Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5870 E. 2019/898 K. 25.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5870 Esas
KARAR NO : 2019/898
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/09/2016
NUMARASI : 2010/386 2016/730
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 25/04/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, alıcısı davalı olan emtiaların müvekkili Antreposuna teslim edildiğini, ancak davalının antrepo ücretini ödemediğini ve malların da çıkışının yapılmadığını, davalı şirketle yapılan görüşmeler neticesinde davalının malların çıkışının hazırlanmasını ve fatura kesilmesini beyan ettiğini, bunun üzerine fatura kestiklerini ancak davalının ödeme yapmadığını, alacağın tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilince yurt dışına ithal edilen pos cihazlarının davalının antreposunda muhafazası için taraflar arasıda sözleşme akdedildiğini, sözleşmeye ilişkin özel şartlar hizmet bedellerine ait ödemelerin malların antrepo çıkış tarihindeki TCMB döviz satış kuru esas alınarak tahsil edileceğinin düzenlendiğini, ancak davacının fahiş rakamlar üzerinden fatura düzenlendiğini, müvekkilince faturaların ihtarname ile davacıya iade edildiğini, ayrıca bir kısım mallar yönünden müvekkiline teslimi için Bakırköy 6.ATM’ne dava açtıklarını ve o dava sırasında alınan bilirkişi raporunda davacının 1931,20 TL ücrete hak kazandığının belirtildiğini, o davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; davacının fatura alacaklarına dayalı olarak davalı aleyhine icra takibi başlattığı, takibe konu 77984,77985,77986,77987,77988,77989 numaralı faturalara konu emtiaların Bakırköy 6 ATM’nin 2009/9 Esas sayılı dosyasında işbu davanın davalısı tarafından dava açıldığı ve dava neticesinde davanın kabulüne ve belirlenen 1931,20 TL antepo ücretinin davalıya ödendiği takdirde malların iadesine karar verildiği, belirtilen faturaların bahse konu davada davaya konu edilen mallara ilişkin olduğu, bu nedenle işbu davada davacının bu faturalar yönünden antrepo ücreti isteyemeyeceği, davacının sadece 77912 fatura içeriğinden dolayı ardie ücreti isteyebileceği, bunun da 4250,88 USD karşılığı 6.343,61 TL olduğu, ancak bu faturanın 3742,00 USD karşılığı 5.743,06 TL olarak düzenlendiği, bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulü gerektiği, işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 5743,06 TL üzerinden kaldığı yerden devamına, bu miktar takip tarihinden itibaren %9’u aşmayacak şekilde yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; dava konusu faturalar ile söz konusu Bakırköy 6.ATM’nin 2009/9 esas sayılı dosyasına konu emtiaların tamamının farklı olduğunun, bu hususun ispatlanmasına rağmen bilirkişilerin somut delil sunmaksızın keyfi beyanlarına göre verdikleri rapora dayalı karar verilmesinin hatalı olduğunu, aynı emtialara ilişkin oludğu belirtilen 6 adet faturaya ilişkin SDG beyanname numaralarının IMO86455, IMO86347, IMO86332, IMO086458, IMO086808 olduğunu, yerel mahkeme tarafından yapılan keşif sonunda bekleyen mallara ilişkin bütün beyannamelerin 24/11/2014 tarihli dilekçe ekinde dosyaya sunduklarını, ancak bu belgeler incelenmeksizin rapor verildiğini, bilirkişi raporunun içeriği itibariyle sunulan beyannamelere ilişkin hiçbir inceleme yapılmadığını, antrepo uzmanı bilirkişinin 02/10/2014 ve 02/01/2015 tarihli raporlarda buna ilişkin bir inceleme yapmadığını, raporun bu yönlerden hatalı olduğunu, 77912 numaralı fatura bedelinin kabul edilmesi hailnde diğer faturara konu alacak miktarının ne olacağının belirsiz olduğunu, davalının fatura bedellerini ödemeye ilişkin ikrarı bulunduğunu ve defter ve kayıtlarının ibraz etmemesinin ve kök raporda müvekkilinin alacağının 62.638,73 TL tespit edilmesine rağmen sürekli aynı bilirkişiler tarafından verilen raporların birbiri ile çeliştiğini ve müvekkilinin alacağının 5743,06 TL olduğunun kabul edilemez olduğunu, davalının Bakırköy 6.ATM’ne sunduğu 02/02/2010 havale tarihli dilekçesinde ve 03/06/2009 ve 10/06/2009 tarihli ihtarnamelerin de “sonuç olarak müvekkil şirket tanzim edilen faturaların karşı tarafça tüm edimlerini yerine getirmesi şartıyla sözleşmeye uygun olarak ödeneceğinin beyan etmesine rağmen ” ifadesi ile davacı fatura bedellerini açıkça kabul ettiğini ve ödeyeceğini beyan ettiğini, buna rağmen hatalı rapor verildiğini, bilirkişi ek raporunda 30.320,69 TL alacaklı olduklarının tespitine rağmen aynı bilirkişinin daha sonradan 5743,06 TL alacak tespit etmesinin hatalı olduğunu, fiyat farkı olarak görünen faturaların beyannamelerinin tamamının dosyaya sunulduğunu, buna rağmen bunun hiç sayılmasının kabul edilemez olduğunu, ayrıca mahkeme kararında da bu fiyat farkı faturalarının kaynağına ilişkin delil bulunmadığının beyan edilmesinin de hatalı olduğunu, davalının dava konusu faturaların kayıtlarına almamasının ve ticari defterlerini ibraz etmemesinin kötü niyetli olduğunu, bilirkişilerin raporlarında 77899,77898,77892,77906,77903,77904,77897,77907,77905,77893,77901,77900,77902,77908,77910,77896,77891 ile malın çıkış yaptığının beyan edildiğini, bu beyana rağmen diğer 6 adet faturanın SDG beyannamesi bulunmasına rağmen çıkışının yapılmamış bekleyen emtia olduğunun beyanının bilirkişilerin kendi raporlarında oluşturduğu çelişki olduğunu, davalının kayıtlarını gizlemek suretiyle müvekkilinin alacağını ödemediğini, yerel mahkemenin itirazları gidermeksizin karar verdiğini, davalının ticari defterlerine delil olarak dayandıkları halde TTK’nun 83.maddesinin dikkate alınmadığını, buna göre davacının defterlerinin dikkate alınması gerektiğini bildirmiştir. Şişli …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacının davalı aleyhine 08/07/2009 tarihinde 62.638,98 TL’si asıl calacak olmak üzere toplam 63.232,14 TL üzerinden yıllık %9 yasal faiz işletilmek suretiyle birikmiş antrepo ücreti alacağına dayalı olarak ilamsız icra takibi yaptığı, davalının takibin borçlunun ikametgahı Sarıyer icra dairesinde yapılması gerektiğinden bahisle yetkiye ve borcun aslına itirazda bulunduğu, takibin durduğu anlaşılmıştır. Takip danağının faturalar olduğu, faturaların antrepo ücreti , fiyat farkı olduğu görülmüştür. Bakırköy 6.ATM’nin 2009/9 Esas sayılı dosyasının bir kısmının olduğu, davacının …Ltd. Şti, davalıların ise… Ltd. Şti ve … Lojistik Antrepo Ltd. Şti olduğu, antrepodaki malların tesliminin dava konusu edildiği, yargılama sonunda davanın kabul edildiği, eşyanın antrepoya teslim edildiği tarih ile gümrük vergilerinin ödenerek eşyanın serbest dolaşıma girmeye hak kazandığı 29/05/2009 tarihi arasında oluşan antrepo ücreti 1931,20 TL’nin davalılara ödendiği takdirde davalıların eşya üzerinde hapis hakkının ortadan kalkacağı gerekçesiyle davanın kabulüne ve malların davacıya iadesine karar verildiği , kararın 08/01/2014 tarihinde Yargıtay 11. HD’since onandığı, yine karar düzeltme talebinin ise Yargıtay 11.HD’sinin 18/06/2014 tarihinde reddedildiği görülmüştür. Yine Bakırköy 6.ATM’nin 2009/9 esas sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporunda; o davanın davalılarının 1931,20 TL antrepo ücretine hak kazandığının belirtildiği görülmüştür. İşbu davanın yargılaması sırasında alınan bila tarihli raporda; davacının usulüne uygun olmayan itcari defterlerine göre davalıdan 62.638,98 TL alacaklı olduğu, davacının antreposundaki 6 adet beyannameye konu malların Bakırköy 6.ATM’sinde iade konusu olan eşyalara ilişkin olduğu, davacının sunulan faturalar içerisinde 02/06/2009 tarihli, 25.023,06 TL tutarındaki fatura hesaplandığı, ancak 37.614,74 TL’lik 19 adet faturaların ise açıklamalarının 6 adet dökümü yapılan beyannameye konu eşya ile eşleşmediği ve fatura numarası yazılarak fiyat farkı açıklamasına havi oldukları, davacının 37.614,74 TL’lik alacağın dayanağının rapor yazılana kadar tarafına ulaşmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Aynı bilirkişi tarafından düzenlenen 23/01/2014 havale tarihli bilirkişi raporunda ise ; Bakırköy 6.ATM’sine konu 6 adet beyannameye ilişkin futaralar hariç tutularak davacının antreposundaki eşyaya ilişkin antrepo alacağının 30.320,69 TL olduğu yolunda görüş belirtilmiştir. İtirazlar üzerine antrepo uzmanı kişi ve daha önceki raporları düzenleyen mali müşavir bilirkişiden alınan 02/10/2014 tarihli bilirkişi raporunda ise; davacının defterlerinin usulüne uygun olmadığı, davalının defterlerini ibraz etmediği, bu nedenle dava konusunda karar verilmesinin zor olduğu, dava konusu faturalar incelendiğinde 6 adet fatura içeriğinin Bakırköy 6.ATM’sindeki 2009/9 esas sayılı davasına konu olduğu anlaşılan faturalar ile herhangi bir dayanağı bulunmayan faturalar ve fiyat farkı açıklaması ile düzenlenen faturalarda fiyat farkının neden kaynaklandığına dair dosyada herhangi bir belge ve belge bulunmadığından dolayı değerlendirmeyeye alınması kanaatine varıldığı, davacının sadece 77912 numaralı fatura içeriği olan 5743,06 TL alacaklı olduğu kanaatine vardıkları yolunda görüş belirtildiği görülmüştür. 02/10/2014 tarihli raporu düzenleyen bilirkişilerden alınan 20/01/2015 tarihli bilirkişi raporunda ise ; davalı tarafın defter ve kayıtlarının incelendiği, davacının alacağına dayanak yaptığı faturaların davalı kayıtlarında olmadığı, yapılan keşifte söz konusu emtiaların üst üste konulamayacak emtialar olduğu ve 0,96 m² alan kapladığı, buna göre ardie ücretinin 6346,61 TL olduğu, ancak davacının 77912 numaralı fatura ile 5743,06 TL talep ettiği, buna göre davacının sadece bu miktar alacak talebinde bulunabileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Bu ek raporda İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığından gelen 14/11/2014 tarihli cevabi yazı ekinde sunulan davalının 2008 ve 2009 yıllarına ait BA ve BS formlarının değerlendirildiği görülmüştür. Aynı bilirkişilerden alınan ve 06/11/2015 tarihinde sunulan bilirkişi raporunda ise ; davacının takip öncesi faizin dayanağının dosyada bulunmadığı , ancak fatura tarihi ile takip tarihi dönem için davacının 67,97 TL faiz isteyebileceği yolunda görüş bildirilmiştir. Davacı vekili, 24/11/2014 tarihli dilekçesi ekinde beyanname suretleri sunduğu görülmüş olup istinafında bunların incelenmediğini ileri sürmüştür.
GEREKÇE:
Dava itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf antrepo ücretinin ödenmediğini iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur.
Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarında davacının bu davaya konu ettiği faturalardan bir kısmının Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/9 Esas sayılı dosyasına konu edildiği anlaşılmıştır.
İstinafa gelen davalı vekilinin rapora itiraz dilekçesinde sundukları belgelerin incelenmediğini iddia ettiğinden bu istinaf sebebi yönünden dosyaya sunulan raporlarda açıklık bulunmadığından istinaf aşamasında ek bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, yapılan inceleme sonucu düzenlenen 12/09/2018 günlü raporda davalı tarafın itirazında belirttiği IM086455, IM086347, IM086332, IM086458, IM086381 ve IM086808 numaralı beyannamelerin 77984,77985, 77986, 77987, 77988, 77989 numaralı faturalara konu olduğu, bu faturaların da Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/9 Esas sayılı davasına konu olduğu, dolayısıyla davacının bu faturalar yönünden dairemiz önüne gelen istinafa konu dava dosyasında herhangi bir talepte bulunamayacağı, yine diğer bir kısım faturaların ise fiyat farkı faturası olarak düzenlendiği, ancak bu fiyat farkı ile ilgili neden kaynaklandığına dair dosyada belge bulunmadığı, davacının sadece 77912 numaralı fatura yönünden alacak talebinde bulunabileceği kanaatine varılmıştır. Konuyla ilgili istinaf aşamasında alınan ek rapor istinaf denetimine elverişli olduğundan davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Öte yandan her ne kadar alınan rapor ve ek raporlar arasında alacak miktarı konusunda farklılıklar var ise de, sonuç itibariyle alınan 20/01/2015 tarihli ek rapor ve istinaf aşamasında alınan rapor oluşa ve dosya kapsamına uygun bulunduğundan bu yöndeki istinaf sebepleri de yerinde değildir. Yine davacı tarafından düzenlenen faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi yargılama sırasında vergi dairesinden getirilen BA – BS formlarında da yer almadığı gözetildiğinde bu yöne ilişkin istinaf talepleri de yerinde değildir. Her ne kadar davacı vekilince davalı defterlerinin incelenmediği ileri sürülmüş ise de, dosyada bulunan 20/01/2015 tarihli ek raporda davalı yanın ticari defterlerinin ve hesap dökümlerinin incelendiği görülmekle bu yöne ilişkin istinaf talebi de yerinde değildir. Dolayısıyla davacı vekilinin TTK’nun 83/2 maddesi gereğince müvekkili şirketin defterlerine itibar edilmesi yönündeki istinaf sebebi de yerinde değildir. Öte yandan istinaf aşamasında dairemizce alınan bilirkişi raporu davacı vekiline tebliğ edilmiş olup, herhangi bir beyanda bulunmadığı görülmüştür.
Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.25/04/2019