Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5927 E. 2020/1772 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5927 Esas
KARAR NO : 2020/1772
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2016
NUMARASI : 2015/1468 2016/982
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 22/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili bankanın … şubesi ile dava dışı asıl borçlu … Tİc.A.Ş. Arasında imzalanan 17/07/2009 tarihli ve birden fazla GKS’ye davalının müşterek ve müteselsil kefil olduğunu, asıl borçlu şirkete kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine kredi hesabı kat edilerek davalıya kat ve temerrüt ihtarı çekildiğini, buna rağmen borç ödenmeyince davalı hakkında Bursa ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında 678.142,46 TL asıl alacak, 35.479,73 TL işlemiş faiz, 1.773,98 TL BSMV, 300,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 715.696,17 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın iptali ile %20 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :Davalı vekilinin 07/03/2016 kayıt tarihli cevap dilekçesinde, müvekkili davalı şirketin davacı şirkete herhangi bir borcunun ve taahhüdünün bulunmadığını, davacının haksız yere müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını, yasal süreler içerisinde davacı banka tarafından ihtarnamelerin tebliğ edilmediğini ve temerrüt olgularının gerçekleşmediğini, ayrıca icra inkar tazminatı isteminin yersiz olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…davacı banka ile dava dışı … Tic. A.Ş arasında düzenlenen kredi sözleşmelerine davalının, müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu; kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle kredi hesabı kat’ edilerek davalıya temerrüt ihtarı keşide edildiği ancak, temerrüt ihtarının tebliğ edilememesi nedeniyle temerrüdün 18/11/2014 takip tarihinde oluştuğu; takip tarihinden sonra ancak dava tarihinden önce nakit ödemeler ve araç satışlarından dolayı kredi borcuna mahsuben 442.233,21 Tl tutarında ödeme yapıldığı, takip tarihinden sonra dava tarihinden önce ödemeler yapıldığından hesaplamanın 24/12/2015 dava tarihi itibariyle yapılması gerektiğinden, bilirkişi raporunda hesaplamalar dava tarihi esas alınarak yapılmış olduğu, yapılan ödemelerin öncelikle işlemiş faiz alacağından düşülmesi gerektiğinden, her ne kadar bilirkişi raporunda 146.779,10 Tl işlemiş faiz hesaplanmış ise de; ödeme emrinde 35.479,73 Tl işlemiş faiz talep edildiğinden; taleple bağlılık ilkesi gözetilerek bilirkişi raporunda hesaplanan 411.706,16 Tl asıl alacak, ödeme emrindeki talep esas alınarak; 35.479,73 Tl işlenmiş faiz, 1.773,98 Tl BSMV 300,00 TL ihtiyati haciz vekaletname ücreti olarak toplam 449.259,87 TL alacak yönünden itirazın iptaline karar verilmiştir.Davalı, cevap dilekçesinde; %40 oranında icra inkar tazminatı talep etmiş ise de; icra takibinde davacı bankanın haksız ve kötü niyetli olduğu, kanıtlanmadığından davalının haksız takip tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Kararı davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde ; ilk derece mahkemesince bilirkişi raporuna atıf yapılarak karar verilirken ; taleple bağlılık ilkesi gerekçe gösterilerek bilirkişi raporunda hesaplanan miktarın altında birikmiş faiz verildiğini, oysa harçlandırılan dava değerinin nazara alınması gerektiğini , bu nedenle de reddedilen miktar oranında alacaklarının eksik hükme alındığı gibi ayrıca vekalet ücreti ve yargılama gideriyle de muhatap olduklarını bu nedenle kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava; banka kredi sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacı bankanın davalı kefil ve dava dışı kredi asıl borçlusu hakkında kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağını tahsil için Bursa …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında icra takibine girişildiği, davalı yanın itirazı üzerine itirazın iptali davası açıldığı ; yapılan yargılamada banka kayıtları, hesap kat ihtarı ,kredi ekstresi, ödemeler ve diğer takip dosyalarındaki tahsilatlar nazara alınarak bilirkişi raporu alındığı ; tarafların da kabulünde olduğu üzere takipten sonra ancak davadan önce yapılan ödemeler nedeni ile dava tarihi itibari ile alacak durumunun belirlenmesi gerektiği, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetlenebilir ve doğru hesaplamalar içerdiği, Mahkemenin hüküm kurarken ” taleple bağlılık ilkesi” ni dikkate alarak takip talebinde talep edilen işlemiş faize bağlı kalarak hüküm kurduğu anlaşılmıştır.İtirazın iptali davası ” takibe sıkı sıkıya bağlı” bir dava türü olmakla ; davacı yan kalem kalem açıkladığı alacak kalemleri ve bu kalemlerden hangisi için ne miktar istediği ile kendisini sınırlamış olur. Yoksa kümülatif olarak talebin aşılmıyor olması değil, alacak kalemleri bazında talebin aşılmıyor olması esastır. Bu aynı zamanda HMK 26. Maddedeki taleple bağlılık ilkesinin de bir sonucudur. Yargıtay tarafından da kabul edilmiş uygulama bu yönde olup, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2017/1817 Esas ve 2018/6152 Karar sayılı dosyasında da benzer durumda hesaplamanın bu şekilde yapılacağına işaret edilmiştir.Bu nedenle ilk derece mahkemesinin birikmiş faiz miktarını davacı yanın takip talebindeki miktarı aşmayacak şekilde sınırlandırması eldeki dava açısından doğru bir uygulama olmakla , davanın alacak davası olmaması, ıslah da edilmemiş bulunması karşısında istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2- Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL nin mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 3- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı yan üzerinde bırakılmasına 4- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Yargıtay’a ” temyiz” yolu olanaklı olmak üzere 22/10/2020 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.