Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5878 E. 2020/1787 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5878 Esas
KARAR NO : 2020/1787
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/05/2017
NUMARASI : 2016/993 2017/442
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili dava dilekçesi ile taraflar arasında 08/08/2015 tarihinde, medikal cihaz ve sarf malzemeleri alım satımı konusunda şifahi olarak anlaşıldığını, müvekkilinin üstlendiği ödemeleri eksiksiz olarak yerine getirdiğini, 01/08/2016 tarihinde, muaccel hiç bir alacağı olmamasına rağmen teminat mektubunun paraya çevrilmesini gerektirecek hiçbir risk olmamasına ve teminat mektubunun süresinin uzatılmasını talep etmelerine rağmen, davalının haksız olarak teminat mektubunu bankaya sunduğunu, müvekkilinin ticari ünvanının zedelediğini, müvekkilinin tehtid edildiğini ve zor durumda bırakılarak ödeme yapmak zorunda bırakıldığını, müvekilinin katlanmak zorunda kaldığı faiz masrafı gibi maddi zararları yanında büyük bir itiraz kaybına da uğradığını, müvekkilinin zararından sözleşmeye, hukuka ve hakkaniyete aykırı davranan davalının sebebiyet verdiğin beyan ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 15.000 TL maddi, 85.000 TL manevi tazminatın reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı vekili cevabında, davacının taleplerinin hiç bir yasal dayanağı olmadığını, ilgili teminat mektubunun bozdurulmasından on gün sonra feragat ve ibraname verildiğini, buna rağmen dava açıldığını, teminat mektubunun süresinin 08/08/2016 tarihinde dolduğunu, müvekkilince mektubun gününde tahsili konduğunu, bu tarihte davacının müvekkiline 25/07/2016 tarihli ödenmemiş ve protosto edilmemiş senedi bulunmadığını, davacının teminat mektubunun yenilenmesini talep ettiğini, ancak yeni bir mektup sunmadığını, davacının tazminat talepleri ile ilgili somut delilleri dahi olmadığını, davacının taraflar arasındaki ticiri ilişkinin sona ermesi neticesinde dava açmayacağına ilişkin müvekkili şirkete feragat ve ibraname verdiğini, müvekkilince cari hesabın kapatıldığını, henüz vadesi gelmeyen çek ve senetlerin davacı borçluya teslim edildiğini, davacının tehtid yolu ile vekalet ücreti tahsil edildiğine ilişkin iddiasının da yerinde olmadığını beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; “davanın taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında verilmiş olan teminat mektubunun haksız olarak paraya çevrilmiş olmasından dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın tahsili istemine ilişkin olduğu, dosyanın tetkikinde, davacı ve davalı şirket ile Mehmet Bozkurt tarafından imzalanmış, 19/08/2016 tarhli ibraname başlıklı belgenin tetkikinden; Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/844 Esas sayılı dosyasında davacı … davasından feragat edeceği, bu dosyada davalı … A.Ş vekili … ise feragati kabul edeceği, … A.Ş tarafından … yapılan 3.000 TL vekalet ödemesinin … tarafından karşılanacağı, cari hesaptan kalan 30.000 TL ile 25/07/2016 tediye tarihli 9.381 TL bedelli, 10/12/2016 vade tarihli 5.250 TL bedelli, 19/11/2016 vade tarihli 5.000 TL bedelli senetler ile 18/08/2016 keşide tarihli 10.000 TL bedelli, 30/08/2016 keşide tarihli 50.000 TL bedelli, 26/08/2016 keşide tarihli 5.162 TL bedelli, 25/08/2016 keşide tarihli 5.000 TL bedelli, 30/04/2016 keşide tarihli 50.000 TL bedelli, 25/09/2016 keşide tarihli 5.000 TL bedelli ve 25/09/2016 keşide tarihli 10.000 TL bedelli çeklerin davacı … iade edileceği, … A.Ş ile …. Ltd Şti arasında ticari ilişkiden teminat mektubunun bozulmasından alınan çek ve senetlerden dolayı hiç bir hak ve alacak kalmamaycağı, tarafların birbirlerini böylece ibra etmiş olacakları, ibra yapıldıktan sonra açılan davaların sona ereceği, 19/08/2016 tarihine kadar süre gelen ticari ilişki ve cari hesap nedeni ile hiç bir ad altında karşılıklı dava açılmayacağı ve icra takibine geçilmeyeceği hususunun beyan ve imza edildiği, ibraname ekinde, bahsi geçen senet ve çek örnekleri ile Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/844 Esas sayılı dosyasından tensip tutanağı, teminat mektubu ve makbuz örneklerinin bulunduğunun görüldüğü, taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu teminat mektubunun tetkikinde, … Bankasınmdan verilme olduğu, … Seri, … mektup nolu olduğu, 200.000 TL bedelli olduğu, …İthalat İhracat Turizm ve Tic A.Ş namına, … Tic Ltd Şti hesabından verildiği, 12/08/2015 tarihli olup, süreli olduğu, 08/08/2016 tarihine kadar bankalarına yazılı bir başvuru olmaması halinde, bankalarının sorumluluğunun ve ödeme mükellefiyetinin sona edeceğinin düzenlendiğinin görüldüğü, tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, ihtilafa konu teminat mektubunun 12/08/2015 düzenleme tarihli olduğu ve muhatap banka tarafından mektubun 08/08/2016 tarihine kadar başvurulmaması halinde, sorumluluklarının ve ödeme mükellefiyetlerinin sona ereceğinin düzenlendiği, taraflar arasında yapılan 19/08/2016 tarihli ibraname ile … A.Ş ile …. Ltd Şti arasında ticari ilişkiden teminat mektubunun bozulmasından alınan çek ve senetlerden dolayı hiç bir hak ve alacak kalmamaycağı, tarafların birbirlerini böylece ibra etmiş olacakları, ibra yapıldıktan sonra açılan davaların sona ereceği, 19/08/2016 tarihine kadar süre gelen ticari ilişki ve cari hesap nedeni ile hiç bir ad altında karşılıklı dava açılmayacağı ve icra takibine geçilmeyeceği hususunun kabul ile imza altına alındığı, davanın 05/10/2016 tarihinde açıldığı ve ticari ilişki kapsamında verilen teminat mektubunun paraya çevrilmesi nedeni ile uğranılan maddi ve manevi zararların tazmini istemine ilişkin olduğu, davacının teminat mektubunun müvekkilinin hiç bir muaccel alacağı olmadığı ve belirli bir alacak için verilmemiş olduğu halde teminat mektubunun paraya çevrildiğinden bahisle uğradığı 15.000 TL maddi ve ticari hayatının zedenlenmesinden dolayı da 85.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ettiği anlaşılmış ise de, talebe dayanak teminat mektubunun süreli olması ve 08/08/2016 tarihine kadar başvurulmaması halinde hükümsüz kalacağının düzenlenmiş olması, tarafların 19/08/2016 tarihinde ibralaşmış olmaları ve ibraname de teminat mektubunun bozulacağına değinilmiş olması ve ayrıca ibraname tarihine kadar olan sürede taraflar arasındaki tüm cari ilişkinin sıfırlanacağı,dava ve takip konusu edilemeyeceği davacı tarafın da kabulünde olduğu halde, 05/10/2016 tarihinde huzurdaki davanın açılmasında davacının hiç bir hukuki menfaati olamayacağı, gerek maddi gerek ise manevi taleplerinin bir dayanağı olmadığı gibi kabulünün de mümkün olmadığı” gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Kararı davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde “…Gerek dava dilekçemizde gerek replik dilekçemiz de defalarca belirttiğimiz üzere,müvekkil sözkonuzu ibranameyi imzalarken müzayaka halindedir ve iradesi şantajla sakatlanmıştır.Müvekkile ibranameyi imzalamaması halinde ,bedeli alınmış çeklerinin iade edilmeyeceğini,mektubun bozulmasından artan 30 bin liranın da kendisine verilmeyeceği behisle,ibranameyi imzalamaya zorlanmıştır. Bu imza sırasında müvekkil yanında bulunan,ve irade sakatlığına tanık olan ,delil listemizde isim ve adresini dahi sunmamıza gerek görmeden yerel mahkeme tarafından hüküm kurulmuştur.Oysa bilindiği üzere irade sakatlığı halleri her türlü delille ispatlandığ için,tanıklarımız dinlenilmemiş,yerel mahkeme adeta dosyayı bir an önce delilleri toplamadan ,karara çıkarmak için çaba sarf etmiştir. Kaldı ki konusu sebebi belli olmayan henüz doğmamış bir haktan feragat te hukuken geçersizdir. Davalı tarafında cevap dilekçesinde belirttiği gibi teminat mektubunun paraya çevrildiği tarih olan 08/08/2016 tarihine kadar müvekkil şirketin davalı tarafa vermiş olduğu 3 adet çek ve 1 adet bononun ödendiğini doğrulamakta ve davalı tarafın bu beyanları ikrar niteliği teşkil etmektedir. Ayrıca TTK.’da cari hesap ile ilgili düzenlemelerde cari hesaba kaydedilen alacak kalemlerinin tek tek talep edilemeyeceği bu alacakların ancak belirlenen hesap devreleri sonunda talep edileceği açıkça hüküm altına alınmıştır. Buna rağmen davalı tarafça cari hesap borcuna istinaden teminat mektubunun paraya çevrildiğinin belirtilmesi de kötü niyetin açık bir göstergesi ve iddialarımızın doğruluğunu gösterir delil teşkil etmektedir. …” denilerek kararın kaldırılarak delillerinin toplanmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE : Dava; maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacı teminat mektubunun paraya çevrilmesi nedeni ile uğradığı maddi ve manevi tazminat haklarını talep etmektedir.Davacı yan teminat mektubunun teminat vasfının kalmamasına, cari hesap borçlarının bulunmamasına rağmen tazmin edildiğini, hatta süre uzatım taleplerinin ise kabul edilmediğini iddia etmektedir.Oysa toplanan delillere göre ; davacı teminat mektubu süresini uzatma niyetinde olmayıp, hatta aksine Gaziantep 2. Asliye Ticaret mahkemesi ne teminat mektubunun nakde dönüştürülmemesi tedbirini de içeren menfi tespit davası açmıştır. Ancak davacının davalıya verilen ve protestoya uğramış ödenmemiş bir adet senedi ve henüz vadesi gelmemiş kambiyo senedi borçları da olduğu senet örneklerinden görülmekle ; tarafların cari hesap ilişkilerinde mahsuplaşmanın tamamlanmadığı ve davacının kambiyo senetlerine bağlanmış borçlarının bulunduğu görülmektedir.Bunun üzerine davalı yan mektubu tazmin ederek alacaklarını tahsil edip, artan para ve senetleri iade ederek ibralaşmıştır.İbranın müzayaka halinde olduğuna ilişkin kanıt sunulmadığı gibi, ibralaşmada tarafların hak ve yükümlülükleri arasında bir dengesizlik de bulunmayıp, sadece akdi ilişkinin tasfiyesinden ibarettir. Yapılan iş ve işlemlerin davacı yanın ticari ve kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olduğu da söylenemez.Bu nedenle davacı davasını kanıtlayamamıştır. Ancak mahkeme ” davacının hukuki yararının olmadığı ” gerekçesi ile davayı reddetmiş olup,bu gerekçe yerinde olmadığından hükmün gerekçesi değiştirilerek kararın kaldırılmasına ve davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.Ayrıca maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı harç hesabına dahil edilmemesi ve gerekçesi anlaşılamaz şekilde tahsil kabiliyeti olmadığından fazla harç hakkında hüküm verilmeyeceğinin yazılması, kararı verilmemesi de HMK 355. Madde gereğince resen kaldırma nedenidir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davacı yanın istinaf başvurusunun REDDİNE ; İlk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b-2 ve 355. maddesi gereğince KALDIRILMASINA 2-İlk derece mahkemesine açılan davada A. Yerinde görülmeyen davanın REDDİNE, B. Harçlar yasası uyarınca belirlenen maddi tazminat davasının reddi nedeni ile 54,40 TL, ve manevi tazminat davasının reddi nedeni ile 54,40 TL olmak üzere toplam 108,80 TL den peşin alınan 1.707,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.598,95 TL karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı yana iade edilmesine C. Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,D. -Davalı tarafca yapılan 11 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,E -Taraflarca yatırılan gider avansından, kullanılmayacak olan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,F -Davalı vekili için davacının reddolunan maddi tazminat talepleri yönünden AÜTT gereği tayin ve takdir olunan 1.980,00 TL vekalet ücretinin ve ayrıca davacının reddolunan manevi tazminat talepleri yönünden AÜTT gereği tayin ve takdir olunan 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,İSTİNAF YARGILAMASINDA 3- Davacı yanca yatırılması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı yan üzerinde bırakılmasına 5- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK maddesi gereğince KESİN olmak üzere 22/10/2020 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.