Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5884 E. 2020/1798 K. 23.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5884 Esas
KARAR NO : 2020/1798
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/04/2017
NUMARASI : 2016/732 E. – 2017/433 K.
DAVANIN KONU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 23/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 14/09/2010 tarihlinde bayilik anlaşması yapılarak akaryakıt alım satımına dayalı ticari ilişki ve cari hesap ilişkisi kurulduğunu, müvekkilinin keşide ettiği ihtarnameler ile taraflar arasında akdedilen bayilik anlaşmasının 5 yıllık süre sonunda sonlandırılmasını, bayilik sözleşmesinin 14/09/2015 tarihinde sonra ermesini müteakip de ticari ilişkinin teminatı olarak davalı şirkete teslim ettiği iki adet teminat mektunun iadesini talep ettiğini, davalı şirketin hiç bir hak ve alacağı bulunmadığı halde muhatap … Mersin liman şubesine müracaat ederek 100.000 TL bedelli teminat mektubunu tahsil etmek istediğini, ancak müvekkilinin ticari itibarı zedelenmemesi için teminat mektubu karşılığı olan 100.000 TL yi davalı şirketin banka hesabına ödemek zorunda kaldığını, 200.000 TL bedelli diğer teminat mektubu ile ilgili olarak açtıkları davada verilen tedbir kararı üzerine davalının teminat mektubunu bankaya iade ettiğini, talep üzerine davalı şirketten gönderilen cari hesap ekstresine göre müvekkilinin davalıdan 83.535,13 TL alacağının bulunduğunu, bu alacağın tahsili için Mersin….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 19/11/2015 tarihinde ilamsız takip başlattıklarını, davalı borçlu tarafından 30/11/2015 günü müvekkilinin banka hesabına 83.449,49 TL ödeme yapılarak aynı tarihte yetkiye itiraz edildiğini, dosyanın yetkisizlikle İstanbul Anadolu ….İcra Dairesine gönderilerek …. esasına kaydedildiğini, davalı borçlunun bu kez de borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini beyan ederek borca itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacının davada talep ettiği 12.902,62 TL’nin hangi kalemlerden oluştuğunun açıklattırılması gerektiğini, yetkili icra dairesindeki ödeme emri düzenlenmeden önce ödeme emrine konu tutarın 83.449,49 TL sinin müvekkili tarafından davacıya ödendiğini, davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu ödemeye rağmen takipte 83.679,31 TL nin ödenmesini talep etmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğunu, müvekkili şirket temerrüde düşürülmediğinden 144,18 TL işlemiş faiz talebinin ve ödenen tutarı aşan alacak talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğuu, davacı tarafın yetkisiz icra dairesinde başlattığı takip nedeniyle takip gideri ve vekalet ücreti …vs. talep hakkı bulunmadığını belirterek davanın reddine, davacı aleyhine tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…dosya kapsamına göre davalının icra dosyadaki alacak tutarı için ödediği 83.449,49 TL lik ödemenin davacı tarafından asıl alacak ve işlemiş faiz tutarının tamamı yönünden kabul edildiği ve icra takibi ile ilgili asıl alacak ve işlemiş faiz talebi olmadığı, takipteki icra masrafları, harç ve vekalet ücreti yönünden takibin devamına karar verilmesi talebinin yerinde olduğu, gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında itirazının iptali ile, takibin icra masrafları, harçları ve vekalet ücreti yönünden devamına..” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Mersin … İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyasındaki takibe yetki yönünden itiraz edildiğini, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyasından düzenlenen 02.12.2015 tarihli ödeme emrinin müvekkili şirkete 07.12.2015 tarihinde tebliğ edildiğini, davacı tarafından da ikrar edildiği üzere ödeme emrine konu tutarın 83.449,49 TL’si müvekkili şirket tarafından davacının hesabına ödeme emrinin düzenlenme tarihinden önce 30.11.2015 tarihinde ödendiğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli I nolu tarifenin “icra iflas harçları” başılıklı B bölümünün I-3 maddesinde tahsil harcının ancak ödeme emri veya icra emri tebliğinden sonraki işlemler nedeniyle alınacağı kabul edildiğini, ödeme emrinin tebliğinden önce yapılan ödemeler nedeniyle tahsil harcı tahakkuk etmeyeceğini, davalının harçtan sorumlu tutulmasına ilişkin kararın hatalı olduğunu, henüz ödeme emri düzenlenmeden takibe konu edilen bedelin davacı tarafa ödendiği hususunda dosya kapsamında bir ihtilaf bulunmadığından, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinin, takibe vekalet ücreti yönünden devamına karar verilmesinin hatalı olduğunu, Davacının vekalet ücreti talep edebileceği kabul edilmesi halinde ise AAÜT’nin 11. maddesinin 5. fıkrasına göre itiraz süresinde borç ödendiğinden davalının tarifeye göre belirlenecek ücretin 3/4 ‘ünden sorumlu tutulması gerekeceğini, Davacının dava dilekçesinde harca esas değeri 12.901,62 TL olarak gösterdiğini, davacının kabul ettiği alacak miktarına göre dosya kapak hesabının Asıl alacak ve işlemiş faiz;83.449,49 TL, Başvuru Harcı: 417,25 TL, Tebligat Gideri:20,00 TL, Vekalet ücreti 7.069,50, toplam; 7.506,75 TL şeklinde olduğunu, Bu durumda dahi davacının iş bu davada 5.394,87 TL fazladan talepte bulunduğunun açık olduğunu, söz konusu tutar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yetkili icra dairesince bakılan takibin yetkisiz icra dairesinde bakılan takibin devamı sayılacağını ve yetkili icra dairesinde alacaklıdan yeniden harç alınmayacağını zamanaşımının da yetkisiz icra dairesinde yapılan takip ile kesilmiş olduğunu, Usul hükümleri uyarınca yetkisiz Mersin …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibi yetki itirazı üzerine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından kayıt gören icra takibinin devamı niteliğinde olup takibin açıldığı dolayısı ile davalı borçlu aleyhine takibin başlatıldığı tarih Mersin …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının açıldığı (harçlarının yatırıldığı) 19/11/2015 günü olmakla davalı borçlunun takibin açıldığı 19/11/2015 tarihi itibari ile takibe ilişkin icra masraflarından, harçlardan ve icra vekalet ücretinden sorumlu olduğunu, icra takinden sonra asıl alacağın ödenmiş olması ve taraflar arasında bu hususta ihtilaf bulunmaması, ödenen asıl alacak itibari ile asıl alacağın ferileri niteliğinde olan icra harçlarının, icra masraflarının ve icra vekalet ücretinin hesaplanabilir (likid) alacak olması karşısında Mahkemece davalı borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmemiş olmasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı her iki taraf vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Kural olarak asıl alacak ödenmiş olsa bile, borçlunun itirazı ile takip masrafları, faiz ve vekalet ücreti yönünden takip durduğundan alacaklının takip giderleri, faiz ile vekalet ücreti yönünden itirazın iptalini istemesinde hukuki yararı vardır. Ancak; dava itirazın iptali davası olup usulüne uygun bir takip yapılması dava şartıdır. Somut olayda; davacı alacaklı 19.11.2015 tarihinde Mersin … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla 83.533,13 TL asıl alacak 144,18 TL işlemiş faiz talebinde bulunmuştur. Davalı, 30.11.2015’te takipte sadece yetki ve işlemiş faiz itirazında bulunmuş ve 83.449,49TL’yi 30.11.2015 tarihinde davacının hesabına yatırmıştır. Davacı alacaklının, davalının takipte yetki itirazını kabulü üzerine dosya, 02.12.2015’te İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … no ile tevzi edilmiş, dosyada yeni ödeme emrine rastlanmamıştır. Davacı vekili, 03.12.2015’te borçlunun ödemesini icra dosyasına bildirilmiş, davalıya 07.12.2015’te tebligat yapılmış, davalı 14.12.2015’te “itiraz tarihinde borçlu olmadığı belirtilerek” borca itiraz etmiştir.Davacı vekili 11.04.2017 tarihli duruşmada; “her ne kadar takipte 83.535,13TL asıl alacak 144,18TL işlemiş faiz talep etmiş isek de; davalının 83.449,49TL ödemesini alacağın tamamı için kabul ettik, bizim davaya konu talebimiz takipten sonraki işlemiş faiz, icra harçları, icra masrafları, icra vekalet ücretine ilişkindir” şeklinde beyanda bulunmuştur.Bu durumda ilk takibin yetkisiz yerde yapıldığı, davalının yetkisiz icra dairesindeki takipte asıl borç yönünden açıkça itirazda bulunmadığı ve borcun İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğü’nün dosyasında yapılan tebliğinden önce ödendiği sabit olmakla yetkisiz yerde yapılan takip sebebiyle davacı tarafın takip masrafı talep hakkı bulunmamaktadır. Davalının itiraz tarihinde ortada asıl borç bulunmadığından ve davada işlemiş faiz talebi olmadığından takip gideri de talep edilemez. Mahkemece davanın reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü doğru görülmemiştir. (Aynı yönde Yargıtay 19.HD 2016/7140, K. 2017/1159, T. 15.2.2017 ilamı)Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, kabul edilen kaldırma sebebine göre davacı vekilinin icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin hatalı olduğuna ilişkin istinaf isteminin incelenmesine yer olmadığına, neticeten HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın reddine, davacının kötüniyetli olduğundan söz edilemeyeceğinden davalın tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.Davacı, iş bu davada takip ferileri yönünden dava açmış ve harca esas değeri 12.901,62 TL olarak göstermiştir. Mahkemece takip miktarı üzerinden dava harcı tamamlatılmış ise de; asıl alacak dava konusu olmadığından harcın takip değerine göre tamamlatılması yerinde değildir. Açıklanan nedenle dava değeri; 12.901,62TL kabul edilerek bu bedel üzerinden davalı vekiline maktu vekalet ücretine hükmedilmiş, davacıdan tahsil olunan tamamlama harcının iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Davacının istinaf isteminin incelenmesine yer olmadığına,2- 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 11.04.2017 gün ve 2016/732 Esas, 2017/433 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına,3- Davanın REDDİNE,Davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine,4-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;Alınması gereken 54,40Tl harçtan peşin alınan 220,33TL harç ile 1.208,70TL’den mahsubu ile bakiye 1374,65TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 3400TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan 31,40TL ve 188,93TL istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,Davacı tarafça yatırılan istinaf harçlarının karar kesinleştiğine ve istek halinde davacıya iadesine, -İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 12,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 98,20 TL’nin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, davacı avansından kullanılan masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 23/10/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.