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5946 E. 2020/1865 K. 06.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5946 Esas
KARAR NO: 2020/1865 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL(KAPATILAN) 3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/05/2017
NUMARASI: 2014/154 E. – 2017/87 K.
DAVANIN KONUSU: Patent, Hükümsüzlük, Sicilden Terkin
BİRLEŞEN İSTANBUL 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİNİN 2014/218 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVANIN KONUSU: Patent Hükümsüzlük
KARAR TARİHİ: 06/11/2020
İSTANBUL(KAPATILAN) 3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ tarafından verilen 09/05/2017 tarihli kararına karşı, tarafların istinaf başvurusu üzerine istinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin tekstil ve deri sanayinde sürdürülebilir çözümler sunan renklendirme uzmanı bir firma olduğunu, müvekkilinin Türkiye’de çok etkin faaliyet göstermekte olduğunu ve tekstil boya ve kimyasal maddelerinin toptan alımı, imalatı, pazarlaması, alım ve satımı ile iştigal eden …Ltd.Şti unvanlı bir bağlı şirket bulunduğunu, müvekkilinin … sayı ile TPE nezdinde tescilli “Maviye boyayan elyaf reaktiviteli boyar madde karışımları ve bunların hidroksi veya karbonamid grubu ihtiva eden elyaf malzemelerinin boyanması için kullanımları” buluş başlıklı patentin sahibi olduğunu, müvekkiline ait patentin Gümrük ve Ticaret Bakanlığı nezdindeki tesciline istinaden, davalı yana ait … sayılı ve 16/04/2014 tarihli Serbest Bölge İşlem Formu muhvetiyatı beyanname kapsamında … sayılı ve 09/06/2014 tarihli durdurma kararının taraflarına tebliğ edildiğini, davalı yanın müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösterdiğini ve aynı tür ürün ve hizmetleri üreterek satışa arz ettiğini, davalıya ait serbest bölge işlem formu muhteviyatı boyar madde cinsi ve … ticari isimli eşyanın geçici olarak işlemlerinin durdurulmasına karar verildiğini ve davalının bu eylemlerinin müvekkili patentinden kaynaklanan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini iddia ederek, tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, durdurulmasını, önlenmesini, müvekkilinin tescilli patentine tecavüz teşkil eden malları ithal-ihraç etmesi, pazarlaması, satması ve her türlü ticaretinin durdurulması ve önlenmesini, tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden ürünlere ve tanıtım vasıtalarına el konulmasını, 5.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde ; huzurdaki davaya konu malların müvekkiline ait olmadığını ve nakliye firması tarafından sehven hatalı olarak 17/04/2014 tarihli varış ihbarına müvekkilinin unvanının yazıldığını, hiçbir şekilde kusuru olmayan müvekkili aleyhinde maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyeceğini ve ayrıca davalı yanın davaya dayanak olarak gösterdiği patentinin, yenilik ve tekniğin bilinen durumunu aşma vasıflarına haiz olmadığını savunarak, davanın istemiştir. Birleşen İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/218 Esas sayılı dosyası;
DAVA; davalı- birleşen davada davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı şirket adına 28/03/1996 tarih ve … sayı ile Türk Patent Enstitüsü nezdinde “rüçhan talepli olarak” tescilli “maviye Boyayan Elyaf Reaktiviteli Boyar Madde Karışımları Ve Bunların Hidroksi ve/veya Karbonamid Grubu İhtiva Eden Elyaf Malzemelerin Boyanması İçin Kullanılması” isimli buluş başlıklı patentin başvuru tarihinden önce birçok firma tarafından yurt içinde ve yurt dışında imal edilerek kamuya arz edilmiş olması sebebiyle 551 Sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 5. maddesinde aranılan yenilik ve tekniğin bilinen durumunu aşma vasıflarını haiz olmayan davalı yan adına Türk Patent Enstitüsü nezdinde 28/03/1996 tarih ve … no ile tescilli patentin hükümsüzlüğünü, iptalini ve patentlerin sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davacı-birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin usulüne uygun olarak TPE nezdinde tescil edilmiş olan patentinin sağladığı hukuki korumadan faydalanmakta olduğunu, davacının bu duruma kötü niyet demesinin mesnetsiz olduğunu, aksine kötü niyet sahibinin davacının olduğunu, İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/154 Esas sayılı dosyası kapsamında dava açıldığını, davacının açık bir kötü niyetle belirtilen davayı uzatmak için işbu davayı ikame ettiğini ve taleplerin yersiz olduğunu ve müvekkili patentinin yenilik ve buluş basamağı kriterlerine haiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul(Kapatılan) 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 09/05/2017 Tarihli 2014/154 Esas-2017/87 Karar sayılı kararıyla; asıl dava ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI; Davacı- birleşen davada davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkeme kararının eksik inceleme ile tesis edildiğini, patent ihlali iddialarının netleştirilebilmesi için zorunlu olan ek bilirkişi raporu alınması taleplerinin dikkate alınmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, bilirkişilerin kök raporlarında “numuneler ve referanslar (standartlar) hakkında ilave bilgi ihtiyacı olduğunu, bu eksik bilgiler olmadan ihlal konusunda bir kanaat oluşturulmadığını” beyan ettiklerini, sorulara verilen cevaplar üzerine ek rapor düzenlendiğini ancak eksik teknik analiz yapıldığını, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü TLC testinde hem davacı ve davalıya ait iki ürün, hem de dava konusu patentin 1 no’lu isteminde yer alan Formül (1) ve formül (2) kullanıldığını, davacıya ait ürünün kullanılmasının sebebinin davacı ürününün de Formül (1) ve formül (2) bileşiklerini içeriyor olmasından kaynaklandığını, destekleyici olarak analizlerde kullanıldığını, Formül (3) bileşiğinin bu analizde yer almamasının sebebinin tamamen teknik nedenlerden kaynaklandığını, bu nedenle de müvekkili ve bağımsız … tarafından hassasiyeti çok daha yüksek analizler yapılarak davalıya ait üründe Formül (3) bileşiği bulunduğunun tespit edildiğini, bilirkişilerin gerekli olması durumunda ihlal değerlendirmesi için gereken analizleri yapabilmesine yardımcı olmak için sunulduğunu ancak heyetin analizleri yapmadığını, bilirkişi ek raporuna itirazlarını tekrar ettiklerini, 03 Mart 2015 tarihli dilekçe ekinde sundukları delillerin dava konusu ve ihlal teşkil eden ürüne ait daha evvel geliştirilen ek analiz sonuçları olduğunu ve örnek kabilinden referans olarak sunulduğunu, karar tesis edilebilmesi için yeni bir bilirkişi incelemesi kapsamında HPLC analizinin yapılması gerektiğini, bu özel bilgi temin edilmeksizin karar verilmesinin eksik inceleme ürünü olduğunu, Yargıtay’ın emsal içtihatlarında çok sayıda bozma kararı bulunduğunu, bilirkişilerin müvekkili tarafından temin edilen referans maddelerin güvenilirliğinden şüphe ettiği durumda bu maddeleri kendisinin sentezlemesinin mümkün olduğunu, maddelerin nasıl sentezleneceğinin patent tarifnamesinde açıklandığını, Formül (1), (2) ve (3) bileşiğinin sentezlenmesi için uygulanması gereken prosedürün dilekçe ekinde sunulduğunu beyanla asıl davaya yönelik red kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı- birleşen davada davacı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde; davacı/karşı davalının asıl davaya yönelik ileri sürdüğü iddiaların tek taraflı inceleme mahsulü özel teknik mütalaalara dayandığını, ısmarlama teknik analiz ve raporların yetersiz ve eksik inceleme mahsulü olduğunu, dikkate alınamayacağını, istinaf dilekçesinde sunulan Yargıtay kararlarının davaya uygun olmadığını beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir. Davalı- birleşen davada davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; uyuşmazlığın teknik inceleme gerektirdiğini, mahkemece yapılan teknik incelemenin yetersiz ve hatalı olduğunu, itirazlarının dikkate alınmadığını, davada karar verilen tarihe göre değerlendirme yapılmadığı taktirde davanın konusuz kaldığının kabulü gerektiğini, davacının patent hakkının 28/03/2016 tarihinde son bulduğunu, üzerlerine yükletilemeyecek bir sebeple dava konusuz kaldığından, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı-birleşen davada davalı tarafa yükletilmesi gerektiğini beyanla kararın müvekkili aleyhinde olan kısmının kaldırılarak, taleplerinin kabulü ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı-birleşen davada davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı- birleşen davada davalı vekilinin istinafa cevabında; müvekkiline ait patentin asıl davanın açılış tarihinde geçerli olduğunu, 28/03/2016 tarihinde süresi dolsa da mahkemenin davanın konusuz kalmasına karar veremeyeceğini, bilirkişi raporuyla hükümsüzlük koşullarının oluşmadığının tespit edildiğini, D3 dökümanın 25/04/1994 rüçhan tarihine sahip olsa da 02/11/1995 tarihinde yayınlandığını, tekniğin bilinen durumuna dahil olmadığını beyanla birleşen davada verilen red kararının onanmasını talep etmiştir.
DELİLLER; TPE Patent Dairesi Başkanlığından gelen kayıtlardan, … sayılı ve “Maviye boyayan elyaf reaktiviteli boyar madde karışımları ve bunların hidroksi veya karbonamid grubu ihtiva eden elyaf malzemelerinin boyanması için kullanımları” buluş başlıklı incelemeli patentin 30/03/1995 rüçhan tarihli ve 28/03/1996 başvuru tarihinden itibaren 20 yıl süre ile davacı adına tescil edildiği tespit edilmiştir. Mahkemece alınan 19/09/2016 tarihli kimyager patent vekili bilirkişi, kimya mühendisi bilirkişi ve yeminli mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan raporda; … sayılı patent tarifnamesinde; teknik sorunun, 1 numaralı sayfada ikinci paragrafta emdirme işlemi sırasında dengeli davranış gösteren reaktif boyaların tek bir boyar madde ile elde edilememesi olarak açıklandığını, aynı sayfanın üçüncü paragrafında ise bu sorunun boyar madde karışımları kullanılarak çözülüğünün belirtildiğini, dava konusu patentin 4 numaralı sayfasında açıkça (1),(2),(3)genel formüle sahip bileşiklerin tekniğin bilinen durumuna dahil olduğunun belirtildiğini, yenilik giderici delil olarak sunulan, … sayılı D2 dökümanının 24/05/1994 başvuru tarihine sahip olduğunu ancak 10/10/1995 tarihinde yayınlandığını, … sayılı D3 dökümanının 25/04/1994 rüçhan tarihine sahip olduğunu ancak 02/11/1995 tarihinde yayınlandığını, tekniğin bilinen durumuna dahil olmadığını, D4 dökümanı tekniğin bilinen durumuna dahil ve patentte Formül (1) olarak açıklanan yapıyı açıklamakla birlikte, bir boyar madde açıklamadığını, D5 dökümanı tekniğin bilinen durumuna dahil olduğunu ve patentte Formül (1), (2), (3) olarak açıklanan kimyasallarında aralarında yer aldığı 7 farklı yapıdan seçilen en az 3 yapı ile terkip oluşturulduğunu, D6 dökümanı tekniğin bilinen durumuna dahil olduğunu ancak formazan grubu içeren bir boyar madde açıklamadığını, D7 dokümanı tekniğin bilinen durumuna dahil ise de, boyar madde karışımlarını açıklamadığını, yapılan karşılaştırmada, davaya konu patentin 1 nolu bağımsız istemi ile bu bağımsız isteme eklenen 2-5 nolu bağımlı istemlerin ve 6, 7, 8 nolu bağımsız istem yeni olduğu, ayrıca patentin buluş basamağı değerlendirmesinde ise, KHK’nın 9. Maddesi çerçevesinde inceleme yapılarak en yakın doküman ile buluş arasındaki farklar belirlendiğinde, bu dokümanın D-5 dokümanı olduğu, bu dokümandaki özelliğin de ortak bir teknik probleme karşı herhangi sinerjik bir teknik etki oluşturmadığını, iki özellik birbirinden bağımsız iki teknik probleme işaret ettiğini ve sonuç olarak bu dokümanla birlikte D-4, D-6, D-7 dokümanları ile karşılaştırma yapıldığında, dava konusu patentin 1 numaralı isteminin buluş basamağı niteliğini ortadan kaldırmadığını, bağımlı 2-5 nolu istemler ve bağımsız, 6,7,8 nolu istemlerin de buluş basamağı özelliğine sahip olduğunu, asıl davadaki patentten doğan haklara ihlal iddiasına yönelik değerlendirmede ise, dayanak patentin 1 numaralı isteminin belirtilen formüllere sahip 3 adet boyar maddeyi içeren bir karışım olduğu belirlendikten sonra dosyaya sunulan deliller çerçevesinde değerlendirme yapıldığı, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Fen Fakültesi Kimya Bölümü tarafından yapılan ince tabaka kromatografisi sonuçları ile … Şirketi tarafından yapılan MS analizi spektrumu ve davacı tarafından yaptırılan HPLC analiz raporunun değerlendirilerek, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü raporunda; varsayım orijinal ürün patentin 1 numaralı isteminin içeriğini birebir içerdiği yönünde ise de, her iki üründe de formül (3)’ün varlığını ispat edecek bir delil sunulmadığını, davacı şirket laboratuvarlarında yapılan testler tarafsız bir kurumda yapılmadığından güvenir değilse de, 3 adet boyar maddenin bulunduğu karışımın TLC üzerinde 3 adet spot oluşturması gerekirken ihlal oluşturduğu iddia edilen üründe 2 adet spot oluşturduğunu, test sonucunun davalı/karşı davacı ürününün dava konusu patenti ihlal etmediğini gösterdiğini, davacı tarafından yapılan analizin patenti ihlal etmediğini gösterdiğini, … şirketi tarafından yapılan analizle ilgili değerlendirme yapılabilmesi için cevaplanması gereken sorular olduğunu, zira analizlerle kullanılan numunelerin nasıl ve nereden temin edildiğini, referans olarak kullanılan kimyasalların aynı şekilde kaynağının, davacı-karşı davalının ürünü olup olmadığının, ayrıca bahsi geçen 11.5, 11.3 ve 9.7 dakika alıkonma zamanlarının hangi standart kitaplığı kullanılarak elde edilmiş ve karşılaştırılmış olduğunun, dolayısıyla patente konu üç bileşiğin ihlal edilen ürün ile bağlantısının belirlenmesi gerektiği belirtilerek, sonuç olarak hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı, delillerin ihlali kanıtlayacak yeterlilikte ve açıklıkta olmadığı, yolunda görüş belirtilmiştir. Bilirkişi heyetinden alınan 14/02/2017 tarihli ek raporda; D2 ve D3 dokümanlarının 1994 başvuru ve rüçhan tarihli olduğu, 1995 yılında yayınlandığı, bu sebeple davaya konu patentin tekniğin bilinen durumuna dair olmadığını, davacı-karşı davalının sunduğu dilekçelerde kullanılan referansların dış kaynaklardan temin edildiği ve tutulum süreleri ve standart kitaplığın müvekkillerine ait bilgiler olduğunun belirtildiği, reactive blue rr ticari isimli ürünün dava konusu şaibeli ürün olduğunu, davacı tarafça sunulan analizde jakazol parlak mavi adlı ürün ile neyin kıyaslandığının ve kıyaslamanın detaylı analizinin yer almadığını, … firmasının analizinde tercüme belgede numune ismi … geçiyorsa da İngilizcesinde Setazol ürününden bahsettiğini, … mavi ürünün ne ile kıyaslandığının anlaşılamadığını ve kanaat verici olmadığını, Ambarlı Gümrük Müdürlüğüne sunulan dilekçe ekindeki Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Kimya Bölümüne yapılan başvuru üzerine düzenlenen rapordaki TLC sonuçlarının görüldüğünü ve formül 3’ü içerdiğinin kanıtlanamadığını belirtilerek, kök rapordaki görüşlerini tekrar etmişlerdir. Davacı-birleşen davanın davalısı vekilinin ek rapora itirazında; Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü tarafından yapılan analizde, davalı-karşı davacıya ait … ürününde Formül (3) boyar maddesinin TLC testi sonucuyla bulunamamasının nedeninin bu maddenin miktarının nispeten az miktarda bulunması olduğunu, raporda … isimli ürün ile aynı bileşime sahip olduğunun belirtildiğini, yapılan analizde Formül (3) boyar maddesinin de bulunduğunu gösteren sonuçlar elde edildiğini, … firması tarafından gerçekleştirilen analiz sonuçlarının da örnek kabilinden ve referans olarak sunulduğunu, bu nedenle davaya konu boya karışımında dava konusu patentin 1 nolu isteminde geçen Formül (1), (2), (3) boyar maddelerinin bulunup bulunmadığının belirlenebilmesi için HPLC analizinin yapılmasının teknik olarak zorunlu olduğu kanaatinde olduğunu, bilirkişilere yardımcı olmak için HPLC analizinin metodunun dilekçe ekinde sunulduğunu beyanla tekrar rapor alınmasını talep etmiştir. Davalı-birleşen davanın davacısı vekilinin ek rapora itirazında; D2 ve D3 dökümanının tekniğin bilinen durumuna dahil olmadığına ilişkin değerlendirmenin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kök rapora itirazlarının karşılanmadığını, Avrupa Patent vekili Kimya Yüksek Mühendisi Aydın Mutlu tarafından düzenlenen mütalaanın dikkate alınmadığını beyan etmiştir.
G E R E K Ç E: Asıl davadaki uyuşmazlık, davalının ithal ettiği ve Ambarlı Gümrük Müdürlüğünde yapılan kontrol sırasında elde edilen boyar madde cinsi … isimli ürünlerin davacı yanın … sayılı patente tecavüz ve haksız rekabet teşkil edip etmediği, birleşen davadaki uyuşmazlık ise, 30/03/1995 rüçhan tarihli ve 28/03/1996 tarihinde davalı adına tescil edilen … sayılı “Maviye Boyayan Elyaf, Reaktiviteli boya madde karışımları ve bunların hidroksil veya karbonamit grubu ihtiva eden elyaf malzemelerinin boyanması için kullanılmaları” buluş başlıklı incelemeli patentinin hükümsüzlük koşullarının bulunup bulunmadığına ilişkindir. Asıl davada davacı tarafça davalıya ait … isimli boyar maddenin müvekkilinin patentinin koruma kapsamında olduğu ileri sürülmüş, delil olarak da Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nden alınan 13/06/2014 tarihli rapor, … tarafından yapılan analiz raporları sunulmuştur. Mahkemece alınan bilirkişi heyet rapor ve ek raporundan; patentte Formül (1), (2), (3) olarak açıklanan kimyasallar açıklandığı, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü tarafından davacıya ait ürün ve şüpheli ürünün karşılaştırıldığı, davacıya ait ürünün davacı patentine konu olduğu varsayımından hareket edildiği ancak karşılaştırılan her iki üründe de Formül (3) olarak açıklanan kimyasalın bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça sunulan … tarafından yapılan analiz raporunun ise tek taraflı hazırlandığı, yanıtlanması istenen sorulara karşı, verilen dilekçelerde kullanılan referansların, dış kaynaklardan temin edildiği ve tutulum süreleri ve standart kitaplığın davacı tarafa ait bilgiler olduğunun belirtildiği, ayrıca analiz raporunun Türkçesinde numune isminin “…” olarak geçtiği, İngilizcesinde ise “Setazol” ürününden bahsettiği tespit edilmiştir. Bu durumda, davacı tarafça delil olarak sunulan raporların patente tecavüzü ispat yönünden yeterli olmadığı gibi davacı tarafça sunulan analiz ve raporlarla yetinilmesi de mümkün değildir. Davacı- birleşen davada davalı vekilinin, 14/02/2017 tarihli ek rapora itiraz dilekçesinde, davalı ürününde Formül (1), (2), (3) boyar maddelerinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi için HPLC analizinin yapılması gerektiğini beyan ve tekrar rapor alınmasını talep ettiği görülmekle; davalıya ait … isimli ürünün, üniversitelerin Kimya Fakültelerinde yada Tübitak gibi yetkin bir kurum da içerik analizinin yapılması ve boya kimyası konusunda uzman bilirkişilerden oluşan yeni bir heyetten rapor alınarak, davacıya ait patentin koruma kapsamına girip girmediğinin belirlenerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yeniden rapor alınmadan davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda analiz yaptırılarak ve yeniden rapor alınarak yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Davalı- birleşen davada davacı vekilinin, birleşen dava yönünden istinafında; D2 ve D3 dökümanlar yönünden ileri sürdüğü istinaf sebebinin yerinde olmadığı, D2 ve D3 dökümanlarının yabancı patent belgeleri olduğu, KHK 7. Maddesi 2. Paragrafında “Patent başvurusu tarihinde veya bu tarihten sonra yayınlanmış olan ve patent başvurusu tarihinden önceki tarihli Türk patent ve faydalı model başvurularının yayınlanan ilk metinleri tekniğin bilinen durumuna dahildir” hükmü gereğince, bu dökümanlar dava konusu patent belgesinin rüçhan tarihinden sonra yayınlandığından, tekniğin bilinen durumuna dahil olmadıkları ve yenilik giderici delil olarak değerlendirilemeyeceği, diğer dökümanlar ile ilgili değerlendirmenin ise yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Davalı- birleşen davada davacı vekilinin, … sayılı patent belgesinin 20 yıl süreli olarak verildiği, yargılama sırasında sürenin dolduğunu, hükümsüzlük davasının konusuz kaldığını ileri sürdüğü anlaşılmakla, mahkemece davacı patent belgesinin geçerlilik süresinin dolup dolmadığı, buluşun kamuya mal olup olmadığı değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken bu hususun değerlendirilmemesi, yerinde görülmediğinden, davalı- birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın dairemiz kararında işaret edilen hususlarda inceleme yapılarak karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı-birleşen davada davalı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜNE, 2-Davalı-birleşen davada davacı vekilinin birleşen davaya yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 3-İstanbul(Kapatılan) 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 09/05/2017 Tarihli 2014/154 Esas-2017/87 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4-Dosyanın asıl davada , Dairemizin kararında işaret edildiği şekilde davalı ürünü üzerinde analiz yaptırılarak ve yeniden rapor alınarak, birleşen davada da davacı patentinin süresinin dolup dolmadığı belirlenerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi yönünden mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 5-Tarafların istinaf talepleri yerinde görüldüğünden, istinaf peşin harcının talep halinde iadesine, 6-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 74,50 TL (posta-teb-müz) masrafının 1/2 oranında 37,25 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, b)Davalı avansından kullanıldığı anlaşılan; 12,50 TL (posta-teb-müz) masrafının 1/2 oranında 6,25 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 06/11/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.